gûreba…, yaralı insanlar hemen tanır birbirini, kabuklara aşina kabukları zira…, uçurtmayım bugün gecede, püskül püskül saçaklarıyla, bulutlar arasında salınan, ve dengesini yolan…,
kanıyorum heceleyerek adını, süklüm püklüm saklanıyor yalandan tebessüm yüzümün gergefine, rengi turuncuya çalan gül nakışlı ilk muhabbet ikramını, kitliyorum birbirine kirpiklerimde sımsıkı..., ve kaçamak bir gülüşüm belki, ağlıyor yastığımda bir külçe, kesik kesik ve yutkunarak hıç/kırık/sız, yalnız bir sokak lambasıyım belki, acizim aydınlatmaktan karanlığımı…, ah;
başı olmayan bir duvarım ve, illegal asılmış afişleri söküyorum üzerimden, dedim ya…, alnını duvara dayamış, yalnız bir sokak lambasıyım..., bir körpenin peçeli yüzü kadar saklı bir hüzünle, dikine dikine gidiyorum yüreğimin, tahammülsüzüm; ve eylemci, ve isyana ve ayaklanmaya sabırsız hazırlıklara, dermansızım belki...,
işte düşüyor bir gül yaprağı akisler çizerek, ılık bir mevsime..., mecbur muyum hatırlamaya seni ya hû, dalgınım uzaklara belki; de ki, gözyaşı tuzu koleksiyoncusu adıma…, ve bilirsin, kimse kolay kolay ağlayamıyor kadim zamanlardan ar/tık dünyada,
ah uzat şifacı ellerinin, helal kazançlı tuzunu yanağıma, ve akıt sıcaklığını, göz pınarları kurumuş gözlerinin öfkesini; büyülü bir efsûn peşinde, kıldan ince mazlum boynum sana eğilir, tılsımlı bir sohbetin tırnak izi ve azarı yüzümde…, ki bir gün gideceğini biliyordum ki ben, velev ki, bir an olsun hatırlamasam bunu…,
yaralılar çabuk kanar masallara evet, destur alırken bile…, bilirsin sen de bunu,
turkuaz halılar seriyorum yollarına, kabuk bağlamış yol ayrımlarında, ah;
gûreba…,
yaralı insanlar
hemen tanır birbirini,
kabuklara aşina kabukları zira…,
uçurtmayım bugün gecede,
püskül püskül saçaklarıyla,
bulutlar arasında salınan,
ve dengesini yolan…,
kanıyorum heceleyerek adını,
süklüm püklüm saklanıyor yalandan tebessüm
yüzümün gergefine,
rengi turuncuya çalan gül nakışlı
ilk muhabbet ikramını,
kitliyorum birbirine kirpiklerimde sımsıkı...,
ve kaçamak bir gülüşüm belki,
ağlıyor yastığımda bir külçe,
kesik kesik ve yutkunarak
hıç/kırık/sız,
yalnız bir sokak lambasıyım belki,
acizim aydınlatmaktan karanlığımı…,
ah;
başı olmayan bir duvarım ve,
illegal asılmış afişleri söküyorum üzerimden,
dedim ya…,
alnını duvara dayamış,
yalnız bir sokak lambasıyım...,
bir körpenin peçeli yüzü kadar saklı bir hüzünle,
dikine dikine gidiyorum yüreğimin,
tahammülsüzüm; ve eylemci,
ve isyana ve ayaklanmaya sabırsız hazırlıklara,
dermansızım belki...,
işte düşüyor bir gül yaprağı akisler çizerek,
ılık bir mevsime...,
mecbur muyum hatırlamaya seni ya hû,
dalgınım uzaklara belki;
de ki,
gözyaşı tuzu koleksiyoncusu adıma…,
ve bilirsin,
kimse kolay kolay ağlayamıyor
kadim zamanlardan ar/tık
dünyada,
ah uzat şifacı ellerinin,
helal kazançlı tuzunu yanağıma,
ve akıt sıcaklığını,
göz pınarları kurumuş gözlerinin
öfkesini;
büyülü bir efsûn peşinde,
kıldan ince mazlum boynum sana eğilir,
tılsımlı bir sohbetin
tırnak izi ve azarı yüzümde…,
ki bir gün gideceğini biliyordum ki ben,
velev ki,
bir an olsun hatırlamasam bunu…,
yaralılar çabuk kanar masallara evet,
destur alırken bile…,
bilirsin sen de bunu,
turkuaz halılar seriyorum yollarına,
kabuk bağlamış yol ayrımlarında,
ah;
yaralar kabuk bağlar ve biz onları koparmaktan zevk alırız..
deri