Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Joseph Ratzinger (XVI. Benediktus) sizce ne demek, Joseph Ratzinger (XVI. Benediktus) size neyi çağrıştırıyor?

Joseph Ratzinger (XVI. Benediktus) terimi Burak Can tarafından tarihinde eklendi

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    VATİKAN’IN GİZLİ TÜRKİYE GÜNDEMİ

    M.NİHAT MALKOÇ

    Son günlerde Türkiye’de ve İslam dünyasında Papa 16. Benedikt’in ipe sapa gelmez sözleri konuşulmaya, tartışılmaya devam ediliyor. Bilindiği gibi Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri Papa 16. Benedikt, Almanya ziyareti sırasında Müslümanlarla ve onların değerleriyle ilgili olarak bütün dünyayı ayağa kaldıran bir konuşma yapmıştı. Regensburg İlahiyat Fakültesi’nde konuşan Papa, radikal İslam’ı eleştirirken, Bizans İmparatoru 2. Manuel’in Hz. Muhammed ile ilgili sözlerine yer vermişti. Konuşma tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de enine boyuna tartışıldı, eleştirildi. Papa’nın konuşmasında Bizans İmparatoru Manuel Paleologos’a atfen “Muhammed hangi yenilik getirmiştir göster bana. Sadece imanını kılıç zoruyla kabul ettirme emri gibi şerri ve gayri insanî şeyler bulursun” demişti. Bu sözler Türkiye’yi ve İslam dünyasını haklı olarak ayağa kaldırmıştı.

    Kıymetli Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, geçen hafta sonu 7 Eylül 2006 Cumartesi günü öğleden sonra Trabzon’da Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde “Vatikan’ın Gizli Türkiye Gündemi” konulu bir konferans verdi. Türk Ocakları Trabzon Şubesinin tertip ettiği konferansa Trabzonlular çok büyük bir ilgi gösterdi. Öyle ki bu enteresan konferansta ramazana rağmen seyirciler salona sığmadı. Koridorlar bile insanlarla dolup taştı. Çünkü konu ve konuk ilginçti. Konu son haftalardaki densiz çıkışlarıyla İslam âleminin nefretini üzerine çeken Papa 16. Benedikt’ti. Konuk ise sözünü sakınmayan ve her zaman doğruları söylemeyi gaye edinen kıymetli Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal’dı. Onun için de ilgi ve heyecan doruktaydı. Hatip, konuşmasında çok ilginç bilgi ve belgelere yer verdi. Konuşmacı Altındal konferansta özet olarak şunları söyledi:

    “Papanın gençliğinden kaynaklanan, Türklere karşı önyargısı var. Papa 1941-1945 arası Nazi Gençlik Örgütü üyesiydi, Hitler’ci Alman ordusuna katıldı. Genç Nazilerin kafası ‘Hitler istediğinde Türkiye, Naziler safında savaşa katılacak ve Almanya savaşı kazanacak’ şeklinde iki yıl yıkandı ve savaşa gittiler. Bu olmayınca bu kez ‘Türkiye Almanya’ya ihanet etti’ propagandası başlatıldı. Bu, Papa’nın bilinçaltına öyle işlemiş ki ömrü boyunca Türk aleyhtarı olarak bilinmiştir.

    Kardinal Ratzinger, Papa seçilince Benedikt adını aldı. 1. Benedikt, İ.S. 575 yılında yaşadı. Avrupa’da Türk düşmanlığını başlatan ilk kişidir. O dönemden bu yana Benedikt adını alan papalar, Türk düşmanı bilinir.

    Joseph Ratzinger’in konuşmasından iki hafta öncesine bakalım. 27 Ağustos'ta Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve partisi CDU’nun önde gelenleri Roma’da Papa’yla özel bir görüşme yaptı. Bu görüşmede Papa, Merkel’e yapacağı konuşmanın metnini verdi. Dolayısıyla bu, esrarengiz bir konuşma değil. 16. Benedikt, son 200 yıl içinde gelmiş en entelektüel papa… Herhangi bir kelimeyi gereksiz yere kullanmaz. Bence konuşmanın hedefi İslam âleminden çok Türkiye’ydi, Türklerdi.

    Türk Dışişleri Bakanlığı’nın devletin 13 ilgili kurumuna gönderdiği özel bir tebliği var. Bakan Gül’ün imzasıyla ‘Papa, Türkiye’ye geldiğinde, baş başa ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temsilcileri bulunmaksızın dilediği görüşmeyi yapabilir’ deniyor. Vatikan’ın rakamlarına göre Diyarbakır’da çok sayıda Katolik varmış. Dahası, Abdullah Öcalan Vatikan’a iki mektup gönderdi. Mektuplar nedeniyle Katolik Kilisesi 1996’dan itibaren ‘Türkiye’de Kürtlere baskı yapılıyor’ diyerek bir karalama kampanyası başlattı. Kampanyayı yürüten bugünkü Papa’ydı. Türkiye’ye geldiğinde kalkıp ‘Ben, Kürt halkının temsilcileriyle görüşmek istiyorum’ derse Gül’ün verdiği özel izne göre görüşebilir.

    Papa ülkemize geldiğinde Fener Patriğini ekümenik kabul ediyoruz diyebilir. Görüşmelerin ardından üç dilde ortak deklarasyon yayınlayacaklar. Uyarıyorum, İngilizce ve Fransızca metne ekümenik diye koyarlar, Türkçesine koymazlar. Asıl olan İngilizce ve Fransızca metin... Dolayısıyla Türkiye, Lozan Antlaşması’nı eliyle çöpe atmış olur. Hükümet ve Türkiye’deki o diyalogcular buna bir kılıf uydurmak için ‘Türkçe metinde ekümenik denmedi’ diyebilir. Ayasofya’ya gidip dua etmesi söz konusuydu, bunun önüne geçildi. Dönüşte sadece sekiz dakikalık kültürel bir gezi yapacak.

    Yasayla Türkiye’den Katoliklere ait olduğu iddia edilen 1.900 adet taşınmaz malın iadesini istiyor Papa… Kayıtlarda sahibi Hazreti İsa görünen mallar var. Yasa onların istediği gibi çıkarsa Sümela Manastırı, Ani Harabeleri ve Ayasofya onların olur. 1 Ocak 2005’te yazdıkları insan hakları raporunda tek tek hangi malları istedikleri var.

    Papa, Türkiye’den neler talep edeceklerini, çok güvendiği Giovanni Sale isimli Cizvit papazdan bir rapor halinde istedi. Bu raporda isteklerin yanı sıra ilginç rakamlar var. ‘Diyarbakır’da 3 bin 670 Katolik Ermeni, 5 bin 993 Keldani ve 2 bin 155 Suriye Katoliği var’ diyor. Diyarbakır ve çevresinde 9 binden fazla Katolik yaşadığını duyan var mı? Yok; öyleyse nasıl buluyor bunu? Türkiye’de problemleri büyütmek için yapıyor. Papa ‘Türkiye’ye gittiğimde dört Katolik cemaatin lideriyle ya da Katolikler adına konuşacak dört kişiyle görüşeceğim’ dedi. Bunlar kim? Belli değil…”

    Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal’ın Papa 16. Benedikt’le ilgili tespitleri bunlardan ibaret değil. Başka ilginç şeyler de söyledi konferansında. Özellikle Türkiye’deki diyalogculara bizzat isim vererek çattı. BOP’a alet olduklarını söyledi. Onları gaflet ve hıyanetle suçladı. Türkiye’nin bölünmenin eşiğinde olduğunu hatırlatarak Trabzonlulardan hain emeller karşısında uyanık olmalarını istedi. Türkiye’yi bu kör karanlıktan herhangi bir kurtarıcının değil, ancak halkın kendisinin, birbirleriyle kenetlenerek kurtarabileceğini, düzlüğe çıkarabileceğini belirtti. Yazar Altındal, konferans sonunda kitaplarını imzaladı.

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    PAPA’NIN GAFI MÜSLÜMANIN SAFI

    M.NİHAT MALKOÇ

    Batı’dan gelen fikir ve inanç akımlarına oldum olası şüpheyle bakmışım… Çünkü Batı’yla bizim ciddi bir kan uyuşmazlığımız vardır. Batı kendi değerleri dışında her ne varsa reddeder ve onlara alaycı yaklaşır. Buna Hıristiyanlığın dışındaki her şey girer. Mutlak doğruların kendi coğrafyalarında filizlendiğini, diğerlerinin ciddiye alınmamasını gerektiğini, hatta zararlı olduklarını ileri sürerler. Özellikle Hıristiyan dünyası Müslümanlığa bütün dinlerden daha soğuk bakar. Bu yaklaşım dün de böyleydi bugün de böyledir.

    Batı’nın tarihten beri Müslümanlarla hesabı vardır. Onlara göre bu hesap onca savaşa rağmen hâlâ görülmemiştir. Tarihteki Haçlı Seferleri Hıristiyan âleminin Müslümanlara kin ve nefret kusmasının açık tezahürüdür. Bu savaşlar çok gerilerde kalmış olmasına rağmen Hıristiyanlar her fırsatta eski defterleri açıp ortamı gererler, zihinleri bulandırırlar. Bunun son örneğini geçtiğimiz günlerde gördük. Papa 16. Benediktus, Müslümanlıkla ve Müslümanların kutsallarıyla alâkalı olarak talihsiz açıklamalarda bulundu.

    Papa 16. Benediktus, Almanya’da 14 Eylül Perşembe günü “Hıristiyanlıkta Tanrı ve akıl arasında ayrılmaz bir bağ var. İslam’da Tanrı o kadar soyut ki akıl ile Tanrı arasında bu bağ yok. İslami cihad akla ve Tanrı’ya karşıdır” demişti. İslam ve şiddetle ilgili konuşan Papa, Bizans İmparatoru Manuel 2. Paleologos’un sözlerinden de şu alıntıyı yapmıştı: “Bana Muhammed’in getirdiği yenilikleri göster... Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın. Tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücü ile yayılması emrini verdiği gibi...”

    Papanın Almanya ziyareti sırasında yaptığı bu konuşma Müslümanları rencide etmiştir. Çünkü Papa tarihî kinini ve nefretini içinde daha fazla tutamamış ve patlayan kanalizasyon misali dışarı taşırmıştır. Bu kişisel bir gaf değil, Batı’nın İslama karşı takındığı genel tavırdır. Kimse arabulmaya ve gönül almaya çalışmasın. Batı’nın dinî otoritesinin en üst basamağındaki kişi gerçek yüzünü göstermiştir. Bu bahsedildiği gibi bir yanlış anlaşılma falan da değildir. Söyleneler bilerek söylenmiş, anlayanlar da doğru anlamıştır. Ortada bir yanlış anlama yoktur. Bulanık zihinlerin kanalizasyon borularını patlatıp etrafa necis kokular yaydıktan sonra bu kokuyu bertaraf etmek için yaralı bilinçleri gül suyuyla yıkamaya çalışmaları beyhude bir çabadır. Artık ok yaydan çıkmıştır; dönüşü de yoktur.

    Bugün Batı’da ve diğer Hıristiyan ülkelerde kilisenin otoritesi son derece zayıflamıştır. Çünkü bu dini temsil edenler, hatalı tavır ve davranışlarıyla dinlerine bağlı Hıristiyanları inançlarından soğutmuş ve uzaklaştırmışlardır. Bugün dinlerini terk eden Hıristiyanlar akın akın İslam’a koşmaktadırlar. Özellikle Almanya’da bu durum açıkça görülmektedir. Bu ülkede yaşayan duyarlı Müslümanlar, Hıristiyan Almanları etkileyerek İslama girmelerine vesile olmaktadırlar. Bu durumdan Alman kilise mensupları haberdar olmasına rağmen önlem alamamaktadırlar. Çünkü onların tezleri çoktan iflas etmiştir. Verecekleri güzel örnekler kalmamıştır. Yapabildikleri tek şey Müslümanlara saldırmak ve Müslümanlığı çarpıtmaktır. Onlar da bunu yapmaktadırlar. İnanıyorum ki bunlar son çırpınışlarıdır. Hıristiyanlık inancında tabir caizse deniz bitmiş, gemi karaya oturmuştur. ‘Batmakta olan bu gemiden ne kurtarırsan kârdır’ mantığıyla sağa sola koşturmaktadırlar.

    Tarihe bakınca Katolik kilisesinin Ortodokslara, Protestanlara, Yahudilere ve Müslümanlara neleri reva gördüğünü okuyabiliriz. Kendi içindeki mezheplere bile tahammül edemeyen bu inancın mensuplarından Müslümanlara ve Müslümanlığa karşı hoşgörü göstermelerini beklemek saflık olur. Fakat ne yazık ki bir kısım Müslümanlar bu konuda hâlâ yanlışlar sarmalı içerisinde bocalamaktadırlar. Yüzlerini Batı’dan çevirememektedirler. Kurtuluşu Batı’da aramaktadırlar.

    Dinler arası diyalog çalışmalarının hızla devam ettiği bu dönemde Batı’nın en büyük dinî kurumunun başı olan Papa, bu diyalog gayretlerinin bir işe yaramayacağını ortaya koymuştur. Bu aşamadan sonra diyalogcuların da akıllarını başlarına alacaklarını ve gerçek diyalogun Müslümanlar arasında kurulması gereğini kavrayacaklarını umuyorum. Batı’yı kendinize çekemezsiniz. Onlar diyalogu kendi saflarında kabul ederler. Onlara katılacaksınız, onlar gibi düşüneceksiniz, onlar gibi inanacaksınız. Başka türlü yollar onlar için kapalıdır.

    Beyler Müslümanlar arasındaki bağların son derece gevşediği, hatta koptuğu bu çağda evvela bu bozulmuş yapıyı tamir edin. İslam kardeşliğini canlandırın. Ondan sonra da İslam dairesi içerisinde diyaloga yönelin. Günümüzde İslam ülkeleri arasındaki ilişkiler zayıflamış, mevcut bağlar kopma noktasına gelmiştir. Evvela bunların tamir edilmesi gerekir.

    Diyalog adı altında yeni bir din ortaya koymaya çalışanlar hem tarihe, hem de Allah’a hesap vereceklerdir. Bizler Müslümanların çokluğuyla iftihar ediyoruz. Zira Resulullah Efendimiz de ‘Ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim’ diye buyurmuştur. Fakat İslam dışındakileri İslam dairesi içerisine çekeyim derken bizler bu mübarek dairenin dışında kalmayalım. Diyalog demek hoşgörüyü zaaf derecesine vardırmak değildir. Şu açıkça bilinmelidir ki hiç kimsenin Allah adına hüküm ve karar verme yetkisi yoktur.

    Vatikan’ın dini lideri bir kez daha söyleyeceğini söyleyerek içindeki bulanık suları dışarıya taşırmıştır. Fakat onun bu çirkin ve iftira içerikli sözleri İslama asla halel getirmez. Aksine İslam’ın bir kez daha dünya gündemine oturmasına vesile olur. Onun için Müslümanlar sakin ve sağduyulu olsun. Fakat basiret gözleri de körelmesin. Müslümanlara temizlik manasındaki saflık yaraşsa da, anlayış kıtlığı anlamındaki saflık yaraşmaz. Allah dinini tamamlayacaktır. Bize düşen bu dine hizmet edip mükâfatını ummaktır. Gerisi bu dini ve onun peygamberini gönderenin tasarrufunda ve emniyetindedir. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin Tefvizname adlı eserinde dediği gibi “Hak, şerleri hayreyler,/ Zannetme ki, gayr eyler, / Ârif anı seyreyler, / Mevlâ görelim neyler, / Neylerse, güzel eyler...”

    Hangi milliyetten, hangi inançtan olursa olsun hiç kimse kavgadan ve şiddetten medet ummasın. İnancı ne olursa olsun herkes birbirine saygı duysun. Papa’nın çirkef sözlerini kendisine iade ediyoruz. Ey müminler, kimsenin sizi tuzağa düşürmesine müsaade etmeyin! Bu vesileyle bütün Müslümanları bir kez daha uyanıklılığa ve sağduyuya çağırıyorum.

  • Gülçin Yilmaz
    Gülçin Yilmaz

    bis halife seçsek savaş açarlar, ama bi haftaya kalmaz hayatını ezbere öğreniriz.

  • Gamze Kırlangıç
    Gamze Kırlangıç

    Katoliklerin yeni papasi..suratsiz bi adama benziyo
    ee Türklere karsi olmasindan belli zaten.