KARINCA VE AGUSTOS BÖCEĞİ. ÇİN ERSİYONU Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder. Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın yazı geçirir. Ve kıs gelir. Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde kişi geçirirken, Ağustos böceği açlık ve soğuktan iki gün sonra ölür. FRANSA VERSİYONU Karınca bütün yaz boyunca çalışır ve kıs için evini, yiyeceklerini hazır eder. Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın barlarda yazı geçirir. Ve kış gelir. Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde sıcacık kişi geçirmeye hazırlanırken kapı çalar. Bakar elinde bavulu ağustos böceği; -Ne haber aptal komsum? Kışı geçirmek için Karaib Adaları’na gidiyorum da, bir isteğin var mı sorayım dedim. Hadi bana eyvallah. TÜRKİYE VERSİYONU Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder.Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın, çal oynasın yazı geçirir.Ve kıs gelir.Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde kişi geçirirken,ağustos böceği bir basın toplantısı düzenleyerek, ‘Etrafta onca aç ve üşüyen varken, karıncalar nasıl bir vurdumduymazlıkla sıcacık yuvalarında yasayabiliyorlar’diye olayı kamuoyunun vicdanına sunar. –ATV, KANAL D, STAR zavallı aç ve açıktaki ağustos böceği ile karni tok sırtı pek karıncanın resimlerini yan yana yayınlayarak tarafları tartışmaya davet eder.Türkiye olayın şokunu yasamaktadır. Nerededir bu devlet? YBKD(Yeşil Böcekleri Koruma Derneği) ‘den bir temsilci Ati’deki TEKETEK programına çıkarak otuz yıldır çektikleri sefaletin tek nedeninin sırf yeşil renkli olmalarından kaynaklandığını anlatır. Dünyanın en taninmiş Nobel ödüllü yazarımız Orhan PAMUK ve taninmiş aydınlarımız olayı Avrupa düzeyinde protesto ederek Türkiye’yi kınarlar.Konu Bakanlar Kurulu’nda tartışmaya açılır ve Başbakan KANAL D ye verdiği özel demecinde ‘Daha önceki hükümetler tarafından bunca yıldır sorunları göz ardı edilen değerli ağustos böceği kardeşlerimizin bundan böyle huzur ve refah içerisinde yasamaları için gerekenler yapılacaktır. ” der.Diğer yandan Reha Muhtar karıncayı canlı yayına çıkararak,’Reklâmını yapmak için zavallı bir ağustos böceğinin içler acısı durumundan yararlanmaya utanmıyor musun? ’ diye bir güzel haşlar.Ertesi akşam TEKE TEK’te ise ‘Ağustos böceğinden yürüttüğün para ve yiyecekleri nereye akladın, öt çabuk’diye Fatih ALTAYLI’ dan dan bir güzel dayak yer. Karınca en sonunda çareyi yurtdışına kaçmakta bulur.Ve ağustos böceği onun evine yerleşir, yiyeceklerine konar, eşyalarının üzerine yatar ve refah içerisinde gül gibi yaşar gider. Ve güzel ülkemizde tarafsız ve doğrucu (!) medyamız sayesinde adalet yerini bulur. (mu?)
“Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.” M. Kemal ATATÜRK.....................................(alıntı*)
masal dünyasının kralı olarak görüyorum hayvanları konuşturması müthiş bir sürükleyici akıcı olması esrlerinin büyüklüğünü gösteriyo her hikayesi sonunda bir mesaj var.
Bir dala konmuştu karga cenapları; Ağzında bir parça peynir vardı. Sayın tilki kokuyu almış olmalı, Ona nağme yapmaya başladı: “-Ooo! Karga cenapları,merhaba! Ne kadar güzelsiniz,ne kadar şirinsiniz! Gözüm kör olsun yalanım varsa. Tüyleriniz gibiyse sesiniz, Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.” Keyfinden aklı başından gitti bay karganın. Göstermek için güzel sesini Açınca ağzını,düşürdü nevalesini. Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim, Size güzel bir ders vereceğim: Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir, Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.” Karga şaşkın,mahcup,biraz da geç ama, Yemin etti gayrı faka basmayacağına..*
*şu 'ooo, karga cenapları merhaba' kısmı yok mu çok komik geldi bana.. bu metnini ilk defa gördüm. ilkokulda böyle değildi..
La Fontaine, tam adıyla Jean De La Fontaine,1621 ile 1695 yılları arasında yaşamış Fransız bir yazarıdır. Masalları dilden dile dolaşan bu ünlü yazar, uzun yıllar ormanlık bir bölgede yaşamış. La Fontaine'nin masallarında anlattığı hayvanlar onun için çok önemli olsa gerek... Masallarına konu olan hayvanlar, konuşuyorlar. Bu tür, hayvanların ağzından anlatılan masallara FABL adı verilir. Olaylar şiirsel bir dille anlatılır. Çok etkileyicidirler, öyle ki, sadece çocuklar değil büyükler de severek dinler bu masalları... Kurnaz tilkiler, kibirli arslanlar, çalışkan karıncılar ve bir dolu sevimli hayvancık La Fontaine'in masallarından bize seslenirler. Onların öykülerinden her zana kendimize uygun dersler çıkarabiliriz. En güzeli de bunu yaparken çok eğleniyor olmak...
Aşağıda, La Fontain'in masallrından seçmeler var. Eğer hala okumadıysanız, bulduklarınızı hemen okumanızı öneririz. :))
1. Ağustosböceği ile Karınca 2. Karga ile Tilki 3. Kurt ile Kuzu 4. Tavşanla Kaplumbağa 5. Kurt ile Köpek 6. Tilki ile Leylek 7. Horoz ile Tilki 8. Kedi ile Fareler 9. Kurt ile Leylek 10. Tarla Faresi ile Kent Faresi 11. Kurbağa ile Korkak Tavşan 12. Güvercin ile Karınca 13. Değirmenci Oğlu ile Eşeği 14. Ayının Dostluğu 15. Altın Yumurtlayan Tavuk 17. Tilki, Horoz ve Karga 18. Fino ile Eşek 19. Yarasa ile Gelincikler 20. Aslan ile Sinek 21. Horoz ile İnci
O bir fabl ustası...
kölesinin kölesi olan bir efendinin kölesinin hayranı, ve anlatılarını kağıda döken yazar kişi.... çok sesli oldum
Bu adamın güzel bi sözü mış.
bi masalında kullanmış hatta:
Ne kadar büyük de olsa keder,
Zaman kuşunun kanatlarına biner gider.
tilkiynen gargaya yalandan hikaye uyduran adam.
KARINCA VE AGUSTOS BÖCEĞİ.
ÇİN ERSİYONU
Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder. Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın yazı geçirir. Ve kıs gelir. Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde kişi geçirirken, Ağustos böceği açlık ve soğuktan iki gün sonra ölür.
FRANSA VERSİYONU
Karınca bütün yaz boyunca çalışır ve kıs için evini, yiyeceklerini hazır eder. Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın barlarda yazı geçirir. Ve kış gelir. Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde sıcacık kişi geçirmeye hazırlanırken kapı çalar. Bakar elinde bavulu ağustos böceği; -Ne haber aptal komsum? Kışı geçirmek için Karaib Adaları’na gidiyorum da, bir isteğin var mı sorayım dedim. Hadi bana eyvallah.
TÜRKİYE VERSİYONU
Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder.Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın, çal oynasın yazı geçirir.Ve kıs gelir.Karınca sıcacık yuvasında karni tok bir şekilde kişi geçirirken,ağustos böceği bir basın toplantısı düzenleyerek,
‘Etrafta onca aç ve üşüyen varken, karıncalar nasıl bir vurdumduymazlıkla sıcacık yuvalarında yasayabiliyorlar’diye olayı kamuoyunun vicdanına sunar.
–ATV, KANAL D, STAR zavallı aç ve açıktaki ağustos böceği ile karni tok sırtı pek karıncanın resimlerini yan yana yayınlayarak tarafları tartışmaya davet eder.Türkiye olayın şokunu yasamaktadır. Nerededir bu devlet? YBKD(Yeşil Böcekleri Koruma Derneği) ‘den bir temsilci Ati’deki TEKETEK programına çıkarak otuz yıldır çektikleri sefaletin tek nedeninin sırf yeşil renkli olmalarından kaynaklandığını anlatır.
Dünyanın en taninmiş Nobel ödüllü yazarımız Orhan PAMUK ve taninmiş aydınlarımız olayı Avrupa düzeyinde protesto ederek Türkiye’yi kınarlar.Konu Bakanlar Kurulu’nda tartışmaya açılır ve Başbakan KANAL D ye verdiği özel demecinde ‘Daha önceki hükümetler tarafından bunca yıldır sorunları göz ardı edilen değerli ağustos böceği kardeşlerimizin bundan böyle huzur ve refah içerisinde yasamaları için gerekenler yapılacaktır. ” der.Diğer yandan Reha Muhtar karıncayı canlı yayına çıkararak,’Reklâmını yapmak için zavallı bir ağustos böceğinin içler acısı durumundan yararlanmaya utanmıyor musun? ’ diye bir güzel haşlar.Ertesi akşam TEKE TEK’te ise ‘Ağustos böceğinden yürüttüğün para ve yiyecekleri nereye akladın, öt çabuk’diye Fatih ALTAYLI’ dan dan bir güzel dayak yer.
Karınca en sonunda çareyi yurtdışına kaçmakta bulur.Ve ağustos böceği onun evine yerleşir, yiyeceklerine konar, eşyalarının üzerine yatar ve refah içerisinde gül gibi yaşar gider.
Ve güzel ülkemizde tarafsız ve doğrucu (!) medyamız sayesinde adalet yerini bulur. (mu?)
“Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.”
M. Kemal ATATÜRK.....................................(alıntı*)
masal dünyasının kralı olarak görüyorum hayvanları konuşturması müthiş bir sürükleyici akıcı olması esrlerinin büyüklüğünü gösteriyo her hikayesi sonunda bir mesaj var.
Hocası,Aisopos’tur…
Filozof Aisopos.
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı,
Ona nağme yapmaya başladı:
“-Ooo! Karga cenapları,merhaba!
Ne kadar güzelsiniz,ne kadar şirinsiniz!
Gözüm kör olsun yalanım varsa.
Tüyleriniz gibiyse sesiniz,
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın.
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını,düşürdü nevalesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size güzel bir ders vereceğim:
Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir,
Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.”
Karga şaşkın,mahcup,biraz da geç ama,
Yemin etti gayrı faka basmayacağına..*
*şu 'ooo, karga cenapları merhaba'
kısmı yok mu çok komik geldi bana..
bu metnini ilk defa gördüm.
ilkokulda böyle değildi..
ünlü bir fabl yazarı.fransızdır.hayvanları kişiselleştirerek insanlara bir şeyler anlatmaya çalışır.çoğu fabılından ders çıkarılması gerekir.
Bu adamın güzel bi sözü vardı.
bi masalında kullanmış;
Ne kadar büyük de olsa keder,
Zaman kuşunun kanatlarına biner gider.
JEAN DE LA FONTAINE
La Fontaine, tam adıyla Jean De La Fontaine,1621 ile 1695 yılları arasında yaşamış Fransız bir yazarıdır. Masalları dilden dile dolaşan bu ünlü yazar, uzun yıllar ormanlık bir bölgede yaşamış. La Fontaine'nin masallarında anlattığı hayvanlar onun için çok önemli olsa gerek... Masallarına konu olan hayvanlar, konuşuyorlar. Bu tür, hayvanların ağzından anlatılan masallara FABL adı verilir. Olaylar şiirsel bir dille anlatılır. Çok etkileyicidirler, öyle ki, sadece çocuklar değil büyükler de severek dinler bu masalları...
Kurnaz tilkiler, kibirli arslanlar, çalışkan karıncılar ve bir dolu sevimli hayvancık La Fontaine'in masallarından bize seslenirler. Onların öykülerinden her zana kendimize uygun dersler çıkarabiliriz. En güzeli de bunu yaparken çok eğleniyor olmak...
Aşağıda, La Fontain'in masallrından seçmeler var. Eğer hala okumadıysanız, bulduklarınızı hemen okumanızı öneririz. :))
1. Ağustosböceği ile Karınca
2. Karga ile Tilki
3. Kurt ile Kuzu
4. Tavşanla Kaplumbağa
5. Kurt ile Köpek
6. Tilki ile Leylek
7. Horoz ile Tilki
8. Kedi ile Fareler
9. Kurt ile Leylek
10. Tarla Faresi ile Kent Faresi
11. Kurbağa ile Korkak Tavşan
12. Güvercin ile Karınca
13. Değirmenci Oğlu ile Eşeği
14. Ayının Dostluğu
15. Altın Yumurtlayan Tavuk
17. Tilki, Horoz ve Karga
18. Fino ile Eşek
19. Yarasa ile Gelincikler
20. Aslan ile Sinek
21. Horoz ile İnci