Yapı çözüm - böyle olması daha uygun görünüyor - bir şey olmamayı belirtirken, hiçbir şey de bulunan imkansızlığı deneyimler, yani imkansızın imkanıyla kuşatılmıştır, bu da ancak imkansızın deliliği ile edilebilir hale gelir, ondan Angelus Silesius dan söz açarken - Alman Mistik Şair -, gidilmesi imkansız yere gitmenin, hiçe dönüşmekten geçtiğini de belirtir, -- Hiçten varlığa gelmek, ve hiçbirşey gibi, Tanrı gibi, Hiç gibi, Hiç¹in ta kendisi gibi, kendini ön dayanak olmaksızın taşıyan bir doğum. - Tanrı, ya da Hiç - haline gelme gibi, bu kendi olma işte budur imkansız görünen, imkansızlıktan daha öte, en imkansızdan daha imkansızdır, der,
Ve başyapıtı Gramatoloji kitabında bu deneyimin etkili tanımını yapar - İlahi olan iz¹in toplam hareketinde bir an dır. -, peki bunu nasıl biliyor Derrida, bu düşünülerek bilinecek bir durum değildir, bir yaşama halidir, ondan Mistik bir filozoftur aslında, aziz olarak görenler de var, İngiliz, Fransız yobaz entelleri epey uğraştılar, ne saçmalıyor bu gibisinden, yaşandığında ancak vakıf olunabilecek bir akılla çözümlenebilecek bir konuya nüfuz edemezlerdi zaten, o da anlaşılmadı diye sızlandı, ama, insanlar da ne yapsın yani, içinde olmadığı bir deneyim, dışardan ancak o kadar görünür.
HİÇBİR YERDEN MANZARALAR, Kısa bir alıntı, meraklısı, internetten bulur.
Hiçbir yer salınmaktır zamansızlığın parıltıları üzerinde, bilgi verilmez, alınmaz da, taa kör bir noktada görür gibi ilerlediğin, yalın, ton dışı, renk uzaklığı, nerenden kaynar, yoksa o mu sana kaynar, açıkça dile gelmez, ne göz ne gece, saf sen, ben tutsak elinde, yok üzre yok, sızan, öğütülmüş, akıl bozan, sakınmalı uzayan, kıpırtısız, görülmesi daha sağ, ölü de.
gökhan, 2005
Ve bunu sen temin edemezsin, uygun bir zeminin varsa O seni bulur. Çözüm, yani yapı, gene kendi izin verdiği kadardır. Bizden başlamaz, dışardan müdaheledir, geçici olarak biz de bulunur sadece, ve uzaklaşır, gene yalnız bırakır, ne yapılacaksa sen yapacaksın yani. Ödev senin, son nefese kadar, bu konuları ciddiye alanlar dikkat etsin.
İnsan zihni bir yapıdır,bu zihin içindeki her bir şey,kendisi dışındaki her şeyden başka bir şeydir.(Yapı:mikro değişikliklerin makroda çok geç fark edildiği bütünlük) .Varoluş dediğimiz şey,zihin dediğimiz bu yapıya yeni şeylerin eklenmesidir; fakat bunun dolaylı sonucu olarak,öğrendiğimiz şeyler,oluşturduğumuz kavramlar,bildiklerimizin anlamlarını sürekli değiştirir (çünkü bir şey,kendisi dışındaki her şeyden başka bir şeydir demiştik) .Anlam sürekli 'sonraya' atılır.En nihayetinde zihin dediğimiz şey,dinamik bir yapıdır ve hiç bir kavram ya da bilgi 'mutlak' olamaz.DERRİDA FELSEFESİNİN EN YALIN ÖZETİ BU.
Ürettiği decounstructıon terimini Türkçeye tam oalrak çevirmediık bile...yapı çözüm mü yapı söküm mü yapı bozum mu? diğer eserlerinin tercümeleri de tam bir fiyasko.Anlaşılamamaktan dert yanarak gitti buralardan..hala anlaşılamıyorsun Derrida ne yazık ki...
Yapı çözüm - böyle olması daha uygun görünüyor - bir şey olmamayı belirtirken, hiçbir şey de bulunan imkansızlığı deneyimler, yani imkansızın imkanıyla kuşatılmıştır, bu da ancak imkansızın deliliği ile edilebilir hale gelir, ondan Angelus Silesius dan söz açarken - Alman Mistik Şair -, gidilmesi imkansız yere gitmenin, hiçe dönüşmekten geçtiğini de belirtir,
-- Hiçten varlığa gelmek, ve hiçbirşey gibi, Tanrı gibi, Hiç gibi, Hiç¹in ta kendisi gibi, kendini ön dayanak olmaksızın
taşıyan bir doğum. - Tanrı, ya da Hiç - haline gelme gibi, bu kendi olma işte budur imkansız görünen, imkansızlıktan daha öte, en imkansızdan daha imkansızdır, der,
Ve başyapıtı Gramatoloji kitabında bu deneyimin etkili tanımını yapar - İlahi olan iz¹in toplam hareketinde bir an dır. -, peki bunu nasıl biliyor Derrida, bu düşünülerek bilinecek bir durum değildir, bir yaşama halidir, ondan Mistik bir filozoftur aslında, aziz olarak görenler de var, İngiliz, Fransız yobaz entelleri epey uğraştılar, ne saçmalıyor bu gibisinden, yaşandığında ancak vakıf olunabilecek bir akılla çözümlenebilecek bir konuya nüfuz edemezlerdi zaten, o da anlaşılmadı diye sızlandı, ama, insanlar da ne yapsın yani, içinde olmadığı bir deneyim, dışardan ancak o kadar görünür.
HİÇBİR YERDEN MANZARALAR, Kısa bir alıntı, meraklısı, internetten bulur.
Hiçbir yer salınmaktır zamansızlığın parıltıları üzerinde,
bilgi verilmez, alınmaz da, taa kör bir noktada görür gibi
ilerlediğin, yalın, ton dışı, renk uzaklığı, nerenden kaynar,
yoksa o mu sana kaynar, açıkça dile gelmez, ne göz ne gece,
saf sen, ben tutsak elinde, yok üzre yok, sızan, öğütülmüş,
akıl bozan, sakınmalı uzayan, kıpırtısız, görülmesi daha sağ,
ölü de.
gökhan, 2005
Ve bunu sen temin edemezsin, uygun bir zeminin varsa O seni bulur. Çözüm, yani yapı, gene kendi izin verdiği kadardır. Bizden başlamaz, dışardan müdaheledir, geçici olarak biz de bulunur sadece, ve uzaklaşır, gene yalnız bırakır, ne yapılacaksa sen yapacaksın yani. Ödev senin, son nefese kadar, bu konuları ciddiye alanlar dikkat etsin.
İnsan zihni bir yapıdır,bu zihin içindeki her bir şey,kendisi dışındaki her şeyden başka bir şeydir.(Yapı:mikro değişikliklerin makroda çok geç fark edildiği bütünlük) .Varoluş dediğimiz şey,zihin dediğimiz bu yapıya yeni şeylerin eklenmesidir; fakat bunun dolaylı sonucu olarak,öğrendiğimiz şeyler,oluşturduğumuz kavramlar,bildiklerimizin anlamlarını sürekli değiştirir (çünkü bir şey,kendisi dışındaki her şeyden başka bir şeydir demiştik) .Anlam sürekli 'sonraya' atılır.En nihayetinde zihin dediğimiz şey,dinamik bir yapıdır ve hiç bir kavram ya da bilgi 'mutlak' olamaz.DERRİDA FELSEFESİNİN EN YALIN ÖZETİ BU.
Ürettiği decounstructıon terimini Türkçeye tam oalrak çevirmediık bile...yapı çözüm mü yapı söküm mü yapı bozum mu? diğer eserlerinin tercümeleri de tam bir fiyasko.Anlaşılamamaktan dert yanarak gitti buralardan..hala anlaşılamıyorsun Derrida ne yazık ki...