Sokak İstiklal Caddesi Bir garip grup ki garibi guraba Şanlı Türk Polisine atarlarken kahkaha Ben hep derdim Sevgi ve Hoşgörü Bu sahnede gözlerim öyle ki doldu Ruhumda acı bir sızı ki Kahretmedim asla Garip bir gençlik gördüm ve göz yaşı döktüm Nereden bileceklerdi içimdeki hüznü Polise atıyorlarken kırmızı uçakları Saygıdan yoksun bir tavır uçuruyorlar gönlümün diline Hoş gör diyorum hoş gör ne olur sev diye diye Kendimi ikna odasına çekiyorum Ve içlerinden birisi diyor ki polise Yunan sokaklarındaki gibi hadi vursana Vurda görsünler sokaklar kimin Diyor şuurunu kaybetmiş garibim Ve öyle ki şanlı yiğidim polisim aldırır mı bu şeytan oyununa Mert ve Cesametli bakışlar Omuzlar dik olabildiğince Suratlara çarpan uçaklar Tahriktir kahkahalar Akşama dek sabırla kıpırdamadılar Ve garibi guraba gençlerimiz Aldanmışlardı bir oyuna Bir oyun ki kulaklara fısıldayan şeytan yorulmuştu susmuştu Öyle ki gençlerin kanlarında ki doğruluk sesini duyurmuştu Çekildiler bedbin bezgin ve umutsuz gençler Yorgunda artık,çilekeş bedenler Polis halen şanlı ve dik duruyor Sokak ağır ağır boşalıyor Şeytan yangın istemişti Kıvılcım yeter demişti Bir kıvılcıma dahi meydan yok Yok artık bu son direnişin Geliyor sevmediğin aydınlık neslim Sen yan artık umutsuzluk ateşinde Bizler sevgi ve hoşgörü neşesinde Baharlar bekliyoruz Baharlar Kış biteli çok oldu Güzde dün bitti Öyle ki bugün bahar
22 aralık pazar sabahı İstikal Caddesi'nde yaşanan talihsiz hadiseye ithafen yazıldı hiç dokunulmadı olduğu gibi aktarıldı.
marjinal olma çabası ile:ayakkabısız dolaşan uzakdoğulu,aylardır yıkanmayan elbiselerle dolaşan zengin gençler,500 yerine küpe taktıran 15lik çocuklar,emolar,gotikler,başka yerde görünse bir imza için izdiham çıkmasına neden olan ama orda kimsenin umrunda olmayan ünlüler... bu kadar farklı rengi bir arada bulundurması dolayısıyla bambaşka bir renk olmuş cadde...
yığınla insanın olduğu kalabalık bir cadde de yalnız yürümek.... kimsenin seni umursamadığı hatta görmediği bir yer... ve sen de hiç kimseyi umursamazsın... ne giyidiğin,nasıl giydiğin,nasıl baktığın,nasıl yürüdüğün,kim olduğun.... kimse dikkat etmez... etsede görmezsin....mükemmel bir duygu...
sadece akışı seyreder ve içine dalıp, ruhunda kaybolursun...... hele de kar yağıyorsa............ rüya gibidir.....
sağdan soldan gelen farklı müziklerler le ışıklarla akşamları bir başkadır İstiklal...
Sona ermekte gün yine seninle Akşamlar böyledir hep sessiz Eşyalar başka yerde ben biryerde Gölgen dolaşır gibi sanki peşimde Işıkları yakın nedir bu his Yokluğunda sen ne varsa sen bu evde Ayrılmam sarılırım hayallere Ayrılmam sevişirim özleminle Hava ağır sıkıntıda sokaklar Sensin kaldırımlardaki bu iz Alışmaya çalıştıkça öfke gibi Hasret büyüyor kalbimde sessiz sessiz Işıkları yakın nedir bu his Yokluğunda sen ne varsa sen bu evde Ayrılmam sarılırım hayallere Ayrılmam sevişirim özleminle...
ben ne zaman istanbul'a gitsem,istiklal caddesine gidene kadar istanbul'a gelmiş saymıyorum kendimi nedense...istanbul'la özdeşleşmiş sanki bu cadde! caddeye adım atınca sigara yakasım geliyor,geçenlerde bunu bir kaç arkadaştan daha duydum,sağlığa zararlı bir cadde yani :)
istanbulun en berbat yerlerinden biri bence hem istiklal caddesi hem de taksimm.yani üsküdar sahilinde kız kulesinin karşısında ince belli bardakta sıcak bir bardak çay içmek çokk daha iyi olur.
Hemen hemen her şehirde bu isimle bir cadde vardır. Ve ilginç ki bu cadde başka bir takma adla anılır hep. Samsun'daki istiklal caddesi, Çiftik olarak bilinir. Taksimdeki istiklal caddesi, beyoğlu dendiği zaman akla gelen caddedir. vs. vs.
Denizli'deki İstiklal caddesi, 1976'da 6 değil sadece 4.9 şiddetinde bir depremle, apartmanların birbirine yapışık oluşundan dolayı domino taşları gibi yıkılmasıyla yerlebir olmuştur, yaklışık o depremde 887 bina hasar görmüş sadece 4 kişi canını kaybetmiştir. Ve malasef hala ders alınmamıştır...
İstanbulun başkenti istiklal cad. yani Beyoğlu vede tüm sokakları ile bir alışkanlık bir kültür vede inanılmaz keyifli bir yer İstanbulu anlamlı kılan en güzel yer, benim için vede bir çok kişi için istiklal cad. vede Beyoğlu bir yaşam biçimi bir sanat,müzik,sinema gibi olguların beşiği her sınıfın buluştuğu her ırkın dolaştığı evrensel bir cadde orayı çok seviyoruz vede korumaya çalışıyoruz benim için beyoğlusuz,istiklal caddesiz yaşam düşünülemez
Dünyadaki tüm sehirlerin alisveris merkezlerinin bulundugu icinde arabalarin islemedigi caddeler bulunur ve sehrin en güzel caddesi olur. Istanbul icin de düsünülen örnegi bu idi galiba.. istanbul'da ve Türkiye'nin diger yerlerinde pek de bu ayarda bir baskasi da yok zaten...
İnsanların yuzlerine bakın.. Eger iyi bir gözlemciyseniz iyi bir hikaye bile çıkartabilirsiniz o caddeden.. gogol un da buna benzer bir hikayesi var, o da rusyada sanırım petersburg ta olan muhim(unlu) bir caddeyi anlatmıştı..
cumartesi geceleri tadının bi baska olduğu,her cins insan evladının görüldüğü hatta bazen.......evlatlarının görüldüğü tuhaf cadde(:
İstiklal Caddesinde Bir Bahar Esintisi.
Sokak İstiklal Caddesi
Bir garip grup ki garibi guraba
Şanlı Türk Polisine atarlarken kahkaha
Ben hep derdim Sevgi ve Hoşgörü
Bu sahnede gözlerim öyle ki doldu
Ruhumda acı bir sızı ki
Kahretmedim asla
Garip bir gençlik gördüm ve göz yaşı döktüm
Nereden bileceklerdi içimdeki hüznü
Polise atıyorlarken kırmızı uçakları
Saygıdan yoksun bir tavır uçuruyorlar gönlümün diline
Hoş gör diyorum hoş gör ne olur sev diye diye
Kendimi ikna odasına çekiyorum
Ve içlerinden birisi diyor ki polise
Yunan sokaklarındaki gibi hadi vursana
Vurda görsünler sokaklar kimin
Diyor şuurunu kaybetmiş garibim
Ve öyle ki şanlı yiğidim polisim aldırır mı bu şeytan oyununa
Mert ve Cesametli bakışlar
Omuzlar dik olabildiğince
Suratlara çarpan uçaklar
Tahriktir kahkahalar
Akşama dek sabırla kıpırdamadılar
Ve garibi guraba gençlerimiz
Aldanmışlardı bir oyuna
Bir oyun ki kulaklara fısıldayan şeytan yorulmuştu susmuştu
Öyle ki gençlerin kanlarında ki doğruluk sesini duyurmuştu
Çekildiler bedbin bezgin ve umutsuz gençler
Yorgunda artık,çilekeş bedenler
Polis halen şanlı ve dik duruyor
Sokak ağır ağır boşalıyor
Şeytan yangın istemişti
Kıvılcım yeter demişti
Bir kıvılcıma dahi meydan yok
Yok artık bu son direnişin
Geliyor sevmediğin aydınlık neslim
Sen yan artık umutsuzluk ateşinde
Bizler sevgi ve hoşgörü neşesinde
Baharlar bekliyoruz
Baharlar
Kış biteli çok oldu
Güzde dün bitti
Öyle ki bugün bahar
22 aralık pazar sabahı İstikal Caddesi'nde yaşanan talihsiz hadiseye ithafen yazıldı hiç dokunulmadı olduğu gibi aktarıldı.
halil karakaş
marjinal olma çabası ile:ayakkabısız dolaşan uzakdoğulu,aylardır yıkanmayan elbiselerle dolaşan zengin gençler,500 yerine küpe taktıran 15lik çocuklar,emolar,gotikler,başka yerde görünse bir imza için izdiham çıkmasına neden olan ama orda kimsenin umrunda olmayan ünlüler...
bu kadar farklı rengi bir arada bulundurması dolayısıyla bambaşka bir renk olmuş cadde...
yığınla insanın olduğu kalabalık bir cadde de yalnız yürümek....
kimsenin seni umursamadığı hatta görmediği bir yer... ve sen de hiç kimseyi umursamazsın...
ne giyidiğin,nasıl giydiğin,nasıl baktığın,nasıl yürüdüğün,kim olduğun.... kimse dikkat etmez... etsede görmezsin....mükemmel bir duygu...
sadece akışı seyreder ve içine dalıp, ruhunda kaybolursun...... hele de kar yağıyorsa............ rüya gibidir.....
sağdan soldan gelen farklı müziklerler le ışıklarla akşamları bir başkadır İstiklal...
YA İSTİKLAL YA ÖLÜM....
İstiklal caddesi hala nostaljik bir mekan.O cadde de yürümenin keyfini herkes tatsın.Hele ki kar yağarken çok güzel oluyor.
Sona ermekte gün yine seninle
Akşamlar böyledir hep sessiz
Eşyalar başka yerde ben biryerde
Gölgen dolaşır gibi sanki peşimde
Işıkları yakın nedir bu his
Yokluğunda sen ne varsa sen bu evde
Ayrılmam sarılırım hayallere
Ayrılmam sevişirim özleminle
Hava ağır sıkıntıda sokaklar
Sensin kaldırımlardaki bu iz
Alışmaya çalıştıkça öfke gibi
Hasret büyüyor kalbimde sessiz sessiz
Işıkları yakın nedir bu his
Yokluğunda sen ne varsa sen bu evde
Ayrılmam sarılırım hayallere
Ayrılmam sevişirim özleminle...
diyordu ben adım atarken...
ben ne zaman istanbul'a gitsem,istiklal caddesine gidene kadar istanbul'a gelmiş saymıyorum kendimi nedense...istanbul'la özdeşleşmiş sanki bu cadde!
caddeye adım atınca sigara yakasım geliyor,geçenlerde bunu bir kaç arkadaştan daha duydum,sağlığa zararlı bir cadde yani :)
istanbulun en berbat yerlerinden biri bence hem istiklal caddesi hem de taksimm.yani üsküdar sahilinde kız kulesinin karşısında ince belli bardakta sıcak bir bardak çay içmek çokk daha iyi olur.
hayatta kendimi en huzurlu hissettiğim yer....
o kalabalığına rağmen huzur doluo insanın içi.....
özledim....
Hemen hemen her şehirde bu isimle bir cadde vardır. Ve ilginç ki bu cadde başka bir takma adla anılır hep.
Samsun'daki istiklal caddesi, Çiftik olarak bilinir.
Taksimdeki istiklal caddesi, beyoğlu dendiği zaman akla gelen caddedir. vs. vs.
=Bağımsızlık Caddesi
Her şehirde kesin bu adla vardır.
Denizli'deki İstiklal caddesi, 1976'da 6 değil sadece 4.9 şiddetinde bir depremle, apartmanların birbirine yapışık oluşundan dolayı domino taşları gibi yıkılmasıyla yerlebir olmuştur, yaklışık o depremde 887 bina hasar görmüş sadece 4 kişi canını kaybetmiştir. Ve malasef hala ders alınmamıştır...
İstanbulun başkenti istiklal cad. yani Beyoğlu vede tüm sokakları ile bir alışkanlık bir kültür vede inanılmaz keyifli bir yer İstanbulu anlamlı kılan en güzel yer, benim için vede bir çok kişi için istiklal cad. vede Beyoğlu bir yaşam biçimi bir sanat,müzik,sinema gibi olguların beşiği her sınıfın buluştuğu her ırkın dolaştığı evrensel bir cadde orayı çok seviyoruz vede korumaya çalışıyoruz benim için beyoğlusuz,istiklal caddesiz yaşam düşünülemez
Dünyadaki tüm sehirlerin alisveris merkezlerinin bulundugu icinde arabalarin islemedigi caddeler bulunur ve sehrin en güzel caddesi olur. Istanbul icin de düsünülen örnegi bu idi galiba..
istanbul'da ve Türkiye'nin diger yerlerinde pek de bu ayarda bir baskasi da yok zaten...
İnsanların yuzlerine bakın..
Eger iyi bir gözlemciyseniz iyi bir hikaye bile çıkartabilirsiniz o caddeden..
gogol un da buna benzer bir hikayesi var, o da rusyada sanırım petersburg ta olan muhim(unlu) bir caddeyi anlatmıştı..
tuhaf sesler harmonisi.
kurukalabalık.
Cadde-i Kebir.