Hergün namazda Fatiha suresini okuyupta, ' Yanlız sana kulluk eder yanlız senden yardım isteriz ' deyipte, insanlardan medet ummak, insanlardan istemek doğru bir hareket olmasa gerek. İstenecek ne varsa, ihtiyaçları en iyi bilen ve tek karşılayacak olandan istemmek gerek.
Eren eline geçen kömür, pırlanta olur Allah yolunu seçen, Rabb’i mutlaka bulur. İste, verecek Hüda, kimlere vermemiş ki? O Nur'dan kalan cüda, vuslata ermemiş ki!
istemk bir şeyi sahip olmak için uğraş vermektir.Eğer bir şeyi çok istiyorsan azimli ve istekli olarak ilerlemelisin ve ilerledikçe hedefe biraz daha yaklaşıp istemenin anlamını anlarsın
istemek acziyyetinin farkında olabilmektir.. ne yi? ne kadar? istediğine dikkat etmek mühimdir.. olurki çok istediğin bir hayr senin için bilemediğin bir şerdir.. bunun için neyi? ne kadar? istediğine dikkat elzemdir..
kendisinden çok şeyler öğrendiğim arkadaşım Halimin sözüdür..
istemek eksik olduğunu.. aciz olduğunu kabul etmektir.. zor tabi.. rab istemeyi emreder kula.. aczini kabul etsin diye.. hatırlasın diye.. o istenmeden de verir.. isteneni vermeyebilir de.. fakat vermek istemeseydi, isteme duygusunu da vermezdi...
Dilediğiniz her şeyin olmasını ister misiniz? Evet mi? Peki dilediğiniz her şeyin olmasını neden istersiniz? Yaşamınızın daha zevkli, daha renkli olacağını ve sizi mutlu edeceğini mi düşünüyorsunuz? Çok istediğiniz birşeye sahip olduğunuzda veya çok istediğiniz bir iş olduğunda bu sizi sevindirir ve mutluluk verir mi? Veriyorsa bu sevinç ve mutluluk ne kadar sürüyor? Birkaç yıl, birkaç ay, birkaç gün? Yoksa birkaç saniye mi? Süresi ne olursa olsun sevinç ve mutluluğunuz sonsuz değil. Mutlaka sona eriyor. Bazen de istediğiniz şey olduğunda bu sizi hiç mutlu etmez. Hatta kimisi acı verir. Kendimizi beden olarak kabul ettik. Gerçek bu değil. Biz, doyumun, güzelliğin, renkliliğin, mutluluğun kendisiyiz. Kendimizi beden olarak kabul etmemiz, bu gerçeği hem görmemize hem de yaşamamıza engel oldu. Ve ben, mutluluğu ve güzelliği bedenin sınırları içinde aramaya başladı. Bedenle özdeşleşme nedeniyle Ben'in mutlulukla bağlantısı kesildi. Böylece beden, gerçek doyumu da yaşayamaz oldu. Çünkü gerçek doyum, gerçek mutluluk varsa vardır. Ben, doyumsuzluğunu haz peşinde koşarak gidermeye çalıştı. Halbuki haz, hem geçici hem de yüzeysel bir doyum yaratır. Ve haz, hiçbir biçimde mutluluk değildir. Ben'in bedene bağlı sonu gelmez arayışları, onu hiçbir zaman mutlu edemedi. Halbuki aradığı zâten kendisi idi. Şunun anlaşılması kesinlikle yaşamsaldır: Biz, mutluluk ve güzelliğe 'sâhip değiliz'. 'Biz, mutluluk ve güzelliğin kendisiyiz'. Buna dikkat edin. Sahip olduğunuz bir şeyi eninde sonunda mutlaka kaybedersiniz. Sahip olunacak her şey zamana bağlıdır. Bu, var oluşun doğasıdır.
çalışmak istemiyorum... işe gitmek istemiyorum... hele pazar ları milletin keyf yaptığı böyle bir günde hiç çalışmak istemiyorum... ama param olsun istiyorum... ew kızı olmak istiyorum... ama ew işi yapmak istemiyorum... sabahtan akşama kadar kitap okumak, müzik dinlemek we film izlemek istiyorum... ara ara gezmek, seyahat etmek istiyorum... normal insanlar gibi yedi sekiz saat uyku uyumak istiyorum... duştan sonra saçlarım kendiliğinden taranmış olsun istiyorum... birileri ayaklarımın boyutuna göre ayakkabı üretsin istiyorum...
Sen hiç istemedin ki dostum! “Çok istiyorum ama olmuyor” dedi delikanlı. “Ne yapsam olmuyor. İnanınız, elimden geleni yaptığım hâlde olmuyor.”
“Sen istemek nedir hiç bilmiyorsun ki! ” diye cevap verdi yaşlı adam, hafifçe sesini kısarak. “Gerçekten isteseydin olurdu. Evet, hiç boşuna yorma kendini! İsteseydin, eğer gerçekten isteseydin, olmak istediğin, olmasını istediğin olurdu. Olmadığına göre sen henüz istememişsin demektir.”
“İstemek, birşeyin olmasını istemek, gerçekten istemek nedir o hâlde? ” diye saf saf sordu genç.
VE suâlinin cevabı hemen geldi:
— “İstemek, olmayı istediğin, olmasını istediğin şey için ölmeyi göze almak, ölecek kadar istemek, hatta olmak için, olması için ölmek demek.”
İstemek, birşeyin olmasını istemek, onu dilemek, onu arzulamak: tutkuyla, hırsla, ihtirasla onun olması için yanıp tutuşmak demek.
Ah ne zordur istemek? İstek sahibi olmak... tutku sahibi olmak... tutmak için tutuşmak... tutmak uğruna tutuşmak... tutuşmak pahasına tutmak.... tutarken ve sırf tuttuğu için tutuşmak... yanmak yani... olmak için ölmek... ölmedikçe olmayacağına, olunamayacağına inanmak...
İstemek... birşeyin olmasını istemek... olmayı istemek...
Yani?
İstemek 'bedel ödemek' demek. Bedelini hesap etmeksizin istemek demek. Bedeli ne olursa olsun istemek demek. İsteğin şiddeti arttıkça ödenecek bedelin miktarının da artacağını bilmek demek. Bedeli büyük olduğu için olması istenenden kaçmak değil, bedeli büyük olduğu için olması istenene koşmak demek. O hâlde istemek demek, herşeyden evvel bedeli büyük olanın olmasını istemek demek. İstemek bedeli seve seve ödemek, bedeli göze alınan şeyin olmasını istemek demek.
Söylesene sevgili dostum, günahlar da kim oluyormuş? Gönlümüze ket vuracak, gönlümüzün isteklerini, istediklerini engelleyecek günah mı varmış bu dünyada?
Gönül bir kere istese, gönlün kendisi cennet olmaz mı? Bir kere, evet bir kere gönül cenneti istese dağlar tepeler düzlük, denizler yol olmaz mı insana?
Günah adam gibi istememenin, isteyememenin adı değil mi zâten? Günah istemesini bilmeyenlerin, istemek nedir bilmeyenlerin içine yuvarlandığı çukur değil mi?
Evet günah: olmayanlara, olmayı adam gibi istemeyenlere verilmiş bir ceza. Günah bir sebep değil, bilakis günah tamıtamına bir âkibet, bir sonuç, hem de istemeyi bilmemekten hâsıl olan bir sonuç. Günah, istemeyenlerin, istemesini bilmeyenlerin, istemek nedir bilmeyenlerin ağına düştükleri avcı... tutkusunu kaybetmişlerin kucağında uyumayı tercih ettikleri yosma... ölmeyi göze alamayanlara kurulan darağacı... çeşm-i siyahın ta kendisi günah. Ağlayan değil ağlatan, sızlayan değil sızlatan. Günah tutkusuzlara özgü bir ceza... tutmaktan vazgeçenlere... —ağzım kurusun— tutmaktan değil, tutulmaktan korkanlara musallat olan belâ. Evet, isteyenlerin değil, istemekten çekinenlerin belâsı hem de.
— “İsteseydin, eğer gerçekten isteseydin, olmak istediğin, olmasını istediğin olurdu. Olmadığına göre sen henüz istememişsin demektir.”
İsteseydin eğer, isteğinin şiddetinden, istemenin muhabbetinden yer yarılır, gök parçalanır, ma'dum mevcud'a, adem vücûd'a inkilâb ederdi. İsteseydin eğer, günahların yok olurdu. Bir kere isteseydin, evet bir kere gerçekten isteseydin olan olurdu; olacak olan olurdu. İsteseydin olmaz bile olurdu...
Sen hiç istemedin ki dostum! İstemek nedir bilmedin ki! Hiç tutulmadın sen! Tutkuların için ölmedin ki! İsteseydin ölürdün, ölseydin olurdun! Sen hiç olmadın ki! Evet, olmadın, çünkü sen hiç ölmedin! Ölecek kadar istemedin, ölümün pahasına istemedin, ölümüne istemedin! İsteseydin ölürdün. Ölseydin olurdun. Ne öldün ne oldun. Çünkü sen istemedin. İsteğini, istediğini aslında dile bile getirmedin. Öyle ya, bir kere dile getirseydin, olurdun. Bir kez adam gibi aklından geçirseydin hemen orada olmuş ve ölmüş idin.
Sen hiç istemedin ki dostum! İstemesini bilmedin. İstemek nedir bilmedin. Çünkü sen ol deyince olduranı hiç tanımadın. Dücane Cündioğlu
senden sadece kendini iyi hissetmeni istiyorum arkamdan ağlamayacaksın sağımdan sevmeyeceksin solumdan kızmayacak ve önümü kesmeyeceksin sadece ama sadece kendini iyi hisset yeter..
Birisinin gitmesini istiyorsak napıyor muşuz? Çok seviyormuşuz. (:
Bir Şeyi İstemek, Ona Nâil Olmak Demektir; Zira Allahû Teâlâ Kabul Etmeyeceği Duayı Kuluna Ettirmez.
İmam-ı Rabbani Hazretleri
Rab vermek istemese, kula istek vermezdi
Kul acziyette kalıp, istemeyi bilmezdi
Mustafa Çalışkan Manisa
Hergün namazda Fatiha suresini okuyupta,
' Yanlız sana kulluk eder yanlız senden yardım isteriz '
deyipte, insanlardan medet ummak, insanlardan istemek doğru bir hareket olmasa gerek.
İstenecek ne varsa, ihtiyaçları en iyi bilen ve tek karşılayacak olandan istemmek gerek.
İstemek,
harekete (geç) mek....
şartları (ol) uşturmak....
aşama (kayıt) etmek......
İSTERSEN YAK BENİ
İstersen yak beni, külümü savur
Külümde de Senin aşkın bulunur.
Bedenin içinde bu ruh kavrulur
Sana feda olsun beden, ruh, Onur!
Onur BİLGE
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=42021&siir=0&sira=994&order=baslik (09.03.2009
İSTE
Eren eline geçen kömür, pırlanta olur
Allah yolunu seçen, Rabb’i mutlaka bulur.
İste, verecek Hüda, kimlere vermemiş ki?
O Nur'dan kalan cüda, vuslata ermemiş ki!
Onur BİLGE
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=42021&siir=0&sira=993&order=baslik
Ben Allah tan isterim...
Verirse şanındandır,vermezse imtahanımdır.
istemek bir şeyi sahip olma azmidir.eğer gerçekten istersen aşamayacağın şey yoktur çünkü istek bütün engelleri aşar.
istemek bence ship olma azmidir
istemk bir şeyi sahip olmak için uğraş vermektir.Eğer bir şeyi çok istiyorsan
azimli ve istekli olarak ilerlemelisin ve ilerledikçe hedefe biraz daha yaklaşıp
istemenin anlamını anlarsın
istemek acziyyetinin farkında olabilmektir..
ne yi? ne kadar? istediğine dikkat etmek mühimdir..
olurki çok istediğin bir hayr senin için bilemediğin bir şerdir..
bunun için neyi? ne kadar? istediğine dikkat elzemdir..
kendisinden çok şeyler öğrendiğim arkadaşım Halimin sözüdür..
kalpten ses gelir; rüyadır olması ama hayalle varolur zamanda.
istemekle varoluş genişler, karşılığına kavuşması için inanç gerekir. inanç ise zamanla zorlanır.
rüya kalbin sesidir. istemek bir düşe hayat verir. hayata verilen düşler ya acı ya varoluşa biraz daha açılmayı yaratır.
zamanın gardiyanlığında.
istemek kalbin gücüyle varolabilir zamanda.
avuntudur sonuçta, en yakın olan...
anlayana....
istemek eksik olduğunu.. aciz olduğunu kabul etmektir.. zor tabi..
rab istemeyi emreder kula.. aczini kabul etsin diye.. hatırlasın diye..
o istenmeden de verir.. isteneni vermeyebilir de..
fakat vermek istemeseydi, isteme duygusunu da vermezdi...
Dilediğiniz her şeyin olmasını ister misiniz?
Evet mi?
Peki dilediğiniz her şeyin olmasını neden istersiniz?
Yaşamınızın daha zevkli, daha renkli olacağını ve sizi mutlu edeceğini mi düşünüyorsunuz?
Çok istediğiniz birşeye sahip olduğunuzda veya çok istediğiniz bir iş olduğunda bu sizi sevindirir ve mutluluk verir mi? Veriyorsa bu sevinç ve mutluluk ne kadar sürüyor? Birkaç yıl, birkaç ay, birkaç gün? Yoksa birkaç saniye mi?
Süresi ne olursa olsun sevinç ve mutluluğunuz sonsuz değil. Mutlaka sona eriyor.
Bazen de istediğiniz şey olduğunda bu sizi hiç mutlu etmez. Hatta kimisi acı verir.
Kendimizi beden olarak kabul ettik.
Gerçek bu değil.
Biz, doyumun, güzelliğin, renkliliğin, mutluluğun kendisiyiz. Kendimizi beden olarak kabul etmemiz, bu gerçeği hem görmemize hem de yaşamamıza engel oldu. Ve ben, mutluluğu ve güzelliği bedenin sınırları içinde aramaya başladı. Bedenle özdeşleşme nedeniyle Ben'in mutlulukla bağlantısı kesildi. Böylece beden, gerçek doyumu da yaşayamaz oldu. Çünkü gerçek doyum, gerçek mutluluk varsa vardır. Ben, doyumsuzluğunu haz peşinde koşarak gidermeye çalıştı. Halbuki haz, hem geçici hem de yüzeysel bir doyum yaratır. Ve haz, hiçbir biçimde mutluluk değildir.
Ben'in bedene bağlı sonu gelmez arayışları, onu hiçbir zaman mutlu edemedi. Halbuki aradığı zâten kendisi idi.
Şunun anlaşılması kesinlikle yaşamsaldır: Biz, mutluluk ve güzelliğe 'sâhip değiliz'. 'Biz, mutluluk ve güzelliğin kendisiyiz'. Buna dikkat edin.
Sahip olduğunuz bir şeyi eninde sonunda mutlaka kaybedersiniz. Sahip olunacak her şey zamana bağlıdır. Bu, var oluşun doğasıdır.
SEN farklı olduğun için seni istedim..
çalışmak istemiyorum...
işe gitmek istemiyorum...
hele pazar ları milletin keyf yaptığı böyle bir günde hiç çalışmak istemiyorum...
ama param olsun istiyorum...
ew kızı olmak istiyorum...
ama ew işi yapmak istemiyorum...
sabahtan akşama kadar kitap okumak, müzik dinlemek we film izlemek istiyorum...
ara ara gezmek, seyahat etmek istiyorum...
normal insanlar gibi yedi sekiz saat uyku uyumak istiyorum...
duştan sonra saçlarım kendiliğinden taranmış olsun istiyorum...
birileri ayaklarımın boyutuna göre ayakkabı üretsin istiyorum...
ben ewime gitmek istiyorum ya...
''Biz aradık dediler,bulunmuyor.dedi ki: O bulunmayan yok mu? İşte ben onu istiyorum ya.''.. (ikbal/cavidname)
Yine efendim yine yola revan..
Durmak bize haram..
hadi ben istediğim fiili işlemekte veya işlememekte hür olayım, fakat acaba istediğimi istemekte hür müyüm...! ?
.
Sen hiç istemedin ki dostum!
“Çok istiyorum ama olmuyor” dedi delikanlı. “Ne yapsam olmuyor. İnanınız, elimden geleni yaptığım hâlde olmuyor.”
“Sen istemek nedir hiç bilmiyorsun ki! ” diye cevap verdi yaşlı adam, hafifçe sesini kısarak. “Gerçekten isteseydin olurdu. Evet, hiç boşuna yorma kendini! İsteseydin, eğer gerçekten isteseydin, olmak istediğin, olmasını istediğin olurdu. Olmadığına göre sen henüz istememişsin demektir.”
“İstemek, birşeyin olmasını istemek, gerçekten istemek nedir o hâlde? ” diye saf saf sordu genç.
VE suâlinin cevabı hemen geldi:
— “İstemek, olmayı istediğin, olmasını istediğin şey için ölmeyi göze almak, ölecek kadar istemek, hatta olmak için, olması için ölmek demek.”
İstemek, birşeyin olmasını istemek, onu dilemek, onu arzulamak: tutkuyla, hırsla, ihtirasla onun olması için yanıp tutuşmak demek.
Ah ne zordur istemek? İstek sahibi olmak... tutku sahibi olmak... tutmak için tutuşmak... tutmak uğruna tutuşmak... tutuşmak pahasına tutmak.... tutarken ve sırf tuttuğu için tutuşmak... yanmak yani... olmak için ölmek... ölmedikçe olmayacağına, olunamayacağına inanmak...
İstemek... birşeyin olmasını istemek... olmayı istemek...
Yani?
İstemek 'bedel ödemek' demek. Bedelini hesap etmeksizin istemek demek. Bedeli ne olursa olsun istemek demek. İsteğin şiddeti arttıkça ödenecek bedelin miktarının da artacağını bilmek demek. Bedeli büyük olduğu için olması istenenden kaçmak değil, bedeli büyük olduğu için olması istenene koşmak demek. O hâlde istemek demek, herşeyden evvel bedeli büyük olanın olmasını istemek demek. İstemek bedeli seve seve ödemek, bedeli göze alınan şeyin olmasını istemek demek.
Gönül cenneti istiyor imiş ammâ günahlar bırakmıyormuş.
Söylesene sevgili dostum, günahlar da kim oluyormuş? Gönlümüze ket vuracak, gönlümüzün isteklerini, istediklerini engelleyecek günah mı varmış bu dünyada?
Gönül bir kere istese, gönlün kendisi cennet olmaz mı? Bir kere, evet bir kere gönül cenneti istese dağlar tepeler düzlük, denizler yol olmaz mı insana?
Günah adam gibi istememenin, isteyememenin adı değil mi zâten? Günah istemesini bilmeyenlerin, istemek nedir bilmeyenlerin içine yuvarlandığı çukur değil mi?
Evet günah: olmayanlara, olmayı adam gibi istemeyenlere verilmiş bir ceza. Günah bir sebep değil, bilakis günah tamıtamına bir âkibet, bir sonuç, hem de istemeyi bilmemekten hâsıl olan bir sonuç. Günah, istemeyenlerin, istemesini bilmeyenlerin, istemek nedir bilmeyenlerin ağına düştükleri avcı... tutkusunu kaybetmişlerin kucağında uyumayı tercih ettikleri yosma... ölmeyi göze alamayanlara kurulan darağacı... çeşm-i siyahın ta kendisi günah. Ağlayan değil ağlatan, sızlayan değil sızlatan. Günah tutkusuzlara özgü bir ceza... tutmaktan vazgeçenlere... —ağzım kurusun— tutmaktan değil, tutulmaktan korkanlara musallat olan belâ. Evet, isteyenlerin değil, istemekten çekinenlerin belâsı hem de.
— “İsteseydin, eğer gerçekten isteseydin, olmak istediğin, olmasını istediğin olurdu. Olmadığına göre sen henüz istememişsin demektir.”
İsteseydin eğer, isteğinin şiddetinden, istemenin muhabbetinden yer yarılır, gök parçalanır, ma'dum mevcud'a, adem vücûd'a inkilâb ederdi. İsteseydin eğer, günahların yok olurdu. Bir kere isteseydin, evet bir kere gerçekten isteseydin olan olurdu; olacak olan olurdu. İsteseydin olmaz bile olurdu...
Sen hiç istemedin ki dostum! İstemek nedir bilmedin ki! Hiç tutulmadın sen! Tutkuların için ölmedin ki! İsteseydin ölürdün, ölseydin olurdun! Sen hiç olmadın ki! Evet, olmadın, çünkü sen hiç ölmedin! Ölecek kadar istemedin, ölümün pahasına istemedin, ölümüne istemedin! İsteseydin ölürdün. Ölseydin olurdun. Ne öldün ne oldun. Çünkü sen istemedin. İsteğini, istediğini aslında dile bile getirmedin. Öyle ya, bir kere dile getirseydin, olurdun. Bir kez adam gibi aklından geçirseydin hemen orada olmuş ve ölmüş idin.
Sen hiç istemedin ki dostum! İstemesini bilmedin. İstemek nedir bilmedin. Çünkü sen ol deyince olduranı hiç tanımadın.
Dücane Cündioğlu
İçinizden doğru gitmek isteyenler için.
Âlemlerin Rabbi olan Allah istemedikce, siz dileyemezsiniz. (Tekvir 28.29)
İşte bu bir öğüttür. Dileyen Rabbine giden yolu tutar.
Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. (insan 29.30)
Sonuca ulaşmak için, büyük bir adım...
Allah dilemedikçe, hiçbirşey dileyemezsiniz! (insan 30)
Ben isterim ki,
eğilsin dallar bereketten.
İnsanoğlu başını eğmesin
utançtan ya da güçsüzlükten...
iz-demek
kökünden geliyor
peşinden gitmek, izi takip etmek anlamındadır.
sabahın kör vaktinde kalkıp,servise yetişmek için son sürat giyinip kuşanıp..bir saatlik servis uykusundan sonra gözlerini açabilmek..:((
ahhhh..çok mu şey istiyoruz..:(
senden
sadece kendini iyi hissetmeni istiyorum
arkamdan ağlamayacaksın
sağımdan sevmeyeceksin
solumdan kızmayacak
ve önümü kesmeyeceksin
sadece
ama sadece kendini iyi hisset
yeter..
öpüşmek istiyorum... :)))
dans etmek istemeekkkkk..... dans dans dans......