sevmeden seviştiğimiz, yaşamadan yaşattığımız, her şeyi ve hiçbirşeyi bulamadığımız, kalabalık ve en az onun kadar yalnız, yaşamanın zor öğrenmenin kolay, ölümün kader olduğu, bazen herkesin tanıdık bazen herkesin yabancı olduğu, denize insana kolarını açan ama insanın getirdiklerine yenilen şehir...
İstanbul konulu şiir yarışması başvuru süresi 2 saat önce sona erdi...aman yarabbi 3000den fazla şiir...geçen seneki 1300den fazla idi...Millet şair kesilmiş...
'sonradan olma bir istanbulluyum evet...ama fena halde sevdalıyım bu şehire. kişilikli bir şehir istanbul.aşkın, aşksızlığın; sevmenin terkedilmenin, mucizenin ve yoksulluğun sebebidir istanbul. kavga edilir bu şehirde. barışılır. aşık olunur. özlenir bu şehir...'
kahpe bizansın yıllar boyu hor kullandığı sonra ejdadımızdan fatih sultanın fethettiği ve sonra yine ejdadımız tarafından her gün her gece kirletilen zavallı şehir istanbul.... yazık ki fethetmiş....
1980 öncesi, izmit ten otobüse bin, harem trafikte in...dolmuşla kadıköy e geç, vapura bin...doğruca karaköy.....karaköy de in...alt geçitten geç, yüksek kaldırıma çık...biraz heyecan biraz korku....olsun....ilk defa ''milli''olacaksın...değer buna....artık ıstanbul lusun...
İstanbul hala güneşin ardında ufuklarında birkaç kara leke birkaç kan pıhtısı dudaklarında İstanbul hala sevimli mi sevimli ve hala bir tomucuk tadında yürüyelim seninle İstanbul'da
korkusuz bir rüyadır bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü yenilgisiz bir muamma gibidir arar bulusmayan ellerimizi deli rüzgar yine sarhoş, hovarda
tam orada, Çamlıca yokuşunda birkaç bulut çekelim gökyüzünden damarlarımızdan geçirelim ve birden bırakalım suların üzerine sen bir defa konuş, sen bir defa gül kumlu ebrular yapalım seninle serpmeli ebrular, bülbülyuvası hercaimenekşe, gonca ve sümbül
yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında yürüyelim seninle İstanbul'da boğaziçi magrur türkülerini gözlerine baka baka söyleyin martılar üşüyünce denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi
anlayabilir misin neden çıban gibi büyür bağrımda büyürde kelebek olur bu sızı kırmızıyı sevdiğini söyledin bu yüzden mi günlerdir İstanbul'da gül kokusu yayılan tepeler kırmızı, sular kırmızı
İstanbul bilmeli ki, sahillerine mehtabı taşıyan senin bakışlarındır İstanbul bilmeliki, limanlardan gemiler önce senin yüreğine açılır uzaklarda bir yerde toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın parmaklarında hüzün sana doğru akan nehrin ağlayan suretidir
bir elimizde umut bir elimizde sevda yürüyelim seninle İstanbul'da musiki kesilsin, tükensin yazı çaresiz kalınca mızrap ve şiir ozan bir kenara bıraksın sazı ressam fırçasına neden mi kızgın tuvalde çizgiler, renkler kırmızı kırmızıyı sevdiğini bilince çekilir mi artık güllerin nazı
Anadolukavağı'nda her akşam burcu burcu bir rüyadır hayalin karanlık, hüznünü düşürür dağa kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar endamın her sabah iner toprağa
İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda uykusundan uyanınca fırtına dalgalar türkümüze aşina olur yüzümüze bakınca deniz fenerleri sahibini arayan gemilerin çığlığıyla vurulur
tarih heyelandır hainlerin ardında İstanbul tarihin soylu anası biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız sevdayı kız kulesi'nden yalıların burukluğu altında geçiyoruz sokaklardan delice
anlayabilir misin beyoğlu'nda gezinen hayal kırıklığının benden türediğini anlayabilir misin kırmızı neden böyle doldurur aynalara inleyen yüreğimi
sana giden yolların kavşağında bir adam direniyor izini bulmak için siliyor tanyerine akan alın terini ufkunda sapsarı umudun rengi mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah arıyor sessizce kaybolan günlerini
Gülhane'de simit satan çocuklar nasıl anlasınlar ellerimizin neden böyle çekingen olduğunu Ayasofya önünde tramvay bekleyenler gökyüzüne dokunurken bu acı kimdir diye sorsunlar içlerinden birlikte yürüyen iki yabancı
biz gitsek de, İstanbul'da yine de yıllar yılı gezinmeli bu sızı benden bir yaralı şiir kalmalı senden bir tebessüm, bir de kırmızı
şair ve yazar şehri...piyer loti tepesi..martıların çığlıkları..boğaz...benim gezmek istediğim şehir...sultan ahmet meydanı ve güvercinler...saymakla bitmez...fatihin fethettiği yer... :)
istanbul bu günkü haliyle kuru bir kalabalıktır insanı çeker ama aslında hiç bişey yoktur... belkide insanı çeken kısmı gerçek İstanbul'dur tarih kokan sokaklarından duyğu akan fatihin İstanbulu kimbilir hangi sokağında hangi hikaye...
Eğlenmeye bak şu sevgili dünyada Zevk almayı tat Özverili dünyada İstanbul'da İstanbul'da bir barda Bir bardak şarap yanımda Seni özlüyorum Kaçsam da buralara Arkadaşlar geldi sonra Oturdular masama Düşünmedim seni o an Onlarlayım nasıl olsa İstanbul'dayım nasıl olsa Eğlenmeye bak şu sevgili dünyada Zevk almayı tat Özverili dünyada İstanbul'da...
sevmeden seviştiğimiz, yaşamadan yaşattığımız, her şeyi ve hiçbirşeyi bulamadığımız, kalabalık ve en az onun kadar yalnız, yaşamanın zor öğrenmenin kolay, ölümün kader olduğu, bazen herkesin tanıdık bazen herkesin yabancı olduğu, denize insana kolarını açan ama insanın getirdiklerine yenilen şehir...
yeryüzünün cenneti
İstanbul konulu şiir yarışması başvuru süresi 2 saat önce sona erdi...aman yarabbi 3000den fazla şiir...geçen seneki 1300den fazla idi...Millet şair kesilmiş...
gürültü,toz, trafik. kargaşa,
bunlara rağmen gezilmek istenen ve dünyanın elde etmek istediği bir metropol
en iyisi unutmak. zaten aklıma bile gelmiyor artık.başarmışım,aferin bana...
hayatım..
tanımsız, taanımlanamaz...
sözlükte ona kelime yok..
geliyorummmm..
ISTANBUL illede ISTANBUL canım ISTANBUL.... En güzeli ve En çirkini içinde barındıran tezatlığına rağmen en anlamlı Şehir......
gitmeyi çooook istediğim ama her seferinde babam abimi götürdüğü yer.En çook boğazı merak ediyorum İNŞALLAH bir gün giderim
'sonradan olma bir istanbulluyum evet...ama fena halde sevdalıyım bu şehire. kişilikli bir şehir istanbul.aşkın, aşksızlığın; sevmenin terkedilmenin, mucizenin ve yoksulluğun sebebidir istanbul. kavga edilir bu şehirde. barışılır. aşık olunur. özlenir bu şehir...'
kahpe bizansın yıllar boyu hor kullandığı sonra ejdadımızdan fatih sultanın fethettiği ve sonra yine ejdadımız tarafından her gün her gece
kirletilen zavallı şehir istanbul....
yazık ki fethetmiş....
1980 öncesi, izmit ten otobüse bin, harem trafikte in...dolmuşla kadıköy e geç, vapura bin...doğruca karaköy.....karaköy de in...alt geçitten geç, yüksek kaldırıma çık...biraz heyecan biraz korku....olsun....ilk defa ''milli''olacaksın...değer buna....artık ıstanbul lusun...
İstanbul diye bir yer kaldımı ki?
Bahsedilen yer artık İstanbul değil.Kocaman bir köy.
Yok olurken ağlamaya bile zaman olmadı.
İçindeyken cehennem,dışındayken ütopya....
Ey masum bakışlı yar
Gözünde İstanbul var
En az gözlerin kadar
İstanbul'u özledim
bitmeyecek tek'aşkım
gecenin son gündüzün ilk hediyesi
yemm yeşil bir kubbe fatihin yurdu
şehri-i istanbul
Yürüyelim Seninle İstanbul'da
Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
hayallerim kıpkırmızı olurdu
İstanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomucuk tadında
yürüyelim seninle İstanbul'da
korkusuz bir rüyadır
bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü
yenilgisiz bir muamma gibidir
arar bulusmayan ellerimizi
deli rüzgar yine sarhoş, hovarda
tam orada, Çamlıca yokuşunda
birkaç bulut çekelim gökyüzünden
damarlarımızdan geçirelim ve birden
bırakalım suların üzerine
sen bir defa konuş, sen bir defa gül
kumlu ebrular yapalım seninle
serpmeli ebrular, bülbülyuvası
hercaimenekşe, gonca ve sümbül
yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
yürüyelim seninle İstanbul'da
boğaziçi magrur türkülerini
gözlerine baka baka söyleyin
martılar üşüyünce
denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi
anlayabilir misin
neden çıban gibi büyür bağrımda
büyürde kelebek olur bu sızı
kırmızıyı sevdiğini söyledin
bu yüzden mi günlerdir
İstanbul'da gül kokusu yayılan
tepeler kırmızı, sular kırmızı
İstanbul bilmeli ki, sahillerine
mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
İstanbul bilmeliki, limanlardan gemiler
önce senin yüreğine açılır
uzaklarda bir yerde
toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
parmaklarında hüzün
sana doğru akan nehrin
ağlayan suretidir
bir elimizde umut
bir elimizde sevda
yürüyelim seninle İstanbul'da
musiki kesilsin, tükensin yazı
çaresiz kalınca mızrap ve şiir
ozan bir kenara bıraksın sazı
ressam fırçasına neden mi kızgın
tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
kırmızıyı sevdiğini bilince
çekilir mi artık güllerin nazı
Anadolukavağı'nda her akşam
burcu burcu bir rüyadır hayalin
karanlık, hüznünü düşürür dağa
kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
endamın her sabah iner toprağa
hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
ayrılık acıyla süzülür kandan
nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
öylesine yorgun, mahzun ve candan
İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
uykusundan uyanınca fırtına
dalgalar türkümüze aşina olur
yüzümüze bakınca deniz fenerleri
sahibini arayan gemilerin
çığlığıyla vurulur
tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
sevdayı kız kulesi'nden
yalıların burukluğu altında
geçiyoruz sokaklardan delice
anlayabilir misin
beyoğlu'nda gezinen
hayal kırıklığının benden türediğini
anlayabilir misin
kırmızı neden böyle
doldurur aynalara inleyen yüreğimi
sana giden yolların kavşağında
bir adam direniyor izini bulmak için
siliyor tanyerine akan alın terini
ufkunda sapsarı umudun rengi
mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
arıyor sessizce kaybolan günlerini
Gülhane'de simit satan çocuklar
nasıl anlasınlar ellerimizin
neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
gökyüzüne dokunurken bu acı
kimdir diye sorsunlar içlerinden
birlikte yürüyen iki yabancı
biz gitsek de, İstanbul'da yine de
yıllar yılı gezinmeli bu sızı
benden bir yaralı şiir kalmalı
senden bir tebessüm, bir de kırmızı
Nurullah Genç
şair ve yazar şehri...piyer loti tepesi..martıların çığlıkları..boğaz...benim gezmek istediğim şehir...sultan ahmet meydanı ve güvercinler...saymakla bitmez...fatihin fethettiği yer... :)
gidersem hep etilerrrrrrrrrrrrrrrrrrr
Şimdi sizi kıskandım doğrusu :)))))))
Deniz..vapurlar..martılar...
Vapurdaki kocaman bardaklardaki çaylar...
Sonra boğaz..
Sonra....saymakla bitmez..
istanbul olmasa dünya da olmazmış bence.......
eskidendi çok eskiden sen hatırlamazsın çocuktun daha :))
bıktım artık..
istanbulda yasiyorum
tarihi sehir
dünyada tek, iki kita arasinda olan sehir
kadın gibi kısrak gibi sarılayım gel ince beline
yarim istanbul, gel öpeyim gerdanından...
adına şarkı yazmaya değecek bir şehir...
istanbul bu günkü haliyle kuru bir kalabalıktır
insanı çeker ama aslında hiç bişey yoktur...
belkide insanı çeken kısmı gerçek İstanbul'dur
tarih kokan sokaklarından duyğu akan fatihin
İstanbulu kimbilir hangi sokağında hangi hikaye...
Eğlenmeye bak şu sevgili dünyada
Zevk almayı tat
Özverili dünyada
İstanbul'da
İstanbul'da bir barda
Bir bardak şarap yanımda
Seni özlüyorum
Kaçsam da buralara
Arkadaşlar geldi sonra
Oturdular masama
Düşünmedim seni o an
Onlarlayım nasıl olsa
İstanbul'dayım nasıl olsa
Eğlenmeye bak şu sevgili dünyada
Zevk almayı tat
Özverili dünyada
İstanbul'da...
bütünü.. çirkin.. ayrıntıda güzellik, şebinkarahisarda bile var..