Kültür Sanat Edebiyat Şiir

israil sizce ne demek, israil size neyi çağrıştırıyor?

israil terimi K E tarafından tarihinde eklendi

  • Selahattin Aykurt
    Selahattin Aykurt

    İSRAİL ORDUSU ŞUBAT AYINDA 32 ÇOCUK KAÇIRDI


    Monday, 18 February 2008
    32’si Çocuk Olmak Üzere 300 Filistinli İsrail Ordusu’nca Kaçırıldı

    Filistin, 17 Şubat 08 - IMEMC

    Nafha Tutuklu Haklarını ve İnsan Haklarını Savunma Derneği Medya Departmanı’nın açıklamasına göre İsrail, Şubat’ın başından bu yana, Batı Şeria ve Gazze’ye yaptığı saldırılar sırasında 300 yerleşimciyi kaçırdı.

    Kaçırılan yerleşimcilerin 32’si ise çocuk.

    Dernek, kaçırılan 200 yerleşimcinin Batı Şeria’dan, 100 yerleşimcinin ise Gazze’den olduğunu belirtti. Bununla birlikte 32 çocuk uluslararası hukuk ve Dördüncü Cenova Anlaşması’na aykırı olarak sorgulama merkezlerine sevkedildiler. Kaçırılan çocukların yaşları 14 ile 18 arasında değişiyor.

    Kaçırılanların çoğunun Batı Şeria’nın güney bölgesinde yer alan Hebron’dan olduğu, Hebron ve çevresindeki köylerden 75 yerleşimcinin kaçırıldığı ifade edildi.

    37 yerleşimci Nablus’da, diğerleri ise Bethlehem, Ramallah, Qalqilia, Jerusalem, Salfit, Jericho ve Al Biereh’de kaçırıldı.



    [Kaynak: International Middle East Media Center

    Çeviri: Solun Doğusu ]


    WWW.SOLUNDOGUSU.NET

  • Selahattin Aykurt
    Selahattin Aykurt

    EDEBİYATÇI BİR MİLİTAN GAHASSAN KANAFANİ ÖLÜMSÜZDÜR......



    Monday, 21 January 2008
    Silahıyla Kalemini Birlikte Kuşanan Bir Koca Yürek:

    GHASSAN KANAFANİ...

    Gassan Kanafani, 1972’de İsrail istihbaratı MOSSAD tarafından Beyrut’ta evinin önünde duran arabasına 150 kg TNT koyularak öldürüldü. O sırada yanında bulunan on yedi yaşındaki yeğeni Melis de onunla birlikte şehit düştü.

    Filistin’in kuzeyinde bulunan tarihi şehir Akka’da 1936 yılında doğan Kanafani, 8 Temmuz 1972’de 36 yaşında öldürüldü. Filistin devrimci mücadelesinin neden İsrail’in ilk hedefleri arasında yer aldığı bu yazının sonunda daha iyi anlaşılacaktır. İsrail İşçi Partisi’nin lideri ve uzun zaman başbakanlık yapan Golda Mair’in Gassan Kanafani’yi anlatan sözlerini okumamız yeterlidir: “Eğer Filistin halkının kamplarda ve sokaklarda, insanlarının ruh halini ve yaşadıklarını ve devrimin halini anlamak istersek, Gassan Kanafani’nin yazılarını takip etmemiz yeterlidir…”

    Gazeteci olan ve 11 Aralık 1967’de FHKC (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi) örgütünün kurucularından ve aynı zamanda Polit Büro üyesi olan Gassan Kanafani, Filistin’in özgürlük mücadelesinde George Habbaş, Vadi Haddad, Abu Ali Mustafa ile birlikte, sağın (El Fetih) mücadele anlayışını reddederek feodal ve gerici Arap ülkelerinin liderleriyle ittifak yapılarak bir yere varılamayacağına inandı. Kanafani, Filistin mücadelesi için gerçek anlamda Marksist-Leninist-Maoist devrimci yolu ve işgale karşı direniş anlayışını benimseyen insanlardandı. Filistin devrimci hareketinin ilk ve temel taşlarını oluşturan FHKC’nin içinde, kültürel/siyasi bilinç devriminin silahla birlikte aynı zamanda ve aynı yoğunlukta yürütülmesi gerektiğini hem örgüt içinde hem de kendisinin kurduğu El’hadef dergisinde inançla savundu. El’hadef ilk sayfasında -aynı Lenin’in Pravda’sı gibi- “Öyle bir gazete düşünün bir kıvılcıma benzesin, o kıvılcım büyük bir ateşe dönecektir” diyordu.

    Devrimin edebiyatı “direnişin edebiyatı” temelini kuran/araştıran Kanafani, örgütün içinde bir sağlam bölgesel/enternasyonalist kültürel eğitimin her devrimcinin ruh gıdası olması gerektiğini hep savundu. Devrimci silah taşıyorsa, aynı silahının gücü olduğu gibi kültür ve bilinç gücüyle kuşatılması gerektiğini hep dile getirdi. Büyük eser nitelindeki kısa hikâyeleri, romanları ve tiyatro eserleri, Filistin halkının derin yarasını anlatıyordu. Yaratıcılığı ve aramızdan erken ayrılışı, onun hakkında yapılan araştırmalara da kaynak oldu. “Neden İsrail’in ilk hedefleri arasına girdi? ” sorusunun cevabı onun yaşamında gizliydi.

    Onun yaratıcılığını gösteren en önemli kısa romanlarından biri olan “Güneşin Altındaki Adamlar”ın hikâyesinde Kanafani; “neden tankın duvarına vurmadılar? ”sorusuyla işgal edilen bir ülkenin yaşama hakkı elinden alınmış halkının psikolojisini tüm açıklığıyla gözler önüne seriyordu. O hikâyede zengin Arap petrol ülkesine giden üç ayrı nesilden kaçak Filistinlinin durumunu ve yaşadıklarını anlatıyordu. Filistinliler, vize alamadıkları için bir petrol tankerinin şoförüyle - o da Filistinli! ! ! - onlar için büyük bir rakam sayılabilecek bir paraya anlaşıyorlardı. Amaçları petrol ülkesine gizlice girebilmekti. Hayatları değişsin diye kaçıyorlardı, sınırda şoförün fazla durması ve sınır bekçisinin sorgulamayı uzatması ve gevezeliği yüzünden tankerin içinde boğularak ölmeleri, şoförün tankerin kapısını açtığında ve cesetlerle karşılaştığında yüksek sesle tekrar tekrar kendine sorması: “Neden tankerin duvarına vurmadılar nefessiz kaldıklarında? ” Neden boğularak ölmeyi tercih ettiler? Korktular... Yaşadıkları sıkıntıları giderebilmek için zengin bir dünya hayal ederek mi? Aynı sıkıntıya tekrar dönmemek için mi? Boğularak gelen bir ölümün, boğularak yaşamaktan daha kolay gelmesinden mi? Kendi gerçeklerinden kaçıyor, umutlarını kolayca hiçe sayabilecek bir adama teslim ediyorlardı. Korku… İşte bu korkunun yarattığı derin endişeler İsrail liderlerinin içindeydi. Sadece silahını değil, kalemini de kuşanan bir insandı Gassan Kanafani...

    Hayatta kısa bir süre kalan/öyle gözüken, 36 yaşında şehit düşen bir devrimcinin uzun yaşamına/mücadelesine bir göz atalım ve sizinle paylaşalım...

    DEVRİMCİ EDEBİYATÇI OLARAK GASSAN KANAFANi...

    Yukarıda bahsettiğimiz gibi, direnişinin edebiyatını araştırırken, bilimsel bir araştırma olarak yaklaşmak gerektiğinin bilincindeydi. Sadece edebiyat olarak ya da kültür olarak da yetinmemek gerektiğini biliyordu. 1919’da İngilizlerin işgali altında bulunan Filistin halkının direnişi ve özellikle 1936’da “1936 devrimi sorunu” altında yaptığı uzun araştırma/okuma niteliğindeki kitapları devrimci insanların dikkate almaları gerektiğini ve FHKC’nin içinde okutulması/eğitilmesi ve tartışılması gerektiğini bir ilke olarak koydu. FHKC’nin ilk genel kurulunda ve programında yer almasını üstüne basa basa savundu. Filistin tarihini sorgularken doğru ve bilimsel saptama yapmak gereğini şiddetle savundu, tarihi yazılmamış ya da saptırılmış olarak -ki, normal bir sonuç bu, bir ülke işgal altında uzun bir süre içinde yaşarsa 1919–1948-

    O dönem işgalciler tarafından ya geçiştirilir ya da saptırılır. Neden 1936’da İngilizlere karşı direnişin doruk noktasına geldiği belirtilmez. İngilizlere karşı dünyada ilk defa ve rekor düzeyde olarak tarihe geçen 6 aylık bir genel grev vardır bu tarihte Filistin’de. Bu süre içinde grevi başlatan ve önderlik yapan İzzeddin El-Kassam (şu anda HAMAS’ın askeri kanadının adı buradan ilham almıştır) bir cami imamıydı ve Filistin toprağının kutsal olmasından dolayı, halk İngilizlere karşı bu imama sadık kalıp takip etmiştir. Yine aynı lider (El-Kassam) İngilizlerle oturup anlaşarak grevi bitirmiştir. Sonrasında ise anlaşma yaptığı işgalci İngilizler tarafından sınırdışı edilmiştir. Filistin halkı 1919-1948 tarihleri arasında İngiliz işgali altında yaşamış ve bu uzun süre boyunca direniş göstermiştir. Bu direnişin neden başarılı bir sonuç getirmediğini - bunca kitleyi arkasına almış olmasına rağmen (Filistin halkının tümü diyebiliriz! !) ve halkın tamamına yakını genel grevin olduğu 6 ay boyunca hiçbir ticaret yerini açmamasına rağmen- şehirlerde, kasabalarda, köylerde, Filistinlilerin dillerinde, hikaye, şiirler, halk müziğinin zengin bir tablo oluşturduğu halde ve neden bunca acıya rağmen başarılmamış olmasını, Gassan Kanafani basit ama aynı zamanda derin bir saptamayla işaret etti; din ve feodalizm, gerici Arap liderlerinin rolü de çok etkiliydi bu direniş süresinde.

    Yazdığı araştırmalarda ve eserlerinde hem zengin direnişin izlerini, hem de başarısızlığı ve bunun bilimsel nedenlerini ele aldı.

    “Kör Adamla Sağır Adam” hikâyesinde topluma zeki ve derin bir yaklaşımda bulunuyordu, halkın hurafelere inancını ve dini farklı bir ele alışı vardı. O hikâyede iki adamın toplumun zorlamasıyla “ermiş” sanılan bir şeyhin türbesinde buluştukları anları ve aralarında geçen konuşmaları anlatıyordu: “Sağır olan, kör adama neden oraya geldiğini sorar bağırarak. Kör adam anlatmaya başlar ama sağır olan onu duyamayacağını söyler. Çünkü kendisi sağırdır. Kör adam işaretle ailesini ve çalıştığı iş yerini anlatır, -fırın işçisi olarak çalışmaktadır- sonra kör sorar işaret diliyle sağırın neden geldiğini, bağırarak da olsa anlatır; Birleşmiş Milletler’in insani yardım kuruluşunda çalıştığını ve sağırlığın tek güzel tarafının, o azıcık yardımı alabilmek için insanların oluşturduğu kalabalık selinin sesini duymamak olduğunu söyler. Zorla ve işaret diliyle ona buraya gelmesinin, ailesinin tekrar işitme hissine kavuşacağını ısrarla anlatmalarından kaynaklandığını belirtir. Ermiş kişinin kendisinin mezarının başındaki ağaçta yüzünün belirdiğini ve herkesin bundan medet umduğunu ve herkesin hastalığını iyileştirdiğini - tıpkı kendisininki gibi- gelme nedenini de anlatır kör olana. Kör ona sorar: “Peki ne görüyorsun orada? ”. Sağır olanı pek net göremediğini söyler. Kör adam; gel omzuma çık diye teklif eder, sağır kabul eder ve gülmeye başlar. Kör olanı ne gördüğünü sorar merakla, sağır dur bir dokunayım der ve alaycı, gür, keskin bir sesle mezarda haykırır: “Sadece mantar... Sadece mantar...” Kör adamla sağır olanı, ikisinin birleşiminin bir tam adam ettiğini topluma işaret eder; özürlülüklerini tamamlayarak, böylece uzun ve sağlam bir dostluk kurarak, topluma karşı batıl inanışlara karşı, işgale karşı direnişin içinde yer alır. Bu kısa hikâyeyle farklı bir bakış açısı yakalar Gassan Kanafani.

    İkinci büyük damgayı ise Filistin Halk Edebiyatında 1948’de İsrail tarafından işgal edilen topraklarda yetişen Filistinli edebiyatçıların eserlerine dikkat çeken devrimci/edebiyatçı olarak Filistin tarihinde yer aldığında vurur. Ciddi araştırmalar yapar, sadece bununla da yetinmez, orada halkevleri, kütüphaneler ve FHKC’nin kollarına bağlı olan gazete, dergi ve kültürel yayınlara maddi manevi destek sağlanmasını kendine görev bilir. Bu şekilde orada yetişen ve Filistin kimliğiyle bütünleşen edebiyatçıların ve Filistin halkının dünya tarafından tanınmasını sağlar. Çünkü Filistin’in 1948 işgali altında, Filistin edebiyatında önemli rol oynayan ve tarih niteliğinde eserler yazan bir nesil vardı.

    Bunlardan birkaçı dünya ve Arap edebiyatında önemli rol oynadı; Mahmud Derviş, Samih El Kassem, Leyla Tokan, Tevik Zeyad...

    Eserleri 20 dile çevirilen bu büyük dava adamı ve edebiyatçının ne yazık ki Türkçe'ye çevirilmiş bir kitabı bulunmamakta.
    [! -[if! supportLineBreakNewLine]-]
    [! -[endif]-]

    [Kaynak: “İşçi Köylü” gazetesi]

    Not: Makale, İşçi Köylü Gazetesi için Arapça orjinalinden çevrilmiştir.- S.D


    WWW.SOLUNDOGUSU.COM

  • Eda Baykul
    Eda Baykul

    SORU:Ortadoğuda nükleer silahlara sahip olan yegane ülke hangisi?
    cevap:İsrail
    SORU:ortadoğuda hangi ülke nükleer silahların yaygınlaşmasının önlenmesi antlaşmasını imzalamayı reddetmekte ve uluslararasıdenetimleri ülkesine kabul etmemekte?
    cevap:İsrail
    SORU:Ortadoğuda hangi ülke diğer ülkelerin egemenliğindeki toprakları askeri kuvvet kullanarak ele geçirdi ve bu taoprakları BM güvenlik konseyi kararlarına meydan okuyarak işgal etmeye devam etmekte?
    cevap:İsrail
    SORU:Ortadoğuda hangi ülke diğer bir egemen devletin uluslar arası sınırlarını havadan savaş uçaklarıyla kara ve denizden de ağır top bombardımanıyla rutin olarak ihlal etmekte?
    cevap:İsrail
    SORU:Ortadoğuda hangi ülke 762 bin kişiyi mülteci yaptı ve bu insanlara evlerine,çiftliklerine ve işlerine geri dönme imkanı vermeyi reddetmekte?
    cevap:İsrail
    SORU:Ortadoğuda hangi ülke ABD gizli belgelerini çalmak için Jonathan Pollard adında bir casus kullandı ve ardından bu belgelerin bir kısmını sovyetler birliğine verdi?
    cevap:İsrail
    SORU:Fortune dergisinin Washington'u içeriden bilenler arasında geçenlerde yaptırdığı bir kanaat araştırmasına göre,dünyanın hangi ülkesi ABD içindeki en güçlü ikincilobiye sahip?
    cevap:İsrail
    SORU:ABD,BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyulması gerektiğini öne sürerek,hangi ülkeyi bombalamakta tehdit etmekte?
    cevap:ırak...

  • Asuva Dans Pistinde
    Asuva Dans Pistinde

    ey israil,
    sevgi sendir, umut sendir, aşk sen
    senin yüzün olacak son namazımda kıblem

  • Asuva Dans Pistinde
    Asuva Dans Pistinde

    herkes için bi ülke ama benim için aşk, gece yürüyen adam demek çünkü,

  • Cem Sagol
    Cem Sagol

    3 askeri kaçırılır.....
    2 günde 9 şehit verdik......


    elimizde ne var....
    ..şehitlerin arkasından okunan..... duadan......başka.....
    Annelerimizin gözünden akan yaşlardan başka......
    yeter....yeter...yeter........içimiz yanıyor........

  • Ra
    Ra

    Öldürdünmü Israil gibi öldüreceksin

    kimsenin sesi çikmayacak
    duvarin kösesinde
    babasinin kucagina siginan 12 yasindaki çocugun
    tam gögsüne nisan alacaksin
    babasinin kollarinda can cekisirken çocuk
    bütün dünyaya göstereceksin
    ne demekmis insanca savas
    dozerlerle girmelisin evlerin kapilarindan
    mülteci kamplarina düzenledigin
    operasyonlarda gelmeli ölüm
    tas atan çocuklar için
    top atan tanklar bulundurmalisin
    ördügün 15 metrelik duvarin arkasinda
    görünmez nasil olsa zulüm
    insanlik seni anlayisla karsilayacaktir nasil olsa

  • Suf Aya
    Suf Aya

    'Herkese Merhaba,

    Bugün aldigim bir maili sizlerle de paylasmak istiyorum!



    Sky news,BBC´yle birlikte Ingilterenin en buyuk haber kanali ve kulandiklari
    anketler, haberlerinde yer aliyorlar

    son anketleri, israilin saldirmasi haklimi/haksizmi.
    Israililer, anketi etkilemek icin, spam bile yapiyorlar (linki spam mail´den
    buldum) ve su an anketin durumu:

    israil haklidir: 86,91%

    israil haksizdir: 13.08%



    haydi arkadaslar, bizde oyumuzla durumu degistirelim!

    oyunuzu vermek icin, asadaki siteye girip, 'no' ve ardindan 'vote now' basmaniz
    yeterli!


    http://www.sky.com/skynews/polls/displayresults/1,,91153-1003515,00.html

    aLpHaE aNtArEs* '

    bu vesile ile kulaklarını da çınlatmış olayım Erdem'in..

  • Harun İşlek
    Harun İşlek

    Kaçak inşaat..! ! (yanaşma memleket, devşirme halk, korkak millet, hâin kavim...vs...vs...vs...)

  • Gökhan Çakır
    Gökhan Çakır

    İSRAİLi kuran İNGİLTERE'dir....İsrail 1948'de kuruldu...
    Ama kurulma çalışmaları 1916 yıllarında başladı...
    Ortadoğuda İsrail devleti'nin kurulmasını ilk ortaya atan İngiltere'dir...

  • Can
    Can

    Dünyada şeriatla yöetilen tek devlet.
    Hani İslam ülkerine şeriatla yönnetiliyor diye baskı yapan şu pis devlet var ya.İşte o topluluk yönetim şeklinin tamamını kutsal kitapları üzerinden yapmaktadır.

  • Bon Jovi
    Bon Jovi

    israilli solcular alanları doldurup,katil hükümete isyan bayragı acabilecek kadar cesurdurlar..................sosyalist farkı...............

  • Bay Grey
    Bay Grey

    Katil zihniyetin mantığının göstergesidir.
    (Gerçi bu ülkedede bazı topluluklar bu zihniyetin benzer temayüllerine maruz kalmıştır ama mevzu şimdi o değil)


    Bebekleri öldürüyoruz, çünkü...

    Beyt Hanun’daki saldırı öncesinde uluslararası basın aracılığıyla dünya kamuoyuna bir mektup yollayan İsrail hükümeti şunları söyledi: “Son günlerde, Hamas’ın en kötü taktiği tekrar uyguladığını gördük: Kadın ve çocukların arkasına sığınarak onları canlı kalkan olarak kullanmak... Bu hareketlerinin ardındaki sebep çok basit: Sizin tepkiniz. Siz uluslararası kamuoyu, ’İsrail 10 militan öldürdü’ başlığıyla ’İsrail bir kadını öldürdü’ başlığına farklı tepkiler veriyorsunuz. Böylece Hamas da alay eder gibi propaganda için kendi halkını suiistimal ediyor ve bu da işe yarıyor. Siz de bilirsiniz ki, sivillerin arkasına saklanan bir Hamaslı savaş suçlusudur ve açıkça tehlikeye attığı sivillere gelecek herhangi bir zarardan uluslararası hukuk önünde kendisi sorumludur. Uluslararası kamuoyu ne zaman ki Filistinli sivil ölümleriyle ilgili sorumluluğu ait olduğu tarafa, yani Hamas’a yükler, Hamas da o zaman bu taktiği bırakır ve siviller bu çatışmanın dışına taşınır.”

    Sonuç olarak biz bebeleri öldürürken aslında onları ölmemeleri için öldürüyoruz gibi bişey söylüyor...

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    İSRAİL’E GÜVENMEK Mİ? ...GÜLDÜRMEYİN BENİ! ...

    M.NİHAT MALKOÇ

    Dünyayı ateşe veren ülkelerin başında gelir İsrail… Dünya dünya olalı bu kadar kışkırtıcı ve bağnaz bir ülke görmedi. İsrail 1948 senesinde Ortadoğu’nun kalbinde bir çıbanbaşı olarak ABD ve müttefikleri tarafından kurulmuş illegal bir devlettir. Yıllardan beri Filistinlilerin ocakları yakılıp yıkılmış, toprakları İsraillilere peşkeş çekilmiştir. Binlerce insan doğup büyüdüğü topraklarından kovulmuş, mülteci durumuna düşürülmüştür.

    İsrail, İslam dünyasının kalbine saplanmış paslı bir hançerdir. Bu hançerin acısını yarım asrı aşkın bir zamandan beri çekiyoruz. İsrail’in azgınlığı ve saldırganlığı sınır tanımıyor. Tam sular duruldu diye seviniyorsunuz, densizin biri ortaya çıkıp Ortadoğu’nun huzurunu bozuyor. İsrail bu gücünü ve cesaretini nereden alıyor acaba? Bu sorunun cevabını bilmek için âlim olmaya gerek yok. Elbette İslam düşmanı devletlerden; özellikle ABD’den ve Avrupa ülkelerinden… Düşmanımın düşmanı dostumdur misali! ...

    Geçenlerde enteresan bir araştırma yapıldı. Bu araştırmada İsrail’in dünyada en olumsuz imaja sahip ülke olduğu ortaya çıktı. “National Brand Index” adlı araştırmada, İsrail, dünya kamuoyunun gözünde ülkelerin imajlarıyla ilgili listede sonuncu geldi. 35 ülkede 25,903 kişi arasında yapılan araştırmada, yatırım ve göç, ihracat, kültür ve kültürel miras, halk, yönetim ve turizm alanlarında, insanların bu ülkeleri nasıl algıladıklarına bakıldı.

    GMI kuruluşu tarafından yapılan araştırma, İsrail’in diğer ülkeler arasında sonuncu gelmesinin yanı sıra araştırmanın yapıldığı her bir alanda diğer ülkelerle arasındaki farkın büyük olduğunu da gösterdi. Araştırmada ayrıca, İsraillilerin dünyanın en az misafirperver halkı olarak görüldüğü de ortaya çıktı. Araştırmadan çıkan sürpriz sonuç ise İsrail’in yakın müttefiki olan ABD’de halkın, İsrail’i uluslararası güvenlik ve barış alanlarında sadece Çin’den bir üst sıraya yerleştirmesiydi. Yani ABD halkı da İsrail’e güvenmiyor, onun barış yanlısı olmadığını, kin ve nefrete hizmet ettiğini tescil ediyor. ABD yönetimi yine de İsrail’i şımarık bir çocuk gibi yetiştiriyor. Onu Ortadoğu’da tehdit ve tahrik unsuru olarak kullanıyor.

    Araştırmayı kaleme alan Simon Anholt, “İsrail markasının”, bu endekste şimdiye kadar ölçülenler arasında en olumsuz imaja sahip olduğunu ve bu alanların tümünde listenin en altında yer aldığını söyledi. Anholt, bir ülkenin politikasının, bir kişinin o ülke hakkındaki düşüncelerinin her unsurunu etkilediğini düşünüyor. İsrail bunun açık bir örneği! …

    Anholt, imajını daimi olarak değiştirmede başarılı olmak isteyen bir ülkenin, tavırlarını değiştirmesi gerektiğini vurguluyor. Fakat İsrail kötü imajını değiştirecek gibi görünmüyor. Aksine çirkefliklerine yenilerini eklemekte bir beis görmüyor. Araştırma Arjantin, Avustralya, Belçika, Brezilya, Kanada, Çin, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Mısır, Estonya, Fransa, Almanya, Macaristan, Hindistan, Endonezya, İrlanda, İtalya, Japonya, Malezya, Meksika, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Rusya, Singapur, Güney Afrika, Güney Kore, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye, İngiltere ve ABD’de yapıldı.

    Bence bu sonuç hiç de sürpriz değil… Bu kadar şımarık ve kendini beğenmiş bir ülke dünya coğrafyasında görülmemiştir. Malumdur ki kendini beğenenler başkaları tarafından beğenilmezler. İsrail’in olumsuz imajı da bundandır. Bu kafayla giderse ve küstahlıklarını ısrarla sürdürürse sevimsiz ülkeler listesinin ilk sırasını kimseye kaptırmayacaktır.
    Peki, İsrail’i bu kadar itici ve sevimsiz kılan nedir? İsrail’i sevimsiz kılan yıkıcı, yakıcı ve saldırgan tavrıdır; barış yanlışı görünüp savaş tamtamları çalmasıdır. Haksız olduğu halde pişkinlik yapıp haklı gözükmesidir. Kadın, çocuk, yaşlı demeden Filistinlilerin kanını su niyetine içmesidir. Kanı suyla değil, kanla yuğmasıdır. Daha ne söyleyeyim… Yapılan katliamlar, işkenceler ve çirkeflikler meydanda… Başka şahide ve delile hacet yok ki! ...

    Siyonist vahşeti dur durak bilmiyor. Filistinli çocuklar hedef alınmaya ve kalleşçe öldürülmeye devam ediliyor. Fakat bu acı sahneleri kör vicdanlar idrak edemiyor. Bu sebeplerden dolayıdır ki İsrail, vicdanları körelmeyenlerin nefretini toplamaya devam ediyor.

  • Harun İşlek
    Harun İşlek

    Her ülke ve toplumun, en baş düşmanı....(Bunlardan hiç bir zaman dost olmaz)

  • Cem Sagol
    Cem Sagol

    israil.......savaş ahlakı diye birşey var.....attığın roketlerden ölenlerin hepsi sivil.......sivil öldürmek savaş değil katliamdır.......

  • Selçuk Akçaören
    Selçuk Akçaören

    İsrail in açılımı..
    İ=İran
    S=Suriye
    R=Riyad(Suudi Arabistan)
    A=Amman(Ürdün)
    İ=Irak
    L=Lübnan
    Bu ne kadar doğru bilinmez ama gayri resmi kaynaklar bunu diyor..
    Bu topraklarda Büyük israil kurulacakmış.
    İsrail bağıra bağıra bunu söylüyor Kürtler ne hala Kürdistan peşinde koşuyor anlamıyorum...

  • Harun İşlek
    Harun İşlek

    Canım güzelim islam beldelerinde hiç kimsenin istemediği kaçak inşaaat.....

    Ama! ! ! Naziler israil'e baya bir şeyler öğretmiş sanırsam...Önceden naziler kampları yapar yahudileri oraya toplar, topluca parti düzenlerdi.

    Demek istiyorlarki siz zahmet etmeyin biz kendi kampımızı kendimiz kurarız...

    Şimdi yahudiler kamp mahiyetinde israili kurdu, helak olmalarını bekliyorlar merak etmeyin nazilerin hortlamasına az kaldı...

  • Akın Arda
    Akın Arda

    bebek katilleri kahrolsılar

  • Selin Sevmez
    Selin Sevmez

    israil bence pis bir ülke demek vizdanı olmayan
    sawaştan hoşlanan terörist bir ülke ama biz israil we amerika ürünlerini kullanmaya dewam ettikçe inanın bu sawaş bitmeyecek masum yawrular ölmeye dewam edicek

  • Baki Bilge
    Baki Bilge

    'DİNSİZİN HAKKINDAN İMANSIZ GELİR.'

    Günümüzün müslümanları dinlerini bozmuşlar, Kur'an'a uymayan ARAP GELENEKLERİNİ din haline getirmişler.Yani DİNSİZ bir hale gelmişler.

    İsrail ise İslam'a zaten inanmayan milletin ve ülkenin adı. Yani onlar İMANSIZ.

    Sonuçta bugünlerde Ortadoğuda olan savaşlarlar, yukarıdaki atasözünün doğruluğunu kanıtlayan olaylardır.

  • Ra
    Ra

    heyyyyy israillllllll....!
    kendine gel..!
    tarihine bak! ! !
    sen cok iyi bilirsin, caresizligin, ezilmisligin, unutulmuslugun, görmemezlikten
    gelinmenin en önemlisi 'siyasete' alet olmanin, 'arada' kalmanin ne demek oldugunu,

    ....Ne Cabuk UNUTTUNNN! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

  • Bekir Yılmaz
    Bekir Yılmaz

    İSRAİL; Allah yolundan sapıp terörü cihad zanneden günümüzün sahteleşmiş müslümarına ALLAHIN CEZASI OLARAK acı çektiren bir güç.

    Allah'ın dinini (İslamı) yanlış öğrenmenin ve bunun sonucu olarak 'terörist, şeriatçı, 'anlayarak' okumadan yoksun, özgür düşünceli olmaktan kaçan' insanlar haline gelmenin CEZASI! ...

  • Cemşir
    Cemşir

    sözde ateşkes sağlanmış ama zalim kendisinin yapamadığı hain planlarını birLEŞmiş milletlere yaptıracak abd israil ingiltere dünyayı karıtırmak için ellerinden gelen her türlü adiliği yapıyorlar onların amacı nedir biz biliyoruz ama allahın izni ile kendileri kazdıkları kuyuya kendileri diüşecekler...

  • Cemşir
    Cemşir

    siyonist emelleri olan hain bir devlet

  • Metin Tekin
    Metin Tekin

    lanetlenmiş bir millet yaptıkları onlar için gayet normal şeyler

  • Orhan Yılmaz
    Orhan Yılmaz

    Bir eşek arısı soktu diye yedi düvele meydan okuyup bal arıları dahil telef eden insafsız ülke.

  • İmran Tekin
    İmran Tekin

    lanet olası şerefsizler çekin elinizi müslümanların yakasından bir gün gelecek mehdi (AS) o zaman kaçacak delik arayacaksınızda en son kalanınızıda arkasına saklandığı ağaç dile gelip ele verecek.....

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    İSRAİL’İN GÜCÜ YAHUT GÜÇLÜLERİN İSRAİL’İ

    M.NİHAT MALKOÇ

    İlk insan Hz. Âdem’den beri dünyada barış egemen olamıyor. Herkes birbiriyle kavgalı… Hele şu Ortadoğu lanetli midir ne! … Kendimi bildim bileli Ortadoğu durulmamıştır. Buradaki kanayan yaraya merhem sürüp sağaltması gerekenler her fırsatta kaşımışlar ve kan akıtmışlardır. Bugün yaşananlar da dünkülerin devamı ve benzeridir.

    Bilindiği üzere İsrail devleti 1948 yılında Filistin toprakları üzerinde kurulmuştur. Siyonist lider Theodor Herzl, 1897’de, elli yıl içinde İsrail’in kurulacağını ifade etmişti. Siyonizm’in ne kadar büyük bir tehlike olduğunu fark eden II. Abdülhamit, Filistin’e karşılık para teklif eden Siyonistlerin bu isteklerini geri çevirmişti. Onun içindir ki Abdülhamit’i tüm dünyaya ‘Kızıl Sultan ‘ olarak takdim etmişlerdi. Israrlı çabalar neticesinde Abdülhamit iktidardan uzaklaştırılınca daha rahat hareket etmeye başladılar.

    Siyonistler, Türklerle Araplar arasındaki din bağını gevşetmek için planlar kurdular. Arapların Türklere karşı öfke duymaları bölgeye gönderilen ajan kışkırtıcılar tarafından sağlandı. Arap dilini ve geleneklerini çok iyi bilen ünlü İngiliz casusu Albay T. E. Lawrence bölgede geniş kapsamlı faaliyetlerde bulundu. Uzun vadede emellerine de ulaşmış oldular. Bunun yansımalarını hâlâ hissetmekteyiz.

    İsrail ortalama yedi milyon nüfusa sahip, hacim bakımından küçük bir Akdeniz ülkesidir. Üstelik bütün komşuları Arap kökenlidir. Suriye, Mısır, Lübnan, Ürdün, Filistin devletleri arasında sıkışıp kalan İsrail söz konusu kritik bölgede olur olmaz zamanlarda ve zeminlerde komşularını ve özellikle işgal ettiği Filistin’i tehdit etmektedir. Ben İsrail’in bu deli cesaretine akıl erdiremiyorum. Nasıl oluyor da dağdan gelip bağdakini kovabiliyorlar.

    Bilindiği üzere son hadiseler bir hiç uğruna cereyan etti. İsrailliler, Filistinliler tarafından iki askeri kaçırıldı diye yine dünyayı ayağa kaldırdılar. Olayın akabinde İsrail ordusu Filistin topraklarına girmiş, bakanları ve milletvekillerini esir almış. Fakat yine de hızını kesmediler. Şimdi uçaklarla, tank ve toplarla Lübnan’ı gece gündüz demeden vuruyorlar. Böyle komik ve basit bir gerekçe savaş sebebi olabilir mi? Üstelik İsrail’in esir askerleri de hâlâ yaşıyor. Filistin tarafı ise bu esirleri, İsrail zindanlarında çürüyen Filistinlilerle mübadele etmek istiyor. Bundan daha tabiî ne olabilir ki?

    İsrailliler hâlâ kendilerini üstün ırk ve seçilmiş millet olarak görüyorlar. Arz-ı mevut(vaat edilmiş topraklar) da bu sakat düşüncenin eseridir. Dünyanın ileri gelen devletleri İsrail’in saldırgan politikasını görmezden geliyor. Onları kınamıyorlar bile. ABD’nin Dışişleri Bakanı Rice ‘İsrail’in ateşkes yapması için henüz erken, hem bu çözüm değil’ diyor. Bu ne demektir Allah aşkına? ‘Biraz daha bekleyelim. Ne kadar Filistinli ölürse o kadar kârdır. İsrail’i ateşkese zorlamayalım ki ABD’nin Ortadoğu’daki BOP işlesin, buna uygun zemin oluşsun. Siviller yaşlı, genç, çocuk demeden ölsün. Nasıl olsa onlar Müslüman…’ Bu tavrın dışardan okunuşu budur. Ne kadar Müslüman ölürse işlerinin o kadar kolaylaşacağını zannediyorlar. Oysa ölen her Filistinli ve Lübnanlı geride bir inanç abidesi bırakıyor. Bunu göremiyor basiretsiz gözler… Uzun vadede elbette kaybedeceklerdir.

    İki İsrail askeri kaçırıldı diye İsrail’i kınamaya bile kıyamayan bugünkü ABD yönetimi Türkiye’deki şehit cenazelerini görmüyor mu? Niçin işgal ettikleri Irak topraklarında PKK’ya yönelik bir operasyon gerçekleştirmiyorlar? Albayrağa sarılıp gelenler iki İsrail askerinden daha mı kıymetsiz? Yazıklar olsun size. Bir devlet ancak bu kadar ikiyüzlü ve necis olabilir. Lanet olsun sizin adaletinize ve dünya egemenliğinize. Osmanlı adaletiyle altı yüzyıl yaşadı, fakat sizin sonunuz yakındır. Çünkü adalet çarkını döndür(e) meyen sistemler yıkılmaya ve yok olmaya mahkûmdur.

    ABD’yi ve onun yandaşlarını anladık da İsrail’i çepeçevre kuşatan Arap ülkelerini anlamakta zorlanıyorum. Onlara da bir çift sözüm var. Toplam yüzölçümü 21 bin kilometre kare olan bir İsrail’le nasıl baş edemiyorsunuz. İsrail’i çevreleyen ülkelerden Filistin 7 milyon, Ürdün 6 milyon, Lübnan 4 milyon, Mısır 73 milyon, Suriye 19 milyon, Suudi Arabistan 26 milyon, Irak 27 milyon, İran 72 milyon nüfusa sahiptir. Bunların toplam nüfusu 200 milyonu buluyor. Yahu hiçbir şey yapamazsanız tükürüğünüzle boğarsınız bir avuç İsrail’i… Kimden korkuyorsunuz? İsrail’in büyük biraderi ABD’den mi, onun sadık ve daimi müttefiki İngiltere’den mi? Söyleyin kimden korkuyorsunuz?

    Hani İslâm’daki cihat anlayışı? Nerde Müslüman kardeşliği? Doğudaki müslümanın eline diken batsa Batıdaki Müslüman onun acısıyla ürpermeliydi. Hepiniz ABD’den icazetlisiniz. Onun için sesiniz soluğunuz çıkmıyor. Sizler dünyadaki sahte cennetlerinizde yaşayadurun. Hevesinizi alın burada. Ötelerde Allah’ın cenneti sizden iğrenecek ve sizi ağız dolusu kusacaktır. Aklıma gelmişken bir şey daha söyleyim… O göz yumarak kayırdığınız İsrail, bir gün sizin de kapınızı çalacaktır. Kaçmak için ABD biletlerinizi şimdiden hazırlayın….Benden söylemesi….Zira bastığınız topraklar kandan iyice kayganlaştı da! ...

  • Ali Aydın
    Ali Aydın

    Terör Devleti.. Sözünde Durmayanların Ülkesi.Katillerin Ülkesi