Kültür Sanat Edebiyat Şiir

ISPARTA YALVAÇ ÇAMHARMAN KÖYÜ sizce ne demek, ISPARTA YALVAÇ ÇAMHARMAN KÖYÜ size neyi çağrıştırıyor?

ISPARTA YALVAÇ ÇAMHARMAN KÖYÜ terimi tarafından tarihinde eklendi

  • Kanber dağlı
    Kanber dağlı

    Hocam kenarlarda unutulmuş güzel köylerimizi bizlere hatırlattığınız için sizlere çok teşekkür ederim bende o topraklarda doğup büyüyen biri olarak o saf ve temiz halkımızın bir parçasıyım şuan gurbetteyiz ama gözümüz hep orda bende aslen hemen yukarda surk köyündenim selamlarımı iletiyorum hoşcakalın

  • Kanber dağlı
    Kanber dağlı

    Hocam kenarlarda unutulmuş güzel köylerimizi bizlere hatırlattığınız için sizlere çok teşekkür ederim bende o topraklarda doğup büyüyen biri olarak o saf ve temiz halkımızın bir parçasıyım şuan gurbetteyiz ama gözümüz hep orda bende aslen hemen yukarda surk köyündenim selamlarımı iletiyorum hoşcakalın

  • Mustafa Sakallı
    Mustafa Sakallı

    Köstüğün Tarihi ve Anlamı
    KÖSTÜK GÜNÜ
    Çamharman(Köstük) Köyü

    Giriş Bayram KODAMAN
    Yalvaç ve köylerinin Türkler tarafından kuruluşu, muhtemelen Bizans ordusunun 1176 Miryakefolan muharebesinde II. Kılıç Aslan karşısında hezimete uğramasından sonra gerçekleşmiş olduğu söylenebilir. Bilindiği gibi milletlerin, devletlerin, şehirlerin. bölgelerin tarihi vardır ve yazılmıştır. Buna karşılık Anadolu köylerinin tarihi ya yoktur ya da yok denecek derecede sınırlıdır. Bunun başlıca sebebi ise, yazılı vesikanın olmamasıdır. Osmanlı zamanında köylerde okul yoktur, halk tamamen cahildir. Koca imparatorlukta tahminen okuma bilenlerin oranı %9–10,yazı yazmasını bilenlerin oranı ise %2–3 kadardır. Buna karşılık devlet vergi ve asker toplayabilmek ve adalet işlerini yürütebilmek için köyle ve köylülerle ilgili muameleleri tam manasıyla ve resmen kayıt altına alan Tahrir Defterlerini ve Şeriyye Sicillerini tutmuştur. Bu vesikalarda köylerle ilgili sınırlı fakat oldukça önemli bilgiler vardır.
    Köstük köyü de aynı kaderi cumhuriyet dönemine kadar yaşamıştır. Neydi bu yaşanan kader? köylüyü yalın ayak-başı kabak, yarı aç-yarı tok hale getiren fakirlik, cahillik ve ilkellik idi. Bu üç faktörün ortaya çıkardığı pislik, çalma-çırpma, bit-pire ve hastalıklar gibi bütün olumsuzluklar köyü de yaşanması zor bir yer haline getiriyordu. Köylü hem tabiatın hem devletin esiri durumunda idi. Buna rağmen köylüler durumlarına şükr ediyorlar ve mütevekkil bir vaziyette kaderlerine boyun eğiyorlar ve morallerini iyi tutuyorlardı.
    1176 Miryakefalon muharebesinden sonra Türkmenistan ve Horasan bölgeleriden Türk, Türkmen ve Yörük adı altında dalga dalga gelen aşiretler, oymaklar, boylar Anamas ve Sultan Dağları eteklerine yerleşerek köyler kurmuşlardır. Köy adlarının Türkçe olması ve aralarında bazılarının Bayat, Salur, Eğmür, Avşar gibi adlar taşıması, Yalvaç havalisine Oğuzların Üçok ve Bozok kollarına mensup boyların yerleşmiş olduğunu göstermektedir. Bölgede hiç Rumca ve Ermenice yer ive köy simlerinin bulunmaması da bunu teyit etmektedir.
    Çamharman(Köstük) Köyü
    Horasan’dan gelen Türk boylarının Sultan Dağları eteklerinde kurdukları köylerden biri de hiç şüphesiz Köstük idi. Köstük denmesinin sebebi de,bozguna uğrayan Bizans ordusundan kaçan firarilerde bir kısmını döve döve yere serdikleri veya yere köstükleri için yerleştikleri bu yerin adını da Köstük koydukları rivayetedilir. Köye ait dağların taşıdığı Beloluk, Akbel,Hacıalabaz,Hacıveyis, Külleme,Kırdaş,Karamançalı,Yellice, Suludere, Körkuyu, Osmaniçi,Nevruzçukuru,Çakmakkaya gibi isimler ile kırlara verilen Berçin,Dumlu,Deper,Guzyaka,Karayaka,Ağöz,İnceöz, Emrecil, Oyrak,Bozyer,Çimen,Akyolağzı, Naldöken, Örentepesi, Yılanbunarı, Malderesi,Kuzucu,Gayrebaşı, Tuğluk, Şamderesi, Yazıpara, Boldacı,Yarlağan,Kamışlı,Körcebunar gibi isimlerle dağın-taşın,kırın-bayırın Türkleştirildiği görülmektedir.Böylece bu topraklara Türk damgası ve Türk mührü vurulmuştur.
    Köstük’te tarım arazisinin, dağların ve meraların civar köylere(Elbegi,Surk,Yarıkkaya,Ayvalı,Körküler, Terziler) göre geniş olması halkının tarıma ve hayvancılığa yönelmesine yol açmıştır.16.yüzyıl Tahrir Defterlerine göre 10 haneli Deper Mezrasıyla (Oba) birlikte önemli miktarda vergi verdiği ve ayrıca köyden ceviz (1950’li yıllarda köyde 5 veya 6 ceviz ağacı bulunmakta idi) vergisinin de alındığı görülmektedir.Berçin Öz’ünde(deresi) dut yetiştirildiği, ipek böcekçiliği ve arıcılık (günümüzde ipek böcekçiliği ve arıcılık yoktur) yapıldığı da yaşlılar tarafından nakil edile gelmiştir.Köyün ekonomisi tamamen tarıma ve hayvancılığa dayanıyordu.Yazları,çobanlar ve hayvanlar dağlara-yaylalara, çekilirler; yetişkin insanlar ise,Nisan ayından itibaren mahsul ekip-biçmek için kırlara,bahçelere dağılırlar; hasat yapmak için de harman yerinde toplanırlardı. Köyde-evlerde kalan yaşlılar çalışanlara yiyecek-içecek hazırlarlar ve çocuklar da bunları kırdakilere-harmandakilere iletirlerdi. Orakla ekin biçme, düvenle harman kaldırmak en az iki-üç ay sürerdi. Kağnısı bulunmayan ve diğer imkânları kıt olanlar üç-dört ayda ancak işlerini bitirirlerdi. Öşür vergisi varken Mültezim köye gelmeden kimse sapını-samanını ve arpasını-buğdayını evine götüremezdi. Yaşlıların anlattığına göre Mültezimin gelmesi bazen Kasım ayını bulduğu olurmuş. Bu arada yağmur-sel gibi tabii afetler yüzünden harmandaki mahsul zarar görürmüş. (Günümüzde bütün bu işlerin hepsi, teknik vasıtaların köye girmesiyle bir ay içinde bitirilmekte ve insanlar sekiz-dokuz ay boş oturmaktadır.) . Eskiden köylüler, yedi-sekiz ay şu veya bu şekilde ziraatla ve hayvanlarıyla uğraşır; Aralık-Ocak-Şubat-Mart-Nisan aylarında evlerinde ve köy Odalarında dört-beş ay tam gün istirahata çekilirlerdi. Bu dört-beş aylı kış mevsiminde erkekler bütün işleri kadınların üstüne yıkarlardı.
    Köye medeniyeti temsil eden teknik vasıtalar 1950’den itibaren girmeye başlamıştır.1950’den sonra At Arabası, Gaz Ocağı, Gramofon, Radyo, Çay-Çaydanlık, Un değirmeni girdi. Yol yapımı için kamyon geldi. En hızlı ulaşım vasıtası at, eşek, kağnı, at arabası ve yaylı idi. Kodamanların Oda’da ara sıra Köylü Gazetesi, çok seyrek de olsa Cumhuriyet ve Dünya Gazeteleri okunduğu görülürdü.1970’lerde köye elektrik geldi. 1980’li yıllardan itibaren buzdolabı, televizyon, telefon gibi vasıtalar görünmeye başladı.1980’lerde Traktör hızla yayıldı ve Patoz geldi.
    Hiç şüphesiz köye yapılan en önemli ve faydalı işlerden biri cehaletin düşmanı olan ilkokulun 1949’da açılması olmuştur. İlk Öğretmeni ve aynı zamanda Okul Müdürü olan Bağkonaklı (Örkenez) Mehmet Kalender. O tarihlerde okuma yazma oranı tahminen erkeklerde % 10-15 arası olup, kadınlarda ise hiç yoktu. Bu okulu 1954’de bitiren Prof.Dr. Bayram Kodaman ilk mezunlarındandır. Fakülte bitirmiş iki öğretmen (Osman Sakallı ve Mustafa(Cabbar) Sakallı kardeşler) ,Kaymakamlık Özel Kalem Müdürü Mustafa Yıldırım, bir İnşaat Mühendisi (Ferhat Sakallı) bir Yüksek Okul mezunu (Ömer Sakallı) , hali hazırda Fakültede ve Yüksek Okulda okuyan iki kızımız (Aysun Sarı ile Hatice Kaval) vardır. Yine bu köyde okumamış olan Doç.Dr. Timuçin Kodaman ve Okutman Barçın Kodaman’nın Köstüklü oldukları da unutulmamalıdır. Ayrıca isimlerini hatırlayamadığımız pek çok Lise mezunumuz bu İlkokuldan mezun olmuşlardır.
    Bütün bunlara rağmen, Köstük köyü mutlaka 50 veya 60 yıl öncesine göre daha iyi görünüyor ise de, dünya standartlarına göre hâlâ fakirlikten, cehaletten kurtulmuş değil. Bu yüzden köyden 300 veya 400 kişi İstanbul’a,60–70 kişi İzmir’e,30–40 kişi de Antalya’ya çalışmaya gitmiştir. Köy adeta boşalmıştır. Bunun sonucu köyde hayvancılık ölmüş, tarım üretimi önemli seviyede düşmüştür. Gençlerin büyük bir kısmı köyden kaçmış, kalan gençlerde ilk fırsatta köyü terk etmek istemektedirler. Köy yaşlılara kalmış. Böyle giderse 20–30 sene içinde köyde 10-15 aile kalacağa benziyor. Bu itibarla, 30 Mayıs 2010’de Köstük Günü’nün düzenlenmesini çok önemli buluyorum. Hiç olmazsa kamera ile kayıt altına alınan adetlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz yaşatılmış ve bizlerden sonraki nesillere aktarılmış olacaktır. Bu özel Köstük Gününü hazırlayanlara, emeği geçenlere ve özellikle Ramazan Kocabey’e köyümüz adına teşekkür ediyorum.

    Bayram kodamanın köstük günü konuşması