Kültür Sanat Edebiyat Şiir

insanlık sizce ne demek, insanlık size neyi çağrıştırıyor?

insanlık terimi Renan Re tarafından tarihinde eklendi

  • Kübra Belgü
    Kübra Belgü

    ’’Herkes kendi hatası yüzünden mutsuz olursa insanlık iyi bir durumda demektir.’’

    (Seneca, Ahlâk Mektupları, s.244)

  • valorant
    valorant

    insanlık insanlık tır alçak gönülük tür sevinç vb. duygulardır

  • emre kuh
    emre kuh

    Nereye baksak bazen farklıdır

  • Nermin Seyratlı
    Nermin Seyratlı 09.01.2018 - 03:37

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    "İyileri aptal sandığımız yerde yitirdik insanlığımızı."
    Hayat Güzeldir (1997)

  • Şirvan Karahan
    Şirvan Karahan

    Neden insanlık hep bende kalıyor,
    Gidecek kimsesi yok mu?

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Ne insanlar eski insan,
    nede insanlık eski insanlık.

    Şimdi varsa yoksa 'BEN'.
    Şimdi moda: Ben kurtulayımda nolursa olsun. Benden sonra tufan.

  • Yürümek Gerek
    Yürümek Gerek

    insanlık..
    tekelci kapitalizmin şirketlerinin kucağına emanet edilerek
    kendi emeğine yabancılaştırıldığı..
    siyasal alanda.. insanlık gücünün tahakkümüne
    boyun eğdirildiği..
    hayatı.. ulus devletlerin
    kirli ırkçı pragmatist emellerine teslim edildiği için..
    hayat damarları kurumuş tüketimin
    rehâvetin.. konforun.. israfın.. kinin.. hasedin.. öfkenin
    şiddetin pençesinde
    inim inim
    inlemekte

  • Nurhan Guder
    Nurhan Guder

    kadınlara has bişey olduğunu biliyorum...
    erkekler_ki çıkma değiminine sebep varlıklar...
    insanlıktan çıkma...ben girdiklerini de sanmıyorum esasen...

  • Harun Bircan Cat
    Harun Bircan Cat

    beyninin yüzde ikisini kullanan insanlık bunun yüzdesini artırmaya çalışmaktansa.....
    insanlığının yüzdelik kullanım oranını artırmaya çalışsa......
    yani biraz daha İNSAN olmaya gayret sarf etsek.......

  • Harun Bircan Cat
    Harun Bircan Cat

    insanların genel hallerini anlatmak için kullanılan terimdir....

  • Hümeyra Üstündağ
    Hümeyra Üstündağ

    İnsanlık, bütün insanların, insana yaraşır bir yaşam sürdürmeleri için ulaşılmak istenen bir amaçtır.

  • Şener Ak
    Şener Ak

    Azıcık insanlık olsaydı bu hallere gelmezdik!

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    'Gazetelerin sürmanşetinden büyük puntolarla lanetlemek, bu canavarların kökünü kurutmuyor yazık ki. Aksine kimi sapık zihinlerde başka pisliklerin üremesine cesaret veriyor. Ve artık her şey, her şey, her şey sıradanlaşıyor! Her acıya, her lanetli pisliğe, her aşağılık fiile alışıyor insanlar, duyarsızlaşıyor.'

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    ALİ ÇOLAK

    Böyle bir dünyada nasıl yaşanır?

    'Bütün güzel şeyleri yok ediyorlar! ' diye haykırıyordu Virginia Woolf, evinin pencerelerini bombalar sarsarken. Tarih, 28 Mart 1941'di… II. Dünya Savaşı, kasıp kavuruyordu. Savaşın yol açtığı acılar canına tak edince Ouse Nehri'ne doğru yürüdü.
    Nehrin kıyısına vardığında, cebine kocaman taşlar doldurup kendini sulara bırakıverdi. Geriye, bir mektup ve insanoğlunun kulağında kıyamete kadar çınlayacak şu sözler kaldı: 'Delirecekmiş gibi hissediyorum. Bu korkunç çağda daha fazla yaşamayı sürdüremem! ..'

    Bir yıl sonra… 1942. Brezilya... Bu kez Stefan Zweig, inandığı değerlerin bir bir yıkıldığını, yaşamının bir anlamı kalmadığını düşünüp karısıyla birlikte ölüme gidiyor. Böyle bir dünyada paylaşılacak bir şeyin kalmadığına inanıyor. 15 Haziran 1940 tarihli günlüğüne, 'Neredeyse 59 yaşındayım, önümdeki yıllar korkunç olacak; bu aşağılanmalara niye katlanayım ki? ' diye yazmıştı. Zweig, 61 yaşındaydı ve meşhur bir yazardı. Savaşın başlarında, Avrupa kentlerini dolaşırken ruhunda depremler oluyor ve kendi kendine söyleniyordu: 'Tüm insanlık söz konusuyken insanın kişisel ve özel şeylerle ilgilenmesi ne tuhaf! '

    Savaşlardan söz etmeyeceğim. Savaştan daha onur kırıcı, daha aşağılık insanlık hallerini anlatacağım. Uzak bir dağ başına çıkıp, Virginia Woolf gibi haykırmak istiyorum: 'Bu korkunç çağda daha fazla yaşamayı sürdüremem! ..' ve Zweig gibi oturup ağlamak istiyorum: 'Bu aşağılanmalara niye katlanayım ki? ' İnsanlık onuru, ilkel çağlarda ancak bu kadar aşağılanmıştı. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülüşü bile bu aşağılamanın yanında masum (!) kalıyor. O haberi ve yanındaki bebek fotoğrafını gazetede gördüğümde, yüzümde beliren ifade iş arkadaşlarımı korkutmaya yetmişti. İnsan olduğum için, böyle bir haberi duyduğum için, bu insanlarla aynı çağda ve aynı ülkede yaşadığım için utandım. Yüzümün utançtan, bir ağacın gövdesi gibi çatladığını hissettim. İçimde korkunç bir kusma hissi… Konuşma yeteneğimi yitirip dilsiz kalmak isterdim! … Böyle bir dünyada yaşamanın, söz söylemenin ne anlamı olabilir?

    18 aylık bir bebeğin kirletildiği yazıyordu haberde. O aşağılık kelimeyi yazmayacağım. Gazeteler, bir bebeğin adının yanına o kelimeyi nasıl yazabildiler ve o bebeğin fotoğrafını nasıl basabildiler? ! Aklımı yitirmemek için kendimi zorluyorum. Bu toplum, nasıl böyle insan dışı yaratıklar üretiyor? Hangi zeminde, hangi pisliklerin gübreliğinde dal budak salıyor bunlar? Zaruret mi, cehalet mi, başka hastalıklar mı? Ve biz bunları soyutlamak, kurutmak için ne yapıyoruz? Gazetelerin sürmanşetinden büyük puntolarla lanetlemek, bu canavarların kökünü kurutmuyor yazık ki. Aksine kimi sapık zihinlerde başka pisliklerin üremesine cesaret veriyor. Ve artık her şey, her şey, her şey sıradanlaşıyor! Her acıya, her lanetli pisliğe, her aşağılık fiile alışıyor insanlar, duyarsızlaşıyor. 'Batman da battı: 11 ölü' başlığının altına, kocaman, gülümseyen, yarı çıplak bir Hülya Avşar fotoğrafı koyuyor bir gazete. Selin yuttuğu 11 insanın acıklı ölümü, sırıtan çıplak bir kadının bedeniyle sunuluyor; o ateşin düştüğü evlerle alay eder gibi. İtiraf edelim: Artık hiçbirimiz, hiçbir ölüm karşısında üzülmüyor, sarsılmıyor, kılımızı kıpırdatmıyoruz. Onlarca insanın ölüm haberi bile içimizi titretmiyor. 'Bireysellik' çağı dedikleri bu olmalı. Başkalarının acısına kulak vermemek. Başkalarının ölümünü görmemek, duymamak…

    Yoksa böyle mi olurdu! 18 aylık bir bebeğin kirletildiği haberinin, yürekleri parçalaması gerekirdi. Bir kente atılmış atom bombasından daha daha öldürücü, daha kahredici değil mi bu? İzmir'e atom bombası atılsaydı ne yapardık? Bir bomba insanların bedenini öldürür; ama bu, insanlık onurunu öldüren bir saldırı. Bu utançla nasıl yaşar insanoğlu? İntiharın haram olduğunu bilmeme ve onu asla onaylamama rağmen Virginia Woolf'un ve Zweig'in intiharını onurlu bir başkaldırı olarak gördüm hep. Böyle aşağılık bir çağda insan, yerin altının üstünden daha hayırlı olduğunu düşünüyor bazen. Ne var ki yerin altına gitmek bizim irademizde değil. Peki ne yapacağız? Belki de dünyayı bu insan dışı yaratıklara bırakmamak için inadına yaşamak gerek. Anlaşılan o ki, dünyayı güzel ahlakla süslemek isteyenlerin âheste yürümeye hakları yok. İnsanlığın dirilişini düşleyeceksek, yaşama zevkini çoktan unutmuş olmamız gerek.


    04/11/2006

  • Efe Güven
    Efe Güven

    İnsanlık kendi karanlığında yatağını kaybetmiş ırmaklar gibi yolunu arıyor, Senin ışığına öylesine muhtaç ki. Yalnızca yarasalar çığlık çığlığa şen şakrak bugün. Senin ışığında insanlığın acıları bile güzeldi. Karanlıklardan ışığa ne küfürler edilmekte bugün oysa. Kaba ve hoyrat sesler küfür makamında kulaklarımızı tırmalayıp, kalbimize zehirli bir ok gibi saplanırken horlanmışlığımızın çaresiz ağıtlarına tutuluyor, eşrefi mahlukatın kalelerini bir bir esfeli safiline kaptırdığımızı farkediyoruz. Güzelliklere ayarlanan insanlığın akordunun nice bozulduğuna şahit oluyoruz. Dilimize kelimeler hüzün makamında seyirtmesine rağmen, ‘ya bizimde akordumuz bozulmuşsa’ diye gönül tellerimize mızrabımızla dokunmaya korkuyoruz. Sevgiliye iftira edilmesi karşısında oysa, ağıt makamında gözyaşı dökemiyorsak zaten akordumuz bozulmuş demek.

  • Göçmen Kızı
    Göçmen Kızı

    dünya denen
    bu alemde
    yaşıyoruz beraberce
    sevgileri hüzünleri
    paylaşalım
    kardeşçe.


    bu seviyim
    lazım türküm
    alevi zazayım kürdüm
    herşeyden önce insanım
    göçmen arabım rumum


    enti hebipti enti heyeti
    fı dünya line inti amrı

    ah rındamın ah çevreşamın
    sıbe meye ah evinamın

    kırmızı akar kanımız
    hep aynıyız yok farkımız
    ister bugün ister yarın
    dost olmak zorundayız

    bu seviyim
    lazım türküm
    alevi zazayım kürdüm
    herşeyden önce insanım
    süryani çerkez rumum

    isey ağapimu
    isey zuimu
    tomolindikomman
    isey tapandamı


    sevdaaşkimi
    çornaşkimi
    çunamipeçkunye
    güliçkimi

    tuaştımına
    tıherçemına
    vosaremovu
    tızerremine
    daştaryeyemez
    bukraşleyeme
    berparreyeman
    yeta yeme

    tunis sirellis
    tunes
    başterriz
    bernaavakkam
    bernatapuyiz

    benim sevdiğim
    benim herşeyim
    yarınlar bizim
    benim bebeğim
    her

  • Göçmen Kızı
    Göçmen Kızı

    insanlık
    ne diyelim ALLAH kimseye unutturmasın

  • Serseri
    Serseri

    ölmüş(bkn) :))))

  • Seval Kefeli
    Seval Kefeli

    ölmemiş...

  • Fatma Sena Gündüz
    Fatma Sena Gündüz

    Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
    tirende üçüncü mevki
    şosede yayan
    büyük insanlık.
    Büyük insanlık sekizinde işe gider
    yirmisinde evlenir
    kırkında ölür
    büyük insanlık.

    Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
    pirinç de öyle
    şeker de öyle
    kumaş da öyle
    kitap da öyle
    büyük insanlıktan başka herkese yeter.

    Büyük insanlığın toprağında gölge yok
    sokağında fener
    penceresinde cam
    ama umudu var büyük insanlığın
    umutsuz yaşanmıyor.

  • Fatma Sena Gündüz
    Fatma Sena Gündüz

    dur bakalım daha yeni topraga tohum attun...
    meyvelerini toplayınca bakcas artık.))

  • Sibel Keten
    Sibel Keten

    Kadınların gözünde üstün olmayan hiçbir erkek, gerçekten üstün değildir. Erkeklerin çoğu bu kuralı bildikleri için ezilirler; kadınların çoğu ise bilmedikleri için.. Kadınlar ancak kendilerinden daha zeki ve daha üstün bir erkeğe aşık olabilirler.
    İnsanlık işte bu yüzden ilerliyor..

  • Eda Yıldırımtürk
    Eda Yıldırımtürk

    'İnsanlık ilerliyor.
    Aşağıya...
    Daha aşağıya...'

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği duygusallığı olMAmakla birlikte duygusuzca yaklaşım gösteren kişilere 'hiç mi insanlığın kalmadı' denmesi ile ayrımın bu noktada olunduğu sanılması...

    Yani doğamıza uygun duygulu davranış gösterme hali insanlıktır.

    Oysa doğada pek çok canlı kendi türüne karşı insandan daha fazla koruyucudur.

    Ayrıca; insanlık yerküre baz alınarak düşünüldüğünde ise inşa ettiği uygarlıktır.