İnsan,altı kenarlı bir uçurtma gibidir.En tepesinde İNSAN vardır.İnsan doğar CAN kazanır.Büyür GÜÇ kazanır.Gücünü İKRAR’ından alır.İkrar,verdiği kararlardır.Eğer kararlarında ADALETLİ ise erdemli olur.Adaletinde kemali bulursa KAMİL olur.İşte o zaman Yunus Emre’nin dediği gibi canlar cananı olur ve ölse bile sadece bedini ölür,o sonsuza kadar yaşar.Bu kenarlardan biri eksik olacak olsa uçurtma uçamaz.İnsan da kamil olamaz.Kamil olmayana da İnsan denemez,”beşer” denir.Beşer,deri demek.Üstümüze aldığımız,ayağımıza giydiğimiz yemeni gibi.Ama o sonsuza kadar yaşayamaz,dayanıksızdır çünkü.İşte bu yüzden beşer hep şaşar,ee zayıftır da ondan.Ona güç verecek onu yaşatacak olan şey eksiksiz adaletle alacağı kararlardır.Ancak işte o zaman insan olur.Kamil olan adaletini hak ile sağlar. Hak,içinde senin olmadığın kararlardan ibaret adalete denir.Adaletin kemali böyle olur.Yani insanın sonsuza dek yaşaması,içinde kendinin olmadığı tertemiz adaletle aldığı kararlara bağlıdır.İşte o zaman insan toprağın altında kalsa da ölmez.Hakk’a aşıktır çünkü.Yunus’un dediği gibi; Ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez.
“Aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere 8’den fazla kategoriye ayrılırlar. Halbuki olay bu kadar karmaşık değildir. İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar.'
Doğası gereği hem iyiliği hemde kötülüğü bünyesinde barındıran zat.Buraya kadar herkes eşit.Eşitlik bunları kullanmaya başladığın anda biter ve kişiler o zaman sıfatlanır..
İnsan evini şehrini ülkesini herşeyi değiştirir Saçını başını elbiselerini Belki estetik olur yüzünü dahi değiştirir aynaya baktığında da gördüğü tek şey yabancı bir insan Ama gözlerini ve kalbini değiştirebilir mi ona kilit vurabilir mi estetik yaptırabilir mi...? ?
'İnsan düşüyor, kalkıyor, kendisine bir hikâye kuruyor. Kendi hikâyesine çok inanıyor, az inanıyor, hiç inanmıyor. Başkalarının hikâyesine inanıyor. Kendisine inanılacak değişik hikâyeler buluyor. Bir ömrü bir hikâyenin parçası olmak için tüketiyor.'
madem ki ölecektin insan... neden geldin bu dünyaya? madem ki öfkeliydin insan... neden vurdun ağlayana? madem ki duymuyordu kulakların... neden bizden bekledin cevapları? madem ki özlüyordun insan... neden öldürdün geçmişini? neden?
insan nedir.. sırdır sır tutabilmektir.. çoğu zaman zulme ve hakaret iftira gibi şeylere aldırmadan sırrını göğsüne hapsetmektir.. o hapis ki sonsuz hürriyete açılan kapıdır. ebedi mutluluğun anahtarıdır..
zaten bu ayrımı yapma bize düştüğü için hayat gariptir.. karıncayı incitmeyen ile kendinden olanı vuran ayrımını yani. cesaretli ve yürekli olanların galip geleceği gerçektir.. fakat bu cesareti gösterenlerin edep ve haya sahibi olan kişiler olmasını temenni ederim nacizane..
ASLINA DÖN EY İNSAN... bu sesi duymadan işitmeden önce kendimize gelsek daha iyi olur yaptığımız işlerin hangi merkezden idare edildiğini sezelim bir anda kainartı toz haline getirecek kuvveti hangi akıl bulayor? alınan gıdanın çeyrek gün içinde kan damar kemik olmasını kim sağlıyor? alınan her gıdanın kuvvetinden binlerce kuvveti hangi makina çıkartabiliyor? ... bu işleri yapan sadece maddi yapımız değildir ona can bahşeden mana yapımızdır; insanlığımızdır işte onu bilelim onu bulalım... o olalım insan olalım bırakalım bu kalıbı biraz dalalım kafamızıda alalım o etten malul makinayı inceliyelim o incecik damarlar beyin ve içindeki hücreler onlara yığılan cevherler.iyiliğe ve kötülüğe dair enerjiler nedir onlar? bütün beden yapımızı bir bir izleyelim.gözümüz kulağımız ve bütün duyularımız onlara yaptıkları işi kim belletiyor? nereden görevlerini öğreniyorlar insan yapısını tümden ele alalım ve öyle tefekkür edelim.bir yavrunun ilk hali gelişmesi ruhi bedeni inkişafı bu konuda tetkike değer.insan lara içve dış yönden bakalım bunları yaptıktan sonra halimizi görelim. her olup biteni tabiat gözü ile görmeyelim allahın kuvvetini kudretini üzerimizdeki tecellisini sezmeye gayret edelim.insanlığımızı tanımak maddi yapımızın derinliğinde saklı alemi bulmak için bu lazım. 1 ağustos 1963 ABDULKADİR AKÇİÇEK
madde kesafeti arttıkça beliğimiz bir yana itilmekteve bu kalıbın özünde neler saklı bilinmemekte sezilmemekte.. neden bu varlığımızı yıkamıyoruz ve ötesinde parlayan nura doğru yol alamıyoruz.neyimiz eksik? aklımız var düşünebiliyoruz.bir şeye azmedince elde ediyoruz buna rağmen yaratılışımızda ve bu aleme gelişimizdeki gayeyi bir türlü idrak edemiyoruz.hikmeti vucudumuzu bilmek istemiyoruz bizden beklenen ancak talep değilmi? ondan ötesi için gereken kudreti kuvveti allah halk eder. çevremiz madde ile sarılı. herşeye görünürde güçlüyüz.yapıyoruz yıkıyoruz hele teknik alanda yaptıklarımız hayrete seza... dünyayı bi anda eritecek zerreler buluyoruz. birkaç demiri bir araya getirdikmi günlerce sema boşluğunda dolaşabiliyoruz yer yer yüzünde duruyor bizler aylarca uzak bir gök yolcusunun sıhhatini kontrol edebiliyoruz telsiz kablosuz hatta cereyansız konuşabiliyoruz bunlar nedir ve ne oluyoruz hele bir soralım neyiz ne yapıyoruz neler yapmaya kadiriz ve maddi gücümüz nereye kadar uzanacak? ....elbet bizde bi yaratığız yapacağımız işler mahduttur. bugün üzerimizde yettki sahibi olduğumuz konular birgün son haddini bulacak... işte o zaman çıkan el bize gücünü tanıtacak o elin sahibi bir işaret vericek ve.. ASLINA DÖN : EY İNSAN DİCEK! ....
'nisyan' kökünden gelen, ve kökünün hakkını verip ne kadar ulvi bir varlık olduğunu unutup kendisini yeri gelince hayandan daha aşağı seviyeye düşürebilen nankör bir varlık...
İnsan,altı kenarlı bir uçurtma gibidir.En tepesinde İNSAN vardır.İnsan doğar CAN kazanır.Büyür GÜÇ kazanır.Gücünü İKRAR’ından alır.İkrar,verdiği kararlardır.Eğer kararlarında ADALETLİ ise erdemli olur.Adaletinde kemali bulursa KAMİL olur.İşte o zaman Yunus Emre’nin dediği gibi canlar cananı olur ve ölse bile sadece bedini ölür,o sonsuza kadar yaşar.Bu kenarlardan biri eksik olacak olsa uçurtma uçamaz.İnsan da kamil olamaz.Kamil olmayana da İnsan denemez,”beşer” denir.Beşer,deri demek.Üstümüze aldığımız,ayağımıza giydiğimiz yemeni gibi.Ama o sonsuza kadar yaşayamaz,dayanıksızdır çünkü.İşte bu yüzden beşer hep şaşar,ee zayıftır da ondan.Ona güç verecek onu yaşatacak olan şey eksiksiz adaletle alacağı kararlardır.Ancak işte o zaman insan olur.Kamil olan adaletini hak ile sağlar.
Hak,içinde senin olmadığın kararlardan ibaret adalete denir.Adaletin kemali böyle olur.Yani insanın sonsuza dek yaşaması,içinde kendinin olmadığı tertemiz adaletle aldığı kararlara bağlıdır.İşte o zaman insan toprağın altında kalsa da ölmez.Hakk’a aşıktır çünkü.Yunus’un dediği gibi;
Ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez.
“Aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere 8’den fazla kategoriye ayrılırlar. Halbuki olay bu kadar karmaşık değildir.
İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar.'
Albert EINSTEIN
Önemli olan yaşamak değildir,
başarmak hiç değildir.
Önemli olan insan kalmayı bilmektir.
/ George Orwell (
Doğası gereği hem iyiliği hemde kötülüğü bünyesinde barındıran zat.Buraya kadar herkes eşit.Eşitlik bunları kullanmaya başladığın anda biter ve kişiler o zaman sıfatlanır..
kar kristalleri gibiyiz herbirimiz.
hep farklı ve benzeri olmayan.
önce gökyüzünden düşüyoruz,
bir zaman kalıp,
yavaş yavaş,
toprağa karışıyoruz.
çok istesemde her gördüğümü 'hızır' sanamayacak kadar adi-vahşi-leşmiş, genetiğiyle oynanmış yaratıklar-ız- artık.
bence...
İnsan evini şehrini ülkesini herşeyi değiştirir
Saçını başını elbiselerini
Belki estetik olur yüzünü dahi değiştirir aynaya baktığında da gördüğü tek şey yabancı bir insan
Ama gözlerini ve kalbini değiştirebilir mi ona kilit vurabilir mi estetik yaptırabilir mi...? ?
Kaç gönüle girer kaç gönülde huzur bulur kaç kere kanar kaç kere kandırır..! !
Her biri ayrı bir derya
hatalıdır. anlaşılmazdır. zalimdir. akıllıdır. lazımdır. sadıktır. enayidir. nettir. iyidir. çirkindir. odundur. köledir. sinsidir. eşsizdir. vicdanlıdır. inanılmazdır. yüzeyseldir. organizedir. rezildir. umarsızdır. medenidir. basittir karmaşıktır. çelişkilidir. kötüdür. kaprislidir. şımarıktır. nazlıdır. sevimlidir. uysaldır. güzeldir. çok güzeldir. çirkindir. çok çirkindir. düşüncelidir. özlenendir. özleyendir. sevendir. sevilendir. öpülesidir. dövülesidir. paylaşımcıdır. bencildir. kabadır. narindir. kibardır. hadsizdir.
defoludur.alıcıdır.vericidir.
yorucudur. evet evet cok yorucu hem de.
Sizin döneminize denk gelmek şanssızlıktı kabul :)
bknz.onlar insansa bu ne?
bir üyesi olduğum canlı türü.
yaşadığı gezegenin dominant varlığı.
Olmak zor zanaat vesselam.
kainatın şaklabanı! neden mi? her türlü iyiliği güzelliği isteyende o, her türlü moku yiyende!
'Hikmet o kalpten kaynar ki,onda muhabbet damarı ola'
Kenan Rıfai
Her şeyi unutuyoruz da
Keşke ölmeyi de unutsak hep yaşasak
'İnsan düşüyor, kalkıyor, kendisine bir hikâye kuruyor.
Kendi hikâyesine çok inanıyor, az inanıyor, hiç inanmıyor.
Başkalarının hikâyesine inanıyor.
Kendisine inanılacak değişik hikâyeler buluyor.
Bir ömrü bir hikâyenin parçası olmak için tüketiyor.'
madem ki ölecektin insan...
neden geldin bu dünyaya?
madem ki öfkeliydin insan...
neden vurdun ağlayana?
madem ki duymuyordu kulakların...
neden bizden bekledin cevapları?
madem ki özlüyordun insan...
neden öldürdün geçmişini?
neden?
insan nedir.. sırdır sır tutabilmektir.. çoğu zaman zulme ve hakaret iftira gibi şeylere aldırmadan sırrını göğsüne hapsetmektir.. o hapis ki sonsuz hürriyete açılan kapıdır. ebedi mutluluğun anahtarıdır..
zaten bu ayrımı yapma bize düştüğü için hayat gariptir.. karıncayı incitmeyen ile kendinden olanı vuran ayrımını yani. cesaretli ve yürekli olanların galip geleceği gerçektir.. fakat bu cesareti gösterenlerin edep ve haya sahibi olan kişiler olmasını temenni ederim nacizane..
Bir karıncayı incitmeyecek kadar hassas olana da,
Kendi gibi olan başka bir canlıyı gözünü kırpmadan vurana da İNSAN deniliyor.!
Mehmet Deveci
Bozulduğu zaman insandan daha korkunç bir yaratık yoktur şu yeryüzünde...
insanaen yakın yine kendisidir.
Karahanlı Türkçesinde
insan 'yalnguk' olarak adlandırılmış.
Yalnguk;
yani yanılan, yanılıp duran, yanılıcı.
ASLINA DÖN EY İNSAN...
bu sesi duymadan işitmeden önce kendimize gelsek daha iyi olur yaptığımız işlerin hangi merkezden idare edildiğini sezelim bir anda kainartı toz haline getirecek kuvveti hangi akıl bulayor? alınan gıdanın çeyrek gün içinde kan damar kemik olmasını kim sağlıyor? alınan her gıdanın kuvvetinden binlerce kuvveti hangi makina çıkartabiliyor? ...
bu işleri yapan sadece maddi yapımız değildir ona can bahşeden mana yapımızdır; insanlığımızdır işte onu bilelim onu bulalım... o olalım insan olalım
bırakalım bu kalıbı biraz dalalım kafamızıda alalım o etten malul makinayı inceliyelim o incecik damarlar beyin ve içindeki hücreler onlara yığılan cevherler.iyiliğe ve kötülüğe dair enerjiler nedir onlar? bütün beden yapımızı bir bir izleyelim.gözümüz kulağımız ve bütün duyularımız onlara yaptıkları işi kim belletiyor? nereden görevlerini öğreniyorlar insan yapısını tümden ele alalım ve öyle tefekkür edelim.bir yavrunun ilk hali gelişmesi ruhi bedeni inkişafı bu konuda tetkike değer.insan lara içve dış yönden bakalım bunları yaptıktan sonra halimizi görelim.
her olup biteni tabiat gözü ile görmeyelim allahın kuvvetini kudretini üzerimizdeki tecellisini sezmeye gayret edelim.insanlığımızı tanımak maddi yapımızın derinliğinde saklı alemi bulmak için bu lazım.
1 ağustos 1963
ABDULKADİR AKÇİÇEK
madde kesafeti arttıkça beliğimiz bir yana itilmekteve bu kalıbın özünde neler saklı bilinmemekte sezilmemekte.. neden bu varlığımızı yıkamıyoruz ve ötesinde parlayan nura doğru yol alamıyoruz.neyimiz eksik? aklımız var düşünebiliyoruz.bir şeye azmedince elde ediyoruz buna rağmen yaratılışımızda ve bu aleme gelişimizdeki gayeyi bir türlü idrak edemiyoruz.hikmeti vucudumuzu bilmek istemiyoruz bizden beklenen ancak talep değilmi? ondan ötesi için gereken kudreti kuvveti allah halk eder.
çevremiz madde ile sarılı. herşeye görünürde güçlüyüz.yapıyoruz yıkıyoruz hele teknik alanda yaptıklarımız hayrete seza... dünyayı bi anda eritecek zerreler buluyoruz. birkaç demiri bir araya getirdikmi günlerce sema boşluğunda dolaşabiliyoruz yer yer yüzünde duruyor bizler aylarca uzak bir gök yolcusunun sıhhatini kontrol edebiliyoruz telsiz kablosuz hatta cereyansız konuşabiliyoruz bunlar nedir ve ne oluyoruz
hele bir soralım
neyiz ne yapıyoruz neler yapmaya kadiriz ve maddi gücümüz nereye kadar uzanacak? ....elbet bizde bi yaratığız yapacağımız işler mahduttur. bugün üzerimizde yettki sahibi olduğumuz konular birgün son haddini bulacak... işte o zaman çıkan el bize gücünü tanıtacak
o elin sahibi bir işaret vericek ve..
ASLINA DÖN : EY İNSAN DİCEK! ....
Oysa insan olmak
Çoğalabilmektir başkalarıyla
İnsansın, birinin canı yanarken
Senin de canın yanıyorsa...
İnsan:
Balçık çamurla Kutsal ruh arasında hasas bir denge......
'nisyan' kökünden gelen, ve kökünün hakkını verip ne kadar ulvi bir varlık olduğunu unutup kendisini yeri gelince hayandan daha aşağı seviyeye düşürebilen nankör bir varlık...
insan diyince artık tüylerim diken diken olmaya başladı...