insan. human. insan kelimesinin nisyan kelimesinden türediği söylenir arapçada.. nisyan unutmak demektir.. insan unutandır.. yada ens kelimesindende türemiş olabilir derler.. eniis.. yani yakınlaşım hırçınlık tersi.. dost canlısı die bişeyler vardır ya.. öyle bişey.. ama ademe öğretilen isim.. ne diyorum ben..?
İnsan. İnsan hakkında binlerce düşünür binlerce düşünce sundu.. Özgün olmak ve kendimi kandırmamak için söylenilen düşünceleri kendime mal etmek istemiyorum.. bu farkedilmeyeceği için egomu okşaması muhtemel olsa bile.. Mantık denen bir bilim dalı var.. hayvan demek canlı ve canlılar topluluğu demektir. Dolayısı ile insan bir hayvandır. ama her hayvan insan değildir.. Bu durumda bir hayvanın insan olup olmadığını nasıl anlayacağız? Değişik yöntemler var felsefe de.. diyorlar ki insanın diğer hayvanlardan ayırıcı en iyi vasfı.. düşünüyor olmasıdır.. yahut.. ne bileyim.. yazı yazabilme yeteneği.. okuyabilme yeteneği.. konuşabilme özelliği.. ahlaki oluşum vesaire vesaire.. ben diyorum ki insanın en temel özelliklerinden biri gelişiyor olmasıdır.. bu gelişim hem fiziksel hem metafiziksel olmaktadır.. yani insan gelişiyor olma özelliğini yitirdiğinde diğer hayvan türleriyle temel anlamda benzeşime doğru yol alır.. mesela bir eşşek.. belirli bir süre içinde fiziksel gelişimini tamamlar.. eşşekliği iyice yerine oturur.. birbirinden farklı eşekler yoktur.. eşekler birbirine benzer.. eylemleri farklı değildir.. çünkü bir özgür iradeleri yoktur.. özgür iradeleri olsa bile iradeyi kullanabilme kapasiteleri yoktur.. anırır bir eşek.. bir eşek bitki yer ve çiftleşir.. insanlar eşeği ehlileştirip yük altına alır.. kullanır.. eşek tüm bunlardan rahatsız olmaz.. eşşek yük altında olduğundan değil yük fazla olduğundan rahatsız olabilir sadece.. ve ölene kadar değişmez.. gelişmeyen insan vasıf itibarı ile eşektir denilebilir.. yani bunu deme hakkım doğar bu durumda.. psikoloji yöntem olarak uzun zamanlardan beri insan ruhunu ele almaya çalışmıştır ama bilgi olarak bir sonuç elde edememiştir.. insan piramite babil kulesine benzemez dostlarım.. her insan ademin çocuğudur.. ama her ademin çocuğu insan değildir.. sana ruhu soruyorlar.. onlara de ki ................ çok bişey diyeceğim ama bunun götürüsü getirisinden çok olur diye korkuyor ve susuyorum...
ben böyle diyorum.. yarım kalmış cümleleri sevmiyorum.. ama nedendir bilmem hep böyle yapıyorum...
evet konu insan ama insanın tarifini yapmak o kadar basit gözüküyoki aslında tarifi çok zor bir insanı tanımak için çok zamana ihtiyaç vardır kısacası insan halkla toplumla içi içe olmak ve bu toplum içinde mücadele etmek başarı elde etmek
Hayatta çok deger verdigin insanlarin, verdigin degere layik olmadiklarini görürsen; sakin yıkılma, bırak onlar utansınlar, tabi utanmayı biliyorlarsa.
unutan da o..bilmediği halde biliyormuşcasına salınan da o..sahiplenen de o..ama okuyan da o..düşünen de o..ağlayan da o..tövbe eden de o.. yeryüzüne halife ama farkında mı? halifelere yaraşır bir duruş sergiliyor mu? düşündürücü..
insanın evveli,bir damla pis su,sonu,toprakta çürüyecek,böceklere,çiyanlara yem olacak leş,bu ikisinin ortasında ise,karnında pislik taşıyan bir necaset hammalı.dünyanın en değersiz şeyi insan vücududur.ne sütü sağılıp içilir,ne eti yenir,ne yük taşımakta kullanılır...ben dünyadan yokolsam ne eksilir? benim boşluğumu biri mutlaka doldurur. öyleyse,insanın tek kıymeti Rabbine kul olmaktır.üstelik bu kulluğu yerine getirdiği zaman,bütün mahlukattan,hatta meleklerden bile kıymetli olur...herkesin bu gerçeği anlamasını Allah'tan dilerim.
İN SAN yeni şirketlerdendir. üretimi tamamen çoğalıma ve çoğaltmaya yöneliktir nüfüs patlaması yaparak girdiği borsada halka açılarak bir anda borsayı alt üst yapmıştır. korkunç tavan yapmıştır. İn sanai kuruluşunun yöneticileri bu gidişattan memnundur.
insan neden doğduğunu neden öleceğini tam olarak kavrayamadan yaşayan diğer canlılardan tek farkı olan aklı ve duygularını tam anlamıyla hiç birzaman kullanamayan bir varlıktır
dinini de bilmeli, ülkesini de, tarihini de, müziği de, edebiyatı da.
neden bilmeli? ?
dinini:yolunu kaybetmemek için, ülkesini:yaşayabilmek için, tarihini:geleceğine yön verebilmek için, müziği:başını deli gibi sallamak için olmasa da arada bir dinlemek için, edebiyatı:yaşadığı toplumu daha iyi anlamak için bilmeli.
en önemlisi de...her konudan haberdar olmalı ki kendini bir şey sanan dar kafalılarla karşılaştığında (hangi kesimden olursa olsun) notunu verebilecek kadar bilgisi olsun.
insan en unutkan varlık.yaratılışını ve sebebini unutan.kendini unutup yaratanı unutmaya yeltenen.görevli gelip görev bilincinden uzaklaşan.gelirken eşrefi mahlukat iken giderken nasıl gideceğine kendi karar veren ve buna inanan.esfeli safilin insanın en aşağı gelmiş hali..görüntüde insan.insanlığımızı koruyabilme duasıyla her daim...
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır akacak ama kan kesilince damardan sıcak sımsıcak kelimeler boşandı aşk için karnıma ve göğsüme ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden aşk ve ölüm bana yeniden su ve ateş ve toprak yeniden yorumlandı.
Dilce susup bedence konuşulan bir çağda biliyorum kolay anlaşılmıyacak kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın yanık yağda boğulan yapıların arasında delirmek hakkını elde bulundurmak rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için bana deha değil belgeler gerekli kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza gençken peşpeşe kaç gece yıllarca acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım bilmezdim neden bazı saatler alaturka vakitlere ayarlı neden karpuz sergilerinde lüküs yanar yazgı desem kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma Tokat aklıma niye gelmezdi babam onbeşli olmasa.
Meyan kökü kazarmış babam kırlarda ben o yaşta koltuğumda kitaplar işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları kafamda yasak düşünceler, Gide mesela. Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar resimli bir kitaptan çalardım hayatımı oysa hergün merkep kiralayıp da kazılan kökleri Forbes firmasına satan babamdı.
Budur işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku işte şehirleri bayındır gösteren yalan işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla güçbela kurduğum cümle işte bu; ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan tenimin olanca ağırlığı yok oldu. Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak bile bir bir çınlayan ihtilal haberidir ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu nisan ayları gelince vücudu hafifletir şahlanan grevler için kahkahalarım küstah bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim gider şehre ve şaraba yaltaklanarak biraz ağlayabilmek için fotoğraflar çektirir babam seferberlikte mekkâredir.
İnsanın gölgesiyle tanımlandığı bir çağda marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak belki ruhların gölgesi düşer de marşlara mümkün olur babamı varlık sancısıyla çağırmak: Ezan sesi duyulmuyor Haç dikilmiş minbere Kâfir Yunan bayrak asmış Camilere, her yere
Öyle ise gel kardeşim Hep verelim elele Patlatalım bombaları Çanlar sussun her yerde
Çanlar sustu ve fakat binlerce yılın yabancısı bir ses değdi minarelere:Tanrı uludur Tanrı uludur polistir babam Cumhuriyetin bir kuludur bense anlamış değilim böyle maceralardan ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur yalnız coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan nüfus cüzdanımda tuhaf ekmek damgası durur benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu etin ıslak tadına doğru yavaş yavaş uyanmak çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp hırsız cenazelerine bine bine temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme korkak dualarından cibinlikler kurarak dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz nakışsız yaşamakları silâhlanmak sayarak çıkardım boğaza tıkanan lokmanın hartasını çıkınımda güneşler halka dağıtmak için halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa fly Pan-Am drink Coca-Cola
Tutun ve yüzleştirin hayatları biri kör batakların çırpınışında kutsal biri serkeş ama oldukça da haklı. Ölümler ölümlere ulanmakta ustadır hayatsa bir başka hayata karşı.
Orada aşk ve çocuk birbirine katışmaz nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı kendi tehlikesi peşinden gider insan putların dahi damarından aktığı güne kadar sürdürür yorucu kovalamacayı.
Hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan? Nerde, hangi yöremizde zihnin tunç surlardan berkitilmiş ülkesi ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan parti broşürleri yoksa kafiyeler mi? Hangi cisimdir açıkça bilmek isterim takvim yapraklarının arasını dolduran nedir o katı şey ki gücü gönlün dağdağasını durultacak? Hayat dört şeyle kaimdir, derdi babam su ve ateş ve toprak. Ve rüzgâr. ona kendimi sonradan ben ekledim pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu ham yüreğin pütürlerini geçtim gövdemi alemlere zerkederek varoldum kayrasıyla Varedenin eşref-i mahlûkat nedir bildim.
insan. human.
insan kelimesinin nisyan kelimesinden türediği söylenir arapçada.. nisyan unutmak demektir.. insan unutandır..
yada ens kelimesindende türemiş olabilir derler.. eniis.. yani yakınlaşım
hırçınlık tersi.. dost canlısı die bişeyler vardır ya.. öyle bişey..
ama ademe öğretilen isim.. ne diyorum ben..?
İnsan.
İnsan hakkında binlerce düşünür binlerce düşünce sundu..
Özgün olmak ve kendimi kandırmamak için söylenilen düşünceleri kendime mal etmek istemiyorum.. bu farkedilmeyeceği için egomu okşaması muhtemel olsa bile..
Mantık denen bir bilim dalı var.. hayvan demek canlı ve canlılar topluluğu demektir.
Dolayısı ile insan bir hayvandır. ama her hayvan insan değildir..
Bu durumda bir hayvanın insan olup olmadığını nasıl anlayacağız?
Değişik yöntemler var felsefe de..
diyorlar ki insanın diğer hayvanlardan ayırıcı en iyi vasfı.. düşünüyor olmasıdır..
yahut.. ne bileyim.. yazı yazabilme yeteneği.. okuyabilme yeteneği.. konuşabilme özelliği.. ahlaki oluşum vesaire vesaire..
ben diyorum ki insanın en temel özelliklerinden biri gelişiyor olmasıdır..
bu gelişim hem fiziksel hem metafiziksel olmaktadır..
yani insan gelişiyor olma özelliğini yitirdiğinde diğer hayvan türleriyle temel anlamda benzeşime doğru yol alır.. mesela bir eşşek.. belirli bir süre içinde fiziksel gelişimini tamamlar.. eşşekliği iyice yerine oturur.. birbirinden farklı eşekler yoktur..
eşekler birbirine benzer.. eylemleri farklı değildir.. çünkü bir özgür iradeleri yoktur..
özgür iradeleri olsa bile iradeyi kullanabilme kapasiteleri yoktur.. anırır bir eşek..
bir eşek bitki yer ve çiftleşir.. insanlar eşeği ehlileştirip yük altına alır.. kullanır..
eşek tüm bunlardan rahatsız olmaz.. eşşek yük altında olduğundan değil yük fazla olduğundan rahatsız olabilir sadece.. ve ölene kadar değişmez..
gelişmeyen insan vasıf itibarı ile eşektir denilebilir.. yani bunu deme hakkım doğar bu durumda..
psikoloji yöntem olarak uzun zamanlardan beri insan ruhunu ele almaya çalışmıştır
ama bilgi olarak bir sonuç elde edememiştir..
insan piramite babil kulesine benzemez dostlarım..
her insan ademin çocuğudur.. ama her ademin çocuğu insan değildir..
sana ruhu soruyorlar.. onlara de ki ................
çok bişey diyeceğim ama bunun götürüsü getirisinden çok olur diye korkuyor ve susuyorum...
ben böyle diyorum.. yarım kalmış cümleleri sevmiyorum.. ama nedendir bilmem hep böyle yapıyorum...
topraktan yaratıldığı için çamurlaşması an meselesidir :)
İNSAN...ÇIKSAN...sen öyle SAN! ..Nerdeee insanKİ SANKİ? ..
yüce allahın en üstün kıldığı varlık
Eşref-i Mahluk...
fiziki olarak hep var ve her zaman varolacak ama bu özellik çok az rastlanır oldu.herkes birbirine bir şekilde bomba gibi patlıyor.
Diyojen'in aradığı günden beri bulunamadı ki...
Nesli tükenmek üzere olan...
kalmadı pek....
evet konu insan ama insanın tarifini yapmak o kadar basit gözüküyoki aslında tarifi çok zor bir insanı tanımak için çok zamana ihtiyaç vardır kısacası insan halkla toplumla içi içe olmak ve bu toplum içinde mücadele etmek başarı elde etmek
Hayatta çok deger verdigin insanlarin, verdigin degere layik olmadiklarini görürsen; sakin yıkılma, bırak onlar utansınlar, tabi utanmayı biliyorlarsa.
..cık..!
..tercihlerini yaşar...
unutan da o..bilmediği halde biliyormuşcasına salınan da o..sahiplenen de o..ama okuyan da o..düşünen de o..ağlayan da o..tövbe eden de o..
yeryüzüne halife ama farkında mı? halifelere yaraşır bir duruş sergiliyor mu? düşündürücü..
insanın evveli,bir damla pis su,sonu,toprakta çürüyecek,böceklere,çiyanlara yem olacak leş,bu ikisinin ortasında ise,karnında pislik taşıyan bir necaset hammalı.dünyanın en değersiz şeyi insan vücududur.ne sütü sağılıp içilir,ne eti yenir,ne yük taşımakta kullanılır...ben dünyadan yokolsam ne eksilir? benim boşluğumu biri mutlaka doldurur. öyleyse,insanın tek kıymeti Rabbine kul olmaktır.üstelik bu kulluğu yerine getirdiği zaman,bütün mahlukattan,hatta meleklerden bile kıymetli olur...herkesin bu gerçeği anlamasını Allah'tan dilerim.
..bir mes'ut zalim..insan bir mağrur cahil...
Tekne kırık,su azgın ve kayıplarda sahil...
nfk.
İN SAN yeni şirketlerdendir. üretimi tamamen çoğalıma ve çoğaltmaya yöneliktir nüfüs patlaması yaparak girdiği borsada halka açılarak bir anda borsayı alt üst yapmıştır. korkunç tavan yapmıştır. İn sanai kuruluşunun yöneticileri bu gidişattan memnundur.
insan neden doğduğunu neden öleceğini tam olarak kavrayamadan yaşayan diğer canlılardan tek farkı olan aklı ve duygularını tam anlamıyla hiç birzaman kullanamayan bir varlıktır
dinini de bilmeli,
ülkesini de,
tarihini de,
müziği de,
edebiyatı da.
neden bilmeli? ?
dinini:yolunu kaybetmemek için,
ülkesini:yaşayabilmek için,
tarihini:geleceğine yön verebilmek için,
müziği:başını deli gibi sallamak için olmasa da arada bir dinlemek için,
edebiyatı:yaşadığı toplumu daha iyi anlamak için bilmeli.
en önemlisi de...her konudan haberdar olmalı ki kendini bir şey sanan dar kafalılarla karşılaştığında (hangi kesimden olursa olsun) notunu verebilecek kadar bilgisi olsun.
insan en unutkan varlık.yaratılışını ve sebebini unutan.kendini unutup yaratanı unutmaya yeltenen.görevli gelip görev bilincinden uzaklaşan.gelirken eşrefi mahlukat iken giderken nasıl gideceğine kendi karar veren ve buna inanan.esfeli safilin insanın en aşağı gelmiş hali..görüntüde insan.insanlığımızı koruyabilme duasıyla her daim...
insan bir gün çeker gider
insan su yerine sevgiyi hava yerine sevgiliyi gören canlıdır
insan düşünen ama bunun farkında olmayan,degerlendirmeyi bilmeyen bir canlıdır
insan gözünde en değerli olduyunuz insandır......
kendinden başka her şeye benzetilen.. :))
RABBİNE karşı pek nankör ve dünya malınada pek düşkündür
ben sen o biz siz onlar birde fizikçimizin dediği gibi insan görünüşlü yaratıklar
Nefes alıp verebilen trajediler arada bir mutlu olmayı da başarabilirler tabii.
Amentü
İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.
Dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmıyacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak
rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için
bana deha değil
belgeler gerekli
kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
gençken
peşpeşe kaç gece yıllarca
acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım
bilmezdim neden bazı saatler
alaturka vakitlere ayarlı
neden karpuz sergilerinde lüküs yanar
yazgı desem
kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma
Tokat
aklıma niye gelmezdi
babam onbeşli olmasa.
Meyan kökü kazarmış babam kırlarda
ben o yaşta koltuğumda kitaplar
işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı
cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları
kafamda yasak düşünceler, Gide mesela.
Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı
oysa hergün
merkep kiralayıp da kazılan kökleri
Forbes firmasına satan babamdı.
Budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güçbela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler için kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
İnsanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
Ezan sesi duyulmuyor
Haç dikilmiş minbere
Kâfir Yunan bayrak asmış
Camilere, her yere
Öyle ise gel kardeşim
Hep verelim elele
Patlatalım bombaları
Çanlar sussun her yerde
Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere:Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sayarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
fly Pan-Am
drink Coca-Cola
Tutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
Ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı.
Orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı.
Hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
Nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
Hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
Hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
Ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla Varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
(1974)
İsmet Özel