İdrakı Beş duyu ile idrak etmek mümkün değildir. Gözle görülmez, ele tutulmaz, tadılmaz... İdrak ilme dayanır, ancak ilmi olanlar idrak eder, oda ilmi derecesinde...
İdrak, bir algılamadır, yani manadır. Bir şey yada konuyu algılayabilme yeteneğidir. Elle tutulan yada gözle görülen nesneler gibi olmadığından yani maddi bir şey olmadığından, izahı güç olandır.
Araplar bir merdivenin en altındaki basamağına 'dereke' derler. Aynı zamanda bir şeyin en alt kısmı anlamında genel olarakta kullanılır bu kelime. 'idrâk' ise bir şeyin dibine inme, yetişme, ulaşma anlamındadır ki; buna 'DANK etmek' te diyebiliriz.. bu ses susuz, karanlık bir kuyuya atılan taşın en dibe ulaştığında çıkarttığı sestir ki zihin kuyusuna atılan kavramlar da dibe düştüğü zaman aynı sesi çıkarır; idrâk etmek, kavramaktır..
Doğular ve gerçekleri idrak edip, doğrultusunda gitmedikçe idrak fanidir. Daha çok yük yüklenip, eşek gibi yaşamaktan başka acı ve zorluk vermez yaşamda.
Ör: ''Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var.''- Ç. Altan.
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten (Zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.) (Hürriyet Kasidesi) N. Kemal
Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı. Asrın idrakine söyletmeyiz İslamı. (Safahat) M.A.Ersoy
2. Erişme, ulaşma, kavuşma... 3. felsef, algı...
Dini Sözlük: Bir şeyin aslını, mâhiyetini, hakîkatini bilmek, anlamak.
Kur'ân-ı kerîmde, meâlen buyruldu ki: O'nu (Allahü teâlâyı) gözler (dünyâda) idrâk edemez. O ise, gözleri bilir anlar. O, ihsân sâhibi bilicidir. (En'âm sûresi: 103)
İnsanı hayvandan ayıran, ilim ve idrâktir (Hâdimî)
İnsanların hâlet-i rûhiyeleri (rûhî durumları) farklı oduklarından, idrâk ve fehmleri (anlamaları) da farklı olmaktadır. (İmâm-ı Gazâlî)
Şükür, şükürden âciz kalındığını idrâk etmektir. (Ebû Osman Mağribî)
Allahü teâlânın zâtı idrâk edilemez. Dünyâ yurdunda gözle görülmez. Kalb, O'nun varlığını tastîk eder. Âhirette gözler O'nu görecektir. İnsanlar, Allahü teâlâyı âyet ve delîllerle bilmektedir. Kalbler O'nu tanır, fakat akıllar O'nu idrâk edemez. (Sehl bin Abdullah)
Eblehe öğrenmede kolaylık olur, ocağa iki saniye elini tut, ya da bir zahmet yanık servisinde kolunu koysa
bağıranlara bak, öyle hiç çıkamadan.
İDRAK, KAVRAMADIR.
İdrakı Beş duyu ile idrak etmek mümkün değildir.
Gözle görülmez, ele tutulmaz, tadılmaz...
İdrak ilme dayanır, ancak ilmi olanlar idrak eder,
oda ilmi derecesinde...
İdrak, bir algılamadır, yani manadır.
Bir şey yada konuyu algılayabilme yeteneğidir.
Elle tutulan yada gözle görülen nesneler gibi olmadığından
yani maddi bir şey olmadığından,
izahı güç olandır.
'Karşındakinin SEN olduğunu gerçekten idrak etmedikçe sevgin şüpheli ve sınırlıdır.' GERÇEKLE YÜZLEŞMEK - Sebahattin Zorlu
Hz. ebubekir..
idrakın aczini idrak idrakın ta kendisidir..
'ALLAH'ı hakkıyla idraka çalışmadılar…(22-74)
'Ma kaderullahe hakka kadrihî..'
bazı insanların idrak problemi oldugunda,siz ona ne anlatırsanız anlatın,o anlayabilecegi kadar anlar................ :))))
İdrak ve akıl, insanın ruhunda dinlenir...
Araplar bir merdivenin en altındaki basamağına 'dereke' derler.
Aynı zamanda bir şeyin en alt kısmı anlamında genel olarakta kullanılır bu kelime.
'idrâk' ise bir şeyin dibine inme, yetişme, ulaşma anlamındadır ki;
buna 'DANK etmek' te diyebiliriz..
bu ses susuz, karanlık bir kuyuya atılan taşın en dibe ulaştığında çıkarttığı sestir ki
zihin kuyusuna atılan kavramlar da dibe düştüğü zaman aynı sesi çıkarır;
idrâk etmek, kavramaktır..
algı...
neyin tedariki peşindeysen
idrakin
o
kadardır..
etrak bi-idrak :))
Doğular ve gerçekleri idrak edip, doğrultusunda gitmedikçe idrak fanidir. Daha çok yük yüklenip, eşek gibi yaşamaktan başka acı ve zorluk vermez yaşamda.
Lügatta:
Anlayış, kavrayış, akıl erdirmek, fehem (fehim, fehm) , yetiştirmek.
''Malesef insanlar teavun (yardımlaşma) sırrını idrak edememişler, hiç olmazsa taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar...''
(Vecize)
Sözlükte:
1. Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme...
Ör:
''Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var.''- Ç. Altan.
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
(Zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.) (Hürriyet Kasidesi) N. Kemal
Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı.
Asrın idrakine söyletmeyiz İslamı.
(Safahat) M.A.Ersoy
2. Erişme, ulaşma, kavuşma...
3. felsef, algı...
Dini Sözlük:
Bir şeyin aslını, mâhiyetini, hakîkatini bilmek, anlamak.
Kur'ân-ı kerîmde, meâlen buyruldu ki:
O'nu (Allahü teâlâyı) gözler (dünyâda) idrâk edemez. O ise, gözleri bilir anlar. O, ihsân sâhibi bilicidir. (En'âm sûresi: 103)
İnsanı hayvandan ayıran, ilim ve idrâktir (Hâdimî)
İnsanların hâlet-i rûhiyeleri (rûhî durumları) farklı oduklarından, idrâk ve fehmleri (anlamaları) da farklı olmaktadır. (İmâm-ı Gazâlî)
Şükür, şükürden âciz kalındığını idrâk etmektir. (Ebû Osman Mağribî)
Allahü teâlânın zâtı idrâk edilemez. Dünyâ yurdunda gözle görülmez. Kalb, O'nun varlığını tastîk eder. Âhirette gözler O'nu görecektir. İnsanlar, Allahü teâlâyı âyet ve delîllerle bilmektedir. Kalbler O'nu tanır, fakat akıllar O'nu idrâk edemez. (Sehl bin Abdullah)