"Yersiz kederin,aptalca mutluluğun,açgözlü şehvetin,dalkavukça ilişkinin yaşamından ne kadar çok çaldığını,sen de sana ait ne kadar az şey kaldığını yeniden düşün,göreceksin ki vaktinden önce ölüyorsun."
Bazen su olmak lazım, sessiz sakin... Bazen sel olmak lazım, öfkeli ve hırçın. Bazen mum alevi olmak lazım, sabırla tükenmeyi bekleyen. Bazense volkan olmak lazım, önüne gelen her şeyi hızla tüketen. Kimine Su olacaksın, kimine sel. Kimine mum olacaksın kimine volkan. Ama kimseye asla kul olmayacaksın. Yüce yaratan dururken.
Havanın yüzünde Bir kırlangıç sürüsü... Bu sabah; Bu sabah öylesine güzel ki. Bu sabah yağmur yağacak, Bu sabah gün açacak, Bu sabah tekmil tomurcuklar patlayacak. Bahar patlayacak... Özlemlerin en güzeli, Tozlu bir özlem Topraktan yeni çıkarılmış... Yaşar Kemal
OLUR MU DERSİN?? Korkmak, korkmak bir kadından. Yaslamak isterken sırtımı sırtına, bakarken gözlerine gözlerim dolarken. Korkmak o kadından, tamamen bir günü kaybetmekten. Ellerini hiç tutmadan avuç içlerinin terlemesi. Mesela onun için bir kadeh kaldırmak veya bir kadehi parçalamak. Korkuyorum ben o kadından. O bilmezken bedenimin tir tir titreyişini bir masada otururken, acılarımızı paylaşırken, dün seviştiği adamı anlatırken. Sevgilileri sevgisini eksiltirken bana bir tutam sevgisi kalmadığını bilmek. Sarhoşken o güzelliğine güzellik katan güzelliğine güzellik katan alkolü benim elimden içerken. Ben onu severken o bunu bilmeden karşımda bir adamla otururken korkuyorum ben o kadından. Çokça çapkın, fazlaca acımasız. Tutarsa elimi o kırmızı ojeli tırnakları, delerse bedenimi. Ya sonra kaybedersem tamamen. Ya öpüşürken dudaklarımız; kanarsa dudağımın kenarı, kan tadı bulaşırsa dilime, ya sonra kalbime değerse kırmızı ojeli tırnakları, ya kanımla sulanırsa tırnakları. Parçalarsa bedenimi bırakırsa beni o şehrin çöplüğüne, sonra o şehri terk ederse o kadın. Kalırsam ben o çöplükte. Korkuyorum ben o kadından çokça çapkın fazlaca acımasız. Ya giderse bir gün? Kaybedersem onu değmeden teni tenime...
"Tuhaf bir adam oldum Kendimle konuşuyorum evin içinde Biraz da şu koltuğa oturayım,diyorum Perdeleri ne kadar zamanda yıkardın,diyorum Bir gün olsun açık bırakmıyorum yatağımızı El ayak değmeyen yerler nasıl tozlanıyor böyle Merak etme,mutfağı tertemiz ettim Terlikler senin istediğin gibi duruyor Çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırı Bir kahve yapıyım diyorum İki fincan koyuyorum süt hazırlıyorum,sana Sessizlikten mi nedir ? Bütün bunları yüksek sesle söylüyorum . İnsan başka nasıl katlanır ölüme,bilmiyorum."
"Gerçekten yayılan ışığı seviyorlar, ama o ışık kendi yanılgılarını ortaya çıkarınca ondan nefret ediyorlar.Çünkü aldatılmak istemiyorlar,aldatmak istiyorlar."
"Gerçekten yayılan ışığı seviyorlar ama o ışık kendi yanılgılarını ortaya çıkarınca ondan nefret ediyorlar.Çünkü aldatılmak istemiyorlar,aldatmak istiyorlar."
"gitmez bu böyle bu böyle yürümez bir gün durulur bu çalkantı doğarsın güneşe bakarsın gökyüzü eski bir resim gibi pencerede yeniden ve kitap masada tasaların kaygıların yunmuş arınmış peşkirin çarşafın gömleğin yanı sıra uçuşuyor çırpına çırpına rüzgârda nerdesin alın teriyle gülen aydınlık nerdesin güzel kokularla dolu gece.!"
yukarıdan ölmüş'e... bakarken RUH; aşağıda ölenin... kendisi olduğunu bir hatırlasa, içine girer dirilirmiş ceset! biten aşklar da, böyle bir şey... nefeste.
Kâğıt sesi çürütmez.Soğutur biraz.Sakinleştirir. Korur.Anıya dönüştürür.Ona sonsuz bir ömür verir.Sonra biz ya da o sesi okuyan bir başkası, ona yeniden can veririz,alır insanların hayatına katarız,nice sonra denizler,dağlar,bahçeler içinde gezdiririz,yeni zamanların ruhunu üfleriz o sese. Söz,yüreğin gövdemizden taşmış hâlidir. İnsandan insana götürür bizi.Bir bumerang macerasıdır yaşanan.Yürekte başlayan görkem, büyü yine yüreğe dönerek tamamlar kendini.Söz olmasaydı _ses,renk,desen_ hiçbir büyük yaratıcı yaşamamış olurdu değil mi.? * Çocukken alnımıza konmamış bir öpücüğün yerini hiçbir bilgi dolduramıyor.
Kalbi anlamak için kalbin bildiklerini sökmedik mi? Ancak sabahı yeniden tanımladıktan sonra Kavuşmadık mı,karanlık gecelerin ardındaki sabaha..? Tek bir yıldızı görmek için Unutmalıyız bütün takımyıldızlarını
"Neyi seversen,o olursun.Sevgi simyadır.Asla yanlış şeyi sevme,çünkü seni dönüştürecektir. Hiçbir şey sevgi kadar dönüştürücü değildir.Seni daha yükseklere,doruklara çıkarabilecek bir şeyi sev.Senin ötende bir şeyi sev."
"Geçmiş " nasıl sanıyorsak bizim için odur. Aslında tam tersi olsa da.Bellek biraz da kendimizi kandırmamız için çalışır.Bu kiminin şişinmesine yarar,çaresiz olanınsa devam edebilmesinin tek yoludur.Belleğin içinde kimi hainliğini,kimi hüznünü saklar.Acıyla kötülük sırt sırtadır.Kötü,acının gözüne bakamaz.Güçlü gibi görünen kötü,çoğunlukla korkak olandır.
"Gördüğünün içine bak,görülecek ne çok şey vardır onda; Sevdiğinin içine bak,sevilecek ne çok şey vardır onda. Yanlışının içine bak.Yanılacak ne çok şey vardır onda. Düşlerinin içine bak.Düşülecek ne çok şey vardır onda..."
" Eğer her kederlendiğimizde ağlayarak kurtulma imkânımız olsaydı,teşhissiz hastalıklar ve şiir ortadan kalkardı."
Emil Michel Cioran
"Sevgide vefa arama,vefanın içinde sevgi."
"Yersiz kederin,aptalca mutluluğun,açgözlü şehvetin,dalkavukça ilişkinin yaşamından ne kadar çok çaldığını,sen de sana ait ne kadar az şey kaldığını yeniden düşün,göreceksin ki vaktinden önce ölüyorsun."
Seneca
Bazen su olmak lazım, sessiz sakin...
Bazen sel olmak lazım, öfkeli ve hırçın.
Bazen mum alevi olmak lazım, sabırla tükenmeyi bekleyen.
Bazense volkan olmak lazım,
önüne gelen her şeyi hızla tüketen.
Kimine Su olacaksın, kimine sel.
Kimine mum olacaksın kimine volkan.
Ama kimseye asla kul olmayacaksın.
Yüce yaratan dururken.
Can Yücel
Havanın yüzünde
Bir kırlangıç sürüsü...
Bu sabah;
Bu sabah öylesine güzel ki.
Bu sabah yağmur yağacak,
Bu sabah gün açacak,
Bu sabah tekmil tomurcuklar patlayacak.
Bahar patlayacak...
Özlemlerin en güzeli,
Tozlu bir özlem
Topraktan yeni çıkarılmış...
Yaşar Kemal
Bugün ruhum serseri,
özgürlüğe kanat çırpan kelebek misali,
iplemez bir gülümsemeyle saldım gitti içimdeki deliyi.
@gültenalp
Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan, İnsanlara iyilikle bak. Eğer saçların güzel olsun istiyorsan, Bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından.
"Güzelliğin içinde iyilik,iyiliğin içinde iyi niyet yoksa o güzellik bir hiçtir.!"
"Siyahın içinde beyazı göremeyecek kadar kördü insanlar,körlükleri kadar da kötü."
yılların şarkısı eskimeyen
OLUR MU DERSİN??
Korkmak, korkmak bir kadından. Yaslamak isterken sırtımı sırtına, bakarken gözlerine gözlerim dolarken. Korkmak o kadından, tamamen bir günü kaybetmekten. Ellerini hiç tutmadan avuç içlerinin terlemesi. Mesela onun için bir kadeh kaldırmak veya bir kadehi parçalamak. Korkuyorum ben o kadından. O bilmezken bedenimin tir tir titreyişini bir masada otururken, acılarımızı paylaşırken, dün seviştiği adamı anlatırken. Sevgilileri sevgisini eksiltirken bana bir tutam sevgisi kalmadığını bilmek. Sarhoşken o güzelliğine güzellik katan güzelliğine güzellik katan alkolü benim elimden içerken. Ben onu severken o bunu bilmeden karşımda bir adamla otururken korkuyorum ben o kadından. Çokça çapkın, fazlaca acımasız. Tutarsa elimi o kırmızı ojeli tırnakları, delerse bedenimi. Ya sonra kaybedersem tamamen. Ya öpüşürken dudaklarımız; kanarsa dudağımın kenarı, kan tadı bulaşırsa dilime, ya sonra kalbime değerse kırmızı ojeli tırnakları, ya kanımla sulanırsa tırnakları. Parçalarsa bedenimi bırakırsa beni o şehrin çöplüğüne, sonra o şehri terk ederse o kadın. Kalırsam ben o çöplükte. Korkuyorum ben o kadından çokça çapkın fazlaca acımasız. Ya giderse bir gün? Kaybedersem onu değmeden teni tenime...
"...en ağır sınavdan en saf olan geçer
öder,geçer."
Gülten Akın
cahilin çamuru ağzındadır
onu konuşturma ki kirlenme....
"Tuhaf bir adam oldum
Kendimle konuşuyorum evin içinde
Biraz da şu koltuğa oturayım,diyorum
Perdeleri ne kadar zamanda yıkardın,diyorum
Bir gün olsun açık bırakmıyorum yatağımızı
El ayak değmeyen yerler nasıl tozlanıyor böyle
Merak etme,mutfağı tertemiz ettim
Terlikler senin istediğin gibi duruyor
Çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırı
Bir kahve yapıyım diyorum
İki fincan koyuyorum süt hazırlıyorum,sana
Sessizlikten mi nedir ?
Bütün bunları yüksek sesle söylüyorum
.
İnsan başka nasıl katlanır ölüme,bilmiyorum."
Şükrü Erbaş
"Hüzün baş duygumuzdu.Yaz günleri sahici denizler,sahici kıyılar olurdu.
Ama bizim sığınamız sonbahardı,cam önleriydi sokağa bakan."
Edip Cansever
"Gerçekten yayılan ışığı seviyorlar, ama o ışık kendi yanılgılarını ortaya çıkarınca ondan nefret ediyorlar.Çünkü aldatılmak istemiyorlar,aldatmak istiyorlar."
#augustinus
"Gerçekten yayılan ışığı seviyorlar ama o ışık kendi yanılgılarını ortaya çıkarınca ondan nefret ediyorlar.Çünkü aldatılmak istemiyorlar,aldatmak
istiyorlar."
#augustinus
- Bazıları yanına yoldaş değil, sabır taşı arıyor. Bütün tahammülsüzlüklerinin hıncını çıkarabileceği, kalbini düşünmeden kırabileceği birini...
"gitmez bu böyle bu böyle yürümez
bir gün
durulur bu çalkantı doğarsın güneşe
bakarsın gökyüzü eski bir resim gibi
pencerede yeniden ve kitap masada
tasaların kaygıların yunmuş arınmış
peşkirin çarşafın gömleğin yanı sıra
uçuşuyor çırpına çırpına rüzgârda
nerdesin alın teriyle gülen aydınlık
nerdesin güzel kokularla dolu gece.!"
#oktayrifat
İÇİMDEN ÇIKAMIYORUM ,RUHUM DIŞIMA DAR, İŞİMDEN GELDİĞİ GİBİ YAŞIYOR BU DÜNYA.
Vedalarla Uğurlanırken Yürek
yukarıdan
ölmüş'e...
bakarken RUH;
aşağıda
ölenin...
kendisi olduğunu
bir hatırlasa,
içine girer
dirilirmiş ceset!
biten aşklar da,
böyle bir şey...
nefeste.
Kâğıt sesi çürütmez.Soğutur biraz.Sakinleştirir.
Korur.Anıya dönüştürür.Ona sonsuz bir ömür verir.Sonra biz ya da o sesi okuyan bir başkası,
ona yeniden can veririz,alır insanların hayatına katarız,nice sonra denizler,dağlar,bahçeler içinde
gezdiririz,yeni zamanların ruhunu üfleriz o sese.
Söz,yüreğin gövdemizden taşmış hâlidir.
İnsandan insana götürür bizi.Bir bumerang macerasıdır yaşanan.Yürekte başlayan görkem,
büyü yine yüreğe dönerek tamamlar kendini.Söz
olmasaydı _ses,renk,desen_ hiçbir büyük yaratıcı
yaşamamış olurdu değil mi.?
*
Çocukken alnımıza konmamış bir öpücüğün yerini hiçbir bilgi dolduramıyor.
#şükrüerbaş
acaba şimdi nerde, nasıl, (kiminle) ????¿
gelmese iyi ama
aklıma geliyor işte bazen....
Kalbi anlamak için kalbin bildiklerini sökmedik mi?
Ancak sabahı yeniden tanımladıktan sonra
Kavuşmadık mı,karanlık gecelerin ardındaki sabaha..?
Tek bir yıldızı görmek için
Unutmalıyız bütün takımyıldızlarını
#jackgilbert
"Neyi seversen,o olursun.Sevgi simyadır.Asla yanlış şeyi sevme,çünkü seni dönüştürecektir.
Hiçbir şey sevgi kadar dönüştürücü değildir.Seni
daha yükseklere,doruklara çıkarabilecek bir şeyi sev.Senin ötende bir şeyi sev."
#osho
"Geçmiş " nasıl sanıyorsak bizim için odur.
Aslında tam tersi olsa da.Bellek biraz da kendimizi kandırmamız için çalışır.Bu kiminin şişinmesine yarar,çaresiz olanınsa devam edebilmesinin tek yoludur.Belleğin içinde kimi hainliğini,kimi hüznünü saklar.Acıyla kötülük sırt sırtadır.Kötü,acının gözüne bakamaz.Güçlü gibi görünen kötü,çoğunlukla korkak olandır.
#cemmumcu
"Neyzen sen,nefes sen,neylersin neyi
Neyzensen,nefessen,neylersin neyi."
#ziyaosmansaba
Kaybetmek ve yitirmek aynı şey değil
Anlıyor musun ?
Kaybettiğini bulur insan,yitirdiğini değil...
"Hep o üç harf için değil mi,her şey ? 'Son'
...
Son.Herkes kalkıp gidiyor.Bazen film bitmiyor."
#hulkiaktunç
"Gördüğünün içine bak,görülecek ne çok şey vardır onda;
Sevdiğinin içine bak,sevilecek ne çok şey vardır onda.
Yanlışının içine bak.Yanılacak ne çok şey vardır onda.
Düşlerinin içine bak.Düşülecek ne çok şey vardır onda..."
#hulkiaktunç