Sadece Kuran'da bahsi geçerken gördüğüm bir kuş. Hüdhüd kuşu..
17. Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı. 18. Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi. 19. Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek “Ey Rabbim! (..) beni rahmetinle salih kullarının arasına kat! ” dedi. 20. Süleyman kuşlara göz atıp yokladı “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı? ” 21. “Bana mazeret gösteren bir şey getirmedikçe kesinlikle onu ağır bir şekilde cezalandıracağım, ya da kafasını keseceğim.” dedi. 22. Derken Hüdhüd çıkageldi ve Süleyman’a “Senin bilmediğin bir şey öğrendim. Sebe’den sana sağlam bir haber getirdim.” 23. “orda hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadın var.” 24. “Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. (..) ” dedi (..) 27. Süleyman, Hüdhüd’e “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz.” 28. “Şu mektubumu götür onlara at, sonra da yanlarından ayrıl ve ne sonuca varacaklarına bak.” dedi 29. Sebe kraliçesi Belkıs dedi ki: “Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup atıldı.” 30, 31. “Mektup Süleyman’dan gelmiştir. O, “Bismillahirrahmânirrahîm” diye başlamakta ve içinde ‘Bana karşı büyüklük taslamayın ve teslimiyet göstererek bana gelin’ denilmektedir.” 32. “Ey ileri gelenler! Durumum hakkında bana görüş bildirin. Sizler yanımda bulunmadıkça hiçbir işe kesin olarak karar vermem.” 33. Dediler ki: “Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün.” 34. Kraliçe Belkıs: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hale getirirler.” 35. “Ben onlara bir hediye gönderip elçilerin ne haber ile döneceklerine bakacağım.” dedi. 36. Elçileri Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman: “Siz beni mal ile etkilemek mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.” 37. “Geri dönün. biz, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız.” dedi 38. Süleyman, “Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana kraliçenin tahtını getirebilir? ” 39. Cinlerden bir ifrit,”Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm(..) ” dedi. 40. Kitaptan bilgisi olan biri, “Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi. Süleyman tahtı yanında yerleşmiş halde görünce “Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, Rabbimin bana bir lütfudur. (..) ” dedi. 41. Süleyman, “Belkıs'ın tahtını tanınmaz hale getirin. Bakalım tanıyacak mı? ” dedi.
(Ne zaman savaşıldı ne zaman yakalandı yok. Belkıs'ta Süleyman'ın yanına gelmiş)
42. Belkıs gelince, “Senin tahtın böyle mi? ” denildi. O da, “Sanki o! Fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik” dedi. (...) 44. Ona “köşke gir” denildi. Köşkü görünce zeminini derin bir su sandı ve eteklerini topladı. Süleyman ona “Bu, billurdan döşenmiş bir köşktür” dedi. Belkıs, “Ey Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmetmiştim. Şimdi ise Süleyman ile birlikte âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum” dedi. Not: konu bütünlüğü için pek çok yerini kestim yada değiştirdim.
kuş
süleyman (a.s) ın kıssasında geçer
Sadece Kuran'da bahsi geçerken gördüğüm bir kuş. Hüdhüd kuşu..
17. Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı.
18. Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi.
19. Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek “Ey Rabbim! (..) beni rahmetinle salih kullarının arasına kat! ” dedi.
20. Süleyman kuşlara göz atıp yokladı “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı? ”
21. “Bana mazeret gösteren bir şey getirmedikçe kesinlikle onu ağır bir şekilde cezalandıracağım, ya da kafasını keseceğim.” dedi.
22. Derken Hüdhüd çıkageldi ve Süleyman’a “Senin bilmediğin bir şey öğrendim. Sebe’den sana sağlam bir haber getirdim.”
23. “orda hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadın var.”
24. “Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. (..) ” dedi
(..)
27. Süleyman, Hüdhüd’e “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz.”
28. “Şu mektubumu götür onlara at, sonra da yanlarından ayrıl ve ne sonuca varacaklarına bak.” dedi
29. Sebe kraliçesi Belkıs dedi ki: “Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup atıldı.”
30, 31. “Mektup Süleyman’dan gelmiştir. O, “Bismillahirrahmânirrahîm” diye başlamakta ve içinde ‘Bana karşı büyüklük taslamayın ve teslimiyet göstererek bana gelin’ denilmektedir.”
32. “Ey ileri gelenler! Durumum hakkında bana görüş bildirin. Sizler yanımda bulunmadıkça hiçbir işe kesin olarak karar vermem.”
33. Dediler ki: “Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün.”
34. Kraliçe Belkıs: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hale getirirler.”
35. “Ben onlara bir hediye gönderip elçilerin ne haber ile döneceklerine bakacağım.” dedi.
36. Elçileri Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman: “Siz beni mal ile etkilemek mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.”
37. “Geri dönün. biz, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız.” dedi
38. Süleyman, “Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana kraliçenin tahtını getirebilir? ”
39. Cinlerden bir ifrit,”Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm(..) ” dedi.
40. Kitaptan bilgisi olan biri, “Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi.
Süleyman tahtı yanında yerleşmiş halde görünce “Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, Rabbimin bana bir lütfudur. (..) ” dedi.
41. Süleyman, “Belkıs'ın tahtını tanınmaz hale getirin. Bakalım tanıyacak mı? ” dedi.
(Ne zaman savaşıldı ne zaman yakalandı yok. Belkıs'ta Süleyman'ın yanına gelmiş)
42. Belkıs gelince, “Senin tahtın böyle mi? ” denildi. O da, “Sanki o! Fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik” dedi.
(...)
44. Ona “köşke gir” denildi. Köşkü görünce zeminini derin bir su sandı ve eteklerini topladı. Süleyman ona “Bu, billurdan döşenmiş bir köşktür” dedi. Belkıs, “Ey Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmetmiştim. Şimdi ise Süleyman ile birlikte âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum” dedi.
Not: konu bütünlüğü için pek çok yerini kestim yada değiştirdim.