Istıraplar derinlik ifade eder… ıstıraplar güzel günlerin habercisidir… ıstıraplar dayanabildiğimiz ölçüde bizi çelikleştirir, hayata hazır hale getirir… bazen dayanılmaz olarak algıladığımız sürprizler aslında birer bahar bestesidir… Toprak, bağrındaki tohumu, susuz ve güneşsiz kaldığında, bahşedilen ilhamla, ısıtıp ıslatmasaydı, tohum, çınar olabilir miydi? . “Hiçbir şey tesadüfi değildir, şu hayatta, bu yazı bile…”
Evrende Tesadüf diye bir şey asla ve asla yoktur. Evrendeki insan, hayvan ve bitki alemlerinde akıllara durgunluk veren bir intizam ve nizam hüküm sürmektedir. Uzaydaki milyarlarca galakside ve bu milyarlarca galaksinin her birindeki milyarlarda gezegende öyle müthiş, öyle ahenkli bir düzen üstelikte milyarlarca yıldır sürüp gitmektedir. Hemde aksamadan, sekteye uğramadan.
Bunlara tesadüf diyebilmek, zır delinin bile kabul edemeyeceği bir gerçektir.
herşeyin bir yeri ve zamanı vardır.ileride olacağını hiçkimse bilemez.tesadüfler de böyledir.ne zaman ne olacağını bilemeyiz bilemediğimiz için de buna tesadüf diyemeyiz herşeyin belli bir zamanı vardır o zamanı doldurduktan sonra gerçekleşir buna da bi tesadüf denilemez olacağı varsa o an olur hiç birşeye bilip bilmeden tesadüf diyemeyiz.
Bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki; onların belli amaca hizmet etmek, bize bir ders vermek, kim olduğumuzu ya da olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz… Bu insanların kim olacağını asla önceden kestiremeyiz… Belki oda arkadaşımız, komşumuz, profesörümüz, uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımız, ya da belki de sadece göz göze geldiğiniz bir yabancı... Her kim olursa olsun, o kader anında hayatımızın bir biçimde etkileneceğini biliriz... Bazen de hayatımızda öyle olaylar yaşarız ki; o anda bu olaylar bize korkunç, acı dolu, haksız gibi görünür… Ancak fırtına dindikten sonra; bütün bu olayların üstesinden gelmemiş olsaydık, asla potansiyelinizin, gücümüzün, azmimizin ve yürekliliğimizin farkına varamayacağımızı anlarız... Her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır. Hiçbir şey tesadüfen, kötü ya da iyi şans nedeniyle gerçekleşmez… Hastalık, yaralanma ve deneyimsizlikler, ruhumuzun sınırlarını test eden olaylardır... İster olaylar, ister hastalıklar, ister ilişkiler olsun, bu küçük testler olmasaydı hayat hiçbir yere varmayan düz ve sıkıcı bir yol gibi uzayıp giderdi... Güvenli ve rahat, ancak boş ve amaçsız... Yaşamımızı, başarılarımızı ve düşüşlerimizi etkileyen insanlar, kimliğimizi yaratan insanlardır… Kötü deneyimler bile birilerinden öğrenilebilir... Bu dersler en zor, ancak büyük bir ihtimalle en önemli olanlardır…Eğer biri bizi kırar, ihanet eder ya da üzerse, bize güveni ve kalbimizi açtığımız birine karşı dikkatli olmayı öğrettikleri için onları affedelim….Eğer biri bizi severse,biz de bunun karşılığında onu koşulsuz sevelim…sadece onlar bizi sevdiği için değil, bize sevmeyi ve onlar olmadan göremeyeceğimiz ya da hissedemeyeceğimiz şeylere kalbimizi ve gözlerimizi açmamızı öğrettikleri için…Her günün tadını çıkaralım... Her anın değerini bilelim ve belki de tekrar yaşayamayacağımız bu andan alabileceğimiz en fazla şeyi almaya bakalım… Daha önce hiç konuşmadığımız insanlarla konuşalım, onları dinleyelim, âşık olalım, zincirlerimizi kıralım ve gözümüzü zirveye dikelim... Başımızı dik tutalım, çünkü bunun için her türlü hakkımız var… Kendimize büyük bir insan olduğumuzu tekrarlayalım ve kendimize inanalım... Eğer kendimize inanmazsak, hiç kimse bize inanmaz... Hayatımızı nasıl istiyorsak öyle şekillendirebiliriz... Kendi özgün yaşamımızı yaratalım, dışarı çıkıp ve onu yaşayalım! '… Unutmayalım, hiç bir şey tesadüf değildir...Mutlaka bir sebebi vardır...
Istıraplar derinlik ifade eder… ıstıraplar güzel günlerin habercisidir… ıstıraplar dayanabildiğimiz ölçüde bizi çelikleştirir, hayata hazır hale getirir… bazen dayanılmaz olarak algıladığımız sürprizler aslında birer bahar bestesidir… Toprak, bağrındaki tohumu, susuz ve güneşsiz kaldığında, bahşedilen ilhamla, ısıtıp ıslatmasaydı, tohum, çınar olabilir miydi? . “Hiçbir şey tesadüfi değildir, şu hayatta, bu yazı bile…”
Evrende Tesadüf diye bir şey asla ve asla yoktur.
Evrendeki insan, hayvan ve bitki alemlerinde akıllara durgunluk veren bir intizam ve nizam hüküm sürmektedir.
Uzaydaki milyarlarca galakside ve bu milyarlarca galaksinin her birindeki milyarlarda gezegende öyle müthiş, öyle ahenkli bir düzen üstelikte milyarlarca yıldır sürüp gitmektedir.
Hemde aksamadan, sekteye uğramadan.
Bunlara tesadüf diyebilmek, zır delinin bile kabul edemeyeceği bir gerçektir.
'Tesadüf, inançsızların kadere taktıkları isimdir.(Andre Suares) '
Evrende tesadüf diye bir şey yoktur.
20:20 // 21:21
Teşekkürler :))
herşeyin bir yeri ve zamanı vardır.ileride olacağını hiçkimse bilemez.tesadüfler de böyledir.ne zaman ne olacağını bilemeyiz bilemediğimiz için de buna tesadüf diyemeyiz herşeyin belli bir zamanı vardır o zamanı doldurduktan sonra gerçekleşir buna da bi tesadüf denilemez olacağı varsa o an olur hiç birşeye bilip bilmeden tesadüf diyemeyiz.
Her şeyin bir nedeni vardır
Bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki; onların belli amaca hizmet etmek, bize bir ders vermek, kim olduğumuzu ya da olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz… Bu insanların kim olacağını asla önceden kestiremeyiz… Belki oda arkadaşımız, komşumuz, profesörümüz, uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımız, ya da belki de sadece göz göze geldiğiniz bir yabancı... Her kim olursa olsun, o kader anında hayatımızın bir biçimde etkileneceğini biliriz... Bazen de hayatımızda öyle olaylar yaşarız ki; o anda bu olaylar bize korkunç, acı dolu, haksız gibi görünür… Ancak fırtına dindikten sonra; bütün bu olayların üstesinden gelmemiş olsaydık, asla potansiyelinizin, gücümüzün, azmimizin ve yürekliliğimizin farkına varamayacağımızı anlarız... Her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır. Hiçbir şey tesadüfen, kötü ya da iyi şans nedeniyle gerçekleşmez… Hastalık, yaralanma ve deneyimsizlikler, ruhumuzun sınırlarını test eden olaylardır... İster olaylar, ister hastalıklar, ister ilişkiler olsun, bu küçük testler olmasaydı hayat hiçbir yere varmayan düz ve sıkıcı bir yol gibi uzayıp giderdi... Güvenli ve rahat, ancak boş ve amaçsız... Yaşamımızı, başarılarımızı ve düşüşlerimizi etkileyen insanlar, kimliğimizi yaratan insanlardır… Kötü deneyimler bile birilerinden öğrenilebilir... Bu dersler en zor, ancak büyük bir ihtimalle en önemli olanlardır…Eğer biri bizi kırar, ihanet eder ya da üzerse, bize güveni ve kalbimizi açtığımız birine karşı dikkatli olmayı öğrettikleri için onları affedelim….Eğer biri bizi severse,biz de bunun karşılığında onu koşulsuz sevelim…sadece onlar bizi sevdiği için değil, bize sevmeyi ve onlar olmadan göremeyeceğimiz ya da hissedemeyeceğimiz şeylere kalbimizi ve gözlerimizi açmamızı öğrettikleri için…Her günün tadını çıkaralım... Her anın değerini bilelim ve belki de tekrar yaşayamayacağımız bu andan alabileceğimiz en fazla şeyi almaya bakalım… Daha önce hiç konuşmadığımız insanlarla konuşalım, onları dinleyelim, âşık olalım, zincirlerimizi kıralım ve gözümüzü zirveye dikelim... Başımızı dik tutalım, çünkü bunun için her türlü hakkımız var… Kendimize büyük bir insan olduğumuzu tekrarlayalım ve kendimize inanalım... Eğer kendimize inanmazsak, hiç kimse bize inanmaz... Hayatımızı nasıl istiyorsak öyle şekillendirebiliriz... Kendi özgün yaşamımızı yaratalım, dışarı çıkıp ve onu yaşayalım! '…
Unutmayalım, hiç bir şey tesadüf değildir...Mutlaka bir sebebi vardır...