Anılarını Yerlerden Toplayanlar Derneği'nden dönüyorum bir yanıp bir sönüyorum yağmur bizi izliyor sevgilim, yalnızca biz yalnızca biz geçmişi yaktık, yalnızca biz bir şemsiyeye çarpıp batan bir teknedeydik, eğildik eğildik ve iplerimizi çözdük sonsuz ipli uçurtma şenliğine dönüştü birlikteliğimiz yağmur bizi izliyor sevgilim, yalnızca biz ağzımız sürükleyip götürüyor çalar saatleri en tehlikeli odalarındayız otellerin..
Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm Bir çiçeğe tutundum düşerken, oradayım hâlâ Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar Dursam ölürüm paramparça olur dünya
Gidersen, fesleğen kokusu bırak avuçlarıma Gözlerime son bir iz bırak gözlerinin kahvesinden Saçlarıma bir tutam rüzgâr sun. Dağılsın dağların yamaçlarına..
Kaçarım binlerce yıldır Binlerce yıldır ben bir kaçağım İçimde insan kırıkları Kendi kendime batar kanarım Hangi dağın üstünden geçsem Çayı serin bir köye varırım Yalancı gazeteler yakar Aklımı fikrimi ısıtırım Bir gün insandan kaçarsam Elbet bir ağaca sığınırım Hangi eski köprüden geçsem ip kopar Bir nehre düşerim yalnız Orada bir akıntı deli Ömrüm her şelaleden Tutar atar kendini Hangi dostun elinden tutsam el olur Bir şarkı dinlerim yalnız Kimse bilmez ki içimi İçimin söylediğini Herkes biraz kandırır kendini Hangi sigaradan yaksam Aynı duman aynı kanser Hangi çağda yaşasam Aynı zihin aynı sesler İçimde insan kırıkları İçimde insan kırıkları Bağırsam kaç kişi duyar Bağırsam çığlıkları
kapılar kapalı, dünya buzlu cam uyuşmuş gözlerimin önünde hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan
ikimizin yerine dinliyorum sevdiğin şarkıları siyah tişörtünü giyiyorum yatarken gömleklerini, kazaklarını, kokunu senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken gün boyu elimde kahve fincanı
kapıyı açmıyorum telefonlara çıkmıyorum başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların
Sevgilim, yetimim benim, nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata öldüğünden haberi yok fotoğraflarının..
Anılarını Yerlerden Toplayanlar Derneği'nden dönüyorum
bir yanıp bir sönüyorum
yağmur bizi izliyor sevgilim, yalnızca biz
yalnızca biz geçmişi yaktık, yalnızca biz
bir şemsiyeye çarpıp batan bir teknedeydik, eğildik
eğildik ve iplerimizi çözdük
sonsuz ipli uçurtma şenliğine dönüştü birlikteliğimiz
yağmur bizi izliyor sevgilim, yalnızca biz
ağzımız sürükleyip götürüyor çalar saatleri
en tehlikeli odalarındayız otellerin..
a.a.
Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm
Bir çiçeğe tutundum düşerken, oradayım hâlâ
Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı
Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar
Dursam ölürüm paramparça olur dünya
Ahmet Telli
Üffffffffffffffffffffffffff ledim, dağıldılar. :))
Gidersen, fesleğen kokusu bırak avuçlarıma
Gözlerime son bir iz bırak gözlerinin kahvesinden
Saçlarıma bir tutam rüzgâr sun.
Dağılsın dağların yamaçlarına..
~
Kaçarım binlerce yıldır
Binlerce yıldır ben bir kaçağım
İçimde insan kırıkları
Kendi kendime batar kanarım
Hangi dağın üstünden geçsem
Çayı serin bir köye varırım
Yalancı gazeteler yakar
Aklımı fikrimi ısıtırım
Bir gün insandan kaçarsam
Elbet bir ağaca sığınırım
Hangi eski köprüden geçsem ip kopar
Bir nehre düşerim yalnız
Orada bir akıntı deli
Ömrüm her şelaleden
Tutar atar kendini
Hangi dostun elinden tutsam el olur
Bir şarkı dinlerim yalnız
Kimse bilmez ki içimi
İçimin söylediğini
Herkes biraz kandırır kendini
Hangi sigaradan yaksam
Aynı duman aynı kanser
Hangi çağda yaşasam
Aynı zihin aynı sesler
İçimde insan kırıkları
İçimde insan kırıkları
Bağırsam kaç kişi duyar
Bağırsam çığlıkları
/İçimde İnsan Kırıkları/
Sevgilim,
yetimim benim,
aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken
kapılar kapalı, dünya buzlu cam
uyuşmuş gözlerimin önünde
hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan
ikimizin yerine dinliyorum
sevdiğin şarkıları
siyah tişörtünü giyiyorum yatarken
gömleklerini, kazaklarını, kokunu
senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken
gün boyu elimde kahve fincanı
kapıyı açmıyorum
telefonlara çıkmıyorum
başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların
Sevgilim,
yetimim benim,
nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata
öldüğünden haberi yok fotoğraflarının..
Kalan..
Yalnızca Haziran Külleri!
ZuZu