her tuttuğunda mutlaka kırılan dal. nereyen düştüğün belli değil. bazen çamur içinde kalıyor üstün başın. bazen bir bakıyorsun uçurumun dibindesin. bitti artık derken bir yağmur başlıyor birden. yeşilleniyorsun. bazen de yemyeşilken bir bakıyorsun uçurumlar oluşuyor etrafında. yağmur yağıyor yeşilleniyor etrafın. yüreğin karanlıklar arasında. ama gökyüzü aydınlık. yağmur durmuyor. tuz oluyor üstün hep. hangisi son. hangisi başlangıç. bir sürü soru işareti. ve kırılmış bir dal....
gelgitlerimin bütününü toplayıp attım içine gelen geçen karıştırıyor hassasiyetle içime yerleştirilmiş değerlerimi. bulandırılmış bir su beyaz ve siyah arası bi fonda kayboluşuma hıçkıra hıçkıra ağladığım, sonra herşeyi göğüsleyip kuvvetlendim der gibi hükmettiğimi sandığım oysa içinde minicik bir leke gibi kaldığım sonsuz umutsuzluksun hayat. çok korkuyorum senden! o kadar ki hiç kokrmuyorum senden! ! !
_hayat diyordum niye bu kadar şakacı..yani hayatımı yaşadım bitiridm sanıyorsun sonra birgün bakıyorsun hayatın koca bir soru işareti..bir akşam elli kere geldiğin bir bara elli birinci kere geliyorsun bakıyorsun içi doldururmuş bir sosis dilimi hayatından daha lezzetli.elli kere konuğu olduğun bir barmen elli birinci konuklukta bakıyorsun sana karşı babandan da kardeşinden de daha anlayışlı daha özenli..niye şimdi bütün bu şakalarla karşılaşmak zorunda kaldım,Memü? ..sonunda dışarı çıktığım için mi sonunda açım dediğim için mi. _hayatı iice dinlendirilmiş yılanmış bi viskiye benzetmeme izin verirseniz efendim size hayatın karanlığı sevdiğini söyleyebilirim. _ölümden bahsediyorsun Memü _kıvamdan bahsediyorum efendim..olmaktan..
Hayat sahnadır, insalar ise orada rol oynamaktadırlar. Hayat bir uzun yoldur, insan sonuna varınca toprağa verilir. Hayat bir denemedir, bilenler cenneti kazanırlar.
Şu üç günden oluşan (Dün, Bugün ve Yarın) 'HAYAT' kimine bayat, kimine taze.. Şu bir gerçek ki, değeri öldüğün gün anlaşılacak olan bir kavram-yaşam.. Hayatı öyle bir yaşayın ve değerlendirin ki; BAŞINDA, ORTASINDA ve SONUNDA nedamet duymayın, azap görmeyin...
çoğu kez öfkeye, bazen de belki’ye sıkışmış, yerleşik bir tekrardır.
beklemenin rengine bürünür bazen. çok eski bir tanıdık gibi davranır ama aslında bildiğini okur. üvey kardeş yakınlığındadır. kendine gömülür. hep gecikmiş hissettir ki, an, kontrole yakın olsun.. iç dünyan, deniz seviyesinde kalsın ki, başkalarının ki için bir vurgununa dönüşmesin..
suya dokunurken bile, kendi elini gör ister ki, serinlik sadece bir his olsun. böylece anlamak, kendini aşmak gibi olsun..
asl’olan ispirto uçuşkanlığı ile yaşamak olsun ki, kendinle ne zaman tanıştığın, hep bir muamma olsun.
aslında ayrımsamak için ihtiyaç duyulan tek şey, kendin; ayrıntının üstüne binmesidir, hayat dediğin..
sabah uyanıp güne merhaba diyebilmektir hayat.ne kadar acı,gözyaşı,kederle dolu olursa olsun onu çook seviyorum.her yeni günde bana farklı bir acı yaşatan en yakın arkadaşımdır hayat.bir gün dostluğumuz bitecek ve bu sefer terk eden ben olacağım hemde hiç arkama bakmadan......
Hayat bir kibrit çöpü gibidir. İnsanın doğumu ile beraber kibrit alevlenir, Kişi belli bir seviyeye ulaştığı zaman (ömür olarak) kibrit alevi yarıya kadar ulaşır. İnsan yaşadıkça kibrit yanmaya başlar, ve insan yaşlandığı zaman alev dibe vurur...
Kibritle beraber, hayatta söner...
Hayata elveda deyip Ölümün eli sıkılır...
Hayat gerçek değildir, sadece gerçeğin gölgesidir. Bu gölge ta ki, aynalar insanları göstermeyene kadar hükmünü sürdürecektir.
Hepimiz rüyadayız, uykuda. Umarım herkes imanlı ve inançlı bir şekilde bu uyku alemine veda eder...
Yaşam ve ölüm iki hasım şimdi, İki şüpheli şahıs.. Her an birisindir, her an ikisi!
Bazen yorgun, bazen argın Bazen haklı, bazen haksız yaşıyoruz sonu çatmış şu dünyada Dünya yorgun, Dünya haklı...... Bizler ize …………. Yaşamaya sürülmüşler.....
yaşadıgın an aldıgın nefes sen hayatla ilgili planlar yaparken gecip giden kıymetini bilemedigimiz anlardır zamanlardır agladıgın an sevindigin an üzüldügün an dalgalı deniz gibi yada durgun veya fırtınalı bir yasamdır..rabbin çizdigi kader..yada senin neyi sececegindir bir tercihtir
Garip bir şey hayat. Çok fazla karmaşık. Hala çözemedim ben.
her tuttuğunda mutlaka kırılan dal. nereyen düştüğün belli değil. bazen çamur içinde kalıyor üstün başın. bazen bir bakıyorsun uçurumun dibindesin. bitti artık derken bir yağmur başlıyor birden. yeşilleniyorsun.
bazen de yemyeşilken bir bakıyorsun uçurumlar oluşuyor etrafında. yağmur yağıyor yeşilleniyor etrafın. yüreğin karanlıklar arasında. ama gökyüzü aydınlık. yağmur durmuyor. tuz oluyor üstün hep. hangisi son. hangisi başlangıç. bir sürü soru işareti. ve kırılmış bir dal....
gelgitlerimin bütününü toplayıp attım içine gelen geçen karıştırıyor hassasiyetle içime yerleştirilmiş değerlerimi. bulandırılmış bir su beyaz ve siyah arası bi fonda kayboluşuma hıçkıra hıçkıra ağladığım, sonra herşeyi göğüsleyip kuvvetlendim der gibi hükmettiğimi sandığım oysa içinde minicik bir leke gibi kaldığım sonsuz umutsuzluksun hayat. çok korkuyorum senden! o kadar ki hiç kokrmuyorum senden! ! !
En yakın dostumdur, hep yanımda yürür
'müjdecim, kurtarıcım,efendim, peygamberim;
sana uymayan ölçü hayat olsa teperim.' NFK
tek kelime ile SINAV
HAYAT=YALAN
_hayat diyordum niye bu kadar şakacı..yani hayatımı yaşadım bitiridm sanıyorsun sonra birgün bakıyorsun hayatın koca bir soru işareti..bir akşam elli kere geldiğin bir bara elli birinci kere geliyorsun bakıyorsun içi doldururmuş bir sosis dilimi hayatından daha lezzetli.elli kere konuğu olduğun bir barmen elli birinci konuklukta bakıyorsun sana karşı babandan da kardeşinden de daha anlayışlı daha özenli..niye şimdi bütün bu şakalarla karşılaşmak zorunda kaldım,Memü? ..sonunda dışarı çıktığım için mi sonunda açım dediğim için mi.
_hayatı iice dinlendirilmiş yılanmış bi viskiye benzetmeme izin verirseniz efendim size hayatın karanlığı sevdiğini söyleyebilirim.
_ölümden bahsediyorsun Memü
_kıvamdan bahsediyorum efendim..olmaktan..
Yavaş yavaş ölmek..
oyunun kurallarını o belirliyor
Hayat sahnadır, insalar ise orada rol oynamaktadırlar.
Hayat bir uzun yoldur, insan sonuna varınca toprağa verilir.
Hayat bir denemedir, bilenler cenneti kazanırlar.
Benim dünyamda çiçekler açmasa bile
Çiçekleri yeşerten duygularım var...
İşte hayat bu.
Hayat bir noktadır. (Nokta)
Hayatta iyi ve kötü şeyler bir araday_mışşşş...
Bugünkü yıldız falım, hayat hakkında böyle yazmış ;)
Şu üç günden oluşan (Dün, Bugün ve Yarın) 'HAYAT' kimine bayat, kimine taze..
Şu bir gerçek ki, değeri öldüğün gün anlaşılacak olan bir kavram-yaşam..
Hayatı öyle bir yaşayın ve değerlendirin ki; BAŞINDA, ORTASINDA ve SONUNDA
nedamet duymayın, azap görmeyin...
Binayeti olan herşeyin bir nihayeti vardır....
çoğu kez öfkeye, bazen de belki’ye sıkışmış, yerleşik bir tekrardır.
beklemenin rengine bürünür bazen.
çok eski bir tanıdık gibi davranır ama aslında bildiğini okur. üvey kardeş yakınlığındadır. kendine gömülür.
hep gecikmiş hissettir ki, an, kontrole yakın olsun.. iç dünyan, deniz seviyesinde kalsın ki, başkalarının ki için bir vurgununa dönüşmesin..
suya dokunurken bile, kendi elini gör ister ki, serinlik sadece bir his olsun.
böylece anlamak, kendini aşmak gibi olsun..
asl’olan ispirto uçuşkanlığı ile yaşamak olsun ki,
kendinle ne zaman tanıştığın, hep bir muamma olsun.
aslında ayrımsamak için ihtiyaç duyulan tek şey, kendin;
ayrıntının üstüne binmesidir, hayat dediğin..
HAYATI BİR SAHNE OLARAK DÜSÜNÜYORUM..İNSANLARIDA BİRER OYUNCU.. YADA DOĞMAK..YAŞAMAK VE ÖLMEK..(ZİNCİR)
Yaşam...
Su dolu kesecik (Plesenta) ile Toprak çukuru (Kabir) arasında bütün yaptıklarımızdır.
Hayat, aşağısı uçurum olan bir ip...İnsanlar da onun üstündeki cambaz...
Hayat;
varla yok arasında ki tek cizgi...
sabah uyanıp güne merhaba diyebilmektir hayat.ne kadar acı,gözyaşı,kederle dolu olursa olsun onu çook seviyorum.her yeni günde bana farklı bir acı yaşatan en yakın arkadaşımdır hayat.bir gün dostluğumuz bitecek ve bu sefer terk eden ben olacağım hemde hiç arkama bakmadan......
Ben hayatta sahne almisim,
tiyatro neyime...
Bir rol verilmis...
Oynuyorum...Bazen oyun icinde rol degistiriyorum..
Rolumden memnum degilim...
Hangisi 'benim' bilemiyorum...
Rolsuz bir ben...Kim?
Ve kim rol yapmiyor cözemiyorum...
Herhalde bu sahnede herkes rol yapmasi gerekiyor...
Sahneden inis ile rolumde sona erecek...
Ve izleyenler ya alkislayacak yada muhunsumuyecek...
Ama bir gercek var
Sahnenin arkasinda: Sahne performansi sorguya cekilecek....
Alinti........
hayat dipsiz bir kuyu ve okadar uç noktadaki elinizden kayıp gitmesi an meselesi...hayat belkıde çok şey ama aslında hiç birşey
saçma sapan bi sürükleniş şimdi.saçma sapan bi sona doğru
nefes almak için var olduğum sistemin bir parçasımıydı hayat...?
O'ndan (c.c) uzak yaşamanın bir anlamı yoktur biline heyhat...!
Hayat bir kibrit çöpü gibidir. İnsanın doğumu ile beraber kibrit alevlenir, Kişi belli bir seviyeye ulaştığı zaman (ömür olarak) kibrit alevi yarıya kadar ulaşır. İnsan yaşadıkça kibrit yanmaya başlar, ve insan yaşlandığı zaman alev dibe vurur...
Kibritle beraber, hayatta söner...
Hayata elveda deyip Ölümün eli sıkılır...
Hayat gerçek değildir, sadece gerçeğin gölgesidir. Bu gölge ta ki, aynalar insanları göstermeyene kadar hükmünü sürdürecektir.
Hepimiz rüyadayız, uykuda. Umarım herkes imanlı ve inançlı bir şekilde bu uyku alemine veda eder...
Yaşam ve ölüm iki hasım şimdi,
İki şüpheli şahıs..
Her an birisindir, her an ikisi!
Bazen yorgun, bazen argın
Bazen haklı, bazen haksız
yaşıyoruz sonu çatmış şu dünyada
Dünya yorgun, Dünya haklı......
Bizler ize ………….
Yaşamaya sürülmüşler.....
Hayatın kısa özeti- bence tabii
yaşadıgın an aldıgın nefes sen hayatla ilgili planlar yaparken gecip giden kıymetini bilemedigimiz anlardır zamanlardır agladıgın an sevindigin an üzüldügün an dalgalı deniz gibi yada durgun veya fırtınalı bir yasamdır..rabbin çizdigi kader..yada senin neyi sececegindir bir tercihtir