Hayal,, ipleri elden kaçırmaktir. Oysa öyle bir dünyada yasıyoruz ki ipin ucu senin elinin altanda bir kaçtımı hemen bir başkasının eline geçiyor ondan sonra sen hayal ediyorsun bir baskası senin kurduğun hayalı yasıyor...! ! ...
bir süre, hayallerini gerçek diye yaşayan kişi, yaşadıklarında neyin hayal neyin gerçek olduğunun farkına varınca, büyük bir sarsıntı yaşar. kişinin belirli bir anda yaşadığı, hep hayalleridir yada, aldanmalarını; gerçeklerini ise hep sonradan, çok sonradan, geçmişi olarak yaşar yani: kişiyi belirleyen hep gerçekler olduğu halde, yaşadığı, hep, hayalleridir. kişinin yaşadığı gerçeklerdir,doğru; ama, gerçeklerini hep bir hayal kipi içinde yaşar kişinin hayalleri gerçek değildir, doğru; ama hayallerini hep bir yoğun gerçeklik duygusuyla yaşar şimdi; hangisi gerçekten gerçektir acaba? ... hayallerinde gerçekten direnen kişiye gerçekler ne yapabilir ki?
Cennetin olmadığını hayal et Kolay aslında bir dene Altımızda cehennem yok Sadece gökyüzü üstümüzde Tüm insanların bugün için Yaşadığını hayal et
Ülkelerin olmadığını hayal et Zor sayılmaz hiç de Uğruna öldürecek veya ölecek bir şey yok Yok hiçbir din de Tüm insanlar barış içinde Yaşadığını hayal et
Hayalcinin teki olduğumu söyleyebilirsin Yalnız değilim ama Umarım bir gün katılırsın bize Ve yek vücut olur dünya
Mal mülkün olmadığını hayal et Yapabilir misin acaba? Gerek yok hırsa veya açgözlülüğe Tüm insanların tüm dünyayı Paylaştığını hayal et
Hayalcinin teki olduğumu söyleye bilirsin Yalnız değilim ama Umarım bir gün katılırsın bize Ve yek vücut olarak yaşar dünya
bir eşya ya da parayla satın alınmış bir mal değildi... görünmeyen güçlerin, dokundurmadığı, dokunanın öldüğü yerlere yerleştirdiği bir şeydi hayal... ve en büyük düşmanı hayatın acımasızlığıydı...
bir bölümü çöller altında bir bölümü göller altında kalıyor kimi zaman ülkemin.(ehl-i keyif olduğumdan -tebama hiç danışmadan tabii ki-çölleri ve gölleri birlikte ya da ayrı ayrı çağırabiliyorum) çöl basmasını çok seviyorum ayda bir kez mutlaka ülkeme çölbastı getiriyorum.zira çölü çağırınca promosyon olarak mecnûn da geliyor.zat-ı şahanem onu izlerken çok mütebessim oluyor. tahtımı gölbastı istediğimde göle getirtiyorum.göle kadar beni yaz, kış, ilkbahar, sonbahar eyaletlerinden, daha dün annelerinin kucağındayken tutup saçlarından sürükleyerek Lâbidimo'ya (sarayım) kapattığım kızlar taşıyor. yaz'ın kulakları kiraz tartan kızı sağında ilkbahar'ın pembe yanaklı çimen gözlü kızı ise solunda oluyor tahterevanın.kış ve sonbahar ise gözümün görmediği herhangi biryerde olabilirler. nihâyet göle vardığımızda bizi yunuslar gibi suda sıçrayan gölkızları karşılıyor.birbirinden güzel tabii.dilber dudağı yapılsın diye dudaklarını koparttırdığım yaşı artık 18 i geçip yaşlı kadınlar kervanına katılmış olan Perâyeye dönüp külbastıları istiyorum. külbastıları gölde oynaşan gölkızlarına atıp memnun ediyorum.tahtıma oturup beni göl içinde bütün gün gezdirmelerini istiyorum.
kapandığında ancak dışardan kuvvetli bir tekmeyle açılabilen oda kapımın gerisinde...destursuz girebildiğim dünya...adını koymadımdaha ismi mühim diil zati. tiril tiril kırmızı halıların(nasılsa nasıl nolmuş) yürüyüşümü görmek için sabırsızlandığı(mankenim belki nolmuş) four seasons eşliğinde yaban kedilerinin dans ettiği bi ülke. dört mevsim hakim ülkede, dört eyalete böldüm dolayısıyla ülkeyi. four seasons bu ülkenin milli marşı.mevsim sınırlarında yüksel özkasaptan sevda yüklü kervanlar çalıyor.çünkü mevsimler arası kız alışverişi yasak. kışlıylan yazlı evlenemez misal. çünkü kışlı ilen yazlı evlenirse sonbaharda ya da ilkbaharda yaşamaları gerek. ilkbahar çok göç alan bir eyalet olduğundan buna önlem aldım ben.sonbahar ise ana baba özlemiyle birleşince psikolojik hastalıklara eğilimi ve şiddeti artıdığı için nüfusunu devletimin bekası için denetimde tutmak mecburiyetinde olduğum bir mevsim..
Rüzgar ekip, fırtına biçmek gibi bazen.
Bazıları ekerken de zor.
… edip de yapamadığım birkaç şey var, kim bilir? Belki bir gün yine karşılaşırız bir kiraz ağacının gölgesinde.
'olanak'sızı
hayal etmenin,
özel bir ismi var..
biz ona _ümit_ deriz..
ben yine üç nokta koyayım, sen sırala hayallerimi...
yüzlerce dilek feneri uçurmak şöyle seninle
Hayalin şekli yoktur. Eni boyu olabilir mi ki derinliği olsun.
Sanmıyorum
Hayatımızdaki bazı güzellikler solsa da, hayallerimiz yeşil kalıyor ya.. Buna da şükür..
Bizim hayallerimiz sonsuz ahiret için
o yüzden bizimle uğraşmayın
Gerçeğin gölgesinde
Aynadaki ben
Sensizim biliyorum. Kendimi kandırıyorum yokluğunda. Geceleri yastıktan sevgilimsin benim. Gündüzleri, gözüm açık gördüğüm hayal...
Yürü!
Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!
İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar..
Yahya Kemal BEYATLI
Sen yokken hayalin beni hic yalnız bırakmadı ki.
Benim hayaLLerim hep görücü usuLü oLdu... GeLdiLer... GördüLer.. ALdıLar ve gittiLer
Hayal,, ipleri elden kaçırmaktir. Oysa öyle bir dünyada yasıyoruz ki ipin ucu senin elinin altanda bir kaçtımı hemen bir başkasının eline geçiyor ondan sonra sen hayal ediyorsun bir baskası senin kurduğun hayalı yasıyor...! ! ...
bir süre, hayallerini gerçek diye yaşayan kişi, yaşadıklarında neyin hayal neyin gerçek olduğunun farkına varınca, büyük bir sarsıntı yaşar.
kişinin belirli bir anda yaşadığı, hep hayalleridir yada, aldanmalarını;
gerçeklerini ise hep sonradan, çok sonradan, geçmişi olarak yaşar
yani:
kişiyi belirleyen hep gerçekler olduğu halde, yaşadığı, hep, hayalleridir.
kişinin yaşadığı gerçeklerdir,doğru; ama, gerçeklerini hep bir hayal kipi içinde yaşar
kişinin hayalleri gerçek değildir, doğru; ama hayallerini hep bir yoğun gerçeklik duygusuyla yaşar
şimdi; hangisi gerçekten gerçektir acaba? ...
hayallerinde gerçekten direnen kişiye gerçekler ne yapabilir ki?
gerçek kadar acıtabilir yakabilir,mutluluk ta ise gerçeğin üzerindedir,hayallerin verdiği tadı vermez gerçekler.
gerçek kadar acıtabilir yakabilir,mutluluk ta ise gerçeğin üzerindedir,hayallerin verdiği tadı vermez gerçekler.
hayal..
hayal et halini..
hayal et etrafını..
hayal et yarını...
hayal et yarini...
hayalin olsun istiyorsan uyan....
Cennetin olmadığını hayal et
Kolay aslında bir dene
Altımızda cehennem yok
Sadece gökyüzü üstümüzde
Tüm insanların bugün için
Yaşadığını hayal et
Ülkelerin olmadığını hayal et
Zor sayılmaz hiç de
Uğruna öldürecek veya ölecek bir şey yok
Yok hiçbir din de
Tüm insanlar barış içinde
Yaşadığını hayal et
Hayalcinin teki olduğumu söyleyebilirsin
Yalnız değilim ama
Umarım bir gün katılırsın bize
Ve yek vücut olur dünya
Mal mülkün olmadığını hayal et
Yapabilir misin acaba?
Gerek yok hırsa veya açgözlülüğe
Tüm insanların tüm dünyayı
Paylaştığını hayal et
Hayalcinin teki olduğumu söyleye bilirsin
Yalnız değilim ama
Umarım bir gün katılırsın bize
Ve yek vücut olarak yaşar dünya
Hayal et/ John Lennon
Kıldı bizi kâfile-bend-i hayâl
Dâhil-i ma`mûre-i şehr-i misâl
hayal... imkansiza, yasak olana, gizliye, vazgecilmeze, günaha, suca, en güzele ulasmanin visuel yolu. düsünce hizindan hizli.
HAYAL ILE MEY AL
İnsana bahşedilmiş eşsiz bir kuvve...
İnsanın en kolay yapabıldıgı ve en cok kurdugu bilinç altı dusuncelerdır.!
Hayal, istenilene ulaşmakta kullanılan tasarı aşaması....... (fazla takılıp kalmamak koşuluyla)
okulu bitirmek çok iyi iş sahibi olup sonra 'herkesçe' denginin tescillendiği biriyle evlenip 'çok mutlu' olmak. işte hayal... (gerçek olamayanlardan)
bir eşya ya da parayla satın alınmış bir mal değildi... görünmeyen güçlerin, dokundurmadığı, dokunanın öldüğü yerlere yerleştirdiği bir şeydi hayal... ve en büyük düşmanı hayatın acımasızlığıydı...
Haketmediğim...
bir bölümü çöller altında bir bölümü göller altında kalıyor kimi zaman ülkemin.(ehl-i keyif olduğumdan -tebama hiç danışmadan tabii ki-çölleri ve gölleri birlikte ya da ayrı ayrı çağırabiliyorum)
çöl basmasını çok seviyorum ayda bir kez mutlaka ülkeme çölbastı getiriyorum.zira çölü çağırınca promosyon olarak mecnûn da geliyor.zat-ı şahanem onu izlerken çok mütebessim oluyor.
tahtımı gölbastı istediğimde göle getirtiyorum.göle kadar beni yaz, kış, ilkbahar, sonbahar eyaletlerinden, daha dün annelerinin kucağındayken tutup saçlarından sürükleyerek Lâbidimo'ya (sarayım) kapattığım kızlar taşıyor.
yaz'ın kulakları kiraz tartan kızı sağında ilkbahar'ın pembe yanaklı çimen gözlü kızı ise solunda oluyor tahterevanın.kış ve sonbahar ise gözümün görmediği herhangi biryerde olabilirler.
nihâyet göle vardığımızda bizi yunuslar gibi suda sıçrayan gölkızları karşılıyor.birbirinden güzel tabii.dilber dudağı yapılsın diye dudaklarını koparttırdığım yaşı artık 18 i geçip yaşlı kadınlar kervanına katılmış olan Perâyeye dönüp külbastıları istiyorum.
külbastıları gölde oynaşan gölkızlarına atıp memnun ediyorum.tahtıma oturup beni göl içinde bütün gün gezdirmelerini istiyorum.
kapandığında ancak dışardan kuvvetli bir tekmeyle açılabilen oda kapımın gerisinde...destursuz girebildiğim dünya...adını koymadımdaha ismi mühim diil zati.
tiril tiril kırmızı halıların(nasılsa nasıl nolmuş) yürüyüşümü görmek için sabırsızlandığı(mankenim belki nolmuş) four seasons eşliğinde yaban kedilerinin dans ettiği bi ülke.
dört mevsim hakim ülkede, dört eyalete böldüm dolayısıyla ülkeyi. four seasons bu ülkenin milli marşı.mevsim sınırlarında yüksel özkasaptan sevda yüklü kervanlar çalıyor.çünkü mevsimler arası kız alışverişi yasak. kışlıylan yazlı evlenemez misal. çünkü kışlı ilen yazlı evlenirse sonbaharda ya da ilkbaharda yaşamaları gerek. ilkbahar çok göç alan bir eyalet olduğundan buna önlem aldım ben.sonbahar ise ana baba özlemiyle birleşince psikolojik hastalıklara eğilimi ve şiddeti artıdığı için nüfusunu devletimin bekası için denetimde tutmak mecburiyetinde olduğum bir mevsim..
devam edecek...
ders zamanı