... Çiçek gibiydi Havva. Ama hayır! Çiçek fazla masum kalırdı bu güzelliğin tanımı babında. Onu bir çiçek güzelliğine indirgeyecekler için yanılgıydı sadece. Havva aynı anda hem çiçek hem zehir gibiydi. Bir vadi rüzgarının uçurumundaki sesi dinler gibi, o sesin kendisi gibi ürperticiydi. Hem tehlikeliydi hem tehlikedeydi. Hem suçun ortağıydı havva, hem suçun teşvikcisi hem suçun ta kendisi. Her türlü hiddeti doğuracak denli sebepti. Ama aynı hiddeti teskin edecek denli de güzeldi. Çünkü Havva saf güzellikti ve güzellik hiddeti durduracak yegane şeydi.
ben kadınım dedi Havva. ama. bu benim sıfatım. ismimi henüz bilmiyorum. bana dedi bir isim ver varlığım olsun. (varlık isimle ateş arasındadır zira!) bana dedi sen isim ver. VARLIĞIM senin olsun. bana öyle bir İSİM ver ki senin adının yanında dursun.
'Adem'in karısı. Arapça değildir. Tevrat'ın Tekvin bölümünde, 3. babının, 20. ayetinde şöyle dendiği görülür. 'Ve Adem, karısının adını Havva koydu. Çünkü o, bütün yaşayanların anası oldu. 'Tevrat'ın bu anlatışına göre; Havva 'hayat' ya da 'hayatı olan' anlamında. Yunanca 'gençlik' demek olan 'Hebe' de, kimi yazarlarca 'Havva' niteliğinde gösterilir. Hitit Tanrıçası 'Hepa' da öyle. Bu görüşü yansıtan bir mitoloji yazarının şöyle dediği görülmekte: 'Hebe, Hitit yazıtlarında Hepa, Hepat ya da Hepatu diye adlandırılan büyük Güneş Tanrıça Arinna'nın Yunancalaştırılmış adı olsa gerek. Hitit yazıtlarında, bu Tanrıçaya, 'sedir ağaçlarının ülkesinde' tapıldığı belirtilir. Sedir ağaçlarının ülkesi, Lübnan, Filistin'dir. Hepa=Hebe ise, Tevrat'ta ilk insanın, yani Adem'in eşi ve bütün insanların anası olarak gösterilen Havva'nın ta kendisidir... Bununla birlikte Havva'nın, Süryanicedeki, aynı anlama gelen 'Havo' olduğu söylenebilir...
Bir rivayete göre cennetten yeryüzüne ilk ayaklarının değdiği topraklar seylan adası idi..bu ada içinde de bir ota dokunmuştu ki ayakları cennettin kokusu sinmişti otlara..evet..işte seylan çayı dediğimiz bu hoş kookulu çay cennetten bir koku numunesidir...tabi rivayettir bu efendim...
Cennetten ayrı ayrı topraklara bırakılan adem ve havva yine rivayete göre 400 yıl birbirlerini aramışlar...
ah Cebel-i rahme...çetin kayalar...sıcak iklimler...çöller ortasında bir mekan-ı visal...
şayet kavuşuyorsa Adem Havva'sına böylesi bir toprak parçasında,o dem bu kavurucu sıcaklar altındaki çöl toprakları bile cennet gibi gelir insana...
Denilir ki (dikkatli olalım.. demişti ki..) adem ve havva yasak ağaç yüzünden yeryüzüne.. farklı farklı yerlere atılmıştır.. adem kendini kınayarak ağlamadadır ve bir yandan belki bir çok yandan havvayı aramadadır.. uzun arayışlardan,ilk ayrılığın acısından.. derin vadilerden, yüksek dağlardan günahkar nefisten vesaireden geçerek.. aramaktadır.. cebelirahme yakınlarında göz göze gelirler.. yaklaşır ve ellerinden tutar havvanın.. ah elleri cennet müjdesidir.. gizlice ağlarlar.. adem daha gizli ağlamaktadır.. gözleri havvanın ayaklarına doğru kayar.. havvanın ayaklarında dikenler ve kıpkırmızı kan.. havva der adem.. ey havva.. nasıl bir özlemle aradın beni.. ne oldu böyle ayaklarına.. seni mi aradım diye sorar havva? cennetten yalanın yüzünden kovulduk.. sen hala yalan söylüyorsun havva.
valla yücel abi anlatmıştı bunu bana.. sevgi ve saygıyla anıyorum yücel abiyi.. hayır yücel abi diye terim eklesem kabul etmezler biliyorum.. o yüzden burda anıyorum yücel abiyi.. okumayan okumasın kardeşim.. yücel abime vefa borcum olsun bu.. yücel abi dinler tarihinde mastr yapıyordu.. dil için ben taraflara geldi.. bir fransız kız sevdi.. bir fransız kız ki fransız ve kız olmasından başka hiçbir özelliği yok.. yücel abi mütercim.. boğaziçi tarih mezunu.. tüm düşünürleri tanır.. fransızları da bilir.. kız katolik.. tek bildiği incil metni ve sanırım oscar wilde den iki kitap.. yücel abi etme eyleme dedim.. dedim heder etme kendin.. yücel abi bu fransızdır.. fransa kitaplarda ki gibi değil.. yücel abi şöyle yap.. yücel abi kızın üstüne fazla gitme.. bak napolyon ne demiş.. savaşta saldıran aşkta kaçan erkek kazanır demiş.. beni dinlemiyorsun napolyonu dinle.. ama yok.. yücel abi de bir tasavvufi haller.. çekil önümden leyla ben leylama gidiyorum.. günlerce buluştular.. gitmedikleri kafe, kilise kalmadı.. kız istekli aslında.. ben seziyorum.. boş değil derler ya.. işte öyle yücel abiye.. ama yücel abi.. yücelttikçe yüceltti.. abi dedim.. bak olmaz.. bu kadarı fazla.. dinlemedi beni.. kızı gökyüzüne çıkardı ama çıkamadı yanına.. önceleri siyah giyerdi yücel abi.. hep siyah giyerdi.. sırf kızın gönlü olsun diye portakal bir tişört aldı giyindi.. öğrendim ki kız dayanamadı yücel abinin zekasına.. ki kız için beş ayda ciddi ciddi fransızca bile öğrendi.. kız bıraktı bunu.. gitti dedi al portakalını.. saçlarını da al.. bana sevgimi ver.. kız baka kaldı.. yücel abi de jilet.. kız korka kaldı.. dedi söyle.. sen bir kez söyle kıyayım canıma.. bir kez söylemedi kız.. yücel abi koluna haç çizdi.. ki bir vakit geçirmemişti namazın.. dedi böyle olsun.. ol kıyamet günü isanın havarisi olur gelir saçlarından sürüklerim seni.. öyle olsun dedi.. öyle olsun..
H.z.HAVVA:H.z.Adem ve HAVVA ANAMIZ CENNETTEN ATILDILIP YERKÜRENİN FARKI YERLERİNE GÖNDERİLİNCE,HAVVA ANAMIZ PİŞMANLIKTAN 200 YIL BOYUNCA AĞLAYARAK,DUA EDEREK,,ALLAH'TAN AF DİLEYEREK ADEM A.S.'I ARADI ve bulduda.Adem A.S.'ı bulunca,adem BABAMIZ SORDU -YA Havva ne yapıyordun? Havva ANAMIZ cevapladı.-ya Adem işte tam burada oturdum seni bekliyordum.
... Çiçek gibiydi Havva.
Ama hayır! Çiçek fazla masum kalırdı bu güzelliğin tanımı babında. Onu bir çiçek güzelliğine indirgeyecekler için yanılgıydı sadece.
Havva aynı anda hem çiçek hem zehir gibiydi.
Bir vadi rüzgarının uçurumundaki sesi dinler gibi, o sesin kendisi gibi ürperticiydi. Hem tehlikeliydi hem tehlikedeydi. Hem suçun ortağıydı havva, hem suçun teşvikcisi hem suçun ta kendisi.
Her türlü hiddeti doğuracak denli sebepti. Ama aynı hiddeti teskin edecek denli de güzeldi. Çünkü Havva saf güzellikti ve güzellik hiddeti durduracak yegane şeydi.
bence havva sinirli,agrasif ve çok güzel bir insan anlamına geliyor
ben kadınım dedi Havva.
ama.
bu benim sıfatım.
ismimi henüz bilmiyorum.
bana dedi bir isim ver varlığım olsun.
(varlık isimle ateş arasındadır zira!)
bana dedi sen isim ver.
VARLIĞIM senin olsun.
bana öyle bir İSİM ver ki senin adının yanında dursun.
n.b.
...
çünkü havva AMAlar olmadan düz bir cümleye sığmıyordu.
n.b.
benim bi'tanem
havvalar ve ademler...bu dünyanın olmssa olmazları
havva yarın izdivaç teklifinde bulunucağım kızın ismi.. :)
başkaaa?
osmanlıcada da 'esmer kadın' anlamına geliyomuş sanırım..
'Havva' diye bir şey yoktur...Sadece Adem'in eş'i vardır...Kur'an'a bakın önce! ..Kur'an'da olmayan bir şeyi mi ona yüklemeye çalışıyorsunuz? ..
'Adem'in karısı. Arapça değildir. Tevrat'ın Tekvin bölümünde, 3. babının, 20. ayetinde şöyle dendiği görülür. 'Ve Adem, karısının adını Havva koydu. Çünkü o, bütün yaşayanların anası oldu. 'Tevrat'ın bu anlatışına göre; Havva 'hayat' ya da 'hayatı olan' anlamında. Yunanca 'gençlik' demek olan 'Hebe' de, kimi yazarlarca 'Havva' niteliğinde gösterilir. Hitit Tanrıçası 'Hepa' da öyle. Bu görüşü yansıtan bir mitoloji yazarının şöyle dediği görülmekte: 'Hebe, Hitit yazıtlarında Hepa, Hepat ya da Hepatu diye adlandırılan büyük Güneş Tanrıça Arinna'nın Yunancalaştırılmış adı olsa gerek. Hitit yazıtlarında, bu Tanrıçaya, 'sedir ağaçlarının ülkesinde' tapıldığı belirtilir. Sedir ağaçlarının ülkesi, Lübnan, Filistin'dir. Hepa=Hebe ise, Tevrat'ta ilk insanın, yani Adem'in eşi ve bütün insanların anası olarak gösterilen Havva'nın ta kendisidir... Bununla birlikte Havva'nın, Süryanicedeki, aynı anlama gelen 'Havo' olduğu söylenebilir...
T.D.
Seni seviyorum havva onun için bu ismin anlamı bende çok derin. (S.Ş)
Bir rivayete göre cennetten yeryüzüne ilk ayaklarının değdiği topraklar seylan adası idi..bu ada içinde de bir ota dokunmuştu ki ayakları cennettin kokusu sinmişti otlara..evet..işte seylan çayı dediğimiz bu hoş kookulu çay cennetten bir koku numunesidir...tabi rivayettir bu efendim...
Cennetten ayrı ayrı topraklara bırakılan adem ve havva yine rivayete göre 400 yıl birbirlerini aramışlar...
ah Cebel-i rahme...çetin kayalar...sıcak iklimler...çöller ortasında bir mekan-ı visal...
şayet kavuşuyorsa Adem Havva'sına böylesi bir toprak parçasında,o dem bu kavurucu sıcaklar altındaki çöl toprakları bile cennet gibi gelir insana...
'Kadın erkeğin şakayığıdır' efendim..nacizane..
Denilir ki (dikkatli olalım.. demişti ki..)
adem ve havva yasak ağaç yüzünden yeryüzüne.. farklı farklı yerlere atılmıştır..
adem kendini kınayarak ağlamadadır
ve bir yandan belki bir çok yandan havvayı aramadadır..
uzun arayışlardan,ilk ayrılığın acısından.. derin vadilerden, yüksek dağlardan günahkar nefisten vesaireden geçerek.. aramaktadır..
cebelirahme yakınlarında göz göze gelirler.. yaklaşır ve ellerinden tutar havvanın..
ah elleri cennet müjdesidir.. gizlice ağlarlar.. adem daha gizli ağlamaktadır..
gözleri havvanın ayaklarına doğru kayar..
havvanın ayaklarında dikenler ve kıpkırmızı kan..
havva der adem.. ey havva.. nasıl bir özlemle aradın beni.. ne oldu böyle ayaklarına..
seni mi aradım diye sorar havva?
cennetten yalanın yüzünden kovulduk.. sen hala yalan söylüyorsun havva.
valla yücel abi anlatmıştı bunu bana.. sevgi ve saygıyla anıyorum yücel abiyi.. hayır yücel abi diye terim eklesem kabul etmezler biliyorum..
o yüzden burda anıyorum yücel abiyi.. okumayan okumasın kardeşim.. yücel abime vefa borcum olsun bu.. yücel abi dinler tarihinde mastr yapıyordu.. dil için ben taraflara geldi.. bir fransız kız sevdi.. bir fransız kız ki fransız ve kız olmasından başka hiçbir özelliği yok.. yücel abi mütercim.. boğaziçi tarih mezunu.. tüm düşünürleri tanır.. fransızları da bilir.. kız katolik.. tek bildiği incil metni ve sanırım oscar wilde den iki kitap.. yücel abi etme eyleme dedim.. dedim heder etme kendin.. yücel abi bu fransızdır.. fransa kitaplarda ki gibi değil..
yücel abi şöyle yap.. yücel abi kızın üstüne fazla gitme.. bak napolyon ne demiş.. savaşta saldıran aşkta kaçan erkek kazanır demiş.. beni dinlemiyorsun napolyonu dinle.. ama yok.. yücel abi de bir tasavvufi haller.. çekil önümden leyla ben leylama gidiyorum.. günlerce buluştular.. gitmedikleri kafe, kilise kalmadı.. kız istekli aslında.. ben seziyorum.. boş değil derler ya.. işte öyle yücel abiye.. ama yücel abi.. yücelttikçe yüceltti.. abi dedim.. bak olmaz.. bu kadarı fazla..
dinlemedi beni.. kızı gökyüzüne çıkardı ama çıkamadı yanına..
önceleri siyah giyerdi yücel abi.. hep siyah giyerdi..
sırf kızın gönlü olsun diye portakal bir tişört aldı giyindi..
öğrendim ki kız dayanamadı yücel abinin zekasına.. ki kız için beş ayda ciddi ciddi fransızca bile öğrendi.. kız bıraktı bunu..
gitti dedi al portakalını.. saçlarını da al.. bana sevgimi ver.. kız baka kaldı.. yücel abi de jilet.. kız korka kaldı.. dedi söyle.. sen bir kez söyle kıyayım canıma.. bir kez söylemedi kız.. yücel abi koluna haç çizdi.. ki bir vakit geçirmemişti namazın.. dedi böyle olsun..
ol kıyamet günü isanın havarisi olur gelir saçlarından sürüklerim seni..
öyle olsun dedi.. öyle olsun..
HAVVA bence cennette giren ilk kadın olarak tabir edilmeli..
teşekkürler...
HavvaGizem
H.z.HAVVA:H.z.Adem ve HAVVA ANAMIZ CENNETTEN ATILDILIP YERKÜRENİN FARKI YERLERİNE GÖNDERİLİNCE,HAVVA ANAMIZ PİŞMANLIKTAN 200 YIL BOYUNCA AĞLAYARAK,DUA EDEREK,,ALLAH'TAN AF DİLEYEREK ADEM A.S.'I ARADI ve bulduda.Adem A.S.'ı bulunca,adem BABAMIZ SORDU -YA Havva ne yapıyordun? Havva ANAMIZ cevapladı.-ya Adem işte tam burada oturdum seni bekliyordum.
Hz. Havva ve Hz. Adem hakkında ne diyorsak, anne ve babamızdan da bahsediyor gibiyizdir.
Allah'ın varlığı kabul edilmiş olunmalıdır ki onlardan var gibi bahsedebilinsin...