Neden maskeli balo üç kağıtçılarına paçavra kadar değer vermem, çünkü yeni semirenlerimiz olarak, devşirmeler gibi çıkarından başka vasfı olmayan ucuz anlayışı temsil ederler, yani benim anladığım Kuranla taban tabana zıt, onların ne anladığı da tırnak kadar ilgilendirmiyor aynı bencillik, aynı şişkinlik, ve aynı ne oldum delisi gördüklerim, bazılarıda pis bir kabadayılık, ve yozluk, yani insani olan ne varsa sıfır, al başına çal balonu, davetli olsam gitmem böyle bir tipe, bizim beraber büyüdüğümüz insanların bunların yaptıkları akıllarına bile gelmezdi, yeni modernler yani, vıcık nesli, istisna vardır tabii, ne yapalım yani, bu çoktan seçme, saydığım ölçüleri varsa, tabii ki şansı vardır, ama, mikrobun ancak kuyusu vardır, kimi güya alaycı neyse maskara, kimi, efelenmece, bir iğrençlik ki tükürmeye değmez, ondan halisler kurtulsun istiyoruz ki, bir daha bunlarla muhatap da olmasınlar, işleri bitsin, sadece bana yararı varsa, kıymetli, işime yaramıyorsa anlayışı dünyanın en adi davranışıdır, ve hiçbir insani ölçüde yeri yoktur, sadece kendi kafasında vardır, devşirme konusu ile ilgili fikrim belli hiçbir ortak yanımız yok, olması da gerekmez varlıklarına hiç ihtiyaç duymadım, hiç bir zaman o kadar yerde de güven verenine raslamadım, bu türün Kuran ölçülerinde tırnak kadar yeri yok, Yusuf gibisi de çok istisna, ayrıca Türk Kültürü, ve Türkçeye soğuk bakan anlayışla on dakikam bile ziyandır, ve değmez de, bu kadar çok değeri olan bir kültürle alay edecek ne bir bilgisi var, ne bir özelliği ailesinin parasını matah bir şey zanneden bir zavallı, niye çekeceksin lüzumsuz varlığını, kendince şişinip durmasın, değmez yani, irtibat bir sıcaklık üzerinden yakınlık getirir, neye benzediği belirsiz benlik beni ilgilendirmiyor, benim yalnızlığım daha çok vakitsizlikten onlar gibi bakan biri de değilim, amcam mesela içe dönüktür, birisi yakınında rahatsız eder, ben bile çok nadir giderim, dünyasını bozmamak için, ben konuşkanımdır, ama, 25 senelik iş hayatı asıl sevdiğim şeylere vakit ayırmayı geciktirdi, ancak yeni tadını çıkarıyorum sevdiğim işlerin, hem iş hem bu konular zaman bırakmıyor, ve ne anlatırsan havanı aldığın ilişkilerde de bir neden görmüyorum artık, kendi dünyam daha değerli, ondan bir yakınlık ihtiyacı duymuyorum hiçbir yararı olmayacak vaktim de çöpe gidecek, artık onu öğrendik, daha şimdiden senelerce anlattıktan sonra ve bu kadar gelen kabus şartlarında bir işe yaramıyorsa, normal bir ilişki de hapı yuttun demektir., yani gerekmiyor, yoksa anlayışım başkası konusu değil, benim tek ölçüm mikrop tiplerdir, hemen uzaklaşırım hala yapışıp rahatsız ediyorsa da dersini veririm, şimdi yaşlandık diye fazla heveslenmesinler, utanma olsa sürü sepet peşimde dolaşmazlar ama artık çürümüş mikroplar. ondan halisler öncelikli bu bataklıktan çıkmak önce onların hakları zaten ömrümde onları gözeterek avantajlı konuma geçtim demek istediğim oydu maskeli balocular gene balo versinler, Allah da ikna olmuştur, eminim o kadar olan biten de sırtını dönmüşün, şimdi bana dönmesi gerekmez, cehennemin dibine, son dakikada insanlığı aklına gelene insan falan denmez. ve bu kitap insanı arayan ve ona insan olma rehberliği yapan bir kitap, sinsilerin, yılanların, çıkarına tapanların, benilğini arşa taşımışların yeri yok, sen kimsin de Allah sana hiçbir gayretiln olmadan uşakllık yapacak, ve böyle düşünen kim varsa, devşirme, ki onlar zaten emin, çok seviniyorum, hiç karşılaşmazsak, veya diğerleri zaten karşılaşmayacağız da hiçbir zaman şimdi de uzaktan geçerlerse mutlu eder tabii, elini taşın altına koyanlar da zaten ayrıcalıklı, bana bile gerek yok, Allah bilir onu, mikrobu da dezenfekte ondan var.
Neden maskeli balo üç kağıtçılarına paçavra kadar değer vermem, çünkü yeni semirenlerimiz olarak, devşirmeler gibi çıkarından başka vasfı olmayan ucuz anlayışı temsil ederler, yani benim anladığım Kuranla taban tabana zıt, onların ne anladığı da tırnak kadar ilgilendirmiyor aynı bencillik, aynı şişkinlik, ve aynı ne oldum delisi gördüklerim, bazılarıda pis bir kabadayılık, ve yozluk, yani insani olan ne varsa sıfır, al başına çal balonu, davetli olsam gitmem böyle bir tipe, bizim beraber büyüdüğümüz insanların bunların yaptıkları akıllarına bile gelmezdi, yeni modernler yani, vıcık nesli, istisna vardır tabii, ne yapalım yani, bu çoktan seçme, saydığım ölçüleri varsa, tabii ki şansı vardır, ama, mikrobun ancak kuyusu vardır, kimi güya alaycı neyse maskara, kimi, efelenmece, bir iğrençlik ki tükürmeye değmez, ondan halisler kurtulsun istiyoruz ki, bir daha bunlarla muhatap da olmasınlar, işleri bitsin, sadece bana yararı varsa, kıymetli, işime yaramıyorsa anlayışı dünyanın en adi davranışıdır, ve hiçbir insani ölçüde yeri yoktur, sadece kendi kafasında vardır, devşirme konusu ile ilgili fikrim belli hiçbir ortak yanımız yok, olması da gerekmez varlıklarına hiç ihtiyaç duymadım, hiç bir zaman o kadar yerde de güven verenine raslamadım, bu türün Kuran ölçülerinde tırnak kadar yeri yok, Yusuf gibisi de çok istisna, ayrıca Türk Kültürü, ve Türkçeye soğuk bakan anlayışla on dakikam bile ziyandır, ve değmez de, bu kadar çok değeri olan bir kültürle alay edecek ne bir bilgisi var, ne bir özelliği ailesinin parasını matah bir şey zanneden bir zavallı, niye çekeceksin lüzumsuz varlığını, kendince şişinip durmasın, değmez yani, irtibat bir sıcaklık üzerinden yakınlık getirir, neye benzediği belirsiz benlik beni ilgilendirmiyor, benim yalnızlığım daha çok vakitsizlikten onlar gibi bakan biri de değilim, amcam mesela içe dönüktür, birisi yakınında rahatsız eder, ben bile çok nadir giderim, dünyasını bozmamak için, ben konuşkanımdır, ama, 25 senelik iş hayatı asıl sevdiğim şeylere vakit ayırmayı geciktirdi, ancak yeni tadını çıkarıyorum sevdiğim işlerin, hem iş hem bu konular zaman bırakmıyor, ve ne anlatırsan havanı aldığın ilişkilerde de bir neden görmüyorum artık, kendi dünyam daha değerli, ondan bir yakınlık ihtiyacı duymuyorum hiçbir yararı olmayacak vaktim de çöpe gidecek, artık onu öğrendik, daha şimdiden senelerce anlattıktan sonra ve bu kadar gelen kabus şartlarında bir işe yaramıyorsa, normal bir ilişki de hapı yuttun demektir., yani gerekmiyor, yoksa anlayışım başkası konusu değil, benim tek ölçüm mikrop tiplerdir, hemen uzaklaşırım hala yapışıp rahatsız ediyorsa da dersini veririm, şimdi yaşlandık diye fazla heveslenmesinler, utanma olsa sürü sepet peşimde dolaşmazlar ama artık çürümüş mikroplar. ondan halisler öncelikli bu bataklıktan çıkmak önce onların hakları zaten ömrümde onları gözeterek avantajlı konuma geçtim demek istediğim oydu maskeli balocular gene balo versinler, Allah da ikna olmuştur, eminim o kadar olan biten de sırtını dönmüşün, şimdi bana dönmesi gerekmez, cehennemin dibine, son dakikada insanlığı aklına gelene insan falan denmez. ve bu kitap insanı arayan ve ona insan olma rehberliği yapan bir kitap, sinsilerin, yılanların, çıkarına tapanların, benilğini arşa taşımışların yeri yok, sen kimsin de Allah sana hiçbir gayretiln olmadan uşakllık yapacak, ve böyle düşünen kim varsa, devşirme, ki onlar zaten emin, çok seviniyorum, hiç karşılaşmazsak, veya diğerleri zaten karşılaşmayacağız da hiçbir zaman şimdi de uzaktan geçerlerse mutlu eder tabii, elini taşın altına koyanlar da zaten ayrıcalıklı, bana bile gerek yok, Allah bilir onu, mikrobu da dezenfekte ondan var.
Neden maskeli balo üç kağıtçılarına paçavra kadar değer vermem, çünkü yeni semirenlerimiz olarak, devşirmeler gibi çıkarından başka vasfı olmayan ucuz anlayışı temsil ederler, yani benim anladığım Kuranla taban tabana zıt, onların ne anladığı da tırnak kadar ilgilendirmiyor aynı bencillik, aynı şişkinlik, ve aynı ne oldum delisi gördüklerim, bazılarıda pis bir kabadayılık, ve yozluk, yani insani olan ne varsa sıfır, al başına çal balonu, davetli olsam gitmem böyle bir tipe, bizim beraber büyüdüğümüz insanların bunların yaptıkları akıllarına bile gelmezdi, yeni modernler yani, vıcık nesli, istisna vardır tabii, ne yapalım yani, bu çoktan seçme, saydığım ölçüleri varsa, tabii ki şansı vardır, ama, mikrobun ancak kuyusu vardır, kimi güya alaycı neyse maskara, kimi, efelenmece, bir iğrençlik ki tükürmeye değmez, ondan halisler kurtulsun istiyoruz ki, bir daha bunlarla muhatap da olmasınlar, işleri bitsin, sadece bana yararı varsa, kıymetli, işime yaramıyorsa anlayışı dünyanın en adi davranışıdır, ve hiçbir insani ölçüde yeri yoktur, sadece kendi kafasında vardır, devşirme konusu ile ilgili fikrim belli hiçbir ortak yanımız yok, olması da gerekmez varlıklarına hiç ihtiyaç duymadım, hiç bir zaman o kadar yerde de güven verenine raslamadım, bu türün Kuran ölçülerinde tırnak kadar yeri yok, Yusuf gibisi de çok istisna, ayrıca Türk Kültürü, ve Türkçeye soğuk bakan anlayışla on dakikam bile ziyandır, ve değmez de, bu kadar çok değeri olan bir kültürle alay edecek ne bir bilgisi var, ne bir özelliği ailesinin parasını matah bir şey zanneden bir zavallı, niye çekeceksin lüzumsuz varlığını, kendince şişinip durmasın, değmez yani, irtibat bir sıcaklık üzerinden yakınlık getirir, neye benzediği belirsiz benlik beni ilgilendirmiyor, benim yalnızlığım daha çok vakitsizlikten onlar gibi bakan biri de değilim, amcam mesela içe dönüktür, birisi yakınında rahatsız eder, ben bile çok nadir giderim, dünyasını bozmamak için, ben konuşkanımdır, ama, 25 senelik iş hayatı asıl sevdiğim şeylere vakit ayırmayı geciktirdi, ancak yeni tadını çıkarıyorum sevdiğim işlerin, hem iş hem bu konular zaman bırakmıyor, ve ne anlatırsan havanı aldığın ilişkilerde de bir neden görmüyorum artık, kendi dünyam daha değerli, ondan bir yakınlık ihtiyacı duymuyorum hiçbir yararı olmayacak vaktim de çöpe gidecek, artık onu öğrendik, daha şimdiden senelerce anlattıktan sonra ve bu kadar gelen kabus şartlarında bir işe yaramıyorsa, normal bir ilişki de hapı yuttun demektir., yani gerekmiyor, yoksa anlayışım başkası konusu değil, benim tek ölçüm mikrop tiplerdir, hemen uzaklaşırım hala yapışıp rahatsız ediyorsa da dersini veririm, şimdi yaşlandık diye fazla heveslenmesinler, utanma olsa sürü sepet peşimde dolaşmazlar ama artık çürümüş mikroplar. ondan halisler öncelikli bu bataklıktan çıkmak önce onların hakları zaten ömrümde onları gözeterek avantajlı konuma geçtim demek istediğim oydu maskeli balocular gene balo versinler, Allah da ikna olmuştur, eminim o kadar olan biten de sırtını dönmüşün, şimdi bana dönmesi gerekmez, cehennemin dibine, son dakikada insanlığı aklına gelene insan falan denmez. ve bu kitap insanı arayan ve ona insan olma rehberliği yapan bir kitap, sinsilerin, yılanların, çıkarına tapanların, benilğini arşa taşımışların yeri yok, sen kimsin de Allah sana hiçbir gayretiln olmadan uşakllık yapacak, ve böyle düşünen kim varsa, devşirme, ki onlar zaten emin, çok seviniyorum, hiç karşılaşmazsak, veya diğerleri zaten karşılaşmayacağız da hiçbir zaman şimdi de uzaktan geçerlerse mutlu eder tabii, elini taşın altına koyanlar da zaten ayrıcalıklı, bana bile gerek yok, Allah bilir onu, mikrobu da dezenfekte ondan var.
en çok lakap takılan isim hasan ismidir.çevrenizdeki hasan isimli kişileri şöyle bi zihninizden geçirin.aşağı yukarı hepsinin bi lakabı vardır.isimlerin insanın kaderi üzerinde etkileri vardır. yazılacak çok şey varda hasanları incitmeyelim.
HASAN adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 03-09-2009 11:31 itibariyle yaklaşık 603,870 kişinin isminin HASAN olduğu ve HASAN isimli kişi sayısının her yıl ortalama 9889 kişi arttığı tahmini yapılabilir.
Hasan Amca(Hasan Vasfi) demiş ki; İttihatçılar'la,Halaskarlar(Ülkenin yönetimini ele almak isteyen Halaskarlar(Kurtarıcılar) birbirlerini vatan haini olarak tanımlıyorlardı.Birbirini boğazlamaya hazır iki düşman saf teşkil etmişlerdi.Talat ve Nazım Paşa dostluğu ülkeyi karanlığa sürüklüyordu.
bana çok fazla seslenirler iş yerinde - hasan bey - hasan bey günde en az 70 kere bazen yanıbaşımdayken bile ben son zamanlar en çok hasan ismini duyuyorum. ya abdurrezzak olsaydı ismim. zor bea. - hasaaan -nedir tasan?
Hasan ismini taşımaktan daha saçma ne var ki hem dünyada...! Yoruldum taşımaktan;
Tarihçe(m)
adım hasan doğunun imanlı rüzgarları koymuş adımı beyaz gömleğim ise babamın mirasıdır bizde adet ve aslet böyledir biraz hüzünlü olmak yadigardır mezopotamyadan asalet dediğin yamasız ve beyaz..
adım hasan bilemezsin sen barut kokan reyhanlarla saklambaç oynamışım yurdumun kurşuni gecelerindeyken kan ve ayaz Kurşun kokan çiçek dağ tutan ten sevda yaşatan ses sana aşık en mükemmel çirkinliğim umudumda saklıdır ta ki nefesim sensiz çekilirken.. ölüm dediğin yamasız ve beyaz
adım hasan 'düşerken yıldıza and olsun ki..' haylaz bir çocuk silüetiyim bütün düşlerde kirletilmiş bir beyazlıktır yurdumun rengi yani; yamasız ve bayaz hüzünleri en iyi ben bilirim anlayamaz insan; çocuklar neden herkesten gizli gizli hüzünlenir ve neden bir kefene sarılır ölen her insan eprimiş bir yağmur eyriciğidir kefen dediğin yamasız ve beyaz..
sen hainsin hasan, hasan sen ölüler evlerden morga morgtan mezarlara giderken hasan kendini mavi sanıp masmavi sanıp mavinin uzak bir kıyısında büyük gürültünün tam ortasında hasan sen açların kanı pompalarla çekilirken
çıktığın yerdeki orman aslında denizden almıştır sesini kararmış bir toprağın bitki örtüsü kederlendirir baktığın suyu içtiğin suyu nemlendiremez bile hayatın hain bir ayraçtır katıldığın konuya hasan
hasan, mutluluktur senin adın nasıl oluyorsa o anlamda bir gün ısıtılmış bir tabakta bir gün serin bir yatakta kanların ve mutsuzluğun sağladığı hasan o nasılsa işte, mutluluktur
hasan, hasan oğlu hasan yarım dönmeli ve doğuya bakmalı güneştir sabahı çağırır ışık tutar geceye alacakaranlığın küçük hüznü öfkeye dönüşür bir yürekte kamçı parlar alacakaranlığın küçük hüznü yapışır bir ağacın köklerine köklerine hasan, emzirir onu.
hasan, sonuncu hasan sözgelimi mustafa'nın kardeşi olan hasan ölülerin de gözleri vardır hasan beyaz da çirkin olabilir sakindir uzay ve karnı toktur her şeyi hazırlamıştır beklemekten başka yapacak işi yoktur sen hasan sen hasan senin hiç başka işin yoktur mutluluktan başka mutlu ol hasan'
drama köprüsü hasan dardır geçilmez bre hasan dardır geçilmez serindir suları hasan bir tas içilmez anadan geçilr hasan yardan geçilmez bre hasan yardan geçilmez
at martini bre bre hasan dağlar inlesin drama mapusunda hasan dostlar dinlesin
mezar taşlarını hasan koyun mu sandın bre hasan koyun mu sandın adam öldürmeyide hasan oyun mu sandın darama mapusunu hasan evin mi sandın bre hasan evin mi sandın
at martini bre bre hasan dağlar inlesin drama mapusunda hasan dostlar dinlesin
Güzel şey,saf temiz şey,ayrıcalıklı,dürüst,kesinlikle güvenilecek birisi,atasını ötesini tanıyan,onları seven birisi.Kardeşim yani nasıl biri olabilir,nasıl kötü biri olabilir kendi ismimi napim yerleremi düşürim yani
Kan emicilik diyince ne anlıyorsun, ve kaç şekilde olur, a - Ruhen b - fikren c - cepten, kolay gelsin.
Neden maskeli balo üç kağıtçılarına paçavra kadar değer vermem, çünkü yeni semirenlerimiz olarak, devşirmeler gibi çıkarından başka vasfı olmayan ucuz anlayışı temsil ederler, yani benim anladığım Kuranla taban tabana zıt, onların ne anladığı da tırnak kadar ilgilendirmiyor aynı bencillik, aynı şişkinlik, ve aynı ne oldum delisi gördüklerim, bazılarıda pis bir kabadayılık, ve yozluk, yani insani olan ne varsa sıfır, al başına çal balonu, davetli olsam gitmem böyle bir tipe, bizim beraber büyüdüğümüz insanların bunların yaptıkları akıllarına bile gelmezdi, yeni modernler yani, vıcık nesli, istisna vardır tabii, ne yapalım yani, bu çoktan seçme, saydığım ölçüleri varsa, tabii ki şansı vardır, ama, mikrobun ancak kuyusu vardır, kimi güya alaycı neyse maskara, kimi, efelenmece, bir iğrençlik ki tükürmeye değmez, ondan halisler kurtulsun istiyoruz ki, bir daha bunlarla muhatap da olmasınlar, işleri bitsin, sadece bana yararı varsa, kıymetli, işime yaramıyorsa anlayışı dünyanın en adi davranışıdır, ve hiçbir insani ölçüde yeri yoktur, sadece kendi kafasında vardır, devşirme konusu ile ilgili fikrim belli hiçbir ortak yanımız yok, olması da gerekmez varlıklarına hiç ihtiyaç duymadım, hiç bir zaman o kadar yerde de güven verenine raslamadım, bu türün Kuran ölçülerinde tırnak kadar yeri yok, Yusuf gibisi de çok istisna, ayrıca Türk Kültürü, ve Türkçeye soğuk bakan anlayışla on dakikam bile ziyandır, ve değmez de, bu kadar çok değeri olan bir kültürle alay edecek ne bir bilgisi var, ne bir özelliği ailesinin parasını matah bir şey zanneden bir zavallı, niye çekeceksin lüzumsuz varlığını, kendince şişinip durmasın, değmez yani, irtibat bir sıcaklık üzerinden yakınlık getirir, neye benzediği belirsiz benlik beni ilgilendirmiyor, benim yalnızlığım daha çok vakitsizlikten onlar gibi bakan biri de değilim, amcam mesela içe dönüktür, birisi yakınında rahatsız eder, ben bile çok nadir giderim, dünyasını bozmamak için, ben konuşkanımdır, ama, 25 senelik iş hayatı asıl sevdiğim şeylere vakit ayırmayı geciktirdi, ancak yeni tadını çıkarıyorum sevdiğim işlerin, hem iş hem bu konular zaman bırakmıyor, ve ne anlatırsan havanı aldığın ilişkilerde de bir neden görmüyorum artık, kendi dünyam daha değerli, ondan bir yakınlık ihtiyacı duymuyorum hiçbir yararı olmayacak vaktim de çöpe gidecek, artık onu öğrendik, daha şimdiden senelerce anlattıktan sonra ve bu kadar gelen kabus şartlarında bir işe yaramıyorsa, normal bir ilişki de hapı yuttun demektir., yani gerekmiyor, yoksa anlayışım başkası konusu değil, benim tek ölçüm mikrop tiplerdir, hemen uzaklaşırım hala yapışıp rahatsız ediyorsa da dersini veririm, şimdi yaşlandık diye fazla heveslenmesinler, utanma olsa sürü sepet peşimde dolaşmazlar ama artık çürümüş mikroplar. ondan halisler öncelikli bu bataklıktan çıkmak önce onların hakları zaten ömrümde onları gözeterek avantajlı konuma geçtim demek istediğim oydu maskeli balocular gene balo versinler, Allah da ikna olmuştur, eminim o kadar olan biten de sırtını dönmüşün, şimdi bana dönmesi gerekmez, cehennemin dibine, son dakikada insanlığı aklına gelene insan falan denmez. ve bu kitap insanı arayan ve ona insan olma rehberliği yapan bir kitap, sinsilerin, yılanların, çıkarına tapanların, benilğini arşa taşımışların yeri yok, sen kimsin de Allah sana hiçbir gayretiln olmadan uşakllık yapacak, ve böyle düşünen kim varsa, devşirme, ki onlar zaten emin, çok seviniyorum, hiç karşılaşmazsak, veya diğerleri zaten karşılaşmayacağız da hiçbir zaman şimdi de uzaktan geçerlerse mutlu eder tabii, elini taşın altına koyanlar da zaten ayrıcalıklı, bana bile gerek yok, Allah bilir onu, mikrobu da dezenfekte ondan var.
Neden maskeli balo üç kağıtçılarına paçavra kadar değer vermem, çünkü yeni semirenlerimiz olarak, devşirmeler gibi çıkarından başka vasfı olmayan ucuz anlayışı temsil ederler, yani benim anladığım Kuranla taban tabana zıt, onların ne anladığı da tırnak kadar ilgilendirmiyor aynı bencillik, aynı şişkinlik, ve aynı ne oldum delisi gördüklerim, bazılarıda pis bir kabadayılık, ve yozluk, yani insani olan ne varsa sıfır, al başına çal balonu, davetli olsam gitmem böyle bir tipe, bizim beraber büyüdüğümüz insanların bunların yaptıkları akıllarına bile gelmezdi, yeni modernler yani, vıcık nesli, istisna vardır tabii, ne yapalım yani, bu çoktan seçme, saydığım ölçüleri varsa, tabii ki şansı vardır, ama, mikrobun ancak kuyusu vardır, kimi güya alaycı neyse maskara, kimi, efelenmece, bir iğrençlik ki tükürmeye değmez, ondan halisler kurtulsun istiyoruz ki, bir daha bunlarla muhatap da olmasınlar, işleri bitsin, sadece bana yararı varsa, kıymetli, işime yaramıyorsa anlayışı dünyanın en adi davranışıdır, ve hiçbir insani ölçüde yeri yoktur, sadece kendi kafasında vardır, devşirme konusu ile ilgili fikrim belli hiçbir ortak yanımız yok, olması da gerekmez varlıklarına hiç ihtiyaç duymadım, hiç bir zaman o kadar yerde de güven verenine raslamadım, bu türün Kuran ölçülerinde tırnak kadar yeri yok, Yusuf gibisi de çok istisna, ayrıca Türk Kültürü, ve Türkçeye soğuk bakan anlayışla on dakikam bile ziyandır, ve değmez de, bu kadar çok değeri olan bir kültürle alay edecek ne bir bilgisi var, ne bir özelliği ailesinin parasını matah bir şey zanneden bir zavallı, niye çekeceksin lüzumsuz varlığını, kendince şişinip durmasın, değmez yani, irtibat bir sıcaklık üzerinden yakınlık getirir, neye benzediği belirsiz benlik beni ilgilendirmiyor, benim yalnızlığım daha çok vakitsizlikten onlar gibi bakan biri de değilim, amcam mesela içe dönüktür, birisi yakınında rahatsız eder, ben bile çok nadir giderim, dünyasını bozmamak için, ben konuşkanımdır, ama, 25 senelik iş hayatı asıl sevdiğim şeylere vakit ayırmayı geciktirdi, ancak yeni tadını çıkarıyorum sevdiğim işlerin, hem iş hem bu konular zaman bırakmıyor, ve ne anlatırsan havanı aldığın ilişkilerde de bir neden görmüyorum artık, kendi dünyam daha değerli, ondan bir yakınlık ihtiyacı duymuyorum hiçbir yararı olmayacak vaktim de çöpe gidecek, artık onu öğrendik, daha şimdiden senelerce anlattıktan sonra ve bu kadar gelen kabus şartlarında bir işe yaramıyorsa, normal bir ilişki de hapı yuttun demektir., yani gerekmiyor, yoksa anlayışım başkası konusu değil, benim tek ölçüm mikrop tiplerdir, hemen uzaklaşırım hala yapışıp rahatsız ediyorsa da dersini veririm, şimdi yaşlandık diye fazla heveslenmesinler, utanma olsa sürü sepet peşimde dolaşmazlar ama artık çürümüş mikroplar. ondan halisler öncelikli bu bataklıktan çıkmak önce onların hakları zaten ömrümde onları gözeterek avantajlı konuma geçtim demek istediğim oydu maskeli balocular gene balo versinler, Allah da ikna olmuştur, eminim o kadar olan biten de sırtını dönmüşün, şimdi bana dönmesi gerekmez, cehennemin dibine, son dakikada insanlığı aklına gelene insan falan denmez. ve bu kitap insanı arayan ve ona insan olma rehberliği yapan bir kitap, sinsilerin, yılanların, çıkarına tapanların, benilğini arşa taşımışların yeri yok, sen kimsin de Allah sana hiçbir gayretiln olmadan uşakllık yapacak, ve böyle düşünen kim varsa, devşirme, ki onlar zaten emin, çok seviniyorum, hiç karşılaşmazsak, veya diğerleri zaten karşılaşmayacağız da hiçbir zaman şimdi de uzaktan geçerlerse mutlu eder tabii, elini taşın altına koyanlar da zaten ayrıcalıklı, bana bile gerek yok, Allah bilir onu, mikrobu da dezenfekte ondan var.
Neden maskeli balo üç kağıtçılarına paçavra kadar değer vermem, çünkü yeni semirenlerimiz olarak, devşirmeler gibi çıkarından başka vasfı olmayan ucuz anlayışı temsil ederler, yani benim anladığım Kuranla taban tabana zıt, onların ne anladığı da tırnak kadar ilgilendirmiyor aynı bencillik, aynı şişkinlik, ve aynı ne oldum delisi gördüklerim, bazılarıda pis bir kabadayılık, ve yozluk, yani insani olan ne varsa sıfır, al başına çal balonu, davetli olsam gitmem böyle bir tipe, bizim beraber büyüdüğümüz insanların bunların yaptıkları akıllarına bile gelmezdi, yeni modernler yani, vıcık nesli, istisna vardır tabii, ne yapalım yani, bu çoktan seçme, saydığım ölçüleri varsa, tabii ki şansı vardır, ama, mikrobun ancak kuyusu vardır, kimi güya alaycı neyse maskara, kimi, efelenmece, bir iğrençlik ki tükürmeye değmez, ondan halisler kurtulsun istiyoruz ki, bir daha bunlarla muhatap da olmasınlar, işleri bitsin, sadece bana yararı varsa, kıymetli, işime yaramıyorsa anlayışı dünyanın en adi davranışıdır, ve hiçbir insani ölçüde yeri yoktur, sadece kendi kafasında vardır, devşirme konusu ile ilgili fikrim belli hiçbir ortak yanımız yok, olması da gerekmez varlıklarına hiç ihtiyaç duymadım, hiç bir zaman o kadar yerde de güven verenine raslamadım, bu türün Kuran ölçülerinde tırnak kadar yeri yok, Yusuf gibisi de çok istisna, ayrıca Türk Kültürü, ve Türkçeye soğuk bakan anlayışla on dakikam bile ziyandır, ve değmez de, bu kadar çok değeri olan bir kültürle alay edecek ne bir bilgisi var, ne bir özelliği ailesinin parasını matah bir şey zanneden bir zavallı, niye çekeceksin lüzumsuz varlığını, kendince şişinip durmasın, değmez yani, irtibat bir sıcaklık üzerinden yakınlık getirir, neye benzediği belirsiz benlik beni ilgilendirmiyor, benim yalnızlığım daha çok vakitsizlikten onlar gibi bakan biri de değilim, amcam mesela içe dönüktür, birisi yakınında rahatsız eder, ben bile çok nadir giderim, dünyasını bozmamak için, ben konuşkanımdır, ama, 25 senelik iş hayatı asıl sevdiğim şeylere vakit ayırmayı geciktirdi, ancak yeni tadını çıkarıyorum sevdiğim işlerin, hem iş hem bu konular zaman bırakmıyor, ve ne anlatırsan havanı aldığın ilişkilerde de bir neden görmüyorum artık, kendi dünyam daha değerli, ondan bir yakınlık ihtiyacı duymuyorum hiçbir yararı olmayacak vaktim de çöpe gidecek, artık onu öğrendik, daha şimdiden senelerce anlattıktan sonra ve bu kadar gelen kabus şartlarında bir işe yaramıyorsa, normal bir ilişki de hapı yuttun demektir., yani gerekmiyor, yoksa anlayışım başkası konusu değil, benim tek ölçüm mikrop tiplerdir, hemen uzaklaşırım hala yapışıp rahatsız ediyorsa da dersini veririm, şimdi yaşlandık diye fazla heveslenmesinler, utanma olsa sürü sepet peşimde dolaşmazlar ama artık çürümüş mikroplar. ondan halisler öncelikli bu bataklıktan çıkmak önce onların hakları zaten ömrümde onları gözeterek avantajlı konuma geçtim demek istediğim oydu maskeli balocular gene balo versinler, Allah da ikna olmuştur, eminim o kadar olan biten de sırtını dönmüşün, şimdi bana dönmesi gerekmez, cehennemin dibine, son dakikada insanlığı aklına gelene insan falan denmez. ve bu kitap insanı arayan ve ona insan olma rehberliği yapan bir kitap, sinsilerin, yılanların, çıkarına tapanların, benilğini arşa taşımışların yeri yok, sen kimsin de Allah sana hiçbir gayretiln olmadan uşakllık yapacak, ve böyle düşünen kim varsa, devşirme, ki onlar zaten emin, çok seviniyorum, hiç karşılaşmazsak, veya diğerleri zaten karşılaşmayacağız da hiçbir zaman şimdi de uzaktan geçerlerse mutlu eder tabii, elini taşın altına koyanlar da zaten ayrıcalıklı, bana bile gerek yok, Allah bilir onu, mikrobu da dezenfekte ondan var.
en çok lakap takılan isim hasan ismidir.çevrenizdeki hasan isimli kişileri şöyle bi zihninizden geçirin.aşağı yukarı hepsinin bi lakabı vardır.isimlerin insanın kaderi üzerinde etkileri vardır. yazılacak çok şey varda hasanları incitmeyelim.
HASAN Türkiye'de en çok kullanılan 7. isim
HASAN adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 03-09-2009 11:31 itibariyle yaklaşık 603,870 kişinin isminin HASAN olduğu ve HASAN isimli kişi sayısının her yıl ortalama 9889 kişi arttığı tahmini yapılabilir.
Hasan Amca(Hasan Vasfi) demiş ki; İttihatçılar'la,Halaskarlar(Ülkenin yönetimini ele almak isteyen Halaskarlar(Kurtarıcılar) birbirlerini vatan haini olarak tanımlıyorlardı.Birbirini boğazlamaya hazır iki düşman saf teşkil etmişlerdi.Talat ve Nazım Paşa dostluğu ülkeyi karanlığa sürüklüyordu.
Bir erkek adı.
bana çok fazla seslenirler iş yerinde
- hasan bey
- hasan bey
günde en az 70 kere
bazen yanıbaşımdayken bile ben son zamanlar en çok hasan ismini duyuyorum. ya abdurrezzak olsaydı ismim. zor bea.
- hasaaan
-nedir tasan?
Hasan ismini taşımaktan daha saçma ne var ki hem dünyada...!
Yoruldum taşımaktan;
Tarihçe(m)
adım hasan
doğunun imanlı rüzgarları koymuş adımı
beyaz gömleğim ise babamın mirasıdır
bizde adet ve aslet böyledir biraz
hüzünlü olmak yadigardır mezopotamyadan
asalet dediğin yamasız ve beyaz..
adım hasan
bilemezsin sen
barut kokan reyhanlarla saklambaç oynamışım
yurdumun kurşuni gecelerindeyken kan ve ayaz
Kurşun kokan çiçek
dağ tutan ten
sevda yaşatan ses
sana aşık en mükemmel çirkinliğim
umudumda saklıdır
ta ki nefesim sensiz çekilirken..
ölüm dediğin yamasız ve beyaz
adım hasan
'düşerken yıldıza and olsun ki..'
haylaz bir çocuk silüetiyim bütün düşlerde
kirletilmiş bir beyazlıktır yurdumun rengi
yani;
yamasız ve bayaz hüzünleri en iyi ben bilirim
anlayamaz insan;
çocuklar neden herkesten gizli gizli hüzünlenir
ve neden bir kefene sarılır ölen her insan
eprimiş bir yağmur eyriciğidir kefen dediğin
yamasız ve beyaz..
Hasan Ferhat Tan
iyi güzel demektir
'HASAN MUTLULUĞU
sen hainsin hasan, hasan sen
ölüler evlerden morga
morgtan mezarlara giderken
hasan
kendini mavi sanıp
masmavi sanıp
mavinin uzak bir kıyısında
büyük gürültünün tam ortasında
hasan sen
açların kanı pompalarla çekilirken
çıktığın yerdeki orman
aslında denizden almıştır sesini
kararmış bir toprağın bitki örtüsü
kederlendirir baktığın suyu
içtiğin suyu nemlendiremez bile
hayatın hain bir ayraçtır
katıldığın konuya
hasan
hasan, mutluluktur senin adın
nasıl oluyorsa o anlamda
bir gün ısıtılmış bir tabakta
bir gün serin bir yatakta
kanların ve mutsuzluğun sağladığı
hasan
o nasılsa işte, mutluluktur
hasan, hasan oğlu hasan
yarım dönmeli ve doğuya bakmalı
güneştir sabahı çağırır
ışık tutar geceye
alacakaranlığın küçük hüznü
öfkeye dönüşür bir yürekte
kamçı parlar
alacakaranlığın küçük hüznü
yapışır bir ağacın köklerine
köklerine hasan,
emzirir onu.
hasan, sonuncu hasan
sözgelimi mustafa'nın kardeşi olan hasan
ölülerin de gözleri vardır hasan
beyaz da çirkin olabilir
sakindir uzay ve karnı toktur
her şeyi hazırlamıştır
beklemekten başka yapacak işi yoktur
sen hasan
sen hasan
senin hiç başka işin yoktur
mutluluktan başka
mutlu ol hasan'
Turgut Uyar
drama köprüsü hasan
dardır geçilmez bre hasan
dardır geçilmez
serindir suları hasan
bir tas içilmez
anadan geçilr hasan
yardan geçilmez
bre hasan yardan geçilmez
at martini bre bre hasan
dağlar inlesin
drama mapusunda hasan
dostlar dinlesin
mezar taşlarını hasan
koyun mu sandın
bre hasan koyun mu sandın
adam öldürmeyide hasan
oyun mu sandın
darama mapusunu hasan
evin mi sandın
bre hasan evin mi sandın
at martini bre bre hasan
dağlar inlesin
drama mapusunda hasan
dostlar dinlesin
hasan boğuldu die bi film vardı..hülya avşar oynuyodu.. tabi birde benim canım arkadaşım tuğbanın sevgilisi hasan...
Hangi Hasan? :)))
Güzel şey,saf temiz şey,ayrıcalıklı,dürüst,kesinlikle güvenilecek birisi,atasını ötesini tanıyan,onları seven birisi.Kardeşim yani nasıl biri olabilir,nasıl kötü biri olabilir kendi ismimi napim yerleremi düşürim yani
Hasan ULUSOY'u çağrıştırır
Ben Hasan'im
mektup yazdım Hasan'a..
ha Hasan'a ha sana..
büyük kuzen :)
dedem..