Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Halit Çapın sizce ne demek, Halit Çapın size neyi çağrıştırıyor?

Halit Çapın terimi Nihat Malkoç tarafından tarihinde eklendi

  • Aslı Aslı
    Aslı Aslı

    Hergün Takvim gazetesi almamın baş nedenlerinden biriydi.Akşamları babamla 'bizim yazar bugün şundan bahsetmiş' diye konuşur, yorumlarına katılırıdk.
    Çok üzüldüm toprağı bol olsun

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    BASINDA YAPRAK DÖKÜMÜ: HALİT ÇAPIN DA GÖÇTÜ

    M.NİHAT MALKOÇ

    Türk basınında yaprak dökümü devam ediyor. Duygu Asena, Yılmaz Çetiner derken Babıâli’nin usta kalemlerinden Halit Çapın da göçtü. Çapın 21 Temmuz’dan bu yana ileri derecede karaciğer yetersizliği teşhisiyle Amerikan Hastanesi’nde tedavi görüyordu. O, çektiği acılara daha fazla dayanamayarak 29 Temmuz 2006 günü aramızdan ayrıldı.

    Ölüm dallarımızı kırıyor, yapraklarımızı koparıyor. Kala kala bir iskelet kalıyoruz. O da bir gün şiddetli rüzgârlara ve fırtınalara dayanamayarak yıkılıyor. Peki, göçenlerin yeri doluyor mu? Bu hususta hiç de iyimser değilim. Çünkü gazeteciliğin etik kuralları her geçen gün aşınıyor. Yalan haberler almış başını gidiyor. Basın ahlâkı rafa kaldırılmış. Kişilik hakları sürekli ihlal ediliyor. Günümüzde gazetecilik magazin bataklığına saplanıp kalmış. Daha ne diyeyim. Bir sürü olumsuzluk saymak mümkün bugünkü basının serencamına dair…

    Çapın yetmişine yeni girmiş bir gazeteciydi. 1936’da Çanakkale’de doğmuştu. Kabataş Lisesi’ni bitirmişti. Bu usta kalem, mesleğe gazetecilik öğrenimi sırasında 1955 yılında ‘Hadiselere Tercüman’ gazetesinde başladı. Daha sonra Milliyet, Yeni Ortam, Dünya, Güneş, Hürriyet ve Gün gazetelerinde muhabirlik ve yazarlık yaptı. Son olarak Takvim gazetesinde köşe yazarlığını sürdüren Çapın, edebiyat sahasında da ‘Benim Akşam Sefalarım’, ‘Ben Sana Küskünüm İstanbul’, ‘Bay Alkolü Takdimimdir’,’Bay Alkolsüz Zamanlar’, ‘Mahpus’, gibi kitaplarıyla tanınıyordu. 1982’de yazdığı ‘Bay Alkollü Takdimimdir’ adlı eseri 1985’te bir televizyon dizisine konu oldu. 1966’da eski Türkiye güzeli İnci Asena’yla evlendi, Berfu adını verdikleri bir kızı oldu. Sonra eşiyle anlaşamayınca boşandılar. Meslekte bu yıl 50. yılını dolduran Çapın, son 10 yıldır da Takvim gazetesinde köşe yazıları yazıyordu. O da tıpkı Yılmaz Çetiner gibi röportaj türünün ustasıydı. Bu alanda adı sayılmaya lâyık üç beş kişiden biriydi.

    Çapın Türkçeye hâkim bir yazardı. Genellikle sade ve kısa cümleler kurardı. Kaleminin kıvraklığı ve anlatım gücü nedeniyle ABD’li ünlü gazeteci ve romancı Ernest Hemingway’e benzetiliyordu. Geniş kitlelerce anlaşılmayı amaç edindiği için üslubunu da ona göre belirlemişti. Engin bir kültürel birikimi vardı. Demokrasiye ve insan haklarını gönülden bağlıydı. Kendi kimliğini yansıtan bir üslubu vardı. Basın hayatı boyunca sayısız ödüller alarak başarısını taçlandırmıştı. Çapın sürekli basın kartı sahibiydi.

    Hastalığı ancak çekenler bilir. O da durumunun kötüye gittiğinin farkındaydı. Nitekim bunu hissettiği için 19 Temmuz’da kaleme aldığı ‘Hüzün’ başlıklı son yazısı gerçek bir veda yazısı oldu. Şöyle diyordu Çapın bu yazısında: “Ne zaman bir gazeteden ama böyle, ama şöyle sebepler yüzünden ayrılsam, içimi bir yalnızlık duygusu kaplar… Kendimi eskimiş hissederim… On gün sonra eğer oluruna gelirse sizlerle vedalaşacağım. Oluruna gelirse. Günaydın hüzün. Elveda dostlar…” Bir daha geri dönemedi gazeteci-yazar Halit Çapın… Öleceğini hissetmişti sanki… Onun için de vedalaşmıştı on yıldır kendisini takip eden Takvim okuyucularıyla… Bir anlamda helâlleşmişti.

    Dost çevresi çok genişti Halit Çapın’ın… Hayatı oluruna bırakmıştı. Dostlarından gazeteci Ulvi Yanardağ onu şöyle anlatıyor: “Kendisi küfürbazdı ama batmazdı küfürleri. Hep birlikte gülerdik o küfür ettiğinde. Alkole çok düşkündü. Yer gibi içerdi alkolü adeta. Alkol de onu yedi. Birlikte çok bulunduk meyhanelerde. Alkol aldıktan sonra da şiirsel konuşurdu. Türk basını ve okurları değerli bir yazarı kaybetti.”

    Yine onun yakın çevresinden olan Yapımcı-yönetmen Arif Keskiner ona dair hatıralarını şöyle sıralıyor: “Halit’le yarım asra varan bir dostluğumuz vardı. İlk gençlik yıllarımız birlikte geçti. Ben ona ‘Ulan komünist’, o bana ‘Ulan kıllı’ diye hitap ederdi. O gazeteci oldu, ben sinemacı. Ama dostluğumuz hep devam etti. Çene kanseri olduğu için kimseyle görüşmek istemezdi. Hatta benden takma sakal istemişti. Onca başarılı sinema filminden sonra iflas noktasına gelmiştim; Halit’in yazdığı ve TRT’ye çektiğimiz ‘Bay Alkolü Takdimimdir’ ile sinemaya dönmüştüm.”

    Cenaze namazı Ataköy 5. Kısım Camii’nde kılınan Halit Çapın’ın naaşı 31 Temmuz günü Eski Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Onun gazetecilikteki ustalığı gençlere örnek olmalıdır. Fakat yaşadığı dağınık hayattan ve alkolik olmasının vücuduna verdiği tahribattan da gençlerimiz ders almalıdır. Bu bilgilerden sonra onun manevî hayatını varın siz tahayyül edin. Bu imtihan dünyasında kaybetmek ebediyeti ateşe vermektir. Ne mutlu bu fâni âlemde ebedî dünyasını mamur edenlere… Çapın’a Allah’tan amelince rahmet, yakınlarına ve basınımıza başsağlığı diliyorum.

  • Nihan Koçyiğit
    Nihan Koçyiğit

    29 temmuz da hayatını kaybeden gazeteci. 'bay alkolü takdimimdir' adlı kitabı trt de dizi olarak yayınlanmıştı. bay alkolü de engin cezzar oynamıştı.

    eski baldızı duygu asena yla yanyana yataklarda birgün arayla hayatlarını kaybettiler. kaderin cilvesi işte.

    duygu asena nın hastalığının ilk ortaya çıktığı günlerde gazetedeki köşesinden seslenmiş eski baldızına:

    'başlatma kız tümörüne! ..'