Unutma. Senden bir tane daha yok bu dünyada. Gülümsemeyi asla unutma. Gözlerinin içi gülsün gülerken, bakışların pırıl pırıl olsun ve her zaman nemli kalsın göz pınarların. Unutma kendini sevilebilecek bir insan haline getirmeyi ve ondan sonra da kendini sevip kendine sarılmayı.
Zamana güven ve onun en büyük dostlarından biri olduğuna. Acılarının ve felaketlerinin ancak onun koynunda uyuyabileceğini unutma. Başına gelenlerin günün birinde kişisel tarihinin ayrıntılarından biri olmaya mahkum olacağını unutma.
Her çiçek sevgilin olsun, her sevgilin ise bir çiçek. Açık tut gönlünü tüm güzelliklere. Yasaklar, günahlar sen olduğun için vardır. Ve sen bir tane olduğun için şu koca dünyada, bir günaha çekinmeden, çiğne yasayı. Ay dedenin sihrini gönderdiği gecelerde uyuyarak çalma hayatından saatlerini.
Gecenin içinde yolculuğa çıkmayı unutma. İçinde hiç ölmeyecek bir gençlik virüsü yarat ve kaç yaşında olursan ol, her zaman yirmi beş yaşında kalman gerektiğini unutma. Asla taviz verme seni sen yapan yanlarından. Onurlu bir yaşam sürebilmen için, şartlar ne olursa olsun direnmeyi sakın unutma.
İçindeki seni katletmeye kalkma sakın. Kendine vuracağın her darbenin seni senden biraz daha uzaklaştıracağını unutma. Korkma mahallenin delisi olmaktan. Doğrucu Davutlar ne kadar çoğalırsa mahallede, hayat mutlaka daha iyiye gidecektir, unutma.
Hatanın affedilmeyecek olanından kaç, ama hata yapmayayım diye de yakıp geçme yıllarını. Unutma ki, hiç hata yapmayan bir insan yapabileceklerinin en iyisini yapmamış demektir hayatta. Korkma insanca korkularından ve korkunun kendinden çok, onun beklentisinin daha korkutucu olduğunu unutma.
En büyük dertlerin bile ancak altından kalkabileceğin kadar büyük olabileceğini unutma. Bir anlamı olsun kendinle yaptığın kavgaların. Ve ileriye taşısın seni kavgada attığın her adım.
Açık bırak pencereni ve sabah güneşinin rüzgarı önüne katarak perdelerle yapacağı raksa dönük olsun bakışların. Küçücük mutlulukların görkemine inandır kendini ve gülümse. Umutların bitmesin asla ve umutların bittiği yerin, hayatın da bittiği yer olacağını asla unutma.
çocukluyumuzdan beri anam hep bize dışarı çıkarkene 'kaşlarınızı çatıp öyle yürüyün de millet size yanaşmasın' derdi. ben de ne bileyim çocukluk işte... ööle yapmayı essahtan bişiy belledim yıllardır kaşları çatık çatık yürümekten yüzüm kırışık kırışık oldu. şimdi de erkekler kırışık diye yüzüme bilem bakmıyolar..ah ana ah..yaktın beni ne vardı gülümseye gülümseye dolaşsaydım...
Gülümseme parasızdır ama kimi zaman servet kazandırır.
GÜLÜMSEMEYİ ASLA UNUTMA!
Unutma. Senden bir tane daha yok bu dünyada. Gülümsemeyi asla unutma. Gözlerinin içi gülsün gülerken, bakışların pırıl pırıl olsun ve her zaman nemli kalsın göz pınarların. Unutma kendini sevilebilecek bir insan haline getirmeyi ve ondan sonra da kendini sevip kendine sarılmayı.
Zamana güven ve onun en büyük dostlarından biri olduğuna. Acılarının ve felaketlerinin ancak onun koynunda uyuyabileceğini unutma. Başına gelenlerin günün birinde kişisel tarihinin ayrıntılarından biri olmaya mahkum olacağını unutma.
Her çiçek sevgilin olsun, her sevgilin ise bir çiçek. Açık tut gönlünü tüm güzelliklere. Yasaklar, günahlar sen olduğun için vardır. Ve sen bir tane olduğun için şu koca dünyada, bir günaha çekinmeden, çiğne yasayı. Ay dedenin sihrini gönderdiği gecelerde uyuyarak çalma hayatından saatlerini.
Gecenin içinde yolculuğa çıkmayı unutma. İçinde hiç ölmeyecek bir gençlik virüsü yarat ve kaç yaşında olursan ol, her zaman yirmi beş yaşında kalman gerektiğini unutma. Asla taviz verme seni sen yapan yanlarından. Onurlu bir yaşam sürebilmen için, şartlar ne olursa olsun direnmeyi sakın unutma.
İçindeki seni katletmeye kalkma sakın. Kendine vuracağın her darbenin seni senden biraz daha uzaklaştıracağını unutma. Korkma mahallenin delisi olmaktan. Doğrucu Davutlar ne kadar çoğalırsa mahallede, hayat mutlaka daha iyiye gidecektir, unutma.
Hatanın affedilmeyecek olanından kaç, ama hata yapmayayım diye de yakıp geçme yıllarını. Unutma ki, hiç hata yapmayan bir insan yapabileceklerinin en iyisini yapmamış demektir hayatta. Korkma insanca korkularından ve korkunun kendinden çok, onun beklentisinin daha korkutucu olduğunu unutma.
En büyük dertlerin bile ancak altından kalkabileceğin kadar büyük olabileceğini unutma. Bir anlamı olsun kendinle yaptığın kavgaların. Ve ileriye taşısın seni kavgada attığın her adım.
Açık bırak pencereni ve sabah güneşinin rüzgarı önüne katarak perdelerle yapacağı raksa dönük olsun bakışların. Küçücük mutlulukların görkemine inandır kendini ve gülümse. Umutların bitmesin asla ve umutların bittiği yerin, hayatın da bittiği yer olacağını asla unutma.
Hasret çil çil olur, belim bükülür
Dilimden günahkar sözler dökülür
Ciğerimden kanlı ahlar sökülür
Acılar kalbimde, gülümser yüzüm
Kıyamet rüzgarı eser her sözde
Hayır yok umut yok çözülen dizde
Zamanlar devrilir fer kalmaz gözde
Mektuplar cevapsız, gülümser yüzüm
Dağ gibi insanlar yiğitçe durur
Melun bir topluluk kinden kudurur
Her bir kurşun beni kalbimden vurur
Çatlarım kahırdan, gülümser yüzüm
Bu nasıl bir dünya nasıl adalet
Zalimin elinde herkes bir alet
Ya şerefli ölüm yahut sefalet
Garibim bekesim, gülümser yüzüm
Başka bir şey istemez, bize yeter o kadarı...
Her zaman mutluluğun doruğundayken gülünmez, bazen sırf hayata gıcıklık olsun diye uçurum kenarındayken bile gülümseyeceksin...
Beni içten gülümsettin...Sana da güzelliklerle dolu anlar diliyorum...)))
En olumsuz anımızda, bizi mutlu edebilen duyguların karşısındaki eylem...)))
sen güleceksen, sırıtacaksan, kahkahalar atacaksan, ben sana hep bi tanem derimmmm, bi tanemmmm...))))))))))))
anlamsız, ve çelişkili yazılar karşısında yapabildiğim acizane tepki.. :)))
Gülümseyin ve gülümseyebildiğiniz için ağlayın!
ibadettir Efendim...
fasiel musküler relaksasyon...
(sanılanın aksine gülümserken yüz kasları kasılmazlar..)
:=))
Bir umuttur yaşamak bil güleceksin inadına,
Yüreğin kan ağlasada güleceksin inadına....
gülümseyin ki sizi gören insanlarda gülümsesin.. kızanada gülümseyin, gergin insanda özellikle gülümsemeyi unutmuş insanlara...
Türkçe'yi unutanlara...
çocukluyumuzdan beri anam hep bize dışarı çıkarkene 'kaşlarınızı çatıp öyle yürüyün de millet size yanaşmasın' derdi. ben de ne bileyim çocukluk işte... ööle yapmayı essahtan bişiy belledim yıllardır kaşları çatık çatık yürümekten yüzüm kırışık kırışık oldu. şimdi de erkekler kırışık diye yüzüme bilem bakmıyolar..ah ana ah..yaktın beni ne vardı gülümseye gülümseye dolaşsaydım...
kadere ;)