Hafifçe belirmiş bir gülün açışındayım Daha sıcak daha derin bir yerlerdeyim İçimde büyüttüğüm hep o sorular Başka yüzlerde neden Neden anlam buluyorlar Ben nerdeyim Hangi düş benim Sen nerdesin Hangi roldesin..
gül kanayan çiçek... yaralanan ve yaralayan..... göz yaşlarını itina ile besleyip diken bahçesine çeviren en nadide,en alımlı,en acı,en asil............kendisine verilen role karşı boynunu bükmeden acıyı yudum yudum içine çeken..ve kendisine acı çektirmek isteyene karşı nadide oklarını salan duyarlı çiçek....başkalarına verdiği acının acısını içinden atamayan...tek tek yapraklarını solduran acının sembolü..
1.si semboldür. tüm insanlığa hoşgörü peygamberi.... 2. si: gülüp geçmek mi gerek hayata acep? ? her yapılan bi gün karşılığını bulur ve eden de bulur deyip gülmek lazım..sallayıp geçmek lazım en kararlı hal ile. ama bu önemsememekten ileri gelmez yanlış anlaşılmasın. sadece o aciz bedenimi bi de psikolojimi bozarak çökertirsem artık aradığınız kişiye ulaşılamaz
Korkardı gökkuşaklarından ölesiye.. Uçurtmalara ölesiye tutkun olmasına rağmen…. Yitirmekten korkardı… Yağmur sonrasında…bir büyü gibi sarmalarlardı gökyüzünü çünkü… Kaybolacakmışçasına umarsız…
Bazen.. Siyah perdeleri aralanırdı dünya denilen büyük tiyatro sahnesinin… Dışarıya parlak bir umut huzmesi süzülürdü apansız..
Tanımadığı bir ülkede… Tanımadığı ve dillerini bir türlü anlayamadığı insanlar arasında dolaşmaktayken…
Birden… Bir gül rayihası geliyordu burnuna sonra.. Koku duyusunun duyarsızlaşmasından korkarak Koklamaya kıyamadan… Issız gönlünün umuda hasretliğine bir kadeh kırmızı şarabı şerefe kaldırırken… O gül rayihasının bir yalandan ibaret olduğunu vehmediyordu kendine hükmedemeden hemen ardından…
Umudu vaad ediyordu sonra birisi.. Umutsuzluğun umuduyla çılgınca raks eden kızıl saçlı huriler.. Ellerinde tef.. Chigane müziğindeki kemana ayak uyduruyor.. Eteklerini savurarak dans ediyorlardı… Kıpkırmızı bir ateşin etrafında..
Bir gül durur tenimde; ben bir gülde dururum. dudağımın örsünde döverim sözcükleri. oku! -okurum. oku! -okurum. örsün de o örümcek, konsun da o güvercin, mağaradır bu kalbim, yavaşça sokulurum.
‘gül! ’ de, durma; ‘gül ’ de dur! budur usulü aşkların. durur mu? doğar gün, tutulur gece, tutuşur güneş. …susulur. boşalır sağanak sağanak, nurdan bir yağmur. h.çağlayan
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani Büyür o saatte yalnızlığı bahçelerin Düşer korkusu kalbe yaklaşan gecelerin Bir dev uzatır gökten o çirkin ellerini
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk Gitgide uzaklaşır batan güneşle sesin Bir bakarım ki benden en uzak çizgidesin
Başlar geceye doğru upuzun bir yolculuk Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk Yüzünü hatırlatır gökyüzüde ne varsa Gözlerin bu saatte kopkoyu elemlidir Dudakların kimbilir şimdi nasıl nemlidir
Ellerin öyle yanar ufuk nasıl yanarsa Yüzünü hatırlatır gökyüzünde ne varsa Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan Umulmadık bir anda bitiverir şarkılar Kapanır yüzümüze o mermer kapılar
Özlemler ateş şimdi anılar duman duman Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan Ak köpükler kararır deniz görünmez olur Çagırır yaşamaya bizi tek-tük ışıklar
Böylece üstümüze çöker de karanlıklar Camlar, bir bir kapanır, odalar, evler uyur Ak köpükler kararır deniz görünmez olur
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani Cıvıl cıvıl bahçelerden el-ayak çekilir Yapraklar düşünceli, dallar hüzün kesilir Her akşam uzaklara alır götürür seni Güllerin ağladığı bir saat vardır hani.
uzandığım her hayal tutuşturdu ömrümü her yangınla yeni bir yangın düştü cana gül ya öldür, yarasalar okşasın cesedimi ya da terkedip gitme beni bu isyâna gül dinle ki, en ölümcül şarkımı söylüyorum darağacı kurdular döndüğüm her yana gül nasıl sevişiyorsun kırkayakla, çıyanla hani boyun bükmüştün ebedî fermana gül meğer bir yanılgının zinciriymiş umudum güvenimi yitirdim şimdi her dermana gül.
sabahın kör vaktinde uyanıp işe gitmiş kısık,uykulu ve sinirli gözlerle bakınırken göze çarpan soğuk havaya aldırmadan tüm güzelliğiyle açmış çiçek..insana hayatın güzelliğini gösterebiliyor :))
Kayıp arayanlara bendeki adres, Gülücükler açan çocuk yüzleri Kalbe atılan ilk barış ilk nakış, Şeker toplayan ellerin zaferi Tutmayan pazarlık, akıp giden zamanla; Vesveseler içinde bin türlü alış-veriş Durulan özlemlere mekansız sıla, Bayram kokulu güllerle ürperiş Şafağın tezgâhında sevincin ipliği, Atar dost ufkuna ilmiklerini Dev uykularını terkeden bir şehir, Bir diyar ve bir dünya, Tekbirlerle çıkar gelir Yıldızlar ve çiçekler kadar sayısız, Müjdeler içinde yer ve gök uzanır; Biraz göremediğimiz, biraz paylaşamadığımız Bayramlara gönül gözümüzle uyandır, Bizi Rabbimiz, çocuklarca sevindir.
sevgiyi ifade etmenin sessiz yolu............ :))))
hayatın anlamı
gül senin tenin bende güller içinde kafesteyim vatanım senin yanın bende senin kölenim
Yüreğimde büyüttüğüm gül,güneşe çıkamaz..
Yüreğim o gülü büyütmezse ışıyamaz
^^Kimiler gül deyip ömür boyu gülerler;
kimiler gül deyince gül uğruna ölürler.^^
İskender Pala
Hafifçe belirmiş bir gülün açışındayım
Daha sıcak daha derin bir yerlerdeyim
İçimde büyüttüğüm hep o sorular
Başka yüzlerde neden
Neden anlam buluyorlar
Ben nerdeyim Hangi düş benim
Sen nerdesin Hangi roldesin..
gül bahçesinde olduğu gibi dudaksız gülümseyebilmek! ! ! ! ! ! !
her çiçek GÜL olmaz
her insan bir olmaz..
gül
hem güle gül,
hem gül;
sen güle gülemiyorsan;
neden gülsün,
sana gül...!
gülmek güzeldir gül gülmekten daha güzeldir..
YARALI CEYLAN! ..
gül kanayan çiçek...
yaralanan ve yaralayan.....
göz yaşlarını itina ile besleyip diken bahçesine çeviren en nadide,en alımlı,en acı,en asil............kendisine verilen role karşı boynunu bükmeden acıyı yudum yudum içine çeken..ve kendisine acı çektirmek isteyene karşı nadide oklarını salan duyarlı çiçek....başkalarına verdiği acının acısını içinden atamayan...tek tek yapraklarını solduran acının sembolü..
Aman! bana Gül demeyin...aklıma 'Allahın kul'u' geliyor...
Allahim beni öyle bir sonbahar ayazinda öldür ki, sevdigim mezarima koyacak tek bir gül bile bulamasin...
geleceksen yollarına gül dökeyim gül
Gözlerine Rüzgar Değse Baktığın Yere KAN Dam'lar gül'üm:
bülbül yine mey'ustu; vatan virandı gülüm
uğrunda hayallerim bile yıprandı gülüm
Mecnun dahi Leyla'yı anmaz oldu yürekten
güzeller güzeliydi; hani sultandı gülüm
yaşamak, sonsuzluğu tattı avuçlarından
ölüm tomurcuklandı; kabir uyandı gülüm
bir kafdağı kalmıştı varlığından bihaber
seni görünce, o da tutuşup yandı gülüm
PEYGAMBER EFENDİMİZİ, SEVGİYİ, DOSTLUĞU, AŞKI
Hangi ürkek kavgada yaralandım yiğidim
Seni bu şuh kafese hangi zalim el koydu
Diyorsun; bir zamanlar gülşende bir bey idim
Bu naylon çiçeklerin adını kim gül koydu
Hayrandır bilmez misin alem dahi bir güle
İçinde kızıl tüylü köstebekler ve günah
Dağaçık, ovaya in, eğil de bak bir göle
Çekiyor gülsüz kalan her zavallı şimdi ah.
(Nurullah GENÇ)
1.si semboldür. tüm insanlığa hoşgörü peygamberi....
2. si: gülüp geçmek mi gerek hayata acep? ? her yapılan bi gün karşılığını bulur ve eden de bulur deyip gülmek lazım..sallayıp geçmek lazım en kararlı hal ile. ama bu önemsememekten ileri gelmez yanlış anlaşılmasın. sadece o aciz bedenimi bi de psikolojimi bozarak çökertirsem artık aradığınız kişiye ulaşılamaz
Korkardı gökkuşaklarından ölesiye..
Uçurtmalara ölesiye tutkun olmasına rağmen….
Yitirmekten korkardı…
Yağmur sonrasında…bir büyü gibi sarmalarlardı gökyüzünü çünkü…
Kaybolacakmışçasına umarsız…
Bazen..
Siyah perdeleri aralanırdı dünya denilen büyük tiyatro sahnesinin…
Dışarıya parlak bir umut huzmesi süzülürdü apansız..
Tanımadığı bir ülkede…
Tanımadığı ve dillerini bir türlü anlayamadığı insanlar arasında dolaşmaktayken…
Birden…
Bir gül rayihası geliyordu burnuna sonra..
Koku duyusunun duyarsızlaşmasından korkarak
Koklamaya kıyamadan…
Issız gönlünün umuda hasretliğine bir kadeh kırmızı şarabı şerefe kaldırırken…
O gül rayihasının bir yalandan ibaret olduğunu vehmediyordu kendine hükmedemeden hemen ardından…
Umudu vaad ediyordu sonra birisi..
Umutsuzluğun umuduyla çılgınca raks eden kızıl saçlı huriler..
Ellerinde tef..
Chigane müziğindeki kemana ayak uyduruyor..
Eteklerini savurarak dans ediyorlardı…
Kıpkırmızı bir ateşin etrafında..
Flame….
Bir gül durur tenimde; ben bir gülde dururum.
dudağımın örsünde döverim sözcükleri.
oku! -okurum. oku! -okurum.
örsün de o örümcek, konsun da o güvercin,
mağaradır bu kalbim, yavaşça sokulurum.
‘gül! ’ de, durma; ‘gül ’ de dur!
budur usulü aşkların. durur mu?
doğar gün, tutulur gece, tutuşur güneş.
…susulur.
boşalır sağanak sağanak, nurdan bir yağmur.
h.çağlayan
Senin aşkın ateştir..ateşin gül bahçesi..
nfk.
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani
Büyür o saatte yalnızlığı bahçelerin
Düşer korkusu kalbe yaklaşan gecelerin
Bir dev uzatır gökten o çirkin ellerini
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani
Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk
Gitgide uzaklaşır batan güneşle sesin
Bir bakarım ki benden en uzak çizgidesin
Başlar geceye doğru upuzun bir yolculuk
Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk
Yüzünü hatırlatır gökyüzüde ne varsa
Gözlerin bu saatte kopkoyu elemlidir
Dudakların kimbilir şimdi nasıl nemlidir
Ellerin öyle yanar ufuk nasıl yanarsa
Yüzünü hatırlatır gökyüzünde ne varsa
Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan
Umulmadık bir anda bitiverir şarkılar
Kapanır yüzümüze o mermer kapılar
Özlemler ateş şimdi anılar duman duman
Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan
Ak köpükler kararır deniz görünmez olur
Çagırır yaşamaya bizi tek-tük ışıklar
Böylece üstümüze çöker de karanlıklar
Camlar, bir bir kapanır, odalar, evler uyur
Ak köpükler kararır deniz görünmez olur
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani
Cıvıl cıvıl bahçelerden el-ayak çekilir
Yapraklar düşünceli, dallar hüzün kesilir
Her akşam uzaklara alır götürür seni
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani.
En iyi ben bilirim
bülbül yine mey'ustu; vatan virandı gülüm
uğrunda hayallerim bile yıprandı gülüm
Mecnun dahi Leyla'yı anmaz oldu yürekten
güzeller güzeliydi; hani sultandı gülüm
yaşamak, sonsuzluğu tattı avuçlarından
ölüm tomurcuklandı; kabir uyandı gülüm
bir kafdağı kalmıştı varlığından bihaber
seni görünce, o da tutuşup yandı gülüm
bülbül yine mey'ustu; vatan virandı gülüm
uğrunda hayallerim bile yıprandı gülüm
Mecnun dahi Leyla'yı anmaz oldu yürekten
güzeller güzeliydi; hani sultandı gülüm
yaşamak, sonsuzluğu tattı avuçlarından
ölüm tomurcuklandı; kabir uyandı gülüm
bir kafdağı kalmıştı varlığından bihaber
seni görünce, o da tutuşup yandı gülüm
gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz...
--{--@
uzandığım her hayal tutuşturdu ömrümü
her yangınla yeni bir yangın düştü cana gül
ya öldür, yarasalar okşasın cesedimi
ya da terkedip gitme beni bu isyâna gül
dinle ki, en ölümcül şarkımı söylüyorum
darağacı kurdular döndüğüm her yana gül
nasıl sevişiyorsun kırkayakla, çıyanla
hani boyun bükmüştün ebedî fermana gül
meğer bir yanılgının zinciriymiş umudum
güvenimi yitirdim şimdi her dermana gül.
Nurullah Genç
sabahın kör vaktinde uyanıp işe gitmiş kısık,uykulu ve sinirli gözlerle bakınırken göze çarpan soğuk havaya aldırmadan tüm güzelliğiyle açmış çiçek..insana hayatın güzelliğini gösterebiliyor :))
Kayıp arayanlara bendeki adres,
Gülücükler açan çocuk yüzleri
Kalbe atılan ilk barış ilk nakış,
Şeker toplayan ellerin zaferi
Tutmayan pazarlık, akıp giden zamanla;
Vesveseler içinde bin türlü alış-veriş
Durulan özlemlere mekansız sıla,
Bayram kokulu güllerle ürperiş
Şafağın tezgâhında sevincin ipliği,
Atar dost ufkuna ilmiklerini
Dev uykularını terkeden bir şehir,
Bir diyar ve bir dünya,
Tekbirlerle çıkar gelir
Yıldızlar ve çiçekler kadar sayısız,
Müjdeler içinde yer ve gök uzanır;
Biraz göremediğimiz, biraz paylaşamadığımız
Bayramlara gönül gözümüzle uyandır,
Bizi Rabbimiz, çocuklarca sevindir.