Bir hurûşuyla eder bin hâne–i ikbâli pest Ehl–i derdin seyl–i eşk–i inkisârın görmüşüz.
Nabî
(Dertlilerin, güceniklikle akıttıkları gözyaşlarının sellerini gördük. Bir kere coşup çağladığı vakit, binlerce ikbal sarayını yerle bir ediveriyordu…)
gözyaşı eğer dışarı vucuttan dışarı çıkıyorsa mendıl selpak vs materyalle siline bilir ama içeride kalıyor dısarı çıkmıyorsa onu ancak yureği ağlatan silebilir
Bazen kendinle küsüp kavga ettiğin zaman,bazen yanlızlığı hissedip düşüncelere kapıldığın zaman,bazen ise sevgilinden ayrılıp,dört duvar arasına kapanıp dertlere dalınca gelen iki damla; işte o gözyaşı...
Gözyaşı insan kalbindeki yağmurdur Bu değişik anlamlara çekilebilecek bir yargı.Bazen bereket ve bir ödül! Bazen ise başbelası kesiliverir. Ne olursa olsun vazgeçilmez ve tıpkı bulutlar gibi kalbimizin de ben burdayım deyişidir gözyaşı! ! ...
gözyaşı bir haldir...................insanı diri tutan bir haldir herşey gibi layıkıyla yapıldığı zaman......sebep ey....sebebim ey......tek gerçek yüceye yönelikse eğer gözyaşı kutsaldır bence o...ve her biri yağmur damlası gibi rahmettir......toprağı yeşerten damlalar gibi gözyaşıda yeşertir yürekleri.......
tuzlu sudan başka şekle döndermek lazım.eğer dökmekten ziyade akıtabirsem içime ne mutlu bana.kurtarmış olurum kendimi.bu kayıp değil kazanç olur işte o zaman benim için.senin değerin inandığın şeyin değeri kadardır deniyor eğer gözyaşım inandığım şey içinse ne mutlu bana....acı değildir o zaman göz yaşı huzurdur.nice kazanılmış gözyaşlarına...............................
Ellerin mi titredi yüreğin mi Umutlarını vurmaya çalıştığın silahın kabzası sevgiden mi yoksa Beni yine öldürmedin, kalamadın pişmanlıklarınla, yine döndün bana sevdiceğim Hasrettin ellerine değdiğimde tutuşmaya Muhtaçtın sevdama, sana dair her cümlenin sonuna uluorta öpmelerinle nokta koymaya Yine döndün bana
Dönmedi yüreğim ihanetin kırmızısına Yalnızlık ilmeğini geçiremedim boynuma, kabullenemedim asla bir başınalığımı Sarkaçlı saatimin tik taklarıyla birlikte geçip gidiverdi hüzünlerim vuslatı andıkça Saksısını yitirmiş bir sardunya olmadım asla Gitmelerin dönmelerin eksiltmedi sevdamı, alıştırıvermişim yüreciğimi ister istemez Düşlerimi, hayallerimi budayamadı o gül makası uzak kalışların, arayışların Ağlama ne olur kaldır başını Mahalleye yıldızsız çöküveren geceler utanmadı kendinden, yalnızlığımı götüremediğinden Sen de utanma kendinden, tabularımız olmadı ki asla Emindim, işte yine bana döndün sevdiceğim Yorgun teknelere takılıp kalmışken, özdeşleştiriyorken kendimi azgın dalgalarla seni Döndün işte alabildiğine muhtaç,utangaç, bir o kadar çaresiz, ıslak O sarmaşık sarmalarının sahibi sen değilmişsin gibi Kollarına düşünce, dudaklarıma yapışınca kurtulamayan ben değilmişim gibi Döndün işte olsa da bir yabancı gibi
timsahlara, insanlara, şeytanlara ve meleklere emanet edilmiş her tür varlığın içinden damıtıp toprağa bıraktığı maddeleşmiş duygu.konsantre üzüntü olarak algılanır çoğu zaman ancak oldukça yoğun olan bir hissin dışarıya yansımasıdır.yoğunluğu en yüksek olanı mazlumlara aittir. en hafifi ise içinde timsah taşıyanlara.
gece çöker halim yaman, resmin gözyaşımda duman günler gelir geçer zaman hesabım var gülüm dünya yine güzel hayat yaşamaya değer ölmez sağ kalırsam eğer hesabım var uğraş biter gün savuşur, sanma duvarlar konuşur sevenler elbet kavuşur hesabım var...
ayıldın mı bu gece yarısı sarhoşluğundan aranma boşuna kaybetiğin benim mavisi uçmuş denizlerin tuzundayım şimdi dünya kaçkını yüreğim gözlerinin mavisine sığınmış açsan gözlerini döküleceğim
Ey ağzımdan çıkan âh! Benim gönül yaramdan bahset,sen benim dilim ol.Ey yırtılıp parçalanmış bağırım,sözümü açıklayan yazılı belgem ol.Ey GÖZYAŞI,ben sevgiliye derdimi söyleyemem,sen sararmış yüzüme dökülüp halimin tercümanı ol.
Yaradan rahmetini, gadabından üstün saydı...
Ne olurdu halimiz, gözyaşı olmasaydı...
NECİP FAZIL KISAKÜREK....
ağlamak iyidir..
camı tozlanmış bir otomobilin sileceklerini çalıştırmak gerekir arasıra; camlara su sıkarak..
Bir hurûşuyla eder bin hâne–i ikbâli pest
Ehl–i derdin seyl–i eşk–i inkisârın görmüşüz.
Nabî
(Dertlilerin, güceniklikle akıttıkları gözyaşlarının sellerini gördük. Bir kere coşup çağladığı vakit, binlerce ikbal sarayını yerle bir ediveriyordu…)
ağlamak demek sinirini çıkartmak demek üzülmek demek tuzlu sıvı demek
Kalmadı artık...
Kurudu gözlerim...
Olsa dükkan senin...
gözyaşı eğer dışarı vucuttan dışarı çıkıyorsa mendıl selpak vs materyalle siline bilir ama içeride kalıyor dısarı çıkmıyorsa onu ancak yureği ağlatan silebilir
gozyası yuregın dısa ısyanı
tepenizden bir gözyaşı bombası bırakıyorum
yüreklerinize
ağlayın
ağlayamadıklarınıza ağlayın
acıyla kıvranın
ve kendi gözyaşlarınızla boğun
kendinizi..
bence herkes gözyaşı akıtamaz bu bir sanat vicdan duygudur
göçmedi üzerinden yirmidört saat,akmadı ama buğulandı gözler,.....'babacığım neyin var solgun gibisin'...
insan özünün tüm yaşanmışlıklarına rağmen en saf,en temiz ifadesidir.tıpkı yeni doğan bir bebeğin gözyaşları gibi........
Bazen kendinle küsüp kavga ettiğin zaman,bazen yanlızlığı hissedip düşüncelere kapıldığın zaman,bazen ise sevgilinden ayrılıp,dört duvar arasına kapanıp dertlere dalınca gelen iki damla; işte o gözyaşı...
dilin anlatamadıklarının en samimi anlatımıdır...
uzun zamandır dökmediğim yaşlarım...
çöldeki kayaların güneşi görüp kum tanelerine dönmesi
Gözyaşı insan kalbindeki yağmurdur
Bu değişik anlamlara çekilebilecek bir yargı.Bazen bereket ve bir ödül!
Bazen ise başbelası kesiliverir. Ne olursa olsun vazgeçilmez ve tıpkı bulutlar gibi kalbimizin de ben burdayım deyişidir gözyaşı! ! ...
gözyaşı bir haldir...................insanı diri tutan bir haldir herşey gibi layıkıyla yapıldığı zaman......sebep ey....sebebim ey......tek gerçek yüceye yönelikse eğer gözyaşı kutsaldır bence o...ve her biri yağmur damlası gibi rahmettir......toprağı yeşerten damlalar gibi gözyaşıda yeşertir yürekleri.......
tuzlu sudan başka şekle döndermek lazım.eğer dökmekten ziyade akıtabirsem içime ne mutlu bana.kurtarmış olurum kendimi.bu kayıp değil kazanç olur işte o zaman benim için.senin değerin inandığın şeyin değeri kadardır deniyor eğer gözyaşım inandığım şey içinse ne mutlu bana....acı değildir o zaman göz yaşı huzurdur.nice kazanılmış gözyaşlarına...............................
TOPLA GÖZYAŞLARINI KALDIRIMLARDAN
Ellerin mi titredi yüreğin mi
Umutlarını vurmaya çalıştığın silahın kabzası sevgiden mi yoksa
Beni yine öldürmedin, kalamadın pişmanlıklarınla, yine döndün bana sevdiceğim
Hasrettin ellerine değdiğimde tutuşmaya
Muhtaçtın sevdama, sana dair her cümlenin sonuna uluorta öpmelerinle nokta koymaya
Yine döndün bana
Dönmedi yüreğim ihanetin kırmızısına
Yalnızlık ilmeğini geçiremedim boynuma, kabullenemedim asla bir başınalığımı
Sarkaçlı saatimin tik taklarıyla birlikte geçip gidiverdi hüzünlerim vuslatı andıkça
Saksısını yitirmiş bir sardunya olmadım asla
Gitmelerin dönmelerin eksiltmedi sevdamı, alıştırıvermişim yüreciğimi ister istemez
Düşlerimi, hayallerimi budayamadı o gül makası uzak kalışların, arayışların
Ağlama ne olur kaldır başını
Mahalleye yıldızsız çöküveren geceler utanmadı kendinden, yalnızlığımı götüremediğinden
Sen de utanma kendinden, tabularımız olmadı ki asla
Emindim, işte yine bana döndün sevdiceğim
Yorgun teknelere takılıp kalmışken, özdeşleştiriyorken kendimi azgın dalgalarla seni
Döndün işte alabildiğine muhtaç,utangaç, bir o kadar çaresiz, ıslak
O sarmaşık sarmalarının sahibi sen değilmişsin gibi
Kollarına düşünce, dudaklarıma yapışınca kurtulamayan ben değilmişim gibi
Döndün işte olsa da bir yabancı gibi
'Şimdi topla gözyaşlarını kaldırımlardan.....gitmeliyiz ıslık çalarak YALNIZLIĞIMDAN'
Alıntı
timsahınkiler....
damla damla dökülür hayatın kalbine..
sabahın çiğ taneleri misali..
arkadaşlar aranızda gözyaşı gecelerine gidenler varsa bana mesaj yollasınlar
hüznün, acının, korkunun bazen de mutluluğun sıvılaşmış hali....
Ruhun gök kuşağını yakalamasıdır
timsahlara, insanlara, şeytanlara ve meleklere emanet edilmiş her tür varlığın içinden damıtıp toprağa bıraktığı maddeleşmiş duygu.konsantre üzüntü olarak algılanır çoğu zaman ancak oldukça yoğun olan bir hissin dışarıya yansımasıdır.yoğunluğu en yüksek olanı mazlumlara aittir. en hafifi ise içinde timsah taşıyanlara.
Gelmesini istemezsiniz çoğu zaman o tuzlu su damlalarının,ama sormaz ki gelirken' müsait misin? ' diye..
gece çöker halim yaman,
resmin gözyaşımda duman
günler gelir geçer zaman
hesabım var
gülüm dünya yine güzel
hayat yaşamaya değer
ölmez sağ kalırsam eğer
hesabım var
uğraş biter gün savuşur,
sanma duvarlar konuşur
sevenler elbet kavuşur
hesabım var...
ayıldın mı
bu gece yarısı sarhoşluğundan
aranma boşuna
kaybetiğin benim
mavisi uçmuş
denizlerin tuzundayım şimdi
dünya kaçkını yüreğim
gözlerinin mavisine sığınmış
açsan gözlerini
döküleceğim
Bir kuzu için akan tuzlu sıvı.Bir müddet sonra burundadn da geliyo sıvı ama gözyaşı değil.
Anladınız siz anladınız.