bırakınız yapsınlar felsefesinin dayanağı serbest piyasada dengeyi buldurduğuna inanılan teori.. ama teori çıktığından beri ne hikmtse denge denilen şey açlık yoksulluk ve işsizlik ile eş anlamlı hale geldi..
Adam Smith'den beri, kapitalizmi savunan iktisatçılara göre, girişimciler kâr peşinde, yani kendi çıkarlarının peşinde koşarken, aslında toplumsal refahı da sağlamaktadırlar.
Smith'in örneğine göre, akşam soframıza gelen ekmek fırıncının, değirmencinin ve buğday üreticisinin kendi kârlarının peşinde koşmalarının sonucudur, bizlerin ekmek ihtiyacını düşünerek hareket etmelerinin sonucu değil. Bu düşünceden hareketle kişisel çıkarla toplumsal çıkarın uyumlu olduğu öne sürülmekte, yine Smith'in ifadesiyle, sanki 'görülmeyen bir el' bu uyumu sağlamaktadır.
bırakınız yapsınlar felsefesinin dayanağı
serbest piyasada dengeyi buldurduğuna inanılan teori..
ama teori çıktığından beri ne hikmtse denge denilen şey açlık yoksulluk ve işsizlik ile eş anlamlı hale geldi..
Uyanık olup gözünü açarsan görürsün...
otobüslerde bol miktarda bulunur bazen hızını alamayıp erkek kadın farkı gözetmeyenlerde vardırrrr
bu olay otobüslerde çok olur aradan bir el gelir...sonra kaybolur...
Adam Smith'den beri, kapitalizmi savunan iktisatçılara göre, girişimciler kâr peşinde, yani kendi çıkarlarının peşinde koşarken, aslında toplumsal refahı da sağlamaktadırlar.
Smith'in örneğine göre, akşam soframıza gelen ekmek fırıncının, değirmencinin ve buğday üreticisinin kendi kârlarının peşinde koşmalarının sonucudur, bizlerin ekmek ihtiyacını düşünerek hareket etmelerinin sonucu değil. Bu düşünceden hareketle kişisel çıkarla toplumsal çıkarın uyumlu olduğu öne sürülmekte, yine Smith'in ifadesiyle, sanki 'görülmeyen bir el' bu uyumu sağlamaktadır.