Ey yeryüzünde felekler gibi yüce ve değerli olan insan...Yerler,gökler senin nazını çekmektedir...Ününün nerelere yükseldiğini biliyor musun? Senin zan ve tahmin edebileceğin mertebeden daha yükseklere...
...
Allah'a kulluk ile vakit geçir,geçim kaygısı çekme...Sana gelecek kısmet geri dönmez...
...
Biz pergel gibiyiz...Bir ayağımız şeriatte sağlamca durur,öteki ayağımız yetmiş iki millet dolaşır...
...
Benim sözlerimi anlayabilenler takdir eder...Cennet sazcıları onun ahengini kendilerine halhal yaparlar...Güzel sohbetleri seçenler ister istemez bunlardan fayda görürler...Halbuki iyilerin sohbeti cihandan uzaklaştı...Bal sofrası şimdi arı kovanı oldu...Zamaneye bak ki bayağılar yüzünden insan insandan sakınmaktadır...İnsanoğlunda irfan ve muhabbet kalmadığı gibi insanoğlu da aradan kaybolmuş...
...
Felek sana bir saadet cilvesi gösterirse aldanma...O bir seraptır...
...
Kendi benliğinden gafil olduğunun bile farkında değilsin...Bu fena diyarına gelirken yaptığın sözleşme şöyle idi: Gamlı,kederli geleceksin,tekrar beka alemine döneceksin...
...
Sel,hoşça akıp gittiği için gönlü rahattır...Ödağacı pek düğümlü olduğundan daima ateşe atılır...Keskin akıllı ol da kimseye gönül verme...Zaten kendi vücudun bile bu yolda sana kafi bir ağırlıktır...Daha ne kadar öteye beriye el atıp da: Keşki bundan daha yüce bir devlete ereydim diyeceksin? Bütün cihanı eline geçirsen bile giderken yine bırakacaksın...O halde bu arayıp didinmenin ne yeri var? Hırsı bırak...Çünkü o kulluk yolunu keser...Hırsının boynunu vuracak ancak kanaattir...
...
Bu firuze renkli kubbenin merkezi sana pek geniş ise de senin uçsuz bucaksız kuruntuların onu darlaştırmamıştır...Ya düşünmeden onu yakala,yahut bir kuruntu ile onu başına dar et...Ne çare ki Adem oğlunun kalbinde marifet,cihanda bir gönül ehli kalmadı...Dokuz feleğin iki 'hünername'sinde (gece ile gündüzünde) manalı bir suret yoktur...Mana alemine düşman olandan dostluk arama...Yılan kuyruğundan bengisu fışkırmaz...
...
Bilgili düşman,can kaygısı olsa da,cahil dosttan daha iyidir...
'Ömrün,güzel günlerin geçti,gecesi yaklaştı...Şu beden toprağına fırtınalar düştü...Gençlik ateşine su yürüdü...Sabah oldu...'Kır saçlar sabah rengine boyandı.' Hala uyku sarhoşusun...Kalk,güneş duvarı aştı...
Artık o cihangirlik hülyalarından geç,bırak şu gençlik adetlerini...Bu gelen ihtiyarlık demleridir...Gamla yaralanmış gönüller artık bulaşık ve karışık ihtiraslardan temizlendi...Akıl perişan,fikir dağınık,el işten,ayak yürümekten kesildi...Artık toprakla senin aranda sıkı bir dostluk başlamıştır...Ebedi rahata kavuşmak için ayağını biraz daha çukura yaklaştır...Bu kirli devreden sonra başlayan temizlik çağından daha rahat bir hayat yoktur...'
'Tanrı ulularının sayesini ara! Dostların rahatı için kendini sıkıntıya at! Dert al,derman ver ki sana ferman vermek kudreti erişebilsin! Sevgide sıcak,kinde soğuk ol! Ay gibi,güneş gibi mert huylu ol...İyilik yapmaya alışanların iyilikleri bir gün kendilerine döner...Çarhın dönüşüne kıyas yoluyla bakarsan iyilikte de,kötülükte de haktan ayrılmadığını görürsün...'
Anadolunun bağrında yatan,
binlerce evliya ve Allah dostu.
Hz. Mevlana,
Yunus Emre,
Hacı Bektaşı Veli,
Eyüp Sultan,
Aziz MAhmud Hüdai gibi hak ve hakl aşıkları...
...
Ey yeryüzünde felekler gibi yüce ve değerli olan insan...Yerler,gökler senin nazını çekmektedir...Ününün nerelere yükseldiğini biliyor musun? Senin zan ve tahmin edebileceğin mertebeden daha yükseklere...
...
Allah'a kulluk ile vakit geçir,geçim kaygısı çekme...Sana gelecek kısmet geri dönmez...
...
Biz pergel gibiyiz...Bir ayağımız şeriatte sağlamca durur,öteki ayağımız yetmiş iki millet dolaşır...
...
Benim sözlerimi anlayabilenler takdir eder...Cennet sazcıları onun ahengini kendilerine halhal yaparlar...Güzel sohbetleri seçenler ister istemez bunlardan fayda görürler...Halbuki iyilerin sohbeti cihandan uzaklaştı...Bal sofrası şimdi arı kovanı oldu...Zamaneye bak ki bayağılar yüzünden insan insandan sakınmaktadır...İnsanoğlunda irfan ve muhabbet kalmadığı gibi insanoğlu da aradan kaybolmuş...
...
Felek sana bir saadet cilvesi gösterirse aldanma...O bir seraptır...
...
Kendi benliğinden gafil olduğunun bile farkında değilsin...Bu fena diyarına gelirken yaptığın sözleşme şöyle idi: Gamlı,kederli geleceksin,tekrar beka alemine döneceksin...
...
Sel,hoşça akıp gittiği için gönlü rahattır...Ödağacı pek düğümlü olduğundan daima ateşe atılır...Keskin akıllı ol da kimseye gönül verme...Zaten kendi vücudun bile bu yolda sana kafi bir ağırlıktır...Daha ne kadar öteye beriye el atıp da: Keşki bundan daha yüce bir devlete ereydim diyeceksin? Bütün cihanı eline geçirsen bile giderken yine bırakacaksın...O halde bu arayıp didinmenin ne yeri var? Hırsı bırak...Çünkü o kulluk yolunu keser...Hırsının boynunu vuracak ancak kanaattir...
...
Bu firuze renkli kubbenin merkezi sana pek geniş ise de senin uçsuz bucaksız kuruntuların onu darlaştırmamıştır...Ya düşünmeden onu yakala,yahut bir kuruntu ile onu başına dar et...Ne çare ki Adem oğlunun kalbinde marifet,cihanda bir gönül ehli kalmadı...Dokuz feleğin iki 'hünername'sinde (gece ile gündüzünde) manalı bir suret yoktur...Mana alemine düşman olandan dostluk arama...Yılan kuyruğundan bengisu fışkırmaz...
...
Bilgili düşman,can kaygısı olsa da,cahil dosttan daha iyidir...
...
'Ömrün,güzel günlerin geçti,gecesi yaklaştı...Şu beden toprağına fırtınalar düştü...Gençlik ateşine su yürüdü...Sabah oldu...'Kır saçlar sabah rengine boyandı.' Hala uyku sarhoşusun...Kalk,güneş duvarı aştı...
Artık o cihangirlik hülyalarından geç,bırak şu gençlik adetlerini...Bu gelen ihtiyarlık demleridir...Gamla yaralanmış gönüller artık bulaşık ve karışık ihtiraslardan temizlendi...Akıl perişan,fikir dağınık,el işten,ayak yürümekten kesildi...Artık toprakla senin aranda sıkı bir dostluk başlamıştır...Ebedi rahata kavuşmak için ayağını biraz daha çukura yaklaştır...Bu kirli devreden sonra başlayan temizlik çağından daha rahat bir hayat yoktur...'
'Tanrı ulularının sayesini ara! Dostların rahatı için kendini sıkıntıya at! Dert al,derman ver ki sana ferman vermek kudreti erişebilsin! Sevgide sıcak,kinde soğuk ol! Ay gibi,güneş gibi mert huylu ol...İyilik yapmaya alışanların iyilikleri bir gün kendilerine döner...Çarhın dönüşüne kıyas yoluyla bakarsan iyilikte de,kötülükte de haktan ayrılmadığını görürsün...'
Gönül hayran oluptur aşk elinden
Ciğer püryan oluptur aşk elinden
Niceler tac-ü tahtı mal-ü milki
Koyup üryan oluptur aşk elinden
Koyup İbrahim Edhem tac-ü tahtı
Yeri külhan oluptur aşk elinden
Ne gördü Leyla’nın yüzünde Mecnun
Ki ser-gerdan oluptur aşk elinden
Ne gördü Züleyha Yusuf yüzünde
İşi efgan oluptur aşk elinden
Yunus Emre bu hasret ile zari
Acep mihman oluptur aşk elinden