Question:How to define globalization? Answer: Princess Diana's death
Question: How come? Answer: An English princess with an Egyptian boyfriend crashes in a French tunnel, driving a German car with a Dutch engine, driven by a Belgian who was pissed on Scottish whiskey, followed closely by an Italian Paparazzi, on Japanese motorcycles, treated by an American doctor, using Brazilian medicines! And this is sent to you by a Turk, using Bill Gates' technology which he stole from the Taiwanese.
iletişim ve bilişim teknolojilerinin, gelişmesiyle oluşan kaçınılmaz süreç..... kapitalizmle alakası bilimin paraya dayanmasıdır...... -ne değil ki? - ben globalleşmem demekte saçmalıktır; dünya ve teknolojiden kendini soyutlamak! ! ! ? ......
Cevap: Bir İngiliz prenses, bir Mısırlı adamla beraber, Belçika yapımı bir İskoç viskisi ile sarhoş olmuş bir Alman şöförün kullandığı, Alman yapımı bir arabadalar.
Japon yapımı motorsiklet kullanan İtalyan bir paparazzi tarafından takip ediliyorlar.
Cezayirli, Faslı ve Senegalli isçilerin alın teriyle inşaa edilmiş bir Fransız köprüsünün altında kaza geçiriyorlar.
Kazadan sonra Amerikali bir doktor, Brezilya yapımı ilaçlarla yaralıları tedavi ediyor.Ve bu mesaji, Taiwan teknolojisini çalan Bill Gates'in kurdugu teknoloji ile Ingiltere'de oturan bir Türk tarafından size aktarılıyor. :)
(Aşağıda geriside var)
Question: What is the truest definition of Globalization?
Answer: Princess Diana's death.
Question: How come?
Answer: An English princess with an Egyptian boyfriend crashes in a French tunnel, driving a German car with a Dutch engine, driven by a Belgian who was drunk on Scottish whiskey, followed closely by Italian Paparazzi, on Japanese motorcycles, treated by an American doctor, using Brazilian medicines! And this is sent to you by a Turk living in Engaland, using Bill Gates' technology, and you're probably reading this on one of the IBM clones, that use Taiwanese-made chips, and a Korean-made monitor, assembled by Bangladeshi workers in a Singapore plant, transported by lorries driven by Indians, hijacked by Indonesians, unloaded by Sicilian longshoremen, trucked by Mexican illegals, and finally sold to you by Jews.
Şu bir gerçek ki 1998'de globalleşme uzerine yazılmış olan 2882 akademik yazının her biri globalleşmenin anlamı hakkında kendine ait tanımı içeriyordu; tıpkı bu konuda aynı yıl basılan 589 kıtabın kendi ayrı tanımlaını içerdigi gibi.
Çogu, bunu, uluslararası ticaretin gelişimi kapsamındaki milli ekonomik sistemler olan yatırım ve ana para işletmelerinin yükselen alış-verişlerini içeren başlıca ekonomik bir fenomen olarak görüyor.
Buna rağmen, ülkeler arası sosyal, kültürel ve teknolojik gelişimi de küreselliğin bir fenomeni olarak gösterebiliriz.
Sosyolog Anthony Giddens, globalleşmeyi, yer ve zamanın ayrışımı olarak görüyor ve vurguluyor ki hızlı iletişimler sayesinde kültür ve bilgi tüm dünya üzerinde anlık bir şekilde paylaşılabilir.
Hollandalı bilim adamı Ruud Lubbers ise globalleşmeyi bölgesel uzaklığın ülkeler arası, ekonomik, politik ve sosyo-kültürel ilişkilerin kuruluşu ve oluşumunda önemini yitirmekte olan bir faktör halinde yer aldığı bir sureç olarak tanımlıyor.
Solcu eleştirmenlerse kelimeyi, demokratik sürecle veya ulusal hükümetlerle ilgisi olmayan banka ve ticari kuruluşlarca idare edilen ya da yönetilen, globalleşmiş bir ekonomik sisteme doğru yol açan dünya çapında bir sürüç olarak sunmak üzere farklı bir şekilde tanımlıyorlar.
Globalleşme, inkar edilemez ki, kapitalist bir süreçtir; Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla ekonomik organizasyonun yerine geçebilecek alternatif bir süreç olarak ortaya çıkan bir kavramdır.
Bir de şu anlamını deneyin: Globalleşme, kapitalist şartlar altında ülkeler arası yapılan ekonomik, sosyal ve teknolojik değis-tokuşlardaki hızlı artıştır.
Globalleşme hakkında yararlanabileceğiniz iyi bir web sitesi olan ” globalize.kub.nl ” incelemenizi tavsiye ederim.
bende globalleşmenin geniş içerigini istiyorum konu ödevi olarak anlatıcam bana lütfen yardımcı olun teşekkürler
Question:How to define globalization?
Answer: Princess Diana's death
Question: How come?
Answer: An English princess with an Egyptian boyfriend crashes in a French tunnel, driving a German car with a Dutch engine, driven by a Belgian who was pissed on Scottish whiskey, followed closely by an Italian Paparazzi, on Japanese motorcycles, treated by an American doctor, using Brazilian medicines! And this is sent to you by a Turk, using Bill Gates' technology which he stole from the Taiwanese.
Internet :)
iletişim ve bilişim teknolojilerinin,
gelişmesiyle oluşan kaçınılmaz süreç.....
kapitalizmle alakası bilimin paraya dayanmasıdır......
-ne değil ki? -
ben globalleşmem demekte saçmalıktır;
dünya ve teknolojiden kendini soyutlamak! ! ! ? ......
Dünya halklarini sömürmek için yeni dümen.
Globalleşme Nedir?
Cevap: Prenses Diana'nin ölümü.
Soru: Nasıl yani?
Cevap: Bir İngiliz prenses, bir Mısırlı adamla beraber, Belçika yapımı bir İskoç viskisi ile sarhoş olmuş bir Alman şöförün kullandığı, Alman yapımı bir arabadalar.
Japon yapımı motorsiklet kullanan İtalyan bir paparazzi tarafından takip ediliyorlar.
Cezayirli, Faslı ve Senegalli isçilerin alın teriyle inşaa edilmiş bir Fransız köprüsünün altında kaza geçiriyorlar.
Kazadan sonra Amerikali bir doktor, Brezilya yapımı ilaçlarla yaralıları tedavi ediyor.Ve bu mesaji, Taiwan teknolojisini çalan Bill Gates'in
kurdugu teknoloji ile Ingiltere'de oturan bir Türk tarafından size aktarılıyor. :)
(Aşağıda geriside var)
Question: What is the truest definition of Globalization?
Answer: Princess Diana's death.
Question: How come?
Answer: An English princess with an Egyptian boyfriend crashes in a French tunnel, driving a German car with a Dutch engine, driven by a Belgian who was drunk on Scottish whiskey, followed closely by Italian Paparazzi, on Japanese motorcycles, treated by an American doctor, using Brazilian medicines! And this is sent to you by a Turk living in Engaland, using Bill Gates' technology, and you're probably reading this on one of the IBM clones, that use Taiwanese-made chips, and a Korean-made monitor, assembled by Bangladeshi workers in a Singapore plant, transported by lorries driven by Indians, hijacked by Indonesians, unloaded by Sicilian longshoremen, trucked by Mexican illegals, and finally sold to you by Jews.
That, my friend, is Globalisation
ayrıca bkz. küreselleşme
Globalleşme (Globalisation - Globalization)
Şu bir gerçek ki 1998'de globalleşme uzerine yazılmış olan 2882 akademik yazının her biri globalleşmenin anlamı hakkında kendine ait tanımı içeriyordu; tıpkı bu konuda aynı yıl basılan 589 kıtabın kendi ayrı tanımlaını içerdigi gibi.
Çogu, bunu, uluslararası ticaretin gelişimi kapsamındaki milli ekonomik sistemler olan yatırım ve ana para işletmelerinin yükselen alış-verişlerini içeren başlıca ekonomik bir fenomen olarak görüyor.
Buna rağmen, ülkeler arası sosyal, kültürel ve teknolojik gelişimi de küreselliğin bir fenomeni olarak gösterebiliriz.
Sosyolog Anthony Giddens, globalleşmeyi, yer ve zamanın ayrışımı olarak görüyor ve vurguluyor ki hızlı iletişimler sayesinde kültür ve bilgi tüm dünya üzerinde anlık bir şekilde paylaşılabilir.
Hollandalı bilim adamı Ruud Lubbers ise globalleşmeyi bölgesel uzaklığın ülkeler arası, ekonomik, politik ve sosyo-kültürel ilişkilerin kuruluşu ve oluşumunda önemini yitirmekte olan bir faktör halinde yer aldığı bir sureç olarak tanımlıyor.
Solcu eleştirmenlerse kelimeyi, demokratik sürecle veya ulusal hükümetlerle ilgisi olmayan banka ve ticari kuruluşlarca idare edilen ya da yönetilen, globalleşmiş bir ekonomik sisteme doğru yol açan dünya çapında bir sürüç olarak sunmak üzere farklı bir şekilde tanımlıyorlar.
Globalleşme, inkar edilemez ki, kapitalist bir süreçtir; Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla ekonomik organizasyonun yerine geçebilecek alternatif bir süreç olarak ortaya çıkan bir kavramdır.
Bir de şu anlamını deneyin: Globalleşme, kapitalist şartlar altında ülkeler arası yapılan ekonomik, sosyal ve teknolojik değis-tokuşlardaki hızlı artıştır.
Globalleşme hakkında yararlanabileceğiniz iyi bir web sitesi olan ” globalize.kub.nl ” incelemenizi tavsiye ederim.