I heyhat, bu bir girdap; kalbimin kuytusundan beni kendine çeken, kederli dağın, gönül uçurumu…
ah eyv/ah, avcıdan habersiz ırmağa inişi karacanın ve eğilip berrak suya, kana kana içmesi kendi kanını, vurulunca kalbinden…; ki büyü(d/l)ü suda kana bulanık halkalar iç içe, iç içe, halka ve girdap... ah,
avcının sağ manipülasyonu, karacanın gözlerinin nemli tortusu, büyülü su, fakat; düşe kalka kat edilen yolların, hangisine pay düşmemiştir, o en yakın vuslattan…,
bir zahter tanesi kadar külfet olsaydı keşke; kara kışta buza kesen dipsizlikten çıkış, siy/ah doruklarını aşmak kaf dağının, ve hazza kölelikten azad oluş, ah;
ah ki çöllerin avareliğinde körebelik…, dalı yaprağı budanık kalmanın hicâbı ve, bini bir para etmeyecek ömür yangını pişmanlıklar gel/geç/likteyken, bütün bildiklerini bir okyanus nazarda unutmak mümkünlü; bir yadigâr kutsalı ve vaktin emaneti olaydı bu nazar…, nolaydı, her yönün çıkmazı bir secdede nihayet bulaydı; ah;
hortum şeklinde oluşan ve suyun döne döne yol almasıyla devam eden, bir paradoks misali birbiri ardına yol alan su kümelerinin oluşturduğu dönüş şekli..
engerekli bir gizdüşüm bu hayaller görmeye başladım tırmanmaya kalktım aşağılarıma duvardan sızan suyu yaladım küflü geceden bacağımda tasmadan bozma bir dip eklenemdim sensizken hiç birşeye benim dipsiz gamzebahçelerim var aklım dolu aklım deli 'yaklaşmayın vururum beni'
Girdap: Akar suyun ve ya hava akıntısının bir engelle karşılaşarak aktığı yöne değil de ters yöne doğru döner ve çukurlaşarak tehlikeli bir şekil alır suyun ve ya havanın yapmış olduğu bu ters harekete girdap denir.Girdap halk arasında tehlike anlamında da kullanılır......................
I
heyhat,
bu bir girdap;
kalbimin kuytusundan beni kendine çeken,
kederli dağın, gönül uçurumu…
ah
eyv/ah,
avcıdan habersiz
ırmağa inişi karacanın
ve eğilip berrak suya,
kana kana içmesi kendi kanını,
vurulunca kalbinden…;
ki büyü(d/l)ü suda
kana bulanık halkalar iç içe,
iç içe,
halka ve girdap...
ah,
avcının sağ manipülasyonu,
karacanın gözlerinin nemli tortusu,
büyülü su, fakat;
düşe kalka kat edilen yolların,
hangisine pay düşmemiştir,
o en yakın vuslattan…,
bir zahter tanesi kadar külfet olsaydı keşke;
kara kışta buza kesen dipsizlikten çıkış,
siy/ah doruklarını aşmak kaf dağının,
ve hazza kölelikten azad oluş,
ah;
ah ki çöllerin avareliğinde körebelik…,
dalı yaprağı budanık kalmanın hicâbı ve,
bini bir para etmeyecek
ömür yangını pişmanlıklar
gel/geç/likteyken,
bütün bildiklerini bir okyanus nazarda unutmak
mümkünlü;
bir yadigâr kutsalı
ve vaktin emaneti olaydı bu nazar…,
nolaydı,
her yönün çıkmazı bir secdede nihayet bulaydı;
ah;
hortum şeklinde oluşan ve suyun döne döne yol almasıyla devam eden, bir paradoks misali birbiri ardına yol alan su kümelerinin oluşturduğu dönüş şekli..
Bakışlarında bir girdap gizliydi; yaklaşanı içine çekip yok eden, sonsuza dek varlığına muhtaç eden…
engerekli bir gizdüşüm bu
hayaller görmeye başladım
tırmanmaya kalktım aşağılarıma
duvardan sızan suyu yaladım küflü geceden
bacağımda tasmadan bozma bir dip
eklenemdim sensizken hiç birşeye
benim dipsiz gamzebahçelerim var
aklım dolu
aklım deli
'yaklaşmayın
vururum beni'
Bu Şehir Girdap G....!
Girdapta Mehtap G...!
Anafor
Girdap:
Akar suyun ve ya hava akıntısının bir engelle karşılaşarak aktığı yöne değil de ters yöne doğru döner ve çukurlaşarak tehlikeli bir şekil alır suyun ve ya havanın yapmış olduğu bu ters harekete girdap denir.Girdap halk arasında tehlike anlamında da kullanılır......................
Burgaç...