Düşlerim vardı sana dair… Ve senin o karşılık gözetmeyen sevgine... Hislerim vardı geleceğe dair… Hep korktuğum, kaçtığım geçmişime... Hiç bu kadar sevmemiştim uzun zamandır kimseyi… Ve hiç bu kadar cesur değildim yürekten… Kimse için savaşmamıştım bu kadar… Ve kimse için gözyaşı akıtmamıştım gönülden... Oysa şimdi bilinmez bir yere ve belirsizliğe gidiyorum… Ardımda seni… Sevgisinden bile emin olamadığım seni bırakarak... Düşüncelerim yağmurlu, esaretten yorgun… Ve her zaman dertleştiğim yıldızlar daha hırçın parlıyorlar gökyüzünde.... Öfkeli yüreğim heyecandan kabarıyor giderek…Sonra sırdaşım yıldızlar durgunlaşıyor… Bakıyorum… Ve gözlerim dalıyor uçsuz gökyüzüne… Bir cevap arıyorum biz neydik? Veya ne yaşadık diye... Sorularım vardı senin söylediklerine dair… Ve belki de fark etmeden yaptıklarına... Kızgınlığım vardı bu kayıtsızlığına, cesaretsizliğine… Boş vermişliğine... Cevapsız kalıyordu yüreğimde hepsi… Ama tek bir şeyin yanıtı vardı kalbimde… Vazgeçemediğim sen... Ve sana dair olan anlamsız sevgi... Seni bilinmezliğe zorlayamazdım… Seni yok edemezdim isteklerimle... Ben giderken uzaklara ve bilinmezliğe… Şimdi seni geçmişimde bırakıyorum… Kızgınlığını, kırgınlığını ve sevgini bile bilemeden… Seni kıskanarak, seni özleyerek, seni hep isteyerek.... Ama bildiğim tek bir şey var… Kalbim uzaklarda atacak… Senin olduğun yerde… Ve belki de senden habersiz…
Giderim buralardan deyince aklıma Kostantinos Kavafis'in Kent ya da Şehir adlı şiiri geldi...
'Başka diyarlara,başka denizlere giderim dedin. Bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa. Sanki bir hükümle yazgılanmiş her çabam; ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya. Daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım? ......... ..........
Düşlerim vardı sana dair… Ve senin o karşılık gözetmeyen sevgine... Hislerim vardı geleceğe dair… Hep korktuğum, kaçtığım geçmişime... Hiç bu kadar sevmemiştim uzun zamandır kimseyi… Ve hiç bu kadar cesur değildim yürekten… Kimse için savaşmamıştım bu kadar… Ve kimse için gözyaşı akıtmamıştım gönülden... Oysa şimdi bilinmez bir yere ve belirsizliğe gidiyorum… Ardımda seni… Sevgisinden bile emin olamadığım seni bırakarak... Düşüncelerim yağmurlu, esaretten yorgun… Ve her zaman dertleştiğim yıldızlar daha hırçın parlıyorlar gökyüzünde.... Öfkeli yüreğim heyecandan kabarıyor giderek…Sonra sırdaşım yıldızlar durgunlaşıyor… Bakıyorum… Ve gözlerim dalıyor uçsuz gökyüzüne… Bir cevap arıyorum biz neydik? Veya ne yaşadık diye... Sorularım vardı senin söylediklerine dair… Ve belki de fark etmeden yaptıklarına... Kızgınlığım vardı bu kayıtsızlığına, cesaretsizliğine… Boş vermişliğine... Cevapsız kalıyordu yüreğimde hepsi… Ama tek bir şeyin yanıtı vardı kalbimde… Vazgeçemediğim sen... Ve sana dair olan anlamsız sevgi... Seni bilinmezliğe zorlayamazdım… Seni yok edemezdim isteklerimle... Ben giderken uzaklara ve bilinmezliğe… Şimdi seni geçmişimde bırakıyorum… Kızgınlığını, kırgınlığını ve sevgini bile bilemeden… Seni kıskanarak, seni özleyerek, seni hep isteyerek.... Ama bildiğim tek bir şey var… Kalbim uzaklarda atacak… Senin olduğun yerde… Ve belki de senden habersiz…
Gözüm döndü mü giderim...Arkama bile bakmam...Kalan sağlar sizin olsun...
beddua etmem üzülmemm....arkama bakmam giderimmmm
Giderim buralardan deyince aklıma Kostantinos Kavafis'in Kent ya da Şehir adlı şiiri geldi...
'Başka diyarlara,başka denizlere giderim dedin.
Bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa.
Sanki bir hükümle yazgılanmiş her çabam;
ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya.
Daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım?
.........
..........