Kesin olmalıdır ki aklım yatsınla, müphem sana kesin değildir, diyen arasındaki fark nerden kaynaklanır, deneyimden olabiir mi, kesinlik deneyimle açığa çıkar, bilimin ispatlanabilmişleri gibi, müphemin kesinliğindeki deneyim, çok nadir ve şahsidir, aktarılan değil, yaşanandır, bunu yaşamayan için kesinlik taşımaz, ama bu kadar dünya tarihinde nadir bir olayın yaşanmış olması bile, herkesçe yaşanamayan bir gerçekliğe işaret etmez mi, yani bilmek şahsiliğini deneyimlememişsin, bilim sonuçları itibarıyla herkesçe deneyimlenebilri hale gelir, müphemin şahsi deneyiminin herkesin alanına girmesi nadirliği nedeniyle mümkün değil, sonuçları, bilim gibi bugünümüzü değil, bütün zamanları kapsadığı için, en çok da yarınları, bugünün egemeni bilimin nüfuz edeceği değil, şahsi deneyimin herkesin tadacağı günü deneyimlemeyi beklemesini gerektirir, neden, çünkü, bir ömre ihale edilmiş, sınav hali, olamazdı gündelik gerçek olarak deneyimlenen bir olgu olsaydı, ondan müphem bırakılır, sınavını verir, ve gerçeklik alanında da deneyime açık hale getirir, yani müphemliği algılamaya herkese açık olmayan ama, nadir bilgisini duyuran, o bilgiyi işlevini gördükten sonra sınavda gerçeklik haline getirir, ondan bugünün işi marifet, yarının işi kefarettir, dahası yaşamın kefareti de, yarına maliyet olarak yansır, olumlu veya olumsuz, gene iş sende bitiyor, şu ki iki boyutu var, burayla sınırlı gerçeklik, bütün zamanlara yayılı gerçeklik ayırılamayan ve teşhisi bir türlü konulamayan bu, ve tamamen amacına yönelik böyle. Çok bilmişler ve kifayetsizlerin, kendinle sınırlı, sığ bilgisine hapsolması bundan kaynaklanır, deneyimsizlikten. Tarihin erken çağlardan beri bulunan bir çeşitlilik unsuru ve seçme alanına yardımcı olarak bırakılan maddeci alan, bir aynı zamanda, devre dışı bırakma mekanizmasıdır, istenmediğini, kendine en çok adananı ve güçlüğünü göze alanı, kayıracağını söylemiştim, bu da aşktır, ve İslam ondan aşkın ta kendisidir, Ondan başlar ve canlılığın odağı olur, modern de bunun solması, hala yaşayanı, işte canlı odağı kayırmasından, çünkü yaşayacak ve hep canlı kalacaksa ebediyette, burda da öldürmeyen, yaşatan olması gerekir ve bunun kavgasını yapması işte ayetin mantığı odur, - Eğer barıştan uzaklaşırsanız bilin ki ,,,, - Allah güzel davranışları sever - ikisi de yaşatan, ama, bu sınav eleyecek de ondan ağır, her türlü kötülük de var, dökülenler, ve devam edenler etkinliğine göre ayrışsın diye. Kolay gelsin.
Kesin olmalıdır ki aklım yatsınla, müphem sana kesin değildir, diyen arasındaki fark nerden kaynaklanır, deneyimden olabiir mi, kesinlik deneyimle açığa çıkar, bilimin ispatlanabilmişleri gibi, müphemin kesinliğindeki deneyim, çok nadir ve şahsidir, aktarılan değil, yaşanandır, bunu yaşamayan için kesinlik taşımaz, ama bu kadar dünya tarihinde nadir bir olayın yaşanmış olması bile, herkesçe yaşanamayan bir gerçekliğe işaret etmez mi, yani bilmek şahsiliğini deneyimlememişsin, bilim sonuçları itibarıyla herkesçe deneyimlenebilri hale gelir, müphemin şahsi deneyiminin herkesin alanına girmesi nadirliği nedeniyle mümkün değil, sonuçları, bilim gibi bugünümüzü değil, bütün zamanları kapsadığı için, en çok da yarınları, bugünün egemeni bilimin nüfuz edeceği değil, şahsi deneyimin herkesin tadacağı günü deneyimlemeyi beklemesini gerektirir, neden, çünkü, bir ömre ihale edilmiş, sınav hali, olamazdı gündelik gerçek olarak deneyimlenen bir olgu olsaydı, ondan müphem bırakılır, sınavını verir, ve gerçeklik alanında da deneyime açık hale getirir, yani müphemliği algılamaya herkese açık olmayan ama, nadir bilgisini duyuran, o bilgiyi işlevini gördükten sonra sınavda gerçeklik haline getirir, ondan bugünün işi marifet, yarının işi kefarettir, dahası yaşamın kefareti de, yarına maliyet olarak yansır, olumlu veya olumsuz, gene iş sende bitiyor, şu ki iki boyutu var, burayla sınırlı gerçeklik, bütün zamanlara yayılı gerçeklik ayırılamayan ve teşhisi bir türlü konulamayan bu, ve tamamen amacına yönelik böyle. Çok bilmişler ve kifayetsizlerin, kendinle sınırlı, sığ bilgisine hapsolması bundan kaynaklanır, deneyimsizlikten. Tarihin erken çağlardan beri bulunan bir çeşitlilik unsuru ve seçme alanına yardımcı olarak bırakılan maddeci alan, bir aynı zamanda, devre dışı bırakma mekanizmasıdır, istenmediğini, kendine en çok adananı ve güçlüğünü göze alanı,
kayıracağını söylemiştim, bu da aşktır, ve İslam ondan aşkın ta kendisidir, Ondan başlar ve canlılığın odağı olur, modern de bunun solması, hala yaşayanı, işte canlı odağı kayırmasından, çünkü yaşayacak ve hep canlı kalacaksa ebediyette, burda da öldürmeyen, yaşatan olması gerekir ve bunun kavgasını yapması işte ayetin
mantığı odur, - Eğer barıştan uzaklaşırsanız bilin ki ,,,, - Allah güzel davranışları sever - ikisi de yaşatan, ama, bu sınav eleyecek de ondan ağır, her türlü kötülük de var, dökülenler, ve devam edenler etkinliğine göre ayrışsın diye. Kolay gelsin.