Birazdan ışıkları sönecek şehrin. Kapatacak kirpikler perdelerini. Yorgun yüzleri saracak yastıklar. Gün, bir film seridi gibi geçecek gözlerinden. Hayiflanacaksin,pisman olacaksin, Ya da göz bebeklerinde belirecek o tarifsiz tebessüm. Tek gerçek bu değil mi? Şimdi kalbinle baş başa kalacaksın. Elini tuttuklarinla, kalbine tutulduklarını sorgulayacaksin. Aşk bir mih gibi kalbinde sır tutmuşsa, Gerçeğin gercekliginin ötesindeki gerçeği bulacaksın. Güneşe bakıp duran gözlerin , Karanlıkta gözden irak, Gönüle yakın olanı görecek, En güzel bir görüşle . Birazdan aydınlanacak içinin sokakları. Sımsıcak bir rüzgar esecek, Yüreğinin kaldirimlarinda, Isıtacak can evini, Ilık ılık iceceksin sevda serbetinden. Sonra bir gün daha geçecek omrunden, Ve sen gecmeyeceksin sevginden...
Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dün gece Kaçıyorum bugün senden gizlice Kalbime baktım da işte iyice Anladım ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim Maziye karıştı şimdi yeminim Kalbimde senin için yok bile kinim Bence sen de şimdi herkes gibisin
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona. Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar. Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona. Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar. Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Tek ölümsüzler sanatçılardır, şairlerdir, yazarlardır, düşünürlerdir. Şimdi ünlü olmasalar bile, ileride değerleri anlaşılacaktır. Çamurlu bir su birikintisine, bembeyaz, ışıl ışıl ışıldayan çok güzel bir çakıltaşı atmışlardır onlar. Çamurlu sular nasıl olsa bir gün çekilecek, o güzel çakıltaşı gün ışığına çıkacaktır.
Dünyadan, memleketinden, insandan umudum kesik değil diye İpe çekilmeyip de Atılırsan içeriye, Yatarsan on yıl, on beş yıl Daha da yatacağından başka, 'Sallansaydım ipin ucunda Bir bayrak gibi keşke'' Demiyeceksin, Yaşamakta ayak direyeceksin. Belki bahtiyarlık değildir artık, Boynunun borcudur fakat, Düşmana inat Bir gün fazla yaşamak.
İçerde bir tarafınla yapayalnız kalabilirsin,K Kuyunun dibindeki taş gibi. Fakat öbür tarafın Dünyanın kalabalığına Öylesine karışmalı ki, Sen ürpermelisin içerde, Dışarda kırk günlük yerde yaprak kımıldasa. İçerde mektup beklemek, Yanık türküler söylemek bir de, Bir de gözünü tavena dikip sabahlamak Tatlıdır ama tehlikelidir.
Tıraştan tıraşa yüzüne bak, Unut yaşını Koru kendini bitten, Bir de bahar akşamlarından; Bir de ekmeği Son lokmasına dek yemeği, Bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman. Bir de kimbilir, Sevdiğin kadın sevmez olur, Ufak bir iş deme, Yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir, İçerdeki adama. İçerde gülü, bahçeyi düşünmek fena, Dağları, deryaları düşünmek iyi. Durup dinlenmeden yazmayı, Bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana, Bir de ayna dökmeyi. Yani içerde onyıl, on beş yıl, Daha da fazla hatta Geçirilmez değil, Geçirilir, Kararmasın yeter ki Sol memenin altındaki cevahir!
" Yaşamın anlamı gece duyumsanır ve sorgulanır. Kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz..
Yaşam
— gecenin konusudur.. "
gecenin demi mi, yoksa benim demim mi yoğun ayırt edemedim...
Birazdan ışıkları sönecek şehrin.
Kapatacak kirpikler perdelerini.
Yorgun yüzleri saracak yastıklar.
Gün, bir film seridi gibi geçecek gözlerinden.
Hayiflanacaksin,pisman olacaksin,
Ya da göz bebeklerinde belirecek o tarifsiz tebessüm.
Tek gerçek bu değil mi?
Şimdi kalbinle baş başa kalacaksın.
Elini tuttuklarinla, kalbine tutulduklarını sorgulayacaksin.
Aşk bir mih gibi kalbinde sır tutmuşsa,
Gerçeğin gercekliginin ötesindeki gerçeği bulacaksın.
Güneşe bakıp duran gözlerin ,
Karanlıkta gözden irak,
Gönüle yakın olanı görecek,
En güzel bir görüşle .
Birazdan aydınlanacak içinin sokakları.
Sımsıcak bir rüzgar esecek,
Yüreğinin kaldirimlarinda,
Isıtacak can evini,
Ilık ılık iceceksin sevda serbetinden.
Sonra bir gün daha geçecek omrunden,
Ve sen gecmeyeceksin sevginden...
eller eller bizim evde yassılık yerler..babamın türküsü ;))
şöyle yoğurtlu, sarımsaklı siron olsa da yesek ;)
Gece olunca, her şey iki katı.
Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin
sus.......
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde sema kavs-i mutalsam!
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!
Ahmet Haşim
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
bütün ömrümüz bir HİÇ uğruna uğraşmakla geçiyor malesef
" bir güzellik yap artık ona, ah,
sessiz sedasız, gündelik işin gibi-
götür bahçelerin oraya, ver gecelerin ağırlığını…"
Rilke
Ben hala her gece yatarken duâlarıma seni iliştiriyorum...sen duymasan, bilmesen bile....
“İçin ağlasa da kim duyar seni?
Kim anlar dışardan olup biteni?
Leyla'nın yüzünü görenler bilir
Mecnun'un kalbine batan dikeni”
Tek ölümsüzler sanatçılardır, şairlerdir, yazarlardır, düşünürlerdir. Şimdi ünlü olmasalar bile, ileride değerleri anlaşılacaktır. Çamurlu bir su birikintisine, bembeyaz, ışıl ışıl ışıldayan çok güzel bir çakıltaşı atmışlardır onlar. Çamurlu sular nasıl olsa bir gün çekilecek, o güzel çakıltaşı gün ışığına çıkacaktır.
Mina Urgan
Şşşş uyuyanlar var..
;)))
Hapiste Yatacak Olana Bazı Öğütler
Dünyadan, memleketinden, insandan
umudum kesik değil diye
İpe çekilmeyip de
Atılırsan içeriye,
Yatarsan on yıl, on beş yıl
Daha da yatacağından başka,
'Sallansaydım ipin ucunda
Bir bayrak gibi keşke''
Demiyeceksin,
Yaşamakta ayak direyeceksin.
Belki bahtiyarlık değildir artık,
Boynunun borcudur fakat,
Düşmana inat
Bir gün fazla yaşamak.
İçerde bir tarafınla yapayalnız kalabilirsin,K
Kuyunun dibindeki taş gibi.
Fakat öbür tarafın
Dünyanın kalabalığına
Öylesine karışmalı ki,
Sen ürpermelisin içerde,
Dışarda kırk günlük yerde yaprak kımıldasa.
İçerde mektup beklemek,
Yanık türküler söylemek bir de,
Bir de gözünü tavena dikip sabahlamak
Tatlıdır ama tehlikelidir.
Tıraştan tıraşa yüzüne bak,
Unut yaşını
Koru kendini bitten,
Bir de bahar akşamlarından;
Bir de ekmeği
Son lokmasına dek yemeği,
Bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.
Bir de kimbilir,
Sevdiğin kadın sevmez olur,
Ufak bir iş deme,
Yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir,
İçerdeki adama.
İçerde gülü, bahçeyi düşünmek fena,
Dağları, deryaları düşünmek iyi.
Durup dinlenmeden yazmayı,
Bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana,
Bir de ayna dökmeyi.
Yani içerde onyıl, on beş yıl,
Daha da fazla hatta
Geçirilmez değil,
Geçirilir,
Kararmasın yeter ki
Sol memenin altındaki cevahir!
Nazım Hikmet