Kültür Sanat Edebiyat Şiir

gecenin tenhasına bir söz bırak sizce ne demek, gecenin tenhasına bir söz bırak size neyi çağrıştırıyor?

gecenin tenhasına bir söz bırak terimi Kiraz Karslı tarafından tarihinde eklendi

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Güzel bahçeli bir ilkokulun penceresinden
    dünyaya,
    hayret, hasret ve biraz da
    bayat bayram şekeri kederiyle bakan,
    aklı canbaz,yanağı al,
    sesi çilek aroması
    bir çocuk oturuyor
    gözlerinde...

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Bu kadar yürekten çağırma beni!
    Bir gece ansızın gelebilirim.
    Beni bekliyorsan, uyumamışsan,
    Sevinçten kapında ölebilirim.

    Belki de hayata yeni başlarım,
    İçimde küllenen kor alevlenir,

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    bir fırtınanın kopmak üzere olduğunu hissettiler iki kardeş birbirlerinin yüzüne, gözlerine baktılar bir kaç saniye.
    Aralarında telepatik bir iletişim kurulmuştu son günlerde, birbirlerinin ne hissettiğini ne söyleyeceğini, nasıl tepki vereceğini bilir olmuşlardı.
    iyi ki de olmuşlardı. şu , özellikle son günlerde en üst seviyeyee çıkmış olan aile içi tartışmalar hatta kavgalarda ablasıyla derhal nisbeten korunaklı odalarına çekilmeyi ve o aşağılayıcı, kırıcı yok edici çatışmalardan korunmayı başarıyorlardı.
    bu olayların tek bir faydası sayılabilecek olsa o da ablasıyla çok fazla yakınlaşmış olmalarıydı.
    ablası evet bir ablaydı ama aslında o da kendisinden sadece üç yaş büyüktü.
    yine de bu az yaş farkına rağmen ablası onu kollanmaya korunmaya muhafaza edilmeye layık değerli bir varlık olarak görüp hep öyle davranmıştı. iyiki öyle görmüş iyi ki öyle davranmıştı, iyi ki ablası vardı.

    ablası son günlerde hep yaptığı gibi yine elinden tutup hadi gel odama gidelim , sana göstermek istediğim bir şey var,
    ve adeta çekiştirerek onu odaya götürdü. babası bu arada yine bildiği küfürleri sıralama aşamasına çoktan geçmişti.
    bu sefer daha aceleciydi, aradaki aşamaları hızla atlayıp direk küfür aşamasına da çok hızlı varmıştı. annesi de belki haklı bile olsa susmuyor, altta kalırım korkusundanmıdır nedir o da hakaretamiz kelimeleri sıralıyordu. ikisinin de aklına o iki yavru gelmiyordu.
    ablası ne gösterirse göstersin izleyemiyor, ablasını takip etmekte çok zorlanıyordu. tüm duyuları anne babasındaydı.
    aslında ilgilenmiyormuş gibi yapsa da ablacığının minik kalp atışlarını , nasıl da göğüs kafesini kırarcasına güm güm ettiğini kendisi de duyuyordu.
    bu durum onu daha da korkutuyordu, bu sefer işlerin daha kötü olduğunu hissetmişlerdi,
    babaları
    yeter artık bıktım senden de çocuklarından da
    defolun bir rahat bırakın artık diye uluduğunu farkettiler.
    anneleri
    ne diyorsun sen
    ne dediğinin farkında mısın
    duyacaklar sus artık diye adeta yalvararak sızlandı.
    odaya girmiş olsalar annelerinin babalarının ayaklarının dibinde yerde olduğunu da görebileceklerdi. girmediler giremediler, annelerini daha fazla utandırmak istemiyorlardı.
    fakat babaları durmuyordu, kendini durduramıyordu belki, hani insanlar çok sininrlenince kendilerini dolduruşa getirirler ya o kabildendi belki, birazdan yatışıp pişman olacak, önce annelerini yerden kaldıracak,
    özür dileyecek sonra gelip odaya kendilerine sarılacak, ardından anneleri de gelmiş olacak o da sarılacak ve diğer kavgalarda olduğu gibi sevgi yumağı olmuş bir halde öylece dakikalarca kalacaklardı, o bir kaç dakikada kırılan onurlar tamir edilecek, azalan sevgilerin yeri dolacak, umutlar filizlenecekti bir bir.
    beklediler
    öyle olmadı, babaları geri adım atmadı,
    bıktım git dedi, çocukları da al, kadın
    nereye diyordu, başını kaldırmıştı her halde sesi daha net daha gürdü şimdi,
    hem biri gidecekse o da sen olursun ancak dedi
    babalrı
    yok canım bu ev benim dedi,
    bu evden başka bir şey sahibi mi olabildim onu da sizden önce almıştım iyi ki de almışım
    senin ve çocuklarının yüzünden birikim mi yapabildim
    anca yersiniz
    bi gidin yeter dedi
    ağzından tükrükler salyalar da akıyordur kesin.
    bir süre sessizliğin ardından adam hışımla kadını yerden kaldırdı, durma hadi istemiyorum çık git dedi.
    kapının gümbürtüsüyle sarsıldılar.
    odalarının kapısı sonuna kadar açıldı, hadi bakalım dedi babaları
    siz de
    ne olduğunu anlamışlardı ama inanamıyorlardı, sadece bağırmak istiyorlardı, ama bağırmaya da korkuyorlardı, belki bir yumruk bile atabilirdi babaları, ablasına bakıyordu, o ne yapacağını bilirdi, o ne yaparsa onu yapacaktı, ablası korkmuştu, gözleri yuvalarından çıkacak gibiydi, kendisine hiç bakmıyordu,
    daha sonra
    çok utandım senden kardeşim bakamadım yüzüne, seni koruyamadığım için beni suçladığını düşünüyordum diye anlatacaktı o dakikaları.
    kendilerini kapıda buldular. anneleri ağlıyordu, onları görünce sarıldı, kenetlenmişcesine sarılmışlardı birbirlerine, çözülemediler dakikalarca, anneleri hadi oyalanmayın inelim dedi, apartmanın yakınındaki çocuk parkında bir banka iliştiler,
    annesi ikisini de sarmıştı, çok üzgündü, ama hiç korkmuyordu, çünkü yanında ona şimdiye kadar ve şimdiden sonra hep yanında bulacağı iki güçlü kadın vardı.
    uyumak değilde gönül geçmesi gibi bir şeydi bir kaç saatlik geçen zaman, bank sallanıyordu,
    annesi ve ablası uyusun diye bacaklarıyla bankı sarsıyorlar diye düşünüyordu.
    hayır bu öyle değil,
    sarsıntı artıyor, sesler var duyuyor, korkunç, çığlıklar, yagmur başlamış, delice dövüyor suratını.
    ablası sarılıyor sırılsıklam gövdesiyle.
    korkma diyor, korkmamak mümkün mü, korku ne, biz nerdeyiz, ne oluyor. deprem oluyor diyor bir çok insan sesi, binalarının yerdeki hali, nasıl yıkıldı hatırlamıyor.
    babaları geliyor akıllarına
    ordaydı, çıkabilmiş miydi, bilmiyorlar, hiç bir şey bilmiyorlar.

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 03.05.2023 - 09:17

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 03.05.2023 - 09:04

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    sabaha gelsin bu türkü
    sarışın coşkun delişmen ışınlarıyla zaptedilemez gün ışığına gelsin
    huzura gelsin
    çayın demine
    kahvenin köpüğüne
    sevgililerin kavuşmasına
    dostların temaşasına
    hülasa
    hayata gelsin
    bizzat hayatın kendisine

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 03.05.2023 - 08:55

  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas 03.05.2023 - 03:30

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Bir adam bir kadın var içimde iyice anladım
    Bana bunu sessizce anlatıyorlardı
    Bir yerde onların yönlerinden
    alımlı bir zarf katlanmıştı uzaktaki
    bulvarların geceye vurdukları
    çağırmasız kır günlerini zararsız akrepleri
    uzunlamasına yaşayıp yatay bir çocukla kalkan
    bir sürü alışkanlıklar taşıyan
    insanlığımızı gülüşü yalnızlar çarşısında
    çağrılmış gümüş seslerini aynadaki yüzlerin
    başkası sevsin diye en seçkin yerine
    bir şal gezdirirdi
    İnsanlığımıza bir şey getirirdi yalnızlarla

    Bir sen varsın hep saçların ağzın
    Bir merdiven hücresinde
    uzak çağrışımlarla koşardın ya bensem
    seni sonsuz gelişinle
    saçından tanıyor gülüşünden kaçıyor
    eğilip başını içlerimden geçtiğin zaman
    uzağa bir yolcuya karşı çıkar gibi
    Artık gecikmiş alışıldığım gidişinle
    davranılmaz üstünde durulmaz
    hiçbir tüfeğe gelmez bir kekliksem

    Yüzün soygundan geçmiş öyle bir yerde
    durmuş ki bakışın boynun bozgun
    üstünden bir nehir geçer gibi
    ya gecedir ondan ya bulanık sudan
    bir hasta gibi ağrımaktasın

    Gelişini aldım onu nasıl harcadım
    Denizden bunalıp okyanusa
    Selâm çakan vapurun
    Sevindik adımına birden parka çekildik
    Ve birden nasıl bayram bıyıklı
    Bir yaylım herkesin yaydığı bir merhabayla
    Eğip başını içlerimden gittiğin zaman
    Uzağa bir yolcuya çıkar gibi

    Selini üstüme çektin önce
    camdan bir mektup dolabının
    üstüste sayısız koridorunu yüzüme yakın
    başını duvara değdirmiş bir benzetişle
    josef ka benzeri bir bakışındı
    ya da konuşmayı kesip aman sen
    öyle bir gittin ki benimle

    Piknik beni sana verdi önce
    Gelişen güneş yalnızlıktan bir göze
    Eski ellerin
    Ve çağlarınla bir şeye uzanmış etin
    Ve hançerinle zamana saf durmuş
    Son gidişindir bu

    Bunların hepsi beni çağırıyorlar sevinçlerimden
    Biri denizdir uzun boylu gürültüsüyle
    zaten hangisi kavak zürafası değil
    biri bütün yan odaları bekler
    kuşkulu geçer camlardan
    ve bırakır yerini bir koridor bekçisine

    Haydi sen bütün onlara git benimle
    Son sigaramdın
    Gidişin antinikotin
    Birden bir şey mutlu eşit piyano çalıyor
    Elleri iki çeşit durgun
    Gerçi çıkmıyor gelenlerin karanlığa duranların
    Suya inen sesleri

    Tam şimdi denizinle
    bir çakıl taşına yaklaşıyor
    kuma çok yakın bütün kesitlerinle
    bakıyor ve bunalıyorsun

    Tam şimdi ipe koşan
    beni elleriyle alkışlayan
    ağrıyan bir gün geliyor

    Cahit Zarifoğlu

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı


    ya bu nasıl
    o klip nasıl dehşet bi şey
    insan hallerini iğreti yaşamları nasıl bir anlatıştır o
    o sözler
    o tını

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    iskender paydaş
    e-f-s-a-n-e

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 02.05.2023 - 10:02

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 28.04.2023 - 10:53

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    bir beddua bu kadar mı içten ve haklı okunur

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı


    tüm zamanlara meydan okuyabilecek ezgisi sözüyle yorumcusuyla yorumcunun sesiyle muhteşem bir yapıt

  • Beyaz Atlı Prens
    Beyaz Atlı Prens

    Bir söz

  • misafir
    misafir

    Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti
    Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

    Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
    Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

    Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
    Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

    Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
    Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

    Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
    Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş

    Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine
    Kapılıp gidiyorum saçının sellerine

    Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
    Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar

    Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
    Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın

    Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
    Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi

    Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
    Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım

    Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
    İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden

    Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
    Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm



    Erdem Bayazıt

  • misafir
    misafir

    Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti
    Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

    Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
    Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

    Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
    Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

    Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
    Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

    Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
    Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş

    Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine
    Kapılıp gidiyorum saçının sellerine

    Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
    Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar

    Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
    Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın

    Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
    Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi

    Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
    Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım

    Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
    İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden

    Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
    Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm



    Erdem Bayazıt

  • misafir
    misafir

    Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti
    Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

    Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
    Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

    Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
    Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

    Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
    Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

    Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
    Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş

    Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine
    Kapılıp gidiyorum saçının sellerine

    Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
    Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar

    Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
    Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın

    Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
    Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi

    Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
    Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım

    Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
    İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden

    Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
    Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm



    Erdem Bayazıt

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    din sosyolojisi alanında master yapmak istemiştim bir ara
    üniversiteden bir hoca davet etti beni ön görüşmeye gittim. bana bir kitap listesi verdi.
    din sosyolojisini başlattıkları nokta neresi biliyor musunuz
    froud
    bloom
    vilyım rich
    üleyn dedim bu nasıl iş din sosyolojisi gibi bir alan dünkü frouddan mı başlar
    hani bunun emevisi bağdadı hani bunun mö si hani bunun farabisi gazalisi
    yürüyün bi gidin
    hocaya dedim hoca bu ne iş
    dedi böyle
    dedim niye
    dedi üniversitendeki kürsü devşirme
    batıdan
    yani batı ne derse biz onu okuyup okutuyoruz
    dedim sen necisin hocam
    tekkeyi bekleyen kavalı çalan sensin ama kavalı çaldıran başka
    hiç mi dışına çıkamazsın
    hiç mi beni uyandıramazsın
    sen hocasın bir sözün yeter fitili ateşlemeye
    ama ilahiyat hocam olacak olan bu adam bir ateist idi
    işte üniversitelerimizin hali
    sonra
    eğitimin kalitesi adına sözüm ona rektör beğenmeyenler
    aylarca kıçlarını öğrenciye dönüp ayakta kazık gibi dikilip bomboş durdular
    defolun uleyn bi gidin
    yettiniz gari
    bir bitmediniz
    neyse zamanla o da olacak zamanla

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    bizim avrupa ve amerikadan devşirme üniversite eğitimimizde neden hocalar sahici konulara eğilip mesela arabesk müzik bir dönem insanını nasıl etkilemiştir. bu konuları araştırmazlar?
    yoksa bunu da mı alev alatlı dan bekliyorlar
    ya da mim kemal ökenin dediği gibi batıdan bekliyoruz
    hatta biz o kadar ki islamı bile batıdan öğreniyoruz
    mesela mevlananın yüzüne bakmayan bizler baktık batı bu insanı yüceltiyor derhal konuşmalarımızda mesneviden yerler açtık . ayıp ya hu
    kıçınızı bir kaldırın
    her şeyi birilerinden beklemeyin.
    niye bulun hoca rektör oldu diye tepineceğinize biraz bunlara kafa yorun
    hani oraya seçilmiş çocuklaraı topluyorsunuz ya
    o seçilmiş çocuklara nasıl eğitim veriyorsunuz bir anlatın bu millete bakalım

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    mesela şu şarkı siz de böyle sevme isteği uyandırmıyor mu

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 27.04.2023 - 11:54

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    arabesk müzik
    ne diyebilirim ki
    yorumcularını bile önüne katıp sürükleyen, dokunduğu kişileri nesneleri şeyleri ve zamanı başka bir şeye dönüştüren çok güçlü bir tarz.
    kim arabeskin dayanılmaz romantizmine karşı koyabilir.
    kim şu aşağıdaki şarkıyı dinlerken aynı kalabilir, bu aşkın kahramanı kim olmak istemez.

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 27.04.2023 - 09:39

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 27.04.2023 - 09:18

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    ne güzel şiirmişsin sen

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Koptu kopacak bir çıngarın ortasındayım

    Mayına bastım Caney çağırma n''olur beni

    Bak dadanıyor saçlarıma bir soysuz rüzgâr

    Bir adım yürüyemem ne olur sen vur beni

    Bir kuş en fazla kaç yerinden vurulur Caney

    Kanadı tutkallanmış güvercine uç deme

    En fazla kaç mermi alıyorsa bir şarjör

    O kadarını boşalt bir avuçluk gövdeme

    Ne çok yaktı beni aşkın yorgun yalazı

    Islak izmaritler içinde kokuştu ömrüm

    Anla ki çatlıyorum anla ki susamam ben

    Tanırsın beni Caney bağırarak ölürüm

    Bir hayale yetecek zamanım kaldı Caney

    Mümkünse o kadarlık ödünç ver yüreğini

    Öfkem sabrımı aştı vefa etmezse ömrüm

    Hayata arz edersin bilginin gereğini

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı 26.04.2023 - 12:44

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    bir gece habersiz bize gel
    merdivenler gıcırdamasın
    öyle yorgunum ki hiç sorma
    sen halimden anlarsın
    sabahlara kadar oturup konuşalım
    kimse duymasın
    mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
    dokunarak uçalım.

    insanlardan buz gibi soğudum,
    işte yalnız sen varsın
    öyle halsizim ki hiç sorma
    anlarsın.

    cahit külebi