Kültür Sanat Edebiyat Şiir

gecenin tenhasına bir söz bırak sizce ne demek, gecenin tenhasına bir söz bırak size neyi çağrıştırıyor?

gecenin tenhasına bir söz bırak terimi Kiraz Karslı tarafından tarihinde eklendi

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    doksanlı yıllar
    pazar günleri
    sinema kuşağı
    tüm aile efradının televizyon karşısında başlayacak filmi beklemesi
    sevgili babacığımın elleriyle ince belli bardaklara kattığı çayı ikram etmesi
    vizyondaki film
    holivood yapımı bir Kızılderili filmi
    itiraf ederim ki
    biz Kızılderilileri holivood senaristlerinin bize göstermek istediği gibi görüyoruz,
    barbar, cahil
    geri kalmış
    yıllar yıllar sonra anlayacağız
    kendi okumalarımızı oluşturduğumuzda ancak
    Kızılderililer barbar değildi
    cahil değildi
    geri kalmamışlardı
    özgünlerdi
    sahicilerdi kendilerdi
    fakat sinemanın üstünde tepindiği bu çarpıtma bir kenara
    biz de aynı zaman ve mekanda aynı filmi izleyen ailemizle ne kadar zenginmişiz
    ne kadar
    huzurlu
    ne çok mutlu

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Deli

    deli sizsiniz böyle bir çağda
    akıllı kaldığınız için.
    ben sizin
    akla hayale sığmayan yanınızım
    siz ki dünyayı üstünüze giyseniz
    yine de açıkta kalırsınız çünkü gözleriniz
    dipsiz bir ambar sanki.
    ah siz,
    mezarlıklar müdür olsanız bundan daha iyi
    bir koyup hiç almasanız bir tohum gibi
    kendinizi toprağa.
    İbrahim Tenekeci

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    üstada sormuşlar
    efendim siz eskiden şöyleyken şöyleydiniz şimdi ise böyleyken böylesiniz
    değişen ne oldu?
    üstadın cevabı:
    efendim eskiyi ben buruşturup çöpe attım
    çöptekileri de çöpçüler karıştırır.
    yine de karıştırmak istiyorsanız buyrunuz.
    üstad: şairlerin şairi necip fazıl kısa kürek

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
    Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
    Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
    Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
    Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
    Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

    Gidersen kim sular fesleğenleri
    Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

    Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
    Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor
    Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
    Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
    Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
    Bir de seni ekliyorum susuşlarıma

    Selamsız saygısız yürüyelim sokakları
    Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
    Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
    Adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız
    Yüreğimize alırız onları, ısıtırız
    Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

    Gidersen kar yağar avuçlarıma
    Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

    Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
    Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
    Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
    Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
    Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
    Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

    Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
    Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
    Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
    İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
    Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
    Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

    Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
    Bir tufan olurum sustuğun her yerde
    Ahmet Telli

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    artık yiyebileceğin kadar piştim
    çevirin artık
    diyor cellatların yanan ızgara üstüne attığı kurban
    herşeyle dalga geçebilen adam

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Sarılabileceğin herkesi öldürdün sen.
    Seninle konuşabilecek her şeyi susturdun.
    Sevdiğin müzikler seni sevmiyor artık.
    Dokunduğun tenleri çürüttün sen;
    yazıldığın şiirleri utandırdın her harfinden.

    Sen oradan geçerken bir ev bile
    kendini canlı hissederdi;
    taştan, duvardan yapılmamış gibi olurdu bu şehir.
    Seni öpebilecek her dudağı kanattın sen,
    seni sarabilecek her kolu koparttın,
    sana güzel bakan her gözü kör ettin.

    Elbette yalnız değilsin ama
    seni üzecekler kaldı etrafında.
    Seni kıracak olanlar,
    sana acı verecek olanlar kaldı.
    Bu yüzden kırıldım diye ağlama sakın sen,
    bu yüzden acı çekiyorum diye
    kahırlanma sakın.
    İçin yanarsa şayet,
    içindeki bıçakları o ateşte ısıtıp
    bu yarayı dağlama.

    Birgün çok yalnız kalırsan bunu tekrar et:
    "gidecek bir yerim vardı, orayı yıktım."

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın.
    Aslında yokum ben bu oyunda,
    ömrüm beni yok saysın...

    Yaşam bir ıstaka;
    gelir vurur ömrünün coşkusuna.
    Hani tutulur dilin,
    konuşamazsın…

    Tırmandıkça yücelir dağlar.
    Sen mağlupsun sen ıssız
    ve kalbinde kuşların gömütlüğü;
    tutunamazsın!

    Eloğlu sevdalardan dem tutar,
    aşk büyütür yıldızlardan;
    senin ise düşlerin yasak,
    dokunamazsın...

    Birini sevmişsindir geçen yıllarda.
    Açık bir yara gibidir hâlâ.
    Hâlâ ne çok özlersin onu,
    ağlayamazsın…

    Yolunda köprüler çürür.
    Sesin, sessizlik sanki bir uğultuda.
    Savurur hayat kül eyler seni,
    doğrulamazsın!

    Yapayalnız bir ünlemsin
    dünyayı ıslatan şu yağmurlarda.
    Her şey çeker ve iter,
    anlatamazsın...

    Yaşam bir ıstaka,
    gelir vurur işte ömrünün coşkusuna.
    Sesinde çığlıklar boğulur ama,
    bağıramazsın…

    Sonra vakt erişir, toprak gülümser sana;
    upuzun bir ömrün ortasında
    ne hayata ne ölüme
    yakışamazsın…

    Yazdırmalısın mezar taşına:
    Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın,
    aslında hiç olmadım ben bu oyunda
    ömrüm beni yok saysın…

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    okuduğum kitapta kilisenin ilk çağlardan bu yana çevirdiği entrikalar
    yaptığı kıyımlar anlatılmış
    orada tartışma
    kilise ve papaların yaptığı yanlışlar üzerinden yürümüş
    kimse
    Hristiyanlığa çatmamış
    topyekün Hristiyanlığı yargılayıp mahkum etmemiş.
    mutlaka aradan sıyrılıp Hristiyanlık ve topyekün tanrıya da mal etmiş olabilir yaşanan olumsuzlukları
    ama onlara bu tartışmanın başatı denemez.
    özetle elmalar ve armutlar yerinde kalmış

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    doğayı yarattığına göre
    tanrı iyi olmalı

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    derin yalnızlık
    sıktığım portakal suyunu da masaya getirip zorlama bir coşkuyla hadi bakalım diyorum.
    kahvaltımızı yapalım
    acele et çıkmamız lazım.
    bu gün okulun ilk günü.
    oğlum bu gün okula başlayacak.
    yepyeni okul formasını giymiş, ne de yakışmış.
    bir kaç lokma yemeye zorluyor kendisini
    ona göstermemeye uğraştığım tedirginliğimi yoğun bir çabayla sesime yüklediğim coşkuyla kapamaya çalışıyorum.
    çok sessiz benim oğlum
    evde sessiz, sokakta sessiz, alış verişte sessiz
    bir iki çocuğun olduğu ortamlarda sessiz
    ilk adımı hep karşıdan bekliyor, tek arkadaşı benim
    benimleyken dünyalar onun oluyor,
    her şeyi sevgiyi mutluluğu, acıyı, nefreti,durgunluğu, coşkuyu
    yalnız benimle paylaşabiliyor. yalnızlığı beni hep tedirgin ediyor, içimde bir kıymık ve okıymığın verdiği ince bir sızı.
    babasının ölümünden sonra daha da arttı insanlarla iletişime geçememe hali
    bana daha da düşkünleşti.
    kreşe bile devam etmek istemedi,
    ilkokuldan önceki bir yıl günlerini evde benim işten dönmemi bekleyerek geçirdi.
    onu açılsın oynasın diye götürdüğüm parklarda tek başına bir kenarda oynuyor, kimseye karışmamayı tercih ediyordu, ömrünün en nadir bir iki çocukla oynadığı zamanlarını hatırlıyorum
    çok mutluydu, dünyalar onun olmuştu, hele adının söylenmesinin kızgınlıkla bile olsa onu çok mutlu ettiğini fark etmiştim.
    bu gün okula gidecek olan oğlum yaşamında çok önemli bir başlangıç yapıyordu, biliyordum
    bu onun üstesinden gelinmesi çok zor bir ödevdi
    son bir kaç hafta
    sürekli okulla ilgili sorular sordu
    ben onu bırakıp gidecek miydim
    bir daha hiç gelmeyecek miydim
    insanlar ona nasıl davranacaktı.
    minik ellerini bıraktım
    haydi şu sıraya otur dedim,
    pırıl pırıl bakan onlarca çocuk vardı orada,
    onlardan biri de benim yavrumdu
    parmaklarımı sıkı sıkı sarmış haldeki minik eli çözüldü, duraksayarak gösterdiğim yere oturdu.
    arkama baktım el salladım
    göz yaşlarımı görmesin diye hızla uzaklaştım.
    aradan geçen bir kaç gün çok coşkuluydu
    bana arkadaşlarını öğretmenini anlatıyordu bol bol
    yaptığı bazı saçma şakalara arkadaşlarının kahkahalarla güldüklerini teneffüste kaçırdığı gol için nasıl tartıştıklarını falan filan
    öğretmeni o gün aferin ilk sen yaptın deyip başını okşamıştı,
    ertesi gün niye arkadaşına vurdun deyip azarlamıştı
    olay ne olursa olsun anlatırken çok mutluydu.
    bir gün işten izin alıp okula gittim
    sınıfından bir iki öğrenci gördüm
    oğlumu sordum
    tanımıyorlardı
    sınıfa çıktım
    oğlumu bahçede boşuna aramıştım
    sınıfta en arka sırada tek başına oturuyordu, sıralarında sohbet eden bir iki öğrenciyi imrenerek dinliyordu, o zaman anladım
    oğlum bana hikayeler uyduruyordu, iyi ama neden
    öğretmeni onun çok sessiz sakin bir çocuk olduğunu kendisine bir şey sorulmadıkça hiç ağzını açmadığını
    verdiği cevapların da bir iki kelimelik olduğunu anlattığında hiç şaşırmadım.
    evde bu konuyu sorduğumda bana cevap vermedi
    onun yerine kocaman göz bebeklerini gözlerime dikip yalan söylediği için çok özür dilermiş gibi baktı.
    takip eden günlerde artık oğlum hikayeler anlatmıyordu
    sessizce yemeğini yiyip, sessizce odasına geçip ödevlerini yapıyor, sessizce televizyon izliyor ve uykusu geldiğinde sessizce uyuyordu.
    bu hali içime işliyordu,
    bir gün oğlum bana anne arkadaşlarımı eve çağırabilir miyim dedi.
    çok şaşırdım
    çünkü oğlumun hiç arkadaşı olmadığını biliyordum
    tabiiii oğlum dedim
    oğlum çok mutluydu, yanağıma bir öpücük kondurdu.
    pasta da yapar mısın anne
    tabiii ki hem de senin istediğin gibi kakaolu dedim
    anneciğim çok mutluyum dedi.
    ertesi gün işten geldim.
    görünürde hiçbir tuhaflık yoktu.
    oğlum benden önce gelmişti.
    anne dedi içeride misafirlerimiz var
    gel seni onlarla tanıştırayım.
    hayret hiç ayakkabı yoktu kapıda.
    elimden tutup odaya beraber girmemizi sağladı.
    bu barış
    barış bu annem dedi
    ben sesim titreyerek
    memnun oldum barış dedim
    bu da Ahmet
    hoş geldin Ahmet dedim kalbim hızlanmıştı.
    oğlum dikkatle bana bakıyor bir saniye bile gözlerini benden ayırmıyordu.
    nasıl buldun anne arkadaşlarımı
    çok iyiler yavrum çok hoşlar diyebildim.
    benim annem çok harikadır dedi kendisi böbürlenerek.
    ben pastayı getireyim diyip hızla kendimi odadan dışarı attım.
    mutfakta hıçkırıklarımı içime atarak ağladım, oğlumun duymasını istemiyordum
    onu yıllardır ilk kez bu kadar coşkulu ve mutlu görüyordum
    uyandırmaya kıyamadım
    dokunduğumda kırılıverecek cam bir dünyaydı ev eşyalar ve oğlum
    dağılıp gidivermesine buna sebep olanın ben olmasına gönlüm razı gelmiyordu.
    oğlumun odadan kahkahaları duyuluyordu, gözlerimi kurulayıp kendimi teskin ettikten sonra pasta tabaklarıyla odaya girdim
    oğlum masaya tabakları yerleştiriyordu
    itinayla beni de oturttuktan sonra hep beraber sohbet ederek pastalarımızı yedik
    hayatımda yediğim en acı nimetti o pasta
    bizi bir gören kesinlikle deli olduğumuzu anlardı.
    oğlum arkadaşlarını yolcu etti
    bu olayı bir daha konuşmadık
    psikiyatrın söylediğine göre oğlumunki çok derin bir yalnızlıktı.
    çocuk zihni bu yalnızlığın ona yüklediği duygusal yükü taşıyamamıştı.
    oğlum benim
    güzel oğlum
    sen dünyanın en sevgi dolu en sevmeye sevilmeye muhtaç kalbindeki sevgiyle en kalabalık insanısın.



  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    eskiden filmler vardı
    sizi içine alan
    sahici acıları olan
    sevinçleri olan
    sahici kahramanları olan
    yanlışları sizin yanlışlarınız olan
    doğruları sizinkilere eş değer
    ızdıraplar vardı
    mutlulukları vardı yalnız evimizi değil gönlümüzü de şenlendiren dolduran ısıtan
    son yıllarda hiç böyle bir film izlediniz mi
    son yıllarda hiç film izlediniz mi
    gerçek bir hikayesi olan
    hikayesi sizin hikayenizle bir yerde çakışan hatta çakışmak ne
    iç içe geçen
    hikaye üretememe sorunu yaşıyor sinema
    tükenmişlik sendromu yaşıyor.
    her şeyi aşkı mutluluğu sevinci anlık hazlara dönüştürünce modern yaşam
    üzüntüler beğendiğn eşyaya mala mülke sahip olamamaktan öte gidemeyince
    hikayenin metni gitti
    geriye kraker tadında hazzı kaldı sadece
    diziler filmler
    erotik sahneler yer almadıkça
    sakız gibi sündürülmedikçe
    şehvet
    hayvani anlık heves gibi şeyler aşk ambalajıyla pazarlanınca
    izenmez oldu.
    film koptu
    sinema bitti

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    kendim için yazıyorum, yazılması gerekiyordu yazdım.
    yazdıklarımı birilerinin anlamasını beklemiyorum, birinin onu anlamış olması bir armağan olur olsa olsa.
    armağanlar beklenmedik bir zamanda gelir.
    beklemiyorum.

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    izledikten sonra görüşlerimi sunabilirim
    son yıllarda yeni yapım filmlerde derinleşememe sorunu görüyorum
    bakalım bu filmde de aynı soruna rastlayacak mıyım?

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    bu gün ne izleyelim
    dört oskar ödüllü 2010 yapımı
    sosyal ağ
    filmini

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı


    cemil meriç
    sıra dışı bir düşünür

    benim trajedim şu birkaç satırda.
    sevebileceklerim dilsiz, dilimi konuşanlarla konuşulacak lakırdım yok.
    yani dilimle zevklerimle heyecanlarımlayarımla büyük doğu kadrosundanım.
    düşüncelerimleinançlarımlayöne yakınım.
    bu bir kopuş, bir parçalanış, başka bir trajedi de şu.
    yabancı dil bilenlertürkçe okumuyor, ben yabancı dil bilmeyenlere hitap edemiyorum.daha doğrusu yabancı dil bilmeyenler kendi dillerini de bilmiyor.

    bu ülke seni seviyor mahzun aydın

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    ben çektirdiğim ilk vesikalık fotoğraftaki yüzümü arıyorum
    ben çektirdiğim ilk vesikalık fotoğraftaki yüzümü arıyorum
    ben çektirdiğim ilk vesikalık fotoğraftaki yüzümü arıyorum
    ben seni arıyorum

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    hayatımı
    hep bir yaşamım daha varmış gibi,
    asıl bir yaşamım varmış ve bu onun provasıymış gibi
    dilediğim gibi karalayabileceğim nasılsa bir yedeği daha olan bir resim defteri sayfası gibi yaşamışım gibi
    bir yerlerde beni bekleyen fedakarlıklar, dostluklar ümitler varmış ta ben ertelemişim gibi şaşamak
    nasıl bir şey ise öyle yaşadığımı farkettim.

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    insan bir kere aşık olmaya görsün her şeyi sevdiğine yormaya başlar.
    izlediğim filmlerdeki kadınlar, okuduğum tüm şiirlerdeki kadınlar hep sen.
    istanbulu da sana yoruyorum. sonbaharı da
    bu son bahar hayatımın en uzun sonbaharı
    fakat ne garip
    sen hayatımda azaldıkça sonbahar uzuyor.sonbaharı sana yormak belki de bu yüzden dünyanın en yorucu işi gibi geliyor.
    zor sahiden
    zor
    sonbaharda gitmekten söz ediyorum
    ben yitik bir zamanı arıyorum
    ben yitik bir zamanı arıyorum
    ben yitik bir zamanı arıyorum
    ben seni arıyorum

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    ben sabah ışığını arıyorum
    ben sabah ışığını arıyorum
    ben sabah ışığını arıyorum
    ben seni arıyorum

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    ben umut arıyorum
    ben umut arıyorum
    ben umut arıyorum
    ben seni arıyorum

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    yakınlaşmış bir ölüm mü?
    insan alışıyor bir şekilde
    benim aklım sende hala
    susuşunda
    gözlerini kaçırışında kaldı aklım
    gidişinde en çok


    "hem ben bir kez öldüm
    bir kere daha ölürüm"

  • kiraz karslı
    kiraz karslı

    bu içine içine kaçış nedir

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    çok mu dertsiz duruyorum dert anlatmayınca
    çok mu çaresiz oluyorum kederden ağlayınca

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    her imkan bir imtihandır

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    bu gün yalnız kendime açığım
    offfshare yaniiii

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    susmak öyle midir oysa
    susarsın
    sadece susarsın

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    bir laf ediyorsun
    sonra o lafı izah etmek için bir ton laf daha ediyorsun

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    öğretmenim

    Öğretmen sıraların arasında geziyor, benim başımda durduğunu hissediyorum,
    normalde gürültülü olan sınıf şu an sessiz, çünkü bu öğretmen gürültü yapanları yanlarına gelip yavaşça uyarıyor, bize verdiği çalışmayı kontrol ediyor, arasıra dikkatini çeken bazılarını inceliyor, düşüncelerini paylaşıyor, elindeki tükenmez kalemle kağıtlarımıza işaretler bırakıyor.
    benim kağıdıma dikkatle baktığını farkediyorum, eğilip babanı çok mu özledin diyor.
    çok özledim
    özlenmez mi o benim babam
    hiç baba özlenmez mi
    bunları demedim, gözümden akan istemsizce bir iki damla yaşa bakıp
    canım benim
    hadi git bir yüzünü yıka diyor, küçük ve sıcak elini kıvır kıvır simsiyah saçlarımdan geçiriyor, lavaboya gitmek üzere sınıftan çıkıyorum.
    bir mektup yazmanızı istiyorum diyor, dağıtacağım kağıtlara
    o bizim rehber öğretmenimiz
    neredeyse iki haftada bir sınıfımıza geliyor, bizim öğretmenimiz erkek olduğu için bir kadın öğretmen şefkatine ihtiyaç duymuyor değiliz
    bu kadın bize bu şefkati fazlasıyla veriyor, onu tüm sınıf çok seviyoruz
    hatta koridorda tastladığımızda öğretmenim noolur sınıfımıza gelin bu ders diye etrafını sarıyoruz
    o zaman da bizi kırmayıp öğretmenimizle ayarlayıp sınıfımıza geliyor, yine bu gün de öyle gelmişti
    onun ilgisi hoşumuza gidiyor,
    ben bu gün istediğiniz sevdiğiniz birine mektup yazacaksınız dediğinde
    babama yazmak istedim.
    lavabodan döndüğümde sınıfın kapısında beni bekliyordu
    baban nerde dedi
    öldü dedim, çenemi elleri arasına alıp yüzümü kendine çevirdi
    kara gözlerimden esmer yüzüme yaşlar gene dökülmeye başladı, sarıldı bana
    ne zaman dedi üç yıl önce dedim
    hastaydı babam öldü
    bana baban uzakta değil
    o hep seninle
    hatta şimdi bile seni hissediyor dedi
    bunu öyle ciddi ve içten söylemişti ki inandım ona
    ya da belki inanmak istedim, inanmazsam o zarif yaratığı kıracağımı düşünüp kıyamadım ona inanmış gibi yaptım
    beni rahatlatmak bana kendimi iyi hissettirmek için çırpınıyordu
    senin baban iyi adammış dedi
    nerden biliyorsun dedim
    içimden
    senin gibi bir evlat yetiştirmiş
    ona ağlayan onu özleyen efendi çalışkan
    dürüst bir evlat yetiştirmiş dedi
    ona sıkı sıkı sarıldım
    minik ellerim ellerindeydi
    ne yap biliyor musun dedi
    yazdığın mektubu babana götür oku dedi
    öyle yapacağım öğretmenim
    öyle yapacağım zarif insan
    seni dinleyeceğim

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    nasıl sevmemi istersen öyle seveceğim seni
    nen olmamı istersen on olacağım

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    yanlışa yanlışla cevap vermek
    kanı kanla yıkamaya benzer
    yanlışı aklamaktan başka bir işe yaramaz
    yanlış yapana sabredecek gücün varsa bekle
    ya da arkanı dönüp git
    umulurdu ki yanlışını düzeltsin
    belki döner gelir özür diler
    dönmezse de o zaten üstünde durulmaya değmez birisidir