Gece gelen telgraf dört heceden ibaretti: 'VEFAT ETTİ.' İmza yok. Bu dört hece bile çok.
Bakıyorum duvara: duvarda bir yara- duvarda bir resim- vefat edenin, elimle çizmişim.
Saat bir. Saat üç. Saat beş. Polis düdükleri, saatlar... Yatağım bozulmamış. Çekmecemde kaatlar: bazıları onun el yazıları.
Gece gelen telgraf dört heceden ibaret... Şafak söküyor- odam geceden ibaret.
Avuçlarımda ellerinin gölgesi dolaşan adam demir parmaklıklardan gördü son gündüzünü. Mahpushane doktoru örterek paltosuyla upuzun yatanın yüzünü: - Tamam! dedi. Bunu belki evvelki akşam dedi. Evvelki akşam ben......
Satıcılar geçiyor mahalleden.
Bakıyorum gece gelen telgrafa. O mükemmel bir kafa mükemmel bir yürek, yumruklarıyla erkek gözleriyle çocuktu. Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o. Yoldaştı o..
* * *
Düşmanlar kına yaksın dostlar girsin saflara. Sen gözyaşı göstermeden ağlıyacaksın gece gelen telgraflara...
Yasak bana gözlerini anlamak ellerin bana yasak Ben yinede Her gecenin sabahında özlerdim seni Gözlerindeki parıltı güneşimdi.. Hiç uçmasanda hep yanımda kalsan diye dua ederdim Geceler boyunca tanrıya Gecelerde büyüdü sevdam içimdeki özlemle.., Özlemler hep böyledir işte çoğalır seninle gittiğin her yerde Sen yinede korkusuzca çırp kanatlarını ben düştüğün yerdeyim Benim kanadı kırık özlemim…..
' Yeter artık hiçbirşey eskisi gibi değil yeter artık aslında sen hiç sevmedin' mor ve ötesi'nin en mükemmel benimde severek dinlediğim o muhteşem şarkılarından biri
Gece midir insana hüzün veren? İnsan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren? Yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen......
bu gece son... biraz sonra bu kapıdan son kez çıkıp yine kendi vuracağım... yollara kim bilir kaç kere ıslanacak yüzüm... elimi tut, düşman olma, ne olur parça parça olmasın içimiz... mutlu ol iyi bak kendine... ne olur gözün arkada kalmasın... mutluluğumuzun seneler var önünde... gün gelir sevgilim acıya alışırsın...
takip eden gündüzlere zemin olan....
uykusuzluklarla anlamlı...
herkesin uyuduğu benim uyandığım ve yaşadığım karanlık gökyüzüne sahip zaman olgusu...
gece,gündüzün örtüsü
GECE GELEN TELGRAF
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaretti:
'VEFAT ETTİ.'
İmza yok.
Bu dört hece bile çok.
Bakıyorum duvara:
duvarda bir yara-
duvarda bir resim-
vefat edenin,
elimle çizmişim.
Saat bir.
Saat üç.
Saat beş.
Polis düdükleri, saatlar...
Yatağım bozulmamış.
Çekmecemde kaatlar:
bazıları
onun el yazıları.
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaret...
Şafak söküyor-
odam
geceden ibaret.
Avuçlarımda
ellerinin gölgesi dolaşan adam
demir parmaklıklardan gördü son gündüzünü.
Mahpushane doktoru
örterek paltosuyla upuzun yatanın yüzünü:
- Tamam!
dedi.
Bunu belki evvelki akşam
dedi.
Evvelki akşam
ben......
Satıcılar geçiyor mahalleden.
Bakıyorum
gece gelen
telgrafa.
O mükemmel bir kafa
mükemmel bir yürek,
yumruklarıyla erkek
gözleriyle çocuktu.
Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o.
Yoldaştı o..
* * *
Düşmanlar kına yaksın
dostlar girsin saflara.
Sen gözyaşı göstermeden ağlıyacaksın
gece gelen telgraflara...
Nazım HİKMET
Yasak bana gözlerini anlamak ellerin bana yasak
Ben yinede Her gecenin sabahında özlerdim seni
Gözlerindeki parıltı güneşimdi..
Hiç uçmasanda hep yanımda kalsan diye dua ederdim
Geceler boyunca tanrıya
Gecelerde büyüdü sevdam içimdeki özlemle..,
Özlemler hep böyledir işte çoğalır seninle gittiğin her yerde
Sen yinede korkusuzca çırp kanatlarını ben düştüğün yerdeyim
Benim kanadı kırık özlemim…..
Yalnızlığımı paylaştım gecelerde seninle.....
Anlayamadın.
' Yeter artık hiçbirşey eskisi gibi değil
yeter artık aslında sen hiç sevmedin' mor ve ötesi'nin en mükemmel
benimde severek dinlediğim o muhteşem şarkılarından biri
Kalbim bir çiçektir, gündüzler ölgün;
Gelin, gelin, onu açın geceler!
Beni yâdedermiş gibi, bütün gün
Ötün kulağımda, çın, çın, geceler!
Geceler çekmeyin benimçin hüzün,
Gelin siz, ruhumu tenimden süzün;
Bırakın nâşımı yerde gündüzün,
Gölgemi alın da kaçın geceler!
İnsanlar içinde en yalnız insan;
Düşün, taş duvara başın gömülü!
Ve kapan sükûta, granitten, taştan,
Mazgallı bir kale gibi örülü.
Gözünü tavandan ayırma ki, sen,
Üşürsün, gölgeni yerde görürsen.
Dikilir karşına, mumu söndürsen,
Ölüler içinde en yalnız ölü...
sesimi alıp da kaybetse rüzgar,
versem gözlerimi bir sonsuz renge!
içimde bir mahşer uğultusu var;
ruhumdur çağıran tenimi cenge
gözlerim bir kuyu dilim kördüğüm
bir görünmez alem olsa gördüğüm
mermer bir kabuğa girip ördüğüm
kapansam içimden gelen ahenge..
Necip Fazıl KISAKÜREK
Gece kirpikli kadın,aşkıma siyah bakma...der bir başka şarkı.
Gel yetiş, ey pişmanlık! işte yaman
Bir gecedir, yaman bir gecedir bu.
insanın kendini dinlediği ve düşlerini özgür bıraktığı tek andır gece....
uyku getirir
İç benliğimizin ortaya çıktığı tek zaman,acılarımızın-aşklarımızn-nefretlerimizin-gerçek duygularımızın dile getiriliş anı...Gerçeklğin son sınırı...
Geceler ömrümün katline sebep
Gözlerimin çanağında kan saklar.
Geceler sabahın kör habercisi
Geceler gönlümü güneşle paklar
Hasan Ulusoy
sevdim seni bi kere...
Gece midir insana hüzün veren?
İnsan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen?
Gece midir seni bana düşündüren?
Yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen......
gece
yine gece
yine gece..
dalgali denizime ve isa'ya hos bi gece
uykusu var,yol açin bu gence
öpldnz :)
'Sadece 'gecenin yolu' şafağa ulaştırır...'
Mevlana Celaleddin Rumi
bu gece son...
biraz sonra bu kapıdan son kez çıkıp yine kendi vuracağım...
yollara kim bilir kaç kere ıslanacak yüzüm...
elimi tut, düşman olma, ne olur parça parça olmasın içimiz...
mutlu ol iyi bak kendine...
ne olur gözün arkada kalmasın...
mutluluğumuzun seneler var önünde...
gün gelir sevgilim acıya alışırsın...
Çok yıldızı var ama küstürdü mü ne hiç ay yok!
yildizlar varsa güzel..
Kari' bu kitabın gecesinde
Mehtabı senin için yere serdim...
Sular akıyor
Geceye bırakıyor
Kendini kırlar
Buson
Kötünün yorganı,
İyinin ufku,aydınlığı.
gece gece gece seni neden seviyorum biliyomusun sevdamın saçları siyah diye :)))
Gece gece gece.. hayatın en güzel yanlarından birisi.
geceler boyu sesine uyandım sen sandım ellere uzandım..
Leyl içinde sürüklenir inler
Onu zulmet,sukut ile dinler...
Cenap Şehabettin
'geceyi ve gündüzü güneşi ve ayı yaratan O'dur her biri bir yörüngede yüzer'
Enbiya 33
yaklaşık 1400 yıl önce insana son bir kez daha bildirilen bir gerçek
insan ne zaman öğrendi bunu