orjinal yazılışı freddie mercury dir.aslen ingiliz olmasada ingiltere hayranıdır.dünyanın en güzel sesli sanatçılarından biri sayılır.the show must go on,we will rock you,we are the champions şarkılarını söylemiştir.queen grubunun solistidir.eşcinsel olduğunu rahatça söylemiş olan ender sanatçılardandır.1991 yılında öğretmenler gününde,aids hastalığından yatağında can çekişe çekişe,tek gözü kör olmuş bir şekilde ölmüştür..cesedi yakılıp sadece 3 kişinin bildiği bir yere atılmıştır külleri.queen grubu da hiç bir zaman aynı başarıyı kazanamamıştır
Tuhaf aksanıyla, kara gözleriyle, hiç de İngilize benzemeyen haliyle Londra sokaklarında bir 3. dünya kahramanı, Frederick Bulsara, yani bay 'Kraliçe' dolaşmaktadır, takvimlerin Rock müziğin altın yılları 60' ların sonları ile 70' lerin başları arasında yaprak döktüğü sıralarda. Genç Freddie bu yıllarda bir yandan sanat okulunda grafik tasarım eğitimi üzerine eğilmekte, bir yandan yarı profesyonel anlamda müzikle uğraşmaktadır. Ünlü olduğu yıllarda herkesi etkileyen karizmatik duruşunu geliştirmektedir aslında Freddie, sanat okulundan aldığı ilham ve kökeninden getirdiği, içinde gizli bir alev gibi yanan doğu, özellikle Hind renk cümbüşü ile yalnızlık yıllarında tarzını oluşturmaktadır. Sahnedeki atılgan coşturucu dışa dönük yanı bir yanda, diğer yanda şarkılarının derinlerine sinmiş melankolik kişiliği zenginleşmektedir Queen doğmadan önce. Freddie'nin karmaşık duygulara ev sahipliği yapan o hali onu bir bilinmeze doğru itmektedir ki bu sıralarda birbirinden yetenekli müzisyenlerle tanışır. Bunlardan Brian May gitar, Roger Taylor davul ve daha sonraları bu üçlüye katılıp Queen'i oluşturacak olan, beklenen adam John Deacon bas çalmaktadır. Hepsi de üniversite eğitim sürecinin yoğunluğuna rağmen müzik aşkları tüm dünyalarını kasıp kavuran gençlerdir. Bu işin yürüyeceğini sezmiş ve bu yolda herşeyi göze almışlardır artık. Dönülmez bir ufuk açılmıştır önlerinde. Şov başlıyordur. Şovun esas adamı yeni adıyla Freddie Mercury'dir. Freddie ile Brian bir araya gelerek Queen adı altında müzik yapmak isterler. Daha sonra Roger Taylor ile ve sonunda ise uzun arayışlarla sınav yaparak aldıkları John Deacon ile grup resmen kurulmuş olur, tarih 1971' i gösterir. Birlikte müzik yapma isteğindeki 4 hevesli genç henüz o yıllarda tam anlamıyla müziğin içinde değillerdi. Çeşitli konserler vermiş hepsi kendi çapında belli bir aşamaya gelmiş müzisyenlerdi fakat geçinmek için başka işler yapmakta ve bir yandan da okullarına devam etmekteydirler. Freddie sanat okulunda grafik tasarım okuyor, pazarda tezgah kurmuş kıyafet satarak geçinmeye çalışıyordu. Aynı zamanlarda Brian Astronomi gibi zor bir bilim okumaktaydı. Roger dişçilik fakültesi için Londra'da bulunuyordu ki daha sonra biyoloji okumaya karar verir. John ise elektrik mühendisi olmak için uğraş vermekteydi. Ama bu 4 ayrı dünyanın insanı tek bir amaç uğruna yaşıyor ve hayaller kuruyordu.Queen ismiyle ilk konserlerini Haziran 1971' de bir kolejde verirler. Grubun sahne düzeni, ışık tesisatı, kıyafet gibi eşya ve ekipmanları arkadaş çevresi tarafından taşınıp kurulmaktadır. 1972 yılında, Brian bir arkadaşı vasıtasıyla aldıkları cihazları denemek için kayıt yapacak müzisyenler arayan bir stüdyoya Queen'i götürmeyi başarır. Grup stüdyoda dönemin son teknolojisi cihazlarla iyi bir kayıt yapmayı kısa zamanda becerir. Bu stüdyoya gidip gelen ses mühendisleriyle tanışıp arkadaşlık kurar grup. Roy Thomas Baker adlı ses mühendisi grubu Trident Stüdyoları'na tavsiye eder. Firmanın sahipleri Queen'i bir gece gizlice o zamanlar sahne aldıkları yerde dinler ve beğenir. Queen ile bir anlaşma yapar prodüktörler. Bundan sonra zorlu ve dağınık stüdyo çalışmalarına başlarlar. Bu sırada konserlere de çıkarak kendileri geliştiren grup seyirciyle iletişimi güçlendirdiğini hissetmektedir. Albüm çıkışı gecikmekle birlikte 1972 yazında Queen adlı ilk albümleri dinleyiciye ulaşır. Albüm için gelen eleştiriler, grubu bazen anlaşılmadıklarını düşündürecek türden kaygılara sürüklese de yola devam ederler. Queen fan kulübü oluşmuş, hatta büyümüşütr, kitlelere ulaşmakta zorluk çekeceği günlere doğru adım atmaktadır. 1973 sonbaharında kayda alınan ve daha sonra radyolarda yayınlanan ilk konserlerini verirler. Queen 2 albümü için stüdyo çalışmaları başlar ardından Avrupa' da tv çekimlerinde boy gösterirler. BBC de bir program yapmıştır yine tv'lerde yayınlanmak üzere. 73 sonbahar aylarında turneye çıkarlar. 74 yılına gelindiğinde basın tarafından umut vadeden bir grup olarak yükselme pırıltısı olan gençler olarak görülürler.Mart 1974'de Queen 2 albümü gelir. Albüm hakkındaki eleştiriler taban tabana zıttır. Kimine göre yılın albümü kimine göre çok kötü bir albüm olarak değerlendirilmiştir. Amerika turnesi ve peşinden Sheer Heart Attack albümü yayınlanır. Albümün teri soğumadan turneler başlar ve şov dünyasında yıldızlaşmaya doğru yelken açılır. Artık Queen sahnede görselliği ve müziği birleştiren, çoşkulu bir hava yaratabilen, aynı zamanda ekipman ve çalışanları ile küçük bir orduya dönüşen bir rock starı konumundadır. Dinleyici kitlesi için Liar, Keep Yourself Alive, Stone Cold Crazy gibi parçalar unutulmazlar arasındadır. Yine de Queen henüz büyük yerlerde kalabalık konserlere çıkmamıştır. Daha geniş bir kitle, daha büyük organizasyonlar düzenlemek daha çok dinleyiciye ulaşmak isterler. Japonya'da verdikleri konserde yeni bir kültürün içinde kendilerine yer açabildiklerini hisseder grup. Yeni albümün prova ve kayıtları için yüksek tempoda çalışmaya başlar dört müzisyen. 1975'e gelindiğinde Tridant firmasından ayrılır ve EMI ile anlaşır grup. Albüm kayıtları çok yoğun geçmektedir. Ekim ayında 45'lik ardından yeni albüm A Night at the Opera sürülür. Albümde hiç synthesizer kullanılmamış ve bu bir gurur ifadesi olarak kapakta yer almıştır. 18 Eylül 1976' da Jimi Hendrix'in ölüm yıldönümünü anmak amacıyla Hyde Park'da bir konser düzenlerler. İlk gençlik yıllarında bir Hendrix hayranı olan Mercury 150.000 kişiye söyler şarkılarını bu defa. A Day At The Races adlı albüm daha çıkmadan 500.000 sipariş alır. 76 sonlarında albüm yayınlanır. Queen artık Led Zeppelin, Genesis gibi İngiliz Rock müziğinin devleriyle karşılaştırılmaktadır. Bu yıllar aynı zamanda İngiltere' de Punk hareketinin iyiden iyiye ortalığı sardığı zamanlardır. Rock dinleyicisi daha sert bir müziğin ihtiyacını duymaya başlamış ve bu durum müziğin değişimiyle daha belirgin olarak görülmüştür. Heavy Metal ve Hard Rock türlerinin şekillendiği yeni bir dönemdir gelen. Iron Maiden, Def Leppard gibi Yeni Dalga Britanya Heavy Metal toplulukları gündeme gelmektedir. Bununla birlikte Queen ise kendini başarının rahatlığına kısmen de olsa bırakmış, sevenleriyle ilginç partilerde biraz da eğlenmeye çalışmıştır. Ekim 77'de News of The World raflarda yerini alır. Albümün halen daha unutulmayan parçaları arasında We Are The Champions ve We Will Rock You sayılabilir. Bu seneyi aynı zamanda dağılma dedikodularıyla geçirmiştir grup. Fakat saçmalıklarla uğraşacak zamanı olmayan ekip çalışmalara devam ederek Queen Productions'ı kurarlar. Turnelerde donulmaz ulaşılmaz bir havada olan grup, yükseklerde gezinmekte, büyük oynamaktadır. Çok para kazanan, pahalı evler arabalar alabilen, şatafatlı bir hayat ve şöhret tazeleyici ödüller alan bir konuma gelmiştir Queen. Ekim 78'de 45'lik peşinden Jazz albümü çıkar. Bicycle Race ve Fat Bottomed Girls parçalarının bulunduğu 45'lik anında tükenmiş, sıra albüme gelmiştir. 79 yılı turnelerle geçmiş Avrupa, Amerika ve Japonya'da sayısız konserde yer almış, konser performansları kayda alınarak daha sonraları Live Killers albümünde yayınlanmak üzere saklanmıştır. Live Killers Temmuz ayında yayınlanır.80 senesi yaz aylarında The Game çıkar. Albümde synthesizer kullanma ihtiyacı duyar Queen, değişimlere gebedir müzikleri. Albümde Another One Bites The Dust gibi tarzlarının dışında funk unsurlar içeren bir parça, kumar gibi düşünülmüş ama sonunda bir anda hit olmuştur. Crazy Little Thing Called Love adındaki Elvis Presley tarzı parça ve Save Me ilk akla gelen parçalardır. Queen o kadar büyümüştü ki eskiden küçük kulüplerde verdiği samimi konserleri özleme nostaljisine kapılmıştır. Bu türden sahne olayları seyirciyle daha samimi daha yakın bir havada geçmekteydi, dev konserlerdeki profesyonel anlayış yerini amatör ruhun yeniden çağırılışına bırakacaktı küçük yerlerde. Flash Gordon adlı bilim-kurgu türündeki filmin müziklerini yapmak için çalışmaya başladı grup. Yıl içinde Aralık ayında albüm piyasaya çıkar. Bundan sonra grup üyeleri solo çalışmalar ve farklı sanatçılara stüdyoda eşlik ederek yeni arayışlara girmişlerdir. Davulcu Roger, Fun In Space adlı solo albümünü yayınlamış, albümde gitar çalıp şarkıcılık yapmıştır.Kuruluşlarının 10.yılında 'Greatest Hits' adındaki toplama albümü yayınlandı. On yıl içinde milyonlarca albüm ve kırkbeşlik satmış, pek çok başarılı konserde yer almıştır Queen. 81 yılında Güney Amerika' daki hayranlarına bir dizi konser vermek için yola koyulur Queen. Bunlar dev stad konserleridir. Aynı yıl içinde Hot Space albümü gelir. Fakat bu albüm hem satış grafikleri bakımından, hem de eleştirmenlerce beğenilmeyen Queen'in de pek içine sinmeyen bir albüm olmuştur. Bunu üzerine grup uzun bir kendini yenileme süreci içine girerek bekleyişe geçer.84 yılının Şubat ayına kadar çalışmalar sürer, sonunda yeni albüm The Works çıkar. Aynı yıl grup konser için Güney Afrika'ya gidecektir. 85 yılı içinde ise Rock In Rio Festivali'ne katılırlar. Aynı yıl Temmuz ayında Live Aid adındaki yardım amaçlı dev konserde sahne alır Queen. Freddie Mercury Mr.Bad Guy adındaki solo albümünü piyasaya sürer. Tarihler 1986'yı gösterdiğinde Queen tekrar hayranlarının karşısındadır. Bu sefer ki sürprizin adı A Kind of Magic'dir. Albümdeki pek çok parça Highlander adlı filmde Soundtrack olarak kullanılmıştır. Bu yıl Queen tam anlamıyla konser grubu olmuştu. Wembley Stadı'nda konser vermeye hazırlanıyorlardı. Öyle ki hem provalarıyla hem de sahnede kullanacakları dev tesisatla kulvarlarında yeni rekorlara koşmayı hedeflemişti grup. Konser yapılacağı duyurulduğunda 500.000 bilet başvurusu yapılmış ve çok kısa sürede biletler tükenmişti. Konser kayda alınarak dünya televizyonlarında yayınlandı. Bu konserden sonra bir de Knebworh'da konser verirler. Ama daha öncesinde doğu bloğu ülkelerinden Macaristan vardır sırada. Grup buradaki müzik şöleninden sonra İspanya'ya geçecektir. Ve Queen'in son konseri olan Knebworth sahnesine sıra gelmiştir. Bunun son konserleri olduğunu, kader o zamanlar onlara fısıldamamıştı. 120.000 kişiye müzik yaparak bir rekor kırdı Freddie ve arkadaşları. Daha sonra Avrupa turnesi boyunca yapılan kayıtlar Live Magic albümü ile piyasaya sürülür.1986'dan sonra 87 ve 88 yıllarında Queen'in elemanları daha çok solo çalışmalara girdiler. Grup olarak herhangi bir aktiviteleri olmadı. Freddie 1992 Olimpiyat Oyunları için yaptığı opera tarzına yakın bir çalışma olan Barcelona adlı şarkıyla gündeme gelir 88 yılında.1989 yılına kadar Queen pek ortalıkta görünmemiş daha çok kendini yenileme dönemi içinde olmuşlardır. Freddie eskiden katıldığı çılgın partilerde fazlaca boy göstermiyor, yaramaz bir çocuğun büyümesi gibi o da yaşlanıyor ve daha sakin bir hayata kendini bırakıyordu.1989 Mayıs'ında The Miracle albümü yayınlanır. Albüm çıkar çıkmaz 1 numaraya kadar yükselir. Grup ayrı ayrı işleri yüzünden albümün turnesine çıkmaz bu zaman zarfında. 1990 senesi farklı gelişmelerle kendini hissettiriyordu. Grup hiç ortalıkta görünmüyor, hele hele Freddie gibi deli dolu çılgın biri nasıl oluyor da bir hayalet gibi yaşıyordu. Basının üstüne gittiği bu sene Freddie ile ilgili AIDS oldu haberleri ayyuka çkıyor, fakat Freddie bunu yalanlıyordu. Grup son süratle yeni ve son albümleri üstünde çalışıyordu bir yandan. Queen pek çok ödül almıştı yine bu sene içinde. Nihayet 1991 Ocak ayında son albümleri olan Innuendo'yu yayınlarlar. Albümün çıkışıyla zirveye oturması bir olur. Beklenen etkiyi yapmıştı. Grubun 20. yılı onuruna EMI firması Greatest Hits toplama albümünü çıkarır aynı yıl. Artık son yaklaşıyordu, Freddie son kez yakınlarıyla görüşüyor evinde karşılıyordu onları sessizce. Ve final 24 Kasım 1991'de gerçekleşmiş, Queen'in beyni ölmüştür. Freddie ölümünden bir kaç gün önce yazılı bir açıklama ile AIDS hastası olduğunu, bunu herkesin bilmesini istediğini ifade eder. Ölümün ardından grup üyeleri, Freddie' nin mirasının büyük bölümünü bağışladığı, AIDS ile mücadele eden bir vakfın çalışmalarına katıldılar. Bu amaçla yeni bir 45'lik çıkararak vakfa gelir sağlamak amacındaydılar. Böyle de oldu, 45'lik ses getirdi ve tüm geliri vakfa bırakıldı. Bundan sonra 20 Nisan 1992'de hafızalardan silinmeyen dev bir organizasyona imza atar Queen'den kalan üç müzisyen. Wembley Stadyumu'nda yapılan konserde Guns N' Roses, Elton John, David Bowie, George Michael, Def Leppard, Metallica, U2 gibi grup ve sanatçılar ile eksik Queen aynı sahneyi paylaştı. Bu konser Freddie Mercury'yi anma havasında geçti. Televizyonlarda da yayınlanarak tüm dünyaya ulaşan konser büyük etki yarattı. Tüm faaliyetten kalan yüksek gelir yine aynı vakfa bağışlandı.Bundan sonra geriye Freddie'nin şarkıları, deli dolu etkileyici hali hafızalarda kalmıştır. Gerçek bir yetenek, Rock müziğin evriminde büyük etkileri olan, tartışılmaz müzik zekasına sahip ender sanatçılardandı Freddie Mercury. Grupla beraber sayısız eserlere imza atmış, Rock tarihinin pek çok rekorunu elde etmiş, farklı bir kişilik olarak bilinmiştir. Video klip pazarının oluşumunda büyük pay sahibi olan, ilk defa dev stad konserleri veren, albümleri en uzun süre listelerde kalan ve daha pek çok en iyilere ve ilklere imza atan bir sanatçıydı Freddie Mercury ve Queen. Şarkıları her tür müzik dinleyicisinin kendine göre bir şeyler bulabileceği fantastik bir havada olan Queen, anılarda iyi bir yerde kalacaktır.
freddy değil freddie...olmalı
orjinal yazılışı freddie mercury dir.aslen ingiliz olmasada ingiltere hayranıdır.dünyanın en güzel sesli sanatçılarından biri sayılır.the show must go on,we will rock you,we are the champions şarkılarını söylemiştir.queen grubunun solistidir.eşcinsel olduğunu rahatça söylemiş olan ender sanatçılardandır.1991 yılında öğretmenler gününde,aids hastalığından yatağında can çekişe çekişe,tek gözü kör olmuş bir şekilde ölmüştür..cesedi yakılıp sadece 3 kişinin bildiği bir yere atılmıştır külleri.queen grubu da hiç bir zaman aynı başarıyı kazanamamıştır
put a gun against his head
pulled my trigger
now he is dead...
Tuhaf aksanıyla, kara gözleriyle, hiç de İngilize benzemeyen haliyle Londra sokaklarında bir 3. dünya kahramanı, Frederick Bulsara, yani bay 'Kraliçe' dolaşmaktadır, takvimlerin Rock müziğin altın yılları 60' ların sonları ile 70' lerin başları arasında yaprak döktüğü sıralarda. Genç Freddie bu yıllarda bir yandan sanat okulunda grafik tasarım eğitimi üzerine eğilmekte, bir yandan yarı profesyonel anlamda müzikle uğraşmaktadır. Ünlü olduğu yıllarda herkesi etkileyen karizmatik duruşunu geliştirmektedir aslında Freddie, sanat okulundan aldığı ilham ve kökeninden getirdiği, içinde gizli bir alev gibi yanan doğu, özellikle Hind renk cümbüşü ile yalnızlık yıllarında tarzını oluşturmaktadır. Sahnedeki atılgan coşturucu dışa dönük yanı bir yanda, diğer yanda şarkılarının derinlerine sinmiş melankolik kişiliği zenginleşmektedir Queen doğmadan önce. Freddie'nin karmaşık duygulara ev sahipliği yapan o hali onu bir bilinmeze doğru itmektedir ki bu sıralarda birbirinden yetenekli müzisyenlerle tanışır. Bunlardan Brian May gitar, Roger Taylor davul ve daha sonraları bu üçlüye katılıp Queen'i oluşturacak olan, beklenen adam John Deacon bas çalmaktadır. Hepsi de üniversite eğitim sürecinin yoğunluğuna rağmen müzik aşkları tüm dünyalarını kasıp kavuran gençlerdir. Bu işin yürüyeceğini sezmiş ve bu yolda herşeyi göze almışlardır artık. Dönülmez bir ufuk açılmıştır önlerinde. Şov başlıyordur. Şovun esas adamı yeni adıyla Freddie Mercury'dir.
Freddie ile Brian bir araya gelerek Queen adı altında müzik yapmak isterler. Daha sonra Roger Taylor ile ve sonunda ise uzun arayışlarla sınav yaparak aldıkları John Deacon ile grup resmen kurulmuş olur, tarih 1971' i gösterir. Birlikte müzik yapma isteğindeki 4 hevesli genç henüz o yıllarda tam anlamıyla müziğin içinde değillerdi. Çeşitli konserler vermiş hepsi kendi çapında belli bir aşamaya gelmiş müzisyenlerdi fakat geçinmek için başka işler yapmakta ve bir yandan da okullarına devam etmekteydirler. Freddie sanat okulunda grafik tasarım okuyor, pazarda tezgah kurmuş kıyafet satarak geçinmeye çalışıyordu. Aynı zamanlarda Brian Astronomi gibi zor bir bilim okumaktaydı. Roger dişçilik fakültesi için Londra'da bulunuyordu ki daha sonra biyoloji okumaya karar verir. John ise elektrik mühendisi olmak için uğraş vermekteydi. Ama bu 4 ayrı dünyanın insanı tek bir amaç uğruna yaşıyor ve hayaller kuruyordu.Queen ismiyle ilk konserlerini Haziran 1971' de bir kolejde verirler. Grubun sahne düzeni, ışık tesisatı, kıyafet gibi eşya ve ekipmanları arkadaş çevresi tarafından taşınıp kurulmaktadır. 1972 yılında, Brian bir arkadaşı vasıtasıyla aldıkları cihazları denemek için kayıt yapacak müzisyenler arayan bir stüdyoya Queen'i götürmeyi başarır. Grup stüdyoda dönemin son teknolojisi cihazlarla iyi bir kayıt yapmayı kısa zamanda becerir. Bu stüdyoya gidip gelen ses mühendisleriyle tanışıp arkadaşlık kurar grup. Roy Thomas Baker adlı ses mühendisi grubu Trident Stüdyoları'na tavsiye eder. Firmanın sahipleri Queen'i bir gece gizlice o zamanlar sahne aldıkları yerde dinler ve beğenir. Queen ile bir anlaşma yapar prodüktörler. Bundan sonra zorlu ve dağınık stüdyo çalışmalarına başlarlar. Bu sırada konserlere de çıkarak kendileri geliştiren grup seyirciyle iletişimi güçlendirdiğini hissetmektedir. Albüm çıkışı gecikmekle birlikte 1972 yazında Queen adlı ilk albümleri dinleyiciye ulaşır. Albüm için gelen eleştiriler, grubu bazen anlaşılmadıklarını düşündürecek türden kaygılara sürüklese de yola devam ederler. Queen fan kulübü oluşmuş, hatta büyümüşütr, kitlelere ulaşmakta zorluk çekeceği günlere doğru adım atmaktadır. 1973 sonbaharında kayda alınan ve daha sonra radyolarda yayınlanan ilk konserlerini verirler. Queen 2 albümü için stüdyo çalışmaları başlar ardından Avrupa' da tv çekimlerinde boy gösterirler. BBC de bir program yapmıştır yine tv'lerde yayınlanmak üzere. 73 sonbahar aylarında turneye çıkarlar. 74 yılına gelindiğinde basın tarafından umut vadeden bir grup olarak yükselme pırıltısı olan gençler olarak görülürler.Mart 1974'de Queen 2 albümü gelir. Albüm hakkındaki eleştiriler taban tabana zıttır. Kimine göre yılın albümü kimine göre çok kötü bir albüm olarak değerlendirilmiştir. Amerika turnesi ve peşinden Sheer Heart Attack albümü yayınlanır. Albümün teri soğumadan turneler başlar ve şov dünyasında yıldızlaşmaya doğru yelken açılır. Artık Queen sahnede görselliği ve müziği birleştiren, çoşkulu bir hava yaratabilen, aynı zamanda ekipman ve çalışanları ile küçük bir orduya dönüşen bir rock starı konumundadır. Dinleyici kitlesi için Liar, Keep Yourself Alive, Stone Cold Crazy gibi parçalar unutulmazlar arasındadır. Yine de Queen henüz büyük yerlerde kalabalık konserlere çıkmamıştır. Daha geniş bir kitle, daha büyük organizasyonlar düzenlemek daha çok dinleyiciye ulaşmak isterler. Japonya'da verdikleri konserde yeni bir kültürün içinde kendilerine yer açabildiklerini hisseder grup. Yeni albümün prova ve kayıtları için yüksek tempoda çalışmaya başlar dört müzisyen. 1975'e gelindiğinde Tridant firmasından ayrılır ve EMI ile anlaşır grup. Albüm kayıtları çok yoğun geçmektedir. Ekim ayında 45'lik ardından yeni albüm A Night at the Opera sürülür. Albümde hiç synthesizer kullanılmamış ve bu bir gurur ifadesi olarak kapakta yer almıştır. 18 Eylül 1976' da Jimi Hendrix'in ölüm yıldönümünü anmak amacıyla Hyde Park'da bir konser düzenlerler. İlk gençlik yıllarında bir Hendrix hayranı olan Mercury 150.000 kişiye söyler şarkılarını bu defa. A Day At The Races adlı albüm daha çıkmadan 500.000 sipariş alır. 76 sonlarında albüm yayınlanır. Queen artık Led Zeppelin, Genesis gibi İngiliz Rock müziğinin devleriyle karşılaştırılmaktadır. Bu yıllar aynı zamanda İngiltere' de Punk hareketinin iyiden iyiye ortalığı sardığı zamanlardır. Rock dinleyicisi daha sert bir müziğin ihtiyacını duymaya başlamış ve bu durum müziğin değişimiyle daha belirgin olarak görülmüştür. Heavy Metal ve Hard Rock türlerinin şekillendiği yeni bir dönemdir gelen. Iron Maiden, Def Leppard gibi Yeni Dalga Britanya Heavy Metal toplulukları gündeme gelmektedir. Bununla birlikte Queen ise kendini başarının rahatlığına kısmen de olsa bırakmış, sevenleriyle ilginç partilerde biraz da eğlenmeye çalışmıştır. Ekim 77'de News of The World raflarda yerini alır. Albümün halen daha unutulmayan parçaları arasında We Are The Champions ve We Will Rock You sayılabilir. Bu seneyi aynı zamanda dağılma dedikodularıyla geçirmiştir grup. Fakat saçmalıklarla uğraşacak zamanı olmayan ekip çalışmalara devam ederek Queen Productions'ı kurarlar. Turnelerde donulmaz ulaşılmaz bir havada olan grup, yükseklerde gezinmekte, büyük oynamaktadır. Çok para kazanan, pahalı evler arabalar alabilen, şatafatlı bir hayat ve şöhret tazeleyici ödüller alan bir konuma gelmiştir Queen. Ekim 78'de 45'lik peşinden Jazz albümü çıkar. Bicycle Race ve Fat Bottomed Girls parçalarının bulunduğu 45'lik anında tükenmiş, sıra albüme gelmiştir. 79 yılı turnelerle geçmiş Avrupa, Amerika ve Japonya'da sayısız konserde yer almış, konser performansları kayda alınarak daha sonraları Live Killers albümünde yayınlanmak üzere saklanmıştır. Live Killers Temmuz ayında yayınlanır.80 senesi yaz aylarında The Game çıkar. Albümde synthesizer kullanma ihtiyacı duyar Queen, değişimlere gebedir müzikleri. Albümde Another One Bites The Dust gibi tarzlarının dışında funk unsurlar içeren bir parça, kumar gibi düşünülmüş ama sonunda bir anda hit olmuştur. Crazy Little Thing Called Love adındaki Elvis Presley tarzı parça ve Save Me ilk akla gelen parçalardır. Queen o kadar büyümüştü ki eskiden küçük kulüplerde verdiği samimi konserleri özleme nostaljisine kapılmıştır. Bu türden sahne olayları seyirciyle daha samimi daha yakın bir havada geçmekteydi, dev konserlerdeki profesyonel anlayış yerini amatör ruhun yeniden çağırılışına bırakacaktı küçük yerlerde. Flash Gordon adlı bilim-kurgu türündeki filmin müziklerini yapmak için çalışmaya başladı grup. Yıl içinde Aralık ayında albüm piyasaya çıkar. Bundan sonra grup üyeleri solo çalışmalar ve farklı sanatçılara stüdyoda eşlik ederek yeni arayışlara girmişlerdir. Davulcu Roger, Fun In Space adlı solo albümünü yayınlamış, albümde gitar çalıp şarkıcılık yapmıştır.Kuruluşlarının 10.yılında 'Greatest Hits' adındaki toplama albümü yayınlandı. On yıl içinde milyonlarca albüm ve kırkbeşlik satmış, pek çok başarılı konserde yer almıştır Queen. 81 yılında Güney Amerika' daki hayranlarına bir dizi konser vermek için yola koyulur Queen. Bunlar dev stad konserleridir. Aynı yıl içinde Hot Space albümü gelir. Fakat bu albüm hem satış grafikleri bakımından, hem de eleştirmenlerce beğenilmeyen Queen'in de pek içine sinmeyen bir albüm olmuştur. Bunu üzerine grup uzun bir kendini yenileme süreci içine girerek bekleyişe geçer.84 yılının Şubat ayına kadar çalışmalar sürer, sonunda yeni albüm The Works çıkar. Aynı yıl grup konser için Güney Afrika'ya gidecektir. 85 yılı içinde ise Rock In Rio Festivali'ne katılırlar. Aynı yıl Temmuz ayında Live Aid adındaki yardım amaçlı dev konserde sahne alır Queen. Freddie Mercury Mr.Bad Guy adındaki solo albümünü piyasaya sürer. Tarihler 1986'yı gösterdiğinde Queen tekrar hayranlarının karşısındadır. Bu sefer ki sürprizin adı A Kind of Magic'dir. Albümdeki pek çok parça Highlander adlı filmde Soundtrack olarak kullanılmıştır. Bu yıl Queen tam anlamıyla konser grubu olmuştu. Wembley Stadı'nda konser vermeye hazırlanıyorlardı. Öyle ki hem provalarıyla hem de sahnede kullanacakları dev tesisatla kulvarlarında yeni rekorlara koşmayı hedeflemişti grup. Konser yapılacağı duyurulduğunda 500.000 bilet başvurusu yapılmış ve çok kısa sürede biletler tükenmişti. Konser kayda alınarak dünya televizyonlarında yayınlandı. Bu konserden sonra bir de Knebworh'da konser verirler. Ama daha öncesinde doğu bloğu ülkelerinden Macaristan vardır sırada. Grup buradaki müzik şöleninden sonra İspanya'ya geçecektir. Ve Queen'in son konseri olan Knebworth sahnesine sıra gelmiştir. Bunun son konserleri olduğunu, kader o zamanlar onlara fısıldamamıştı. 120.000 kişiye müzik yaparak bir rekor kırdı Freddie ve arkadaşları. Daha sonra Avrupa turnesi boyunca yapılan kayıtlar Live Magic albümü ile piyasaya sürülür.1986'dan sonra 87 ve 88 yıllarında Queen'in elemanları daha çok solo çalışmalara girdiler. Grup olarak herhangi bir aktiviteleri olmadı. Freddie 1992 Olimpiyat Oyunları için yaptığı opera tarzına yakın bir çalışma olan Barcelona adlı şarkıyla gündeme gelir 88 yılında.1989 yılına kadar Queen pek ortalıkta görünmemiş daha çok kendini yenileme dönemi içinde olmuşlardır. Freddie eskiden katıldığı çılgın partilerde fazlaca boy göstermiyor, yaramaz bir çocuğun büyümesi gibi o da yaşlanıyor ve daha sakin bir hayata kendini bırakıyordu.1989 Mayıs'ında The Miracle albümü yayınlanır. Albüm çıkar çıkmaz 1 numaraya kadar yükselir. Grup ayrı ayrı işleri yüzünden albümün turnesine çıkmaz bu zaman zarfında. 1990 senesi farklı gelişmelerle kendini hissettiriyordu. Grup hiç ortalıkta görünmüyor, hele hele Freddie gibi deli dolu çılgın biri nasıl oluyor da bir hayalet gibi yaşıyordu. Basının üstüne gittiği bu sene Freddie ile ilgili AIDS oldu haberleri ayyuka çkıyor, fakat Freddie bunu yalanlıyordu. Grup son süratle yeni ve son albümleri üstünde çalışıyordu bir yandan. Queen pek çok ödül almıştı yine bu sene içinde. Nihayet 1991 Ocak ayında son albümleri olan Innuendo'yu yayınlarlar. Albümün çıkışıyla zirveye oturması bir olur. Beklenen etkiyi yapmıştı. Grubun 20. yılı onuruna EMI firması Greatest Hits toplama albümünü çıkarır aynı yıl. Artık son yaklaşıyordu, Freddie son kez yakınlarıyla görüşüyor evinde karşılıyordu onları sessizce. Ve final 24 Kasım 1991'de gerçekleşmiş, Queen'in beyni ölmüştür. Freddie ölümünden bir kaç gün önce yazılı bir açıklama ile AIDS hastası olduğunu, bunu herkesin bilmesini istediğini ifade eder. Ölümün ardından grup üyeleri, Freddie' nin mirasının büyük bölümünü bağışladığı, AIDS ile mücadele eden bir vakfın çalışmalarına katıldılar. Bu amaçla yeni bir 45'lik çıkararak vakfa gelir sağlamak amacındaydılar. Böyle de oldu, 45'lik ses getirdi ve tüm geliri vakfa bırakıldı. Bundan sonra 20 Nisan 1992'de hafızalardan silinmeyen dev bir organizasyona imza atar Queen'den kalan üç müzisyen. Wembley Stadyumu'nda yapılan konserde Guns N' Roses, Elton John, David Bowie, George Michael, Def Leppard, Metallica, U2 gibi grup ve sanatçılar ile eksik Queen aynı sahneyi paylaştı. Bu konser Freddie Mercury'yi anma havasında geçti. Televizyonlarda da yayınlanarak tüm dünyaya ulaşan konser büyük etki yarattı. Tüm faaliyetten kalan yüksek gelir yine aynı vakfa bağışlandı.Bundan sonra geriye Freddie'nin şarkıları, deli dolu etkileyici hali hafızalarda kalmıştır. Gerçek bir yetenek, Rock müziğin evriminde büyük etkileri olan, tartışılmaz müzik zekasına sahip ender sanatçılardandı Freddie Mercury. Grupla beraber sayısız eserlere imza atmış, Rock tarihinin pek çok rekorunu elde etmiş, farklı bir kişilik olarak bilinmiştir. Video klip pazarının oluşumunda büyük pay sahibi olan, ilk defa dev stad konserleri veren, albümleri en uzun süre listelerde kalan ve daha pek çok en iyilere ve ilklere imza atan bir sanatçıydı Freddie Mercury ve Queen. Şarkıları her tür müzik dinleyicisinin kendine göre bir şeyler bulabileceği fantastik bir havada olan Queen, anılarda iyi bir yerde kalacaktır.
O bir ekol.Sonsuza kadar...
Tarz..kişilik..