Ortaçağda Fransızlar yıkanmayı bilmeyen çok medeni bir milletmiş…
Ayrıca kanalizasyon sistemleri bulunmuyormuş… Lağım suları sokakların ortasındaki çukurdan akarmış.
Büyük ve küçük abdestlerini lazımlığa yapıp pencereden aşağı atarlarmış yani sokağa!
Bu ince(!) davranış karşısında insanlar maalesef yaz-kış şemsiyeyle dolaşmak zorunda kalırmış kendilerini olağan bir kazaya karşı korumak için… O dönemin kadınları da şimdiki gibi anılmazlarmış, saçlarını domuz yağıyla ve pudrayla dondurup şekil verirlermiş…
Bütün bu kepazeliğin sonucu olarak da Fransızlar tüm bu kötü kokularını bastırmak için parfümü icad etmişlerdir..
Şimdi parfüm sektöründen dünyanın parasını kazanıyorlar bir de caka satıyorlar iyi mi? :)
Descartes, Moliere, Pascal, XIV. Louis, Voltaire, Diderot, Napolyon, Victor Hugo,, Alexandre Dumas, Pasteur, Jules Verne, Marie Curie, Proust, Charles de Gaulle, Josephine Baker, Kaptan Cousteau, François Mitterrand, Brigitte Bardot, Alain Delon, Michel Platini...
Görüşleri farkı, farklı olan üç Fransız bir meseleyi oturup tartışıyorlar,her ne kadar görüş farklılıkları olsada masadan uzlaşarak ayrılıyorlar.Bizim yapmayı beceremediymiz budur aslında...
fransızlarla iş yapmak oldukça zor ve zahmetli.. rehavet içinde çalışıyor adamlar.. ya tatildeler ya da işi danışmaları gereken biri vardır ve o tatildedir.. ama ne yalan söliyim 'etajer' bile deseler içim bi tuhaf oluyo... :)))
Un jour Il y aura autre chose que le jour Une chose plus franche, que l'on appelera le Jode Une encore, translucide comme l'arcanson Que l'on s'enchâssera dans l'oeil d'un geste élégant Il y aura l'auraille, plus cruel Le volutin, plus dégagé Le comble, moins sempiternel Le baouf, toujours enneigé Il y aura le chalmondre L'ivrunimi, le baroïque Et tout un planté d'analognes Les heures seront différentes Pas pareilles, sans résultat Inutile de fixer maintenant Le détail précis de tout ca Une certitude subsiste: un jour Il y aura autre chose que le jour.
fransız-bu lavanta mı? (konuşmada sadece bu cümle fransızca) -hayır lavanta değil. fr-ne bu? -uluslararası bi adı yok. dünyada sadece burda yetişen bi bitki. fr-ingilizsin di mi? -hayır... fr-nerelisin? -türküm. fr-gerçekten mi? -:[ bi türk kadar ingilizce bilmezler, bileni de türklüğe yakıştıramazlar...
ah şu fransızlar..yahudilerin 100 yıllar öncesi kendilerini seçilmiş millet olarak düşünmesi aslında fransızlar için geçerli sayılabilir diye düşünürüm hep..edebiyatları tamamiyle kendilerine özgüdür.kendileri kendilerine özgüdür zaten..müthiş analiz olmayacak ama fransız edebiyatında benim gördüğüm gerçeklerin yanında hüzünbaz yaşamlar,kibarlığın; o vahşet verici kandırmacanın yanında en kodaman sövgüler..alttan alta bir keşmekeşlik..okunası adamlar diyip noktayı koyuyorum...(dip not: sartre dışında)
Fransizlarin guneylileri hiyar, kuzelileri lawuk olur, cunku guney daha latindir ve esmerdir, akdeniz kulturu vardir, kuzey ise beyaz tenli daha zengin ve jermendir, bu yuzden ukala ve kendini begenmistir
bir de kendini fransiz zanneden cezayirli ve faslilar vardir ki bunlar ana dilleri unutmuscasina fransizlasmis gibi davranirlar
fransada adam cikmayacagi dogru ise de hepsinin bilinc altinda amerikan hayranliginin olusu bunda ana etkendir, (yenenler yenilenler) ikinci dunya savasi komplexini asmak icin ingiltere haric butun avrupa hala ugrasmaktadir
ben bu konuya fransız kaldım kelimesini türkçemize kazandıran millet aptallık ve aşk dır işleri başka bilmez terane bunlar özgürlük aşığı olu cazayir de katletmedikleri kalmadı eski sömürgeciler şimdi ise ülkelerinde bu insanlara çağdaş kölelik yaptırıyorlar
Salt estetik, nezaket yüksek değer yargısı olursa.. Adamlar gider gayet estetik bir şekilde beyinlerine olmadık masallar kazırlar.. Bu sıralar ne kadar rasyonalist olduklarını galiba sonunda öğreneceğiz.
Fransayi hic sevmedim soguk ve kalabalik bir yer insanlari ise yabancilara pek muhabbet duymuyor.. desemde siz inanmayin almanlardan daha iyidirler.. bknz: nasil sasirttim :)
french kiss/ fransız kalmak/ çikolatalı kruvasan ve sıcak çikolatalı kahvaltı/ şansonlar/ şarap/ şampanya/ konyak/ krep süzet/ şanzelize de yürüyüş/ moulin rouge/ ressamlar meydanı/ eyfelden kart atmak/ bonjur
Ortaçağda Fransızlar yıkanmayı bilmeyen çok medeni bir milletmiş…
Ayrıca kanalizasyon sistemleri bulunmuyormuş… Lağım suları sokakların ortasındaki çukurdan akarmış.
Büyük ve küçük abdestlerini lazımlığa yapıp pencereden aşağı atarlarmış yani sokağa!
Bu ince(!) davranış karşısında insanlar maalesef yaz-kış şemsiyeyle dolaşmak zorunda kalırmış kendilerini olağan bir kazaya karşı korumak için…
O dönemin kadınları da şimdiki gibi anılmazlarmış, saçlarını domuz yağıyla ve pudrayla dondurup şekil verirlermiş…
Bütün bu kepazeliğin sonucu olarak da Fransızlar tüm bu kötü kokularını bastırmak için parfümü icad etmişlerdir..
Şimdi parfüm sektöründen dünyanın parasını kazanıyorlar bir de caka satıyorlar iyi mi? :)
Descartes, Moliere, Pascal, XIV. Louis, Voltaire, Diderot, Napolyon, Victor Hugo,, Alexandre Dumas, Pasteur, Jules Verne, Marie Curie, Proust, Charles de Gaulle, Josephine Baker, Kaptan Cousteau, François Mitterrand, Brigitte Bardot, Alain Delon, Michel Platini...
Kökeni bir Cermen kabilesi olan Franklar, Keltler ve Romalılar'a dayanan millettir.
Görüşleri farkı, farklı olan üç Fransız bir meseleyi oturup tartışıyorlar,her ne kadar görüş farklılıkları olsada masadan uzlaşarak ayrılıyorlar.Bizim yapmayı beceremediymiz budur aslında...
frengi+şarap+domuz eti+Türk düşmanlığı=fransız
daha öncede mallarını boykot etmemize rağmen yasayı geçirmişlerdi, demekki neymiş ne kadar sallarsan salla........... :)))
Mallarını boykot etmemiz gereken ülkenin vatandaşları.
bazı takunyacılar, hain pkk ve sempatizanları, ABD ve onu yöneten YAHUDİ lobisinin oyunlarına FRANSIZLAR....? ! ? ! ....uyanın artık kerizler uyanın!
Ona buna iftira atan somurgeci essek bir millet....
fransızların özellikleri
fransızlarla iş yapmak oldukça zor ve zahmetli.. rehavet içinde çalışıyor adamlar.. ya tatildeler ya da işi danışmaları gereken biri vardır ve o tatildedir.. ama ne yalan söliyim 'etajer' bile deseler içim bi tuhaf oluyo... :)))
Cinselliği maydonoz gibi kullanan bir sektör varsa o da Fransız film sektörüdür.
abarttığınız kadar değil :)
Un jour
Il y aura autre chose que le jour
Une chose plus franche, que l'on appelera le Jode
Une encore, translucide comme l'arcanson
Que l'on s'enchâssera dans l'oeil d'un geste élégant
Il y aura l'auraille, plus cruel
Le volutin, plus dégagé
Le comble, moins sempiternel
Le baouf, toujours enneigé
Il y aura le chalmondre
L'ivrunimi, le baroïque
Et tout un planté d'analognes
Les heures seront différentes
Pas pareilles, sans résultat
Inutile de fixer maintenant
Le détail précis de tout ca
Une certitude subsiste: un jour
Il y aura autre chose que le jour.
fransız-bu lavanta mı? (konuşmada sadece bu cümle fransızca)
-hayır lavanta değil.
fr-ne bu?
-uluslararası bi adı yok. dünyada sadece burda yetişen bi bitki.
fr-ingilizsin di mi?
-hayır...
fr-nerelisin?
-türküm.
fr-gerçekten mi?
-:[
bi türk kadar ingilizce bilmezler, bileni de türklüğe yakıştıramazlar...
ah şu fransızlar..yahudilerin 100 yıllar öncesi kendilerini seçilmiş millet olarak düşünmesi aslında fransızlar için geçerli sayılabilir diye düşünürüm hep..edebiyatları tamamiyle kendilerine özgüdür.kendileri kendilerine özgüdür zaten..müthiş analiz olmayacak ama fransız edebiyatında benim gördüğüm gerçeklerin yanında hüzünbaz yaşamlar,kibarlığın; o vahşet verici kandırmacanın yanında en kodaman sövgüler..alttan alta bir keşmekeşlik..okunası adamlar diyip noktayı koyuyorum...(dip not: sartre dışında)
Fransizlarin guneylileri hiyar, kuzelileri lawuk olur, cunku guney daha latindir ve esmerdir, akdeniz kulturu vardir, kuzey ise beyaz tenli daha zengin ve jermendir, bu yuzden ukala ve kendini begenmistir
bir de kendini fransiz zanneden cezayirli ve faslilar vardir ki bunlar ana dilleri unutmuscasina fransizlasmis gibi davranirlar
fransada adam cikmayacagi dogru ise de hepsinin bilinc altinda amerikan hayranliginin olusu bunda ana etkendir, (yenenler yenilenler) ikinci dunya savasi komplexini asmak icin ingiltere haric butun avrupa hala ugrasmaktadir
ben bu konuya fransız kaldım kelimesini türkçemize kazandıran millet aptallık ve aşk dır işleri başka bilmez terane bunlar özgürlük aşığı olu cazayir de katletmedikleri kalmadı eski sömürgeciler şimdi ise ülkelerinde bu insanlara çağdaş kölelik yaptırıyorlar
Kendini beğenmişlikte sınır tanımayaan bir millet.
les francais sont tres jentie...
Salt estetik, nezaket yüksek değer yargısı olursa..
Adamlar gider gayet estetik bir şekilde beyinlerine olmadık masallar kazırlar..
Bu sıralar ne kadar rasyonalist olduklarını galiba sonunda öğreneceğiz.
Fransayi hic sevmedim soguk ve kalabalik bir yer insanlari ise yabancilara pek muhabbet duymuyor.. desemde siz inanmayin almanlardan daha iyidirler..
bknz: nasil sasirttim :)
french kiss/ fransız kalmak/ çikolatalı kruvasan ve sıcak çikolatalı kahvaltı/ şansonlar/ şarap/ şampanya/ konyak/ krep süzet/ şanzelize de yürüyüş/ moulin rouge/ ressamlar meydanı/ eyfelden kart atmak/ bonjur
napoleon, 16. louis, marie antouinette (böyle mi yaziliyor?) haricinde iclerinde sevdigim kimse? ? ?
parisin kizlari afyon kaymagi kivamindaydi sanki..
moux diye bir köyde ben´zimiz bitmisti de okul cikisi liselilerinde de aklim kalmisti..
baska? ?
mutfak/ parfüm/ moda/ ingilizce kıskançlığı/ horozluk taslama/ kibir/ 68 kuşağı/ marie antoniette...