Kültür Sanat Edebiyat Şiir

fit sizce ne demek, fit size neyi çağrıştırıyor?

fit terimi Şinasi Akay tarafından tarihinde eklendi

  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    .
    ...
    .
    XVIII
    ahtapot ayaklı ve üstünde insanların
    ancak kuğu gölü balesi figürleri ile
    ilerleyebildikleri bir kent üstgeçidinin,
    ömür törpüsü uğultulu ses kirliliği pisliğinden,
    kuduz köpekten kaçar gibi kaçıp,
    ecdat yadigârı, geniş ve huzurlu ön avlusu
    ve bilge sütunları olan,
    kibirsiz mimarili bir kamu binasının
    önünden geçerken,
    bahçe saatine baktım,
    09:25;

    evet günümüz insanlarının,
    birbirini arayabilir olduğu güya \medenî\ vakte,
    otuzbeş kalaydı ve anladım ki,
    hikmetleri bilinmediğinde trafik ışıkları dahi,
    sadece aptallaradır…,

    oysa ki basit arkadaş;
    sabırsızlanmadan sükûnetle kırmızıda bekleyip,
    yeşilde mutluluk içinde geçeceksin karşıya,
    şu kirli sarıya gelince,
    hayat onu takmaz ve hazır da olmaz kimse zaten,
    ki bir anlıktır…,

    hayat trafiği var bir de işte,
    hayat trafiği,
    örümcek ağından yuvalardaki cinayetler;
    kan donduruyor,
    kırmızıda…,

    ve sen cellat;
    bir yaşama her son verişinde,
    son sözün söylenmesine anlayış tanıman,
    insanın gözüne sokulmuş bir
    eros oku değil midir…,
    söyle; değil midir,

    ki tutucu bir adamım ben çok doğru,
    bir yol tuttu mu;
    geriye çevrilmem öyle kolay kolay,
    ama yalnız,
    geri çevrilmenin muhabbete gitmek,
    anlamına geldiğine inanırsam,
    yön tanımaz olurum ve kararır gözlerim,

    evet;
    çizgisi orta yerde,
    bağnazıyım gerçek hayatın…,
    peki şimdi söyle güzel kardeşim,
    tam olarak sen neredesin,
    bak kaç ömürdür buradayım,
    bu denizin karşısında…,
    ve ne kadar zaman oldu,
    yine hiçliğimle bekliyorum,
    kıpırdamadan, eylemsiz seni…;
    intiharı seçmiş bir balina kadar ölü,
    kıyıya vurmuş ve cansız…,

    denizdeyim…,
    tam karşısında,
    kıpırtısızlığını delecek ilk dalgayı yakalamak için,
    gözlerimi kırpmadan bekliyorum…,
    kafamı kaldırıp bir an göğe baksam,
    yine orada kim olsa bilir,
    o şımarık,
    tembel ve inatçı bulut…,

    sahi şu içi geçmiş dünyanın tepesindeki
    bulutlar renk değişmez mi hiç,
    hep o puslu gri,
    /kaç gündür aralıksız yağan rahmetten/
    ki bir iç ses daha evet,
    sıkılmaz mı hiç bu inatçı bulut çakılı kalmaktan,
    ve hep aynı hoşnutlukta…;

    renklerden gri, gri, gri,
    kaç fitten bana bakar sorsan,
    /hey;
    hep maviyi bekleyen,
    /çekil aşağımdan;
    ki deniz suyu,
    köpük,
    bulanık burnumun ucu…;
    .
    ...
    .