Başına bir felaket geldiğinde, gerçek dost sayını o zaman anlarsın. Kim ne kadar senin yanında o zaman görürsün. Kimin için değerin ne gerçek ölçekle o zaman ölçersin.
gözler acıtır her bakışta insanı gözler ki aşka en yakın macera. ve en yakın gitmek mevlaya... gözlerin gözlerime değince felaketim olurdun ağlardım...
Bingöl depremi gibi nice doğal felaketler olsun, insanlar olarak şunu anlamlıyız ki başımıza felaketler bile gelse hala bazı şeyleri anlamıyoruz.
Maddeye olan bağlılığımızdan oluşan bu duyarsızlık, kendi ellerimizle hazırladığımız ekolojik felaketlere doğru götürüyor bizi.
Tepemizde dünyayı beş saniye de yok edecek güçte Meteor taşları dolaşırken kendi sonumuzu hazırlamak için uğraştığımız sonlar şunu göstermektedir ki.. Biza doğru gelen bir kıyamet varken biz kendi kıyametimize doğru koşuyoruz.
Artık bu konuda sayfa sayfa bilimsel açıklamalar yapsamda olay sonunda insanın kendisiyle barışmasına kadar gittiğinden olay ruhanidir.
İnsanlığa davet deyin ya da Allah'ın peygamberlerle yaptığı davet deyin, birleşilen nokta BARIŞTIR. İnsanın içinde kendisiyle, aile içinde, aynı vatanın halkları içinde, dünya halkları arasında olan ve evrene yansıyacak barış ve huzur birleşilen nokta değil mirdir?
Bireyin sonu ölüm, milletlerin sonu yıkılma, dünyanın sonu hangi sondan tutarsanız tutun eninde sonunda her yaratılanın kıyameti olan hayatta madde insanı nereye kadar götürecek...
Yanımıza yaptıklarımzıdan başka bir şey almıyacağımıza göre... Son bir felaketle bitecekse hayat, sonradan hayat yok desdeniz bile inananın kaybedeceği bir şey yoktur...
Benim gördüğüm en büyük felaketse kavramların çartptırlmasıdır, Atık özgürlük özgürlük değil barış barış değil... Katil hakimden daha masum, öğrenci öğretmeninden daha daha bilgili, evlatlar büyüklerinden dana büyük, zalimler mazlumlardan daha masum olduğu çağımızda kıyametin habercisi deccal insan değil kavramdır. Çünkü ancak iyi niyetlerle düzeltebileceğimiz dünyada kavramlar bozulduğundan ya da değiştirildiğinden felaketlere karşı çıplak kraldan başka bir şey değiliz.
Afet. Belki bazıları için istenilmeyen, belki bazıları için bir imtihan vesilesi olarak görülen buyuk yıkım. Dayanışmanın hat safhaya çıktığı, paylaşımın ve yardıımın ön safhalarda gösterildiği buyuk yıkım.
Başına bir felaket geldiğinde, gerçek dost sayını o zaman anlarsın.
Kim ne kadar senin yanında o zaman görürsün.
Kimin için değerin ne gerçek ölçekle o zaman ölçersin.
Felaketler gelince genelde üst üste gelir,
adeta zincirleme kaza gibi,
üst üste gelir,
insanı canndan bezdirecek hale bile getirebilir.
Felaket, apansız habersiz gelen.
İnsanların yaşadığı en büyük felaket,cehalettir.
Felaket'i kimse yaşamak istemez.
Ama ne yazık ki herkesin hayatında yer alır.
Peki felaketin iyi tarafı var mı?
Elbette var.
Felaketin iyi tarafı,
* bize gerçek dostlarımızın kişmler olduğunu gösterir.
* Ders çıkarmamızı sağlar.
Felaketim Olacaksın
Korkuyorum artık
Korkuyorum
_________karşılıksız sevgimden
Felaketim olacaksın
Hep sensiz kalacağım
_________________kahrolacağım
Olsun
Feda olsun sana bu yaşam
Bilesin
_____kolay olanı seçmem senin gibi
Öldürmem uğruna bu yüreği
Öldürmem
________süründürmek dururken
İbrahim Balic
sadece 45 saniye,bu terimi yaşamaya yetti de,arttı bile....
salıncak gibi sallanıyor bgn izmir....
son
yaşam felaket, felaket yalnızlık,yalnızlık yüzüstü bırakılmışlık:yoksulluk ise kendine göre kahramanları olan bir savaş alanıdır
gözler acıtır her bakışta insanı
gözler ki aşka en yakın macera.
ve en yakın gitmek mevlaya...
gözlerin gözlerime değince
felaketim olurdun ağlardım...
Kemalettin Bal
Peder beyin sinirlenmesi.
ıssız adaya cımbızsız düşmek.
Bingöl depremi gibi nice doğal felaketler olsun, insanlar olarak şunu anlamlıyız ki başımıza felaketler bile gelse hala bazı şeyleri anlamıyoruz.
Maddeye olan bağlılığımızdan oluşan bu duyarsızlık, kendi ellerimizle hazırladığımız ekolojik felaketlere doğru götürüyor bizi.
Tepemizde dünyayı beş saniye de yok edecek güçte Meteor taşları dolaşırken kendi sonumuzu hazırlamak için uğraştığımız sonlar şunu göstermektedir ki.. Biza doğru gelen bir kıyamet varken biz kendi kıyametimize doğru koşuyoruz.
Artık bu konuda sayfa sayfa bilimsel açıklamalar yapsamda olay sonunda insanın kendisiyle barışmasına kadar gittiğinden olay ruhanidir.
İnsanlığa davet deyin ya da Allah'ın peygamberlerle yaptığı davet deyin, birleşilen nokta BARIŞTIR. İnsanın içinde kendisiyle, aile içinde, aynı vatanın halkları içinde, dünya halkları arasında olan ve evrene yansıyacak barış ve huzur birleşilen nokta değil mirdir?
Bireyin sonu ölüm, milletlerin sonu yıkılma, dünyanın sonu hangi sondan tutarsanız tutun eninde sonunda her yaratılanın kıyameti olan hayatta madde insanı nereye kadar götürecek...
Yanımıza yaptıklarımzıdan başka bir şey almıyacağımıza göre... Son bir felaketle bitecekse hayat, sonradan hayat yok desdeniz bile inananın kaybedeceği bir şey yoktur...
Benim gördüğüm en büyük felaketse kavramların çartptırlmasıdır, Atık özgürlük özgürlük değil barış barış değil... Katil hakimden daha masum, öğrenci öğretmeninden daha daha bilgili, evlatlar büyüklerinden dana büyük, zalimler mazlumlardan daha masum olduğu çağımızda kıyametin habercisi deccal insan değil kavramdır. Çünkü ancak iyi niyetlerle düzeltebileceğimiz dünyada kavramlar bozulduğundan ya da değiştirildiğinden felaketlere karşı çıplak kraldan başka bir şey değiliz.
Afet.
Belki bazıları için istenilmeyen, belki bazıları için bir imtihan vesilesi olarak görülen buyuk yıkım.
Dayanışmanın hat safhaya çıktığı, paylaşımın ve yardıımın ön safhalarda gösterildiği buyuk yıkım.