Kültür Sanat Edebiyat Şiir

exils / sürgündekiler sizce ne demek, exils / sürgündekiler size neyi çağrıştırıyor?

exils / sürgündekiler terimi Leyla Yade Mungan tarafından tarihinde eklendi

  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    kozmik oda sırlı muhabbetinin yokluğundan,
    çilehanesi yekpare dünya olmuş bir çileye
    müebbeden girmiş bir sûfî,
    ne yana baksa,
    hatta gözleri yumulu,
    bakmasa da hiçbir yana,
    aşktan gayrı ne görebilir...,
    tepeden tırnağa aşk olmuş bir aşka aşığı,
    kim aşktan yana sınayabilir…

    aşka gönül koyan aşık,
    derya içinde suya küsmüş bir b/alık gibi şaşkın;
    aşktan, yine aşka varmaktan gayrı,
    ne yana gidebilir…,
    sır olmak ve asırlarca suskun kalmanın ötesinde,
    ne yana…;

    iki bilemedin üç günlük,
    güzel ve nurlu ve derin olan bir hayatı sürmek için,
    ömrümdeki iki kandilin sönmesinden yana mı teklifin
    bana ey aşk…,
    bunca hazin,
    bunca garip olmasaydı duruşun keşke,
    ve kapıların bu kadar sürgülü…,
    ah…;

  • Fizanlı Necip Fîyakalı
    Fizanlı Necip Fîyakalı

    bir ruh olarak sürüklenmiş ve rüyalarınızı bir defere kaydedip tbir içün beklemişseniz şayet muhakkak ki 'şeytanın desiseleri'bahsinde isminiz telaffuz edilmediyse de eşgaliniz verilmiş idir...

    destur ilen...
    n'aber ulen ;)
    öptüm canım mucuks ilen :))

  • Fizanlı Necip Fîyakalı
    Fizanlı Necip Fîyakalı

    en makul yere yapıştıralım dedik efenim izniniz ilen...
    Efenim yine bir iplik Pazar bahsinde huzurlarınızdayım euzubillah ilen…
    “Mektubumda Ölüm Kokusu”başlıklı bir yazının tefsirini yapacağım…efenim evvelen mektubun ölüde unutulmuş olması haliylen kokunun da sinmiş olması gayet iç acıcı doğal bir durum udur….

    ”Senin var olduğun ülkede sessizlik istiyorum...”efenim elbette hepimiz kavgasız gürültüsüz patırtısız yaşayaıp gidelim derim kardeşler ilen kelebekler uçsun börtü böcek hür olsun.”
    Cellat kesilmiş öfke kusan kara kargaların lakırtısından usanışımın yıldönümündeyim”efenim evvelen destur ilen bu nasıl bir imgeleme debelenmesidir tövbe billah ilen.evvelen 1-kara karga lakırdısı nedir? 2-kargalar malumunuz haşin mahluklar idir fekat öfke kustuklarına kim şehadet etmiş idir? 3-karganın cellat kesilmesi ve ki kimin başını kestiyse evvela onun bilinmesi farz olup cellatlıkla iştigal süresinin ne kadar olduğu? 4-birde mevzu bahis usanmışlığın neye dair evvelen onun belirlenmesi ahiren de bu yıldönümlerinde kutlamaların ne içerikte olduğu? nun bilinmesi gibi uzayıp gitmesi muhtemel sorulardan kurtulunması temennası ilen…
    “Vücudumda hançerden delik deşik edilmiş kelimelerin mahpusluğu...”efenim malumunuz hançer ateşli silah gurubundan olmayıp sadece delici-kesici alet grubundan olması hasebiylen vücudu delik deşik etmesinin tıbben mümkün olmayacağının üzerinde tıbbi kişiliğim ilen durmak isterim.kelimelerin mahpusluğu ise başlı başına bir mantık irdeleme konusu ayrıca bir başlık altında incelenecektir efenim…inşllh ilen…
    ”Yaralarım kör kuyular kadar derin...”bir tıbbi hata da budur ki kör kuyu kadar derin bir yaraya hipokrattan hatta gerçekçi olmak gerekirse ibn-i sinadan bu yanı tesadüf edilmemiş idir.
    ”Tuz banası bir hale geldi bedenim...”efenim yaralara tuz basılır fekat tuzun yaraya banılması söz konusu değil idir.zanneder isem kör kuyu kadar derin yaranın göz göz olup gözleme kıvamına gelmesi yarayı alıp tuza banılası bir hale sokmuşudur.eywah ilen…
    “Bana yaklaş ve hükmünü neşret...”efenim işte satıraralarına gizlenmiş psikopatlığın ilk başını gösterdiği cümle idir.
    ”Çilek mevsiminden bahset...Yapraklarımıza uğur böcekleri konmayan çilek mevsiminden...”efenim psikopat başlayan cümlenin elbette normal idamesi söz konusu değil idir.zavallı uğur böceklerinden insan ne isteyebilir ki uğur böcekleri nebatat tayfadan en çok çilekleri sevememekte idir muhtemelen bu sebepten...
    ”Acılarımızı el bombalarına sığdıranlara ıslah haberleri gönderelim...”acıların el bombasına sığması söz konusu değil idir yine bir imgeleme s\ıkıntısına gidilmiş ancak muvaffak olunamamış idir.ve dahi ıslah haberi evvelen ıslahın yazarın\kahramanın kendisine olması duası ilen…
    ”Suni zelzelelerle ülkemizi sarsmaya çalışan siyah gazete manşetlerine karşı biz hep beyazlara sarmalanalım...”dram ağırlıklı bir yazıya kartel medyadan da bir haber\manşet iliştirilmesi akabinde ne idüğü belirsiz bir beyaza sarılma hadisesinin iliştirilmesi yazarın esasen amacının ne olduğunu muallaklaştırmış muğlaklaştırmış idir.
    ”Varsın hükümsüz olsun rengimiz...”efenim zannediyorum beyaz mevzubahis rengimiz ve hükümsüzdür gibim gayet kopuk bir yüklem ilen gazete-manşet-hükümsüz tripleti tamamlanmış idir.
    ”Bombaların gürültüsünden kulaklarım iflasın eşiğinde...”yine tıbbi açıdan irdelenmesi farz bir ifade müsaadeniz ilen…efenim bomba gürültü etmez ani bir basınç etkisi yaratır ve ses çıkarır haliylen kulak zarında aşırı ses ve basınç travmaya neden olur travmatik bir kulak zarının iflas etmesi neye göre nasıl olur onun ayırdına henüz tıp varamamış idir fekat travmanın şiddetiyle ters orantılı meydana gelen hasar cerrahi olarak elden geldiği kadar telafi edilmeye çalışılır…cerrahi vasfımız ilen…
    “Gözlerimden türeyen adamların gölgeleri...”efenim göz malumunuz en kıymetli organımız idir bir anlamda dünyaya açılan penceremiz hükmündedir bazı zamanlar “göz aldanması\illüzyon” gibim yanılsamaları olmakla birlikte adamların türemesi söz konusu değil idir ha şu var idir hallüsinasyonlar olabilir fekat bu yinede “göz adam türetir” manasına gelmemekte idir.
    ”Gölgeni dirilt ve tek hüküm taşıyan sen ol...”az önce açıkladım bu cümleyi geçiyorum izniniz ilen ki gölgenin dirilmesi de hayli garip idir arkadaşın katarktı olabilir…anlayış ilen…
    ”Senin firakında dönüp dolaşırken ben! Meşeden bir tabut...”firak öyle dönüp dolaşılacak bir mekan addetmez haliylen içinde\üzerinde\üstünde dönülüp dolaşılması pek ihtimal dahilinde olmayıp bilimum fizik kurallarına da aykırı bir durum idir.bir husus da ansızın çıkıveren meşe tabutu da neyin nesi idir tarafımızdan pek anlam verilememiş idir.
    ”Sığar mı ki bu küçük beden? ”efenim evvelen meşe kocamen bir ağaç olup koca ebatlarda bir tabut düşürmeye bir tanesi bile kafi idir bu sebepten sığarmıyım\sığmazmıyım endişesi yersiz idir.
    ” Akli dengelerim bozuluyor...”efenim bunu evvelen saptamış idik burada zikir edilmesini yersiz bulmuşum idir.
    ”Bombalar,gözyaşlarımdan türeyen adamlar ve meşeden bozma bir tabut! ”bu ifadedeki tek doğru imge bomba olup onu da takip etmeyen saçma bir benzetmesinin olmamasının payı elbette büyük idir.az önce gözde tüereyen adamların göz yaşlarıylen aşağı inmesi elbette imkan dahilinde idir.
    “Ensiz, biçimsiz şekli, toprağa uzanıyor hükmü...”müsaadeniz ilen bu ifadenin de ayakları yere -hoş daha evvel hiç biri de basmış değildi ya-basmadığından geçeceğim idir.
    “Korkmadım postalların ardına gizlenen adamlardan, korkmadım beni yakan harından...”bakınız postalların ardında kimler varmış hanimiş hanimiş? tövbe estağfirullah efenim postal arkasına gizlenmek için değil insanları ürkütmek için daha haşmetli görünebilmek için giyilir.ayrıyetten kahramanımızı yakan harr nereden gelmiş idir faili meçhul idir.
    “Şimdiler de korkar oldum meşeden bozma bir tabuttan...”az evvel bir meşe ağacı yetmez iken tabut yapmaya meşeden mobilyaların bozulup tabut yapılmaya zorlanması ayrı bir çelişki idir.gülünç idir.
    ”Acının kaçıncı halindeyiz? ”efenim acı batıcı,künt olabilmekte daha da derinleştirir isek yayılan,yansıyan ağrı olarak bir de sızlaması bilhassa halk arasında söz konusu olduğundan ki bunları tıbben acının halleri olarak değil de ağrı çeşitleri olarak sınıfladığımızdan efenim tıp bu konuda da kahramanımızı yalnız bırakacak idir…hay Allah ilen…
    ”Ölüme biraz ara versek! Tankları konuşsak, seni konuşsak, hara denk düşen yüreğimi...”tank-yürek-har-sen-ölüm kelimelerinin anlamlı dizilişi şeklinde “alın işte size cümle”der gibi laf salatası ilen –ekolali-ayıp edilmiş idir…tuu ilen…
    “Tanklarda nerden çıktı bilmiyorum”vallah ben de onu anlayabilmek için kendimi kasıyordum epeydir sağolsun yazarımızın sabahtandır akıllı ettiği tek kelam ilen…
    “Ülkemde var olan tanklardan, filistindeki tanklardan, yüreğimizde sürgün gibi yaşayan her daim insanlığa saldıracak olan tanklardan...”e tabi böyle bağlamak lazım idi aksi takdirde onca\koca tank nereye sığar idi.
    “Sustun'Konuş(a) mazdın ki zaten...”efenim evvelen burada az evvel ziyadesiylen mevzu bahis sanrılara işitsel olanının iştirak buyurmadığını görerek yazarımızın\kahramanımızın henüz psikopatlığına mukabilen şizofreninin başında olduğunu anlayıp içimizi bir nebze rahatlatıyoruz.
    ”Varlığın sus olup yüreğimde gizlenir...”bu cümlenin herhangi bir literatiürde gizlenebilmesi pek muhtemel değil idir.
    ”Ve yine sustun! ”işitsel sanrıların olmadığını destekler bir bulgu idir.
    “Son nefesimin korkaklığında sana filistindeki taşın tankları nasıl ezip geçtiğini, ülkemdeki tankların kimleri ezip geçmeye çalıştığını anlatacağım.”siyasete girmeyeceğim efenim sömürüye filistini de alet etmenin sömürüyü mubah gösteremeyeceğini içten içe bilip “insanları buradan vurabilirim belki” ard-ı kast-ı niyyeti asla hoş görmez şahsımız.
    ”Bir kaç ter damlatılacak ruhuma.”efenim terin damıtılması şimdiye değin pek denenmemiş idir heleki bunun ruha damlatılması\koklatılması acaba yazar kendini mi kastetti rumuz itibariylen deyu düşündürmekte idir şahsımı.
    ” Sessizlik demiştim ya ne kadar da gürültülü bir mektup yazdım yine sana! ”efenim mektubun gürültülüsü muhtemelen bir e-kart idir ona da müzik eklenmedikçe pek gürültü çıkarması imkan dahilinde değil idir.
    “Sessizliğin hükmünü ilelebet sedasızlık olan ölüm aldı...”mantık hatasını siz gördünüz zikredip yorulmayalım ziyadesi ilen yorulduk zati,ayrıca içimizin kararması da yanımıza kar kaldı.
    ”Zaman, tükenişimin yorgunluğu son cümlelerimin bitirilmişliği...”efenim nihayet sonlara yaklaşıyoruz müjdesinin verilmesi.
    ”Usandım tankların harekatından, usandım bombalardan, usandım savaşlardan, usandım ayrılıklardan...”bilmukabele efenim usandık bu laf salatasından.
    ”Bulutlara yaklaşıyorum...”işte efenim epeydir dam başında beklediğimiz saksağan.
    ”Son bir şehadet nidası! Nefesim tükeniyor...”o kadar lafın arasında nihayet şehadet edebildi mübarek,din sömürüsü de tamam oldu.
    ”Toprakla birleşiyor vücudum! ”topraktan geldik toprağa gideceğiz toprakla birleşme söz konusu değil idir son hatırlatma ilen…
    ” Bombasız, tanksız, savaşsız ve gürültüsüz bir hayat çalınıyor ömrüme...”madem öyle idi bu kadar laf-ı güzaf neyin nesiydi bu kadar boşuna mı yorulduk efendi…
    tövbe billah ilen…
    pişmanlık ilen…
    düşmanlık ilen…