göktürkçe uygurca bunlar türk dilinin en eski dönemleri. sonra orta türkçe dönemi geliyor ki bunlar da karahanlı ve harizm türkçesi. osmanlı türkçesi ise yeni türk dili döneminin batı türkçesi kolunda yer alır,yani yeni türkçe dönemine giriyor.
hülyali elifin esrarindan, eslafin efkarindan, kitabetin nuru ebrarindan, bir kuru abcnin tek fonksiyonluluguna zenzilu tedenni eyleyisimizi bir zügürt tesellisi ile setr eyleyüp hazineyi maziyi 'eski dil' lafina mahkum etmeye kalkisimiz...
Dil eski falan değil aslında....Dilimiz aynı sadece tekamül etmiş! ! ! yani gelişmiş...yani değişmiş...aslında oyuncak olmuş... olur neyse..düzelir inşallah...
Bakın sorun atalarımızın kullandığı dili anlayamamızda değil, sorun bu dilden ciddi manada korkmamızda yatmaktadır...
Eski dil dediğimiz de en çok Osmanlı Devrinin Türkçesi ise sadece seslere verdiğimiz harfler farklı ve bir kısım Farsça -Arapça kelimeler var... Aslında en fazla 500 kelime ile ciddi manada arada bağ kurulabilir fakat gayret etmeye mecal bile yok...
Babannelerimiz bile neredeyse (taktir ediyorum) yabancı dil kurslarına giderken kendi öz dilimizden niye bu kadar korkarız bilmem ki.....
Bakın bir örnek vereyim.. Orta okulda bu şekilde bir tartışma çıkınca hocamız tahtaya bir dörtlük yazdı ve bilmediğiniz kaç kelime var diye sordu..beyit şu:
Aşk derdi ile hoşem El çek ilacımdan tabip Kılma bana derman kim Helakım derdi dermanındadır...
Fuzuli
Evet..her kelimeyi biliyorduk ama yine de beyit bize ağır gelmişti sanki.... O korkuydu işte içimizdeki...
Hazine hala saklı.... belki gelecek nesilleri bekliyor..kim bilir..
Ayrıca bu yüzyıllarca kullanılmış olan kelimeleri 'ne bu böyle arapça gibi' diyerekten hor gören insanlar, dilimize yeni yeni zorlama ingilizce kelimeler sokmaya çalışmaktan haya etmiyorlar.
göktürkçe
uygurca
bunlar türk dilinin en eski dönemleri.
sonra orta türkçe dönemi geliyor ki bunlar da karahanlı ve harizm türkçesi.
osmanlı türkçesi ise yeni türk dili döneminin batı türkçesi kolunda yer alır,yani yeni türkçe dönemine giriyor.
Eski dil daha çok günümüzde geçerliliği olmayan Osmanlı'nın kullandığı dil olarak bilinir. Oysa dünyanın her tarafında eski dil diye birşey vardır.
Mesela Shakespeare'in eserleri eski dildeki ingilizcedir. Genelde filoloji okuyanların alanıdır.
anlamayan suçludur...
hepimiz bir parça...
hülyali elifin esrarindan, eslafin efkarindan, kitabetin nuru ebrarindan, bir kuru abcnin tek fonksiyonluluguna zenzilu tedenni eyleyisimizi bir zügürt tesellisi ile setr eyleyüp hazineyi maziyi 'eski dil' lafina mahkum etmeye kalkisimiz...
Çok mühim bir mevzu....
Dil eski falan değil aslında....Dilimiz aynı sadece tekamül etmiş! ! ! yani gelişmiş...yani değişmiş...aslında oyuncak olmuş... olur neyse..düzelir inşallah...
Bakın sorun atalarımızın kullandığı dili anlayamamızda değil, sorun bu dilden ciddi manada korkmamızda yatmaktadır...
Eski dil dediğimiz de en çok Osmanlı Devrinin Türkçesi ise sadece seslere verdiğimiz harfler farklı ve bir kısım Farsça -Arapça kelimeler var... Aslında en fazla 500 kelime ile ciddi manada arada bağ kurulabilir fakat gayret etmeye mecal bile yok...
Babannelerimiz bile neredeyse (taktir ediyorum) yabancı dil kurslarına giderken kendi öz dilimizden niye bu kadar korkarız bilmem ki.....
Bakın bir örnek vereyim.. Orta okulda bu şekilde bir tartışma çıkınca hocamız tahtaya bir dörtlük yazdı ve bilmediğiniz kaç kelime var diye sordu..beyit şu:
Aşk derdi ile hoşem
El çek ilacımdan tabip
Kılma bana derman kim
Helakım derdi dermanındadır...
Fuzuli
Evet..her kelimeyi biliyorduk ama yine de beyit bize ağır gelmişti sanki.... O korkuydu işte içimizdeki...
Hazine hala saklı.... belki gelecek nesilleri bekliyor..kim bilir..
Muhabbetle
Ayrıca bu yüzyıllarca kullanılmış olan kelimeleri 'ne bu böyle arapça gibi' diyerekten hor gören insanlar, dilimize yeni yeni zorlama ingilizce kelimeler sokmaya çalışmaktan haya etmiyorlar.
Bir milletin daha önce kullandığı, bir nevi esas dili olarak da kabul edilen dil için kullanılan bir tanım.
Mesala ülkemizde Osmanlıca eski dil olarak kabul edilir...