Bu "Put'a sıçan karga" hikayesi Çukurova'ya aittir. Çünkü, maalesef Adanalılar (inkar manasında olmadan) Allah'a küfrettikleri için Papaz efendi kargayı öldürmeye kıyamıyor ve diyor ki; "Hey mübarek dostum, Hırisytiyansın desem; Puta sıçıyorsun, Müslümansın desem; şarap içiyorsun, hadi var git, galiba sen de Çukurovalı'sın", diyerek kargayı salıveriyor..
Tabii ki bu hikaye, bütün Adanalı dostlarımız için geçerli değildir. Özellikle, kendini bilmez ve ağzından çıkanı kulağı duymaz Adanalılar için geçerli ve hoş olmayan bir Hikayedir.
Erganili dostlarımın Allahla böyle bir problemleri yok ki, Papaz efendi, neden "Erganilisin" desin!.. Hatta hadisenin Adana Bebekli Kilise'de geçtiği rivayet olunur ve sözkonusu Put da çatıdaki bebek heykelidir. Adsız
'Tarihin Saklı Mabedi' der, Yılmaz ODABAŞI, Selim TEMO; 'Yol Kıyısına Atılmış Cesettir' der Ergani için. Bense 'zamanın durduğu yer' diyorum. Israrla dünyaya ve kendi içine kapanmış bütün değişimlerden ve gelişmelerden uzak sessiz sağır ve lal bir şehir Ergani Zamanın akıp akıp durup biriktiği yer...
örendim örendim ergani yolun kenarinda ölü bi sehir la bugun aksam üstü bizim evin arkasinda o zazalar kahvesinde kız icin birbirlerini yemisler yaw bunlar hangi dine hizmet ediyor kafam almadi hayat kisa degermi bi kiza anlamadim.
:) Bir zaman; meşhur ve müthiş olan bir kilisenin çanına bir kuş gelip sıçmış. Sonra gene sıçmış, sonra gene sıçmış, gene sıçmış... Velhasıl çanın etrafı kuş bokuna bulanınca bu arada papaz da bu kuşu yakalamaya çalışıyor tabii. Ama bir türlü yakalayamayınca aklına hemen bir hinlik gelmiş. O aralar yaz mevsimi, her yer gavur damı gibi yanıyor. Çanın tepesine bir tasın içerisine şarap doldurmuş. Kuş onu içsin, sarhoş olsun da papaz da onu yakalasın diye. Kuş gelmiş şarabın tamamını içmiş ve uçmuş gitmiş, gene yakalayamamış ve pes ederek demiş ki; ULAN SEN ÇANA SIÇIYORSUN HRİSTİYAN DEĞİLSİN, ŞARAP İÇİYORSUN MÜSLÜMAN DEĞİLSİN... SEN OLSAN OLSAN ERGANİLİSİN demiş...
Bu "Put'a sıçan karga" hikayesi Çukurova'ya aittir. Çünkü, maalesef Adanalılar (inkar manasında olmadan) Allah'a küfrettikleri için Papaz efendi kargayı öldürmeye kıyamıyor ve diyor ki; "Hey mübarek dostum, Hırisytiyansın desem; Puta sıçıyorsun, Müslümansın desem; şarap içiyorsun, hadi var git, galiba sen de Çukurovalı'sın", diyerek kargayı salıveriyor..
Tabii ki bu hikaye, bütün Adanalı dostlarımız için geçerli değildir. Özellikle, kendini bilmez ve ağzından çıkanı kulağı duymaz Adanalılar için geçerli ve hoş olmayan bir Hikayedir.
Erganili dostlarımın Allahla böyle bir problemleri yok ki, Papaz efendi, neden "Erganilisin" desin!.. Hatta hadisenin Adana Bebekli Kilise'de geçtiği rivayet olunur ve sözkonusu Put da çatıdaki bebek heykelidir. Adsız
'Tarihin Saklı Mabedi' der, Yılmaz ODABAŞI, Selim TEMO; 'Yol Kıyısına Atılmış Cesettir' der Ergani için. Bense 'zamanın durduğu yer' diyorum. Israrla dünyaya ve kendi içine kapanmış bütün değişimlerden ve gelişmelerden uzak sessiz sağır ve lal bir şehir Ergani Zamanın akıp akıp durup biriktiği yer...
Ergani nin anlamını öğrenmek vegeçmişini öğrenmek istiyorum
dindar kent
örendim örendim ergani yolun kenarinda ölü bi sehir la bugun aksam üstü bizim evin arkasinda o zazalar kahvesinde kız icin birbirlerini yemisler yaw bunlar hangi dine hizmet ediyor kafam almadi hayat kisa degermi bi kiza anlamadim.
delidir deli ne yapsa yeridir yeri erğeniiiiii yolun ortasında gezen bilinsinki erğanilidir hiç şaşmam
ergani ey ergani ne güzel şehirsin sen evliyaların mesken tuttuğu şehir zülküf resulun şehrisin sen ey güzel ergani
ERGANİ demek insanlık demek ERGANİ demek dostluk demek ERGANİ demek ölümüne sevda demek ülkesini sevenler diyarı demek PEYĞAMBERLER diyarı demek insanlığın beşiği demek
TÜRKIYE nin bir ilcesi...
:)
Bir zaman; meşhur ve müthiş olan bir kilisenin çanına bir kuş gelip sıçmış. Sonra gene sıçmış, sonra gene sıçmış, gene sıçmış... Velhasıl çanın etrafı kuş bokuna bulanınca bu arada papaz da bu kuşu yakalamaya çalışıyor tabii. Ama bir türlü yakalayamayınca aklına hemen bir hinlik gelmiş. O aralar yaz mevsimi, her yer gavur damı gibi yanıyor. Çanın tepesine bir tasın içerisine şarap doldurmuş. Kuş onu içsin, sarhoş olsun da papaz da onu yakalasın diye. Kuş gelmiş şarabın tamamını içmiş ve uçmuş gitmiş, gene yakalayamamış ve pes ederek demiş ki; ULAN SEN ÇANA SIÇIYORSUN HRİSTİYAN DEĞİLSİN, ŞARAP İÇİYORSUN MÜSLÜMAN DEĞİLSİN... SEN OLSAN OLSAN ERGANİLİSİN demiş...
Yaaaa...
:)))
yol kıyısına atılmış ceset gibi Ergani
yenikliğin kavrukluğunda yeşerir Siverek
ve fakat Silvan diyemem, ağlarım; çocukluğumun başkenti!