Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Epikuros sizce ne demek, Epikuros size neyi çağrıştırıyor?

Epikuros terimi Sedat Akıncı tarafından tarihinde eklendi

  • Sedat Akıncı
    Sedat Akıncı

    Epikuros`u anlamak

    İyonya okulunun geliştirici bir devamı olarak kurulan, Epikuros’un Kepos adlı okulu; maddenin, önsüz sonsuzluğunu, hareketin kendi iç kaynağı olarak değerlendirip, atomcu felsefeye bilimsel bir yön vermiş, bir anlamıyla onu yeniden kurmuştu.

    Epikuros’a göre; doğada gerçekleşen tüm olaylar, atom bileşiklerinden oluşuyordu.
    Bölünemeyen bu parçacıklar ve bunların hareketlerinin yer aldığı alana Epikuros evren diyordu. Bölünemeyen bu parçacıklar, Demokritos’un atom anlayışından farklı olarak, sadece biçimleri ve büyüklükleriyle değil, ağırlıklarıyla da birbirlerinden ayrılıyorlardı.

    Büyük atomcu filozof ve bilgin Epikuros şöyle düşünüyordu.

    “Diyebiliriz ki hiçbir şey, hiçbir şeyden doğmaz. Çünkü her şeyin kendisine özgü doğurucu tohumu olmasaydı her şey, her şeyden doğabilirdi. Öte yandan da, her gözden kaybolan yokluğa dönseydi, bütün şeyler yok olurdu. Çünkü gözden yok olan her şey ancak yoklukta barınabilirdi.
    Bundan çıkan sonuç şudur ki: Dünya, her zaman, şimdi olduğu gibi, var olagelmiştir ve bundan sonra da, şimdi olduğu gibi, var kalacaktır.
    Dünya maddelerden kurulmuştur. Bu maddelerin varlığını da duyumlarımız tanıtlamaktadır. Cisimlerin kimileri bileşiktir, kimileri de bu bileşikleri meydana getiren elemanlardır. Elemanlar, görünmez ve değişmez nitelikteki atomlardır. Çünkü hiçbir şey yokluğa dönmediği için, bileşikler dağılınca, onları meydana getiren varlıkların da var kalmaları gerekir. Dünya sonsuzdur. Çünkü her sonlunun bir ucu olması gerekir, dünyanın ucu olmadığına göre sonsuz olduğu kesindir. Sonu olmadığına göre de zorunlu olarak sonlu değil demektir. Atomların hareketlerinin başlangıcı yoktur. Çünkü atomlar boşluk kadar öncesizdir. Atomların hareketleri sürekli ve sonsuzdur.”

    Epikuros, atomcu bir filozof-bilgin olmakla birlikte en temel özelliklerinden biri olarak ta toplumcu bir anlayışa sahiptir. Diğer fragmanlarımda açıklamaya çalıştığım; bilimsel düşüncenin, bilimin siyasetini yaratacağı önermesine iyi bir örnek olarak şunları dile getiriyor.

    “İnsanlara en gerekli bilim, mutlu yaşama bilimidir. 'Aç kalmamak', 'susuz kalmamak', 'üşümemek', insanı mutlu edecek olan işte bunlardır.'

    Bunları elde etmenin yolu, doğru eylem ve doğru bilgidir. İnsanı mutsuz eden, doğru eylemin sonucunda elde edilmesi gereken doğru bilgilerin arasına, hayal, masal, düş gibi doğal olmayan düşüncelerin karıştırılmasıdır. Mutluluk ancak, doğaya uygun doğal bir dünya görüşüyle gerçekleşebilir. İnsanı boş yere mutsuz kılan her türlü boş düş, boş hayal ve boş masalı konu alan düşüncelerden kaçınmalı, her şeyin doğal nedenleri olduğu ve bu doğal nedenleri öğrenmenin yolu açılmalıdır.”

    Epikuros öğrenmenin, felsefenin, insan yaşamındaki önemli yerine her zaman dikkat çekmişti. Felsefeye ve insan aklına olan inancı onu, Demokritos’tan ayıran başlıca özelliklerinden biriydi.

    “ Payına gerçek özgürlük düşmesi için, felsefeye hizmet etmen gerekir. Felsefeye boyun eğmiş, kul olmuş kişi, beklemeye gerek duymaz. Çünkü felsefeye kulluk etmek özgürlüğün kendisidir…Kişi, gençken felsefeyle uğraşmayı ertelememeli, yaşlanınca da bu uğraştan bıkmamalı..Çünkü ruh sağlığını elde etmek için kimsenin yaşı henüz erken, ya da artık geçmiş olamaz. Felsefe çağının henüz gelmediğini ya da artık geçtiğini söyleyen kişi ise, mutlu olma çağının henüz gelmediğini ya da geçtiğini söyleyen kişiden farksızdır”

    Epikuros’un bu toplumcu düşünceleri, Antikçağ’da ileri sürmüş olduğunu düşünürsek; günümüzden binlerce yıl önce insanlığın gerçek kurtuluşunun, boş inançlardan sıyrılmak olduğunu bizlere gösterdiğini kavrarsak; ne kadar önemli ve ne kadar gerekli bir başarıyı gerçekleştirmiş olduğunu daha yakından öğrenmiş oluruz…