Diyarbakır mahpusu’ndan, 93’ten beri “müebbet”lik Enver Özkartal’ın Kırk Artı Bir’i. “Issızlığıma ver, bir de yalnızlığıma/ Düşlerimi yolladığımda alıp kokla/ Söyleme de kimselere/ Olur da bir gün gelirsem,/ Çıkarız dağlarıma/ Koşarız, avaz avaz avazlanırız/ Sesimiz yankılanır,/ Kaya kuşları harabe köylerden seslenir bize/ Darmadağınık olmuş bir coğrafyanın nasıl kendini/ Yenilediğini görüp seviniriz.
Yenilenmeyen tek şey çocukların oyun alanlarında/ asılı kalmış kahkahaları ve sümüklü hâlleridir/ Geliyorum dedim ya yalnızlığa ver/ Düşlerimi yolluyorum/ bir de yalnızlığımı/ Başka şey kalmadığını, her yerin harap olduğunu/ Kimselere söyleme sakın[3] …
Diyarbakır mahpusu’ndan, 93’ten beri “müebbet”lik Enver Özkartal’ın Kırk Artı Bir’i. “Issızlığıma ver, bir de yalnızlığıma/ Düşlerimi yolladığımda alıp kokla/ Söyleme de kimselere/ Olur da bir gün gelirsem,/ Çıkarız dağlarıma/ Koşarız, avaz avaz avazlanırız/ Sesimiz yankılanır,/ Kaya kuşları harabe köylerden seslenir bize/ Darmadağınık olmuş bir coğrafyanın nasıl kendini/ Yenilediğini görüp seviniriz.
Yenilenmeyen tek şey çocukların oyun alanlarında/ asılı kalmış kahkahaları ve sümüklü hâlleridir/ Geliyorum dedim ya yalnızlığa ver/ Düşlerimi yolluyorum/ bir de yalnızlığımı/ Başka şey kalmadığını, her yerin harap olduğunu/ Kimselere söyleme sakın[3] …
/ALINTI/