Bunlar bir harf. Tıpkı bizim alfabemizdeki gibi arapça bazı harfler bunlar. Ancak bu harfleri değerli kılan yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bulunuyor olması. Peki Allahu Teala'nın böyle anlamı beliğ bir kitapta birer harf olmaktan öte geçemeyen ve bizce hiçbir anlam taşımayan bu ayetleri vahyetmesindeki hikmet nedir. Her şeyin bir ölçüsü vardır. Sütü metre ile tartamazsınız. Yada bir evin yüksekliğini termometre ile ölçemezsiniz. Çünkü sütü litre ile evide mezura ile ölçebilirsiniz. İşte Allah'ta kendi kitabının doğruluğunu ölçmek ve/ya ölçtürmek için bu harfleri vahyetmiştir. Çünkü o kitap, o kelam harflerle yazılmıştır. (Allah kitabı ve mizanı -ölçüyü- indirmiştir) Ayeti kerimesinde de belirtildiği gibi Allah yüce kitabımız Kur'anı Kerimi ve onu tasdik edecek mizanı, ölçüyü indirmiştir. Nasıl bilimsel teorilerin doğruluğunu mantık ve matematik ölçerse ve nasıl ki gündelik yaşamımızda akıl ölçütünü kullanıyorsak, bilimle, matematikle, akılla hiç bir zaman mukayese edilemeyecek ve anlaşılamayacak olan bu kitabın tek ölçütü kalıyor geriye o da bu harfler. Hz Ali'nin dediği gibi İslam dini akıl dini değil, nakil dinidir. Dolayısıyla onu akılla, mantıkla, bilimle değil nakledilen ile anlamaya çalışmalıyız. Sezgilerine güvenen Kur'an deryasına dalsın ve Elif, Lam, Mim'in sırrına ersin. Şüphesizki 'O' heryerde 'Allah'tır...
derken sevgilisinin düzgün boyunu elif, çengel çengel olmuş zülfünü lam, bir gonca gibi küçük ve yumuk ağzını da mim’in yuvarlağına benzeterek gönlüne Elif-Lam-Mim okutmakta; Kur’an okurken sevgiliyi düşünerek ona ulviyet vermektedir.
Ben bu ayeti hem bakara süresinin girişinde hem de a'raf süresinin girişinde okudum.Araf suresin de 'elif lam mim sad' der.Bu auyeti islam alimleri çözemiyor.Bakar süreside,araf süreside insalığın yeryüzüne yayılışını yaradılışa dair geçirdiği evreleri anlatıyor özetle..Acaba Hz.peygamber ile Cebrail (A.S.) arsında bir tür parola olabilir mi? (şeytanı -vahiy indiği ve görüşme olduğu sırada-o sahadan uzak tutabilmek için)
Bunlar bir harf. Tıpkı bizim alfabemizdeki gibi arapça bazı harfler bunlar. Ancak bu harfleri değerli kılan yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bulunuyor olması. Peki Allahu Teala'nın böyle anlamı beliğ bir kitapta birer harf olmaktan öte geçemeyen ve bizce hiçbir anlam taşımayan bu ayetleri vahyetmesindeki hikmet nedir. Her şeyin bir ölçüsü vardır. Sütü metre ile tartamazsınız. Yada bir evin yüksekliğini termometre ile ölçemezsiniz. Çünkü sütü litre ile evide mezura ile ölçebilirsiniz. İşte Allah'ta kendi kitabının doğruluğunu ölçmek ve/ya ölçtürmek için bu harfleri vahyetmiştir. Çünkü o kitap, o kelam harflerle yazılmıştır. (Allah kitabı ve mizanı -ölçüyü- indirmiştir) Ayeti kerimesinde de belirtildiği gibi Allah yüce kitabımız Kur'anı Kerimi ve onu tasdik edecek mizanı, ölçüyü indirmiştir. Nasıl bilimsel teorilerin doğruluğunu mantık ve matematik ölçerse ve nasıl ki gündelik yaşamımızda akıl ölçütünü kullanıyorsak, bilimle, matematikle, akılla hiç bir zaman mukayese edilemeyecek ve anlaşılamayacak olan bu kitabın tek ölçütü kalıyor geriye o da bu harfler. Hz Ali'nin dediği gibi İslam dini akıl dini değil, nakil dinidir. Dolayısıyla onu akılla, mantıkla, bilimle değil nakledilen ile anlamaya çalışmalıyız. Sezgilerine güvenen Kur'an deryasına dalsın ve Elif, Lam, Mim'in sırrına ersin. Şüphesizki 'O' heryerde 'Allah'tır...
bende size soruyorum ne anlama geliyor
Fatih’in veziri olan şair Ahmet Paşa,
Mushaf’da kadd ü zülf ü dehânın mı gördü kim
Dil tıfli okuduğu elif-lâm-mîm’dir
derken sevgilisinin düzgün boyunu elif, çengel çengel olmuş zülfünü lam, bir gonca gibi küçük ve yumuk ağzını da mim’in yuvarlağına benzeterek gönlüne Elif-Lam-Mim okutmakta; Kur’an okurken sevgiliyi düşünerek ona ulviyet vermektedir.
Ben bu ayeti hem bakara süresinin girişinde hem de a'raf süresinin girişinde okudum.Araf suresin de 'elif lam mim sad' der.Bu auyeti islam alimleri çözemiyor.Bakar süreside,araf süreside insalığın yeryüzüne yayılışını yaradılışa dair geçirdiği evreleri anlatıyor özetle..Acaba Hz.peygamber ile Cebrail (A.S.) arsında bir tür parola olabilir mi? (şeytanı -vahiy indiği ve görüşme olduğu sırada-o sahadan uzak tutabilmek için)
HURUF-İ MUKATTA'A