genellikle sanatsal alanda kullanılan bir terimdir ekspresyonizm, batı ülkeleri ressamlarınca halkın acılarını, sevinçlerini resmetmek, yani içte yaşananları dışa vurmak vurgulamaktır bir yerde..
Dışavurumculuk. İnsanın iç dünyası, duygu ve düşünceleri ayrıntılarıyla anlatılır. fantastik ve korkunç dekorlarla örülü olaylar işlenir. iç dünyadaki çatışmalara yer verilir. franz kafka, eugene o'neill ve eliot bu akımın önemli temsilcilerindendir.
EKSPRESYONİZM 20. yüzyılın başında Empresyonizme tepki olarak doğan Ekspresyonizm, insanın iç dünyasındaki duyguları anlatmaya (dışa vurmaya) önem veren bir akımdır. Ekspresyonizm (dışavurumculuk) önce resim alanında ortaya çıkmış, daha sonra edebiyata yansımıştır. Almanya’da doğan bu akım, özellikle Naturalizmin doğayı olduğu gibi kopya eden tutumuna ve İzlenimcilik‘in dış dünyaya bağlılığına bir tepkidir. Bir başka deyişle bu akım, sanayi çağının anlamsızlaştırdığı yaşama karşı “ruhun isyanadır. Ekpresyonist sanatçılar öznel gerçekçiliğe ve iç gözleme büyük önem vermişlerdir. Ekspresyonizme göre şairin görevi dış dünyanın anlamsızlığına, ruhsuzluğuna süretli bir atılışla anlam kazandırmaktır. İyi bir sanatçı, bir nesneyi bütün somut ilişkilerinden ayırmak, onu çıplak ve yalnız olarak, bireysel zihnin katışıksız bir ürünü olarak incelemek durumundadır.
Ekspresyonizmin Önemli Temsilcileri:
O’Neil tiyatro FranzKafka öykü, roman T.S. Eliot şiir, eleştiri J. Joyce şiir, roman
Ekspresyonist Şiir Örneği:
İŞSİZ
Kimse iş vermedi bize Elleri cebinde Asık bir suratla Açıkta yaşıyoruz Titriyoruz ısıtılmamış odalarda Yalnız kuru bir yel var şimdi Sapanların atılı durduğu Sürülmemiş boş tarlalarda Bu ülkede iki erkeğe bir cigara; İki kadına yarım bardak bira düşecek Kimse iş vermedi bu ülkede bize Yaşamamız hoş karşılanmıyor ölümümüz anılmıyor Times gazetesinde…
empresyonizm, natüralizm ve akademizm gibi akımlara tapki olarak doğmuş bi akımdır. duyguların ön plana alınıp dış dünyanın hiçe sayıldığı bi sanat anlayışını temsil eder...
dışavurumculuk saf estetiğe sığındığı için ya da ilgisizliği nedeniyle mahkum ettiği bir toplumdan yüz çevirmez, ondan nefret ettiğini açıklar ve içselleşmiş bir dünyanın taşkın görüntülerini verir...
genellikle sanatsal alanda kullanılan bir terimdir ekspresyonizm,
batı ülkeleri ressamlarınca halkın acılarını, sevinçlerini resmetmek, yani içte yaşananları dışa vurmak vurgulamaktır bir yerde..
Dışavurumculuk.
İnsanın iç dünyası, duygu ve düşünceleri ayrıntılarıyla anlatılır. fantastik ve korkunç dekorlarla örülü olaylar işlenir. iç dünyadaki çatışmalara yer verilir.
franz kafka, eugene o'neill ve eliot bu akımın önemli temsilcilerindendir.
EKSPRESYONİZM
20. yüzyılın başında Empresyonizme tepki olarak doğan Ekspresyonizm, insanın iç dünyasındaki duyguları anlatmaya (dışa vurmaya) önem veren bir akımdır.
Ekspresyonizm (dışavurumculuk) önce resim alanında ortaya çıkmış, daha sonra edebiyata yansımıştır. Almanya’da doğan bu akım, özellikle Naturalizmin doğayı olduğu gibi kopya eden tutumuna ve İzlenimcilik‘in dış dünyaya bağlılığına bir tepkidir. Bir başka deyişle bu akım, sanayi çağının anlamsızlaştırdığı yaşama karşı “ruhun isyanadır. Ekpresyonist sanatçılar öznel gerçekçiliğe ve iç gözleme büyük önem vermişlerdir.
Ekspresyonizme göre şairin görevi dış dünyanın anlamsızlığına, ruhsuzluğuna süretli bir atılışla anlam kazandırmaktır. İyi bir sanatçı, bir nesneyi bütün somut ilişkilerinden ayırmak, onu çıplak ve yalnız olarak, bireysel zihnin katışıksız bir ürünü olarak incelemek durumundadır.
Ekspresyonizmin Önemli Temsilcileri:
O’Neil tiyatro
FranzKafka öykü, roman
T.S. Eliot şiir, eleştiri
J. Joyce şiir, roman
Ekspresyonist Şiir Örneği:
İŞSİZ
Kimse iş vermedi bize
Elleri cebinde
Asık bir suratla
Açıkta yaşıyoruz
Titriyoruz ısıtılmamış odalarda
Yalnız kuru bir yel var şimdi
Sapanların atılı durduğu
Sürülmemiş boş tarlalarda
Bu ülkede iki erkeğe bir cigara;
İki kadına yarım bardak bira düşecek
Kimse iş vermedi bu ülkede bize
Yaşamamız hoş karşılanmıyor
ölümümüz anılmıyor Times gazetesinde…
empresyonizm, natüralizm ve akademizm gibi akımlara tapki olarak doğmuş bi akımdır. duyguların ön plana alınıp dış dünyanın hiçe sayıldığı bi sanat anlayışını temsil eder...
dışavurumculuk saf estetiğe sığındığı için ya da ilgisizliği nedeniyle mahkum ettiği bir toplumdan yüz çevirmez, ondan nefret ettiğini açıklar ve içselleşmiş bir dünyanın taşkın görüntülerini verir...