illa yemek ve doymak için değildir ekmek ekmek kültürdür, ekmek paylaşmaktır, ekmek emektir, bir annenin tandır başında cefasıdır ve bir babanın fırın sırasında dakikalarca beklemesidir, bir çocuğun ekmeği aldıktan sonra tatlı bir telaş içinde evine giderken şöyle ucundan keserek ısrmasıdır sanki hiç bu kadar lezetli bir şey yememiş gibi....... sabahları işe giderken Bursa'da belediyeden ekmek alırdık sıcacık hem ucuz hem lezetliydi ama herkesin tandır ekmeğini tatmasını isterdim...........
ekmek gibisi yok ne yersem yiyeyim ekmeksiz doymuyorum şükürler olsun ki bulup yiyebiliyoruz.... birde ekmeğin evde taze taze mis kokulu yapılanı gibisi yoktur hergün taze taze yapıp yiyorum şükür :))
ekmek 'nan' demektir. nan sebebler alemindeki nimetler (karşılıksız verilenler) anlamındadır. Buna göre ekmek kişiye göre için iş, aş, mal-mülk veya her türlü dünyalık olarak düşünülebilir.
Ekmek yararlıdır ne olursa olsun tüketilmeden yaşanılamaz. Zira içeğindeki karbonhidrat oranının yüksek olması sonucunda, hafızayı güçlendirme görevi vardır...
Gökyüzü hiç güzel olmadı burada, her daim kasvetli, her daim soğuk. Havadaki bu kasvet kamyonun kasasında fabrikaya giden işçilerin yüzlerine yansımıştı. Soğuk havayı iliklerinde hissediyorlar, amaçsız yürüyen bir sürü gibi birbirlerine sokuluyorlardı. Arada bir parlayan sigarlarının közü, onları ısıtmaya yetiyordu sanki. Fabrikanın önüne vardıklarında, kamyon bir canavar misali son bir kez daha homurdanarak durdu. Kasanın kapağı açıldı ve işçiler, inşaat için taşınmış bir kum gibi, isteksiz bir şekilde aşağı indiler. Bugün çok daha isteksizdiler çalışmaya. Büyük bir gerilim vardı. Herkes farkındaydı. Bir işaret, çağrı yapılmadan bir araya toplandı herkes. - Ne yapacağız? - Bilmiyorum? - Benim bu işe ikinci girişim. Yine bırakacağım böyle giderse. - Her ay birleri giriyor, birileri çıkıyor. - Bu zamanda iş mi var? Mecburuz çalışmaya. - İyi de para almadan, karşılığını almadan çalışmaya çalışma mı denir? “Haklısın, haklısın…” diye bir uğultu yükseldi kalabalıktan. - Bırakalım işi; kimi çalıştırırlarsa çalıştırsınlar. - İyi de dedim ya demin; benim bu işe ikinci girişim. Biz çıkıyoruz, bir süre sonra geçinemeyince yine biz giriyoruz. Bir başka çözümü olmalı bu işin. - Sen ne diyorsun Ahmet. Herkes bir anda Ahmet’ e doğru döndü. Görünüşte en bilinçlileriydi Ahmet. Yaşadığı olaylardan dolayı tüm işçiler ondan korkuyor ve anlaşılmaz bir saygı duyuyorlardı. Bundan 4-5 yıl önce köyünde yaşarken tutuklanmıştı. Suçu dağdan gelenlere yardım etmekti. Bir süre tutuklu kaldı. Fakat çok geçmeden suçsuz olduğu anlaşıldı. Serbest bırakıldı. Bir süre büyük şehre gitti; zira artık rahat edemezdi köyünde. Etrafındaki insanlar korku ile bakıyordu. Hiçbir şey eskisi gibi değildi. Fakat büyük şehirde de tutunamadı. Girdiği her işte, çoğunlukla bilinçsizce ve sadece politik bir suçlu olduğu sanılarak işçi önderliği yaptı. Dolayısıyla atılması da uzun sürmedi. Eşi ve çocukları ile geri geldi. İlçenin tek fabrikasında işe girdi. Aynı korkular burada da karşısına çıktı. Fakat bu korku nedensiz bir saygı da getiriyordu. İnsanlar birçok kez onun ağzına bakıyordu. Ama nafile her şeyin bir hayal olduğunun anlaşılması çok sürmedi. Ahmet yüksek bir sesle: “Yok arkadaş, ben çok bedel ödedim. Parasız marasız çalışacağım. Hem hiç para vermiyorlar değil ya! Yok da vermiyorlar; olsa verirlerdi. Onlarda insan sonuçta. Doğru olan bu muydu? Tüm yaşadıkları sonucunda bu fikri mi üretebildi? - İyi de Ahmet bu yıllardır böyle. Ne kadar para aldın şimdiye kadar? Bizim bu çalıştıklarımız nereye gidiyor hiç soruyor musun kendine? Madem para kazanamıyorlar niye bu işi sürdürüyorlar öyleyse. Emeğimiz onurumuzdu hani? - Ben bilmem arkadaş. Bugün vermezlerse yarın verirler, dedi ve kamyonlarda yığılı duran demir yığınlarının üstüne çıktı herkesin şaşkın bakışları altında. Bir hamle yaptı çelik boruya. Eğilmesi ile haykırması bir oldu: “Belimmm! ”. Çelik bedene hakim geldi. Arkadaşları başına toplandı. Kamyondan aşağı indirdiler onu. Yere yatırmaya çalıştılar. Doğrulamıyordu. Çığlıkları fabrikanın duvarlarını yırtıyordu adeta. İşten sorumlu kişiler geldiler ve eklediler: “Koyun bir arabaya götürün evine. Geri kalanlar da işlerinin başına.”ULAŞIM ADRESLERİ
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Keleştimur: “Genelde kepeği ayrılmış beyaz undan yapılan ekmek tercih ediliyor. Halbuki,kepekli ekmek hem bol miktarda vitamin içeriyor hem de sindirim yollarını rahatlatıyor.Kepekli ekmek, sadece kilo sorunu veya şeker hastalığı gibi rahatsızlıkları olanlar için değil, bir sağlık sorunu olmayan tüm insanlar için faydalıdır.”
Sindirimi kolay olan kepekli ekmeği tercih edenlerin bol miktarda vitamin aldığını da anlatan Prof. Dr. Keleştimur, Türkiye'de ortalama günde kişi başına düşen 350 gram ekmek tüketiminde genellikle kepeği ayrılmış beyaz undan yapılan ekmeğin tercih edildiğini söyledi.
Prof. Dr. Keleştimur, 'kepekli ekmek sağlık açısından daha faydalıdır. Çünkü, sağlık açısından çok faydalı vitaminler içeren buğdayın besin değeri, öğütülme sırasında dış kabuğunun kepek olarak ayrılması nedeniyle azalıyor' dedi. Kepekli ekmeğin neden tercih edilmesi gerektiğini, Keleştimur şu sözlerle açıkladı:
'Buğday, sağlık açısından yararlı olan B2 ve B6 vitaminleri ile niyasin, folik asit, demir ve çinko içeriyor. Bu maddelerin daha çok yoğunlaştığı kısım olan buğdayın dış kabuğu, un yapımı sırasında ayrıştırılıyor ve bu yüzden ekmeğin besin değeri düşüyor. Bu nedenle, beyaz ekmek yerine kepekli ekmeğin tercih edilmesi daha sağlıklı'.
Prof. Dr. Keleştimur, 'kepekli ekmeği, şeker hastaları,kilo sorunu olanlar, mide ve bağırsak rahatsızlığı olanlar tarafından daha çok tercih edilmesi gerekiyor' dedi.
Rejim yapanlar tarafından daha çok tercih edilen kepekli ekmeğin herkes tarafından tüketilmesi öneriliyor.
siyasilerin ekonomi kriteri, birde fiyatını bilemeyince çok ayıplanıyorsunuz :-) eve ekmeği siz almıyorsanız arada bir fiyatını sorup öğrenmenizde fayda var.
Okul parasını biriktirebilmek için bir haftadır fırında çalışıyorum ve günde 9000 adet ekmek elimden geçiyor Ellerimde ve kollarımda bi sürü yara ve yanık izi oluştu ekmek bana şuna anımsatıyor hayatın zorlugunu bir şeyler elde edebilmek için yaptıklarınızı örnegin şimdi işe gidiyorum ve saat 3:00 te iş başı yapıyorum aralıksız 9 saat boyunca ekmek çıkartıyorum ve en önemlisi yaptıgım işin sonucunda birçoık insanın karnını doyurdugunu ve bana karşı bi saygı beslediklerini bilmek oluyor
Fırından çıkması için bekledikten sonra eve gelene kadar kenerlarından koparılan,evde ise arasına tereyağı sürülerek tadına varılan,undan yapılan başlıca yiyecek.Canım çekti sabah 05:00'i beklemem gerek..
bahar ve ekmek cagrıstırdı kelımeler nedır
Ekmek herkese yetecekti aslında. Tarlaya karga dadandı, ambara fare, fırına arsız, memlekete hırsız.
illa yemek ve doymak için değildir ekmek
ekmek kültürdür, ekmek paylaşmaktır, ekmek emektir,
bir annenin tandır başında cefasıdır ve bir babanın fırın sırasında dakikalarca beklemesidir, bir çocuğun ekmeği aldıktan sonra tatlı bir telaş içinde evine giderken şöyle ucundan keserek ısrmasıdır sanki hiç bu kadar lezetli bir şey yememiş gibi.......
sabahları işe giderken Bursa'da belediyeden ekmek alırdık sıcacık hem ucuz hem lezetliydi ama herkesin tandır ekmeğini tatmasını isterdim...........
ekmek şarap sen ve ben..
bir de sabahın dördü..mükemmel ortam, muhteşem dörtlü daha ne olsun! !
haa! bir de;
...bu mümkünse :)
ekmek gibisi yok ne yersem yiyeyim ekmeksiz doymuyorum şükürler olsun ki bulup yiyebiliyoruz....
birde ekmeğin evde taze taze mis kokulu yapılanı gibisi yoktur hergün taze taze yapıp yiyorum şükür :))
ekmek 'nan' demektir. nan sebebler alemindeki nimetler (karşılıksız verilenler) anlamındadır. Buna göre ekmek kişiye göre için iş, aş, mal-mülk veya her türlü dünyalık olarak düşünülebilir.
Önce ekmekler bozuldu.'Oktay Akbal'ın kitabı'
Daha sonra et koktu,sonra da tuz
Batsın bu dünya'Orhan Baba'
Ekmek yararlıdır ne olursa olsun tüketilmeden yaşanılamaz.
Zira içeğindeki karbonhidrat oranının yüksek olması sonucunda, hafızayı güçlendirme görevi vardır...
En zararlı dört beyazdan birisi,Diğerleri,Şeker,tuz ve sigaradır.
Ekmekle(tahıl) ,beslenen insanların yaşadığı yerde yoksulluk,yoksunluk,hastalık vardır.
Önce, ekmekler bozuldu.Oktay Akbal'in kitabı.
EKMEK
Ekmek üç yüz
Ekmemek bedava!
Onur BİLGE
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=42021&siir=0&sira=896&order=baslik
EKMEĞİ YAPAN MAYASI, KIZI GELİN EDEN ANASIDIR
EKMEK ASLANIN AĞZINDA.. herkes ekmek derdinde..
ve ne ekersen onu biçersin..buda böle bir ekmek...
Ekmek...Her şey Uğruna milyar insanın savaş verdiği olmazsa olmaz gereksinimlerden
istanbul'da 70 krş :)
Ekmek ve Emek
Her gün dünyayı yeniden yaratan işçilere…
Gökyüzü hiç güzel olmadı burada, her daim kasvetli, her daim soğuk. Havadaki bu kasvet kamyonun kasasında fabrikaya giden işçilerin yüzlerine yansımıştı. Soğuk havayı iliklerinde hissediyorlar, amaçsız yürüyen bir sürü gibi birbirlerine sokuluyorlardı. Arada bir parlayan sigarlarının közü, onları ısıtmaya yetiyordu sanki.
Fabrikanın önüne vardıklarında, kamyon bir canavar misali son bir kez daha homurdanarak durdu. Kasanın kapağı açıldı ve işçiler, inşaat için taşınmış bir kum gibi, isteksiz bir şekilde aşağı indiler.
Bugün çok daha isteksizdiler çalışmaya. Büyük bir gerilim vardı. Herkes farkındaydı. Bir işaret, çağrı yapılmadan bir araya toplandı herkes.
- Ne yapacağız?
- Bilmiyorum?
- Benim bu işe ikinci girişim. Yine bırakacağım böyle giderse.
- Her ay birleri giriyor, birileri çıkıyor.
- Bu zamanda iş mi var? Mecburuz çalışmaya.
- İyi de para almadan, karşılığını almadan çalışmaya çalışma mı denir?
“Haklısın, haklısın…” diye bir uğultu yükseldi kalabalıktan.
- Bırakalım işi; kimi çalıştırırlarsa çalıştırsınlar.
- İyi de dedim ya demin; benim bu işe ikinci girişim. Biz çıkıyoruz, bir süre sonra geçinemeyince yine biz giriyoruz. Bir başka çözümü olmalı bu işin.
- Sen ne diyorsun Ahmet.
Herkes bir anda Ahmet’ e doğru döndü. Görünüşte en bilinçlileriydi Ahmet. Yaşadığı olaylardan dolayı tüm işçiler ondan korkuyor ve anlaşılmaz bir saygı duyuyorlardı.
Bundan 4-5 yıl önce köyünde yaşarken tutuklanmıştı. Suçu dağdan gelenlere yardım etmekti. Bir süre tutuklu kaldı. Fakat çok geçmeden suçsuz olduğu anlaşıldı. Serbest bırakıldı. Bir süre büyük şehre gitti; zira artık rahat edemezdi köyünde. Etrafındaki insanlar korku ile bakıyordu. Hiçbir şey eskisi gibi değildi.
Fakat büyük şehirde de tutunamadı. Girdiği her işte, çoğunlukla bilinçsizce ve sadece politik bir suçlu olduğu sanılarak işçi önderliği yaptı. Dolayısıyla atılması da uzun sürmedi. Eşi ve çocukları ile geri geldi. İlçenin tek fabrikasında işe girdi. Aynı korkular burada da karşısına çıktı. Fakat bu korku nedensiz bir saygı da getiriyordu. İnsanlar birçok kez onun ağzına bakıyordu. Ama nafile her şeyin bir hayal olduğunun anlaşılması çok sürmedi.
Ahmet yüksek bir sesle: “Yok arkadaş, ben çok bedel ödedim. Parasız marasız çalışacağım. Hem hiç para vermiyorlar değil ya! Yok da vermiyorlar; olsa verirlerdi. Onlarda insan sonuçta.
Doğru olan bu muydu? Tüm yaşadıkları sonucunda bu fikri mi üretebildi?
- İyi de Ahmet bu yıllardır böyle. Ne kadar para aldın şimdiye kadar? Bizim bu çalıştıklarımız nereye gidiyor hiç soruyor musun kendine? Madem para kazanamıyorlar niye bu işi sürdürüyorlar öyleyse. Emeğimiz onurumuzdu hani?
- Ben bilmem arkadaş. Bugün vermezlerse yarın verirler, dedi ve kamyonlarda yığılı duran demir yığınlarının üstüne çıktı herkesin şaşkın bakışları altında. Bir hamle yaptı çelik boruya. Eğilmesi ile haykırması bir oldu: “Belimmm! ”. Çelik bedene hakim geldi.
Arkadaşları başına toplandı. Kamyondan aşağı indirdiler onu. Yere yatırmaya çalıştılar. Doğrulamıyordu. Çığlıkları fabrikanın duvarlarını yırtıyordu adeta.
İşten sorumlu kişiler geldiler ve eklediler: “Koyun bir arabaya götürün evine. Geri kalanlar da işlerinin başına.”ULAŞIM ADRESLERİ
İKTİDARBİZİ[email protected]
PATİ[email protected]
HARAMİ[email protected]
FABRİ[email protected]
HALKBARİKATİ@HOTMAİL.COM
KALAN@DERSİMLİYİZ.BİZ
[email protected]
E-POSTA.İNTEK@HOTMAİL.COM
SAGAZADİ@HOTMAİL.COM
UZUNYOLDAPATİKA@HOTMAİL.COM
KARABARİKATLAR@HOTMAİL.COM
[email protected]
yimeden karnımın doyduğunu hissedemiom yahuuu derdi bı tanıdık :)
-
Ne ekmek ne de su
Sensizlik korkusu
İstemem yeter ki sen
Yanımda ol yeterrr
ekmek çok güzel bir şey karnımızı doyurur
Fırından her aldığımda, kokusundan mest olmuşluğumun etkisiyle eve varmayı bekleyemeden kıtırından koparıp yediğim.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Keleştimur:
“Genelde kepeği ayrılmış beyaz undan yapılan ekmek tercih ediliyor. Halbuki,kepekli ekmek hem bol miktarda vitamin içeriyor hem de sindirim yollarını rahatlatıyor.Kepekli ekmek, sadece kilo sorunu veya şeker hastalığı gibi rahatsızlıkları olanlar için değil, bir sağlık sorunu olmayan tüm insanlar için faydalıdır.”
Sindirimi kolay olan kepekli ekmeği tercih edenlerin bol miktarda vitamin aldığını da anlatan Prof. Dr. Keleştimur, Türkiye'de ortalama günde kişi başına düşen 350 gram ekmek tüketiminde genellikle kepeği ayrılmış beyaz undan yapılan ekmeğin tercih edildiğini söyledi.
Prof. Dr. Keleştimur, 'kepekli ekmek sağlık açısından daha faydalıdır. Çünkü, sağlık açısından çok faydalı vitaminler içeren buğdayın besin değeri, öğütülme sırasında dış kabuğunun kepek olarak ayrılması nedeniyle azalıyor' dedi.
Kepekli ekmeğin neden tercih edilmesi gerektiğini, Keleştimur şu sözlerle açıkladı:
'Buğday, sağlık açısından yararlı olan B2 ve B6 vitaminleri ile niyasin, folik asit, demir ve çinko içeriyor. Bu maddelerin daha çok yoğunlaştığı kısım olan buğdayın dış kabuğu, un yapımı sırasında ayrıştırılıyor ve bu yüzden ekmeğin besin değeri düşüyor. Bu nedenle, beyaz ekmek yerine kepekli ekmeğin tercih edilmesi daha sağlıklı'.
Prof. Dr. Keleştimur, 'kepekli ekmeği, şeker hastaları,kilo sorunu olanlar, mide ve bağırsak rahatsızlığı olanlar tarafından daha çok tercih edilmesi gerekiyor' dedi.
Rejim yapanlar tarafından daha çok tercih edilen kepekli ekmeğin herkes tarafından tüketilmesi öneriliyor.
.... evde yaptığım leziz ekmekler.... cevizlisine bayılıyorum.... :)))
siyasilerin ekonomi kriteri,
birde fiyatını bilemeyince çok ayıplanıyorsunuz :-)
eve ekmeği siz almıyorsanız arada bir fiyatını sorup öğrenmenizde fayda var.
dünyanin en kutsal kelimesi.......bana ilk jan valjan i hatirlatiyor....
çocuk dedesine sorar:
-dede insanlar neden çalışır?
-ekmek parası için oğlum
-peki fırıncılar neden çalışıyor dede
-? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?
alınteriyle kazanılıp temiz ellerle dilimlenmeli..! ! !
Savaş!
ekmek kalori yapar :)) dikkat et kadınlar seni sevmeyebilir.. ama ben minnettarım :))
Okul parasını biriktirebilmek için bir haftadır fırında çalışıyorum
ve günde 9000 adet ekmek elimden geçiyor
Ellerimde ve kollarımda bi sürü yara ve yanık izi oluştu
ekmek bana şuna anımsatıyor
hayatın zorlugunu bir şeyler elde edebilmek için yaptıklarınızı
örnegin şimdi işe gidiyorum ve saat 3:00 te iş başı yapıyorum aralıksız 9 saat boyunca ekmek çıkartıyorum ve en önemlisi yaptıgım işin sonucunda birçoık insanın karnını doyurdugunu ve bana karşı bi saygı beslediklerini bilmek oluyor
BEN OLMAZSAM AÇ KALIRSINIZ BEEE:P
Fırından çıkması için bekledikten sonra eve gelene kadar kenerlarından koparılan,evde ise arasına tereyağı sürülerek tadına varılan,undan yapılan başlıca yiyecek.Canım çekti sabah 05:00'i beklemem gerek..
seviyorum seni...
ekmeği tuza banıp
banıp yer gibi...