Eğer bir şey sizin yarına kalma ihtimalinizi ve yaşama sevincinizi artırıyorsa büyük bir şeydir. Bir çocuğa gülümsemeniz, onu ve sizi mutlu ediyorsa büyük bir şeydir. Eğer bir gül yaprağı üzerinde yuvarlanmadan duran bir çiğ damlasına hayretle, tebessümle bakıyorsanız, bu küçük damla, aslında büyük bir şeydir. ' Üstün Dökmen '
Eğer bir ülkede sanatçılar susma hakkını şu veya bu şekilde kullanmışsa,öldürülen çocuğunun ellerine kına yakarak onu defneden anneyi görmezden gelmişse,o ülkede vicdan ölmüştür ya da o ülkede gerçek anlamda taş yürekli insanlar yaşamaktadır.
eğer istersen gönülden eğer istersen duyarım seni gittiğin şehirlerden, eğer seversen beni gerçekten dönerim sana ben ölümden.. eğer istersen dönerim sana ben dönülmeyenlerden..
Eğer istersen gönülden eğer istersen Duyarım seni gittiğim şehirlerden Eğer seversen beni gerçekten Dönerim sana ben ölümden (kıraÇ) - Eğer “if” kalıbı olduğu için hani tiksinmişliğim var…hazırlıkta elem’ken sınıftan arkadas bütün cümlelerini “if aaaaaaağğğ” (ağğ düşünme payı,uzun düşündüğü için uzuyor) şeklinde kuruyordu…zaten elem olduğu için her türlü zamanlısını-anlamlısını “if zero” ya göre kurardı…yine de çabalarından dolayı kutlamayacagım…(sevmiyorum o kişiyi,zorla mııı) (o beni sevmediği için sevmiorum) - “If i put,you sit(!) “ diye de turkenglish tarzı bişey vardı…(kodum mu oturursun)
Eğer birgün ağlamaklı olursan beni ara, Seni güldüreceğime söz veremem, Fakat ^^seninle birlikte ağlayabilirim^^
Eğer birgün uzaklara kaçmak istersen, Beni aramaktan korkma, Seni durduracağıma söz veremem, Fakat ^^seninle birlikte kaçabilirim^^
Eğer birgün kimseyle konuşmak istemezsen beni ara, Sessiz olacağıma söz veririm. Fakat birgün beni ararda cevap bulamazsan, Hemen beni görmeye gel, Bilki ^^sana ihtiyacım vardır^^
eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse, ...................................................kınama ve ayıplamayı öğrenir... eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse, ...................................................kavga etmeyi öğrenir..... eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa, ...................................................sıkılıp utanmayı öğrenir.... eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla büyütülmüşse, ...................................................kendini suçlamayı öğrenir..... eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse, ...................................................sabırlı olmayı öğrenir...... eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse, ...................................................kendine güven duymayı öğrenir..... eğer bir çocuk övülüp beğenilmişse, ...................................................takdir etmeyi öğrenir..... eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, ...................................................adil olmayı öğrenir..... eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetiştirilmişse, ...................................................inançlı olmayı öğrenir..... eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse, ...................................................kendini sevmeyi öğrenir.... eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse, ...................................................bu dünyada mutlu olmayı insanları sevmeyi öğrenir.....
eğer..içinde şartları barındıran bir sözcüktür..düşünce ve eylemlerimizi ertelemek için,belkide korkaklığımızı gizlemek için arkasına sığındığımız sudan bahanelerdir, eğer..eğer evli olmasaydım seninle dünyanın öbür ucuna dek sürerdi seninle yolculuğumuz...korkunun gizlenmiş hali..
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya, ikincisinde daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar. Çok az şeyi ciddiyetle yapardım. Daha çok riske girerdim, seyahat ederdim daha fazla. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabucumu fırlatır, atardım. Ve sonbahar bitene dek yürürdüm çıplak ayakla...
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde 'Onca ayrılığın birinci dereceden failidir.' denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya, canım ellerini tutmak isterse...
Evet sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer! !
Eğer kamikazinin en tepesinde iken miden bulanır da çıkarırsan, sen aşağıya inene kadar onlar da aşağıya inip suratına yapışır mı? Tamam yaaa sadece soruydu işte....
şayet eğerin sonuçlarını kestirebilse idik,
birçok kötü başlangıçların önüne geçebilirdik...
koşulsuz bir yaşam mümkün olsaydı yaşardım.
eğer her gece yattığında büyülü düşler sana, benden bahsediyorsa. hemen tatlı uykundan uyan, çünkü ben hiç uyuyamam seni düşündüğüm zaman..
Eğer herkes konuşmadan önce düşünmüş olsaydı, ortaya çıkan sessizlik sağır edici olurdu....! !
Eğer iki insan her konuda anlaşıyorsa; emin olabilirsiniz ki düşünen yalnızca bir tanesidir..'
B. Jhonson
Eğer bir şey sizin yarına kalma ihtimalinizi ve yaşama sevincinizi artırıyorsa büyük bir şeydir. Bir çocuğa gülümsemeniz, onu ve sizi mutlu ediyorsa büyük bir şeydir. Eğer bir gül yaprağı üzerinde yuvarlanmadan duran bir çiğ damlasına hayretle, tebessümle bakıyorsanız, bu küçük damla, aslında büyük bir şeydir.
' Üstün Dökmen '
Eğer bir ülkede sanatçılar susma hakkını şu veya bu şekilde kullanmışsa,öldürülen çocuğunun ellerine kına yakarak onu defneden anneyi görmezden gelmişse,o ülkede vicdan ölmüştür ya da o ülkede gerçek anlamda taş yürekli insanlar yaşamaktadır.
Eğer dedi; İngilizler Anadalu konusunda sorumluluğu yüklenmek istiyorlarsa,kendi emirleri altında çalışacak tecrübeli idarecilerle işbirliğine girmek ihtiyacında olacaklardır.
eğer istersen gönülden eğer istersen
duyarım seni gittiğin şehirlerden,
eğer seversen beni gerçekten
dönerim sana ben ölümden..
eğer istersen
dönerim sana ben dönülmeyenlerden..
Eğer:
Koşul anlamını pekiştirmek,güçlendirmek için koşullu cümlelerin başına getirilen kelimedir.Şayet..............
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer....
Can Yücel
Eger bir masal perisi girerse rüyalarina
Öldü dersin gül güzeli
Tılsımını kaybetti...
ya umutlar biterse...
Eğer istersen gönülden eğer istersen
Duyarım seni gittiğim şehirlerden
Eğer seversen beni gerçekten
Dönerim sana ben ölümden
(kıraÇ)
-
Eğer “if” kalıbı olduğu için hani tiksinmişliğim var…hazırlıkta elem’ken sınıftan arkadas bütün cümlelerini “if aaaaaaağğğ” (ağğ düşünme payı,uzun düşündüğü için uzuyor) şeklinde kuruyordu…zaten elem olduğu için her türlü zamanlısını-anlamlısını “if zero” ya göre kurardı…yine de çabalarından dolayı kutlamayacagım…(sevmiyorum o kişiyi,zorla mııı) (o beni sevmediği için sevmiorum)
-
“If i put,you sit(!) “ diye de turkenglish tarzı bişey vardı…(kodum mu oturursun)
hâriçten eğer olsa temaşasına imkân
Müdhiş görünür heykel-i müsta'ceb-i âlem
Almış yükünü şöyle ki seyrinde halelsiz
Bir zerre dahi kaldıramaz merkeb-i âlem
Ebnâ-yı beşerde kalacak mı bu muâdât
Bilmem ne zaman doğrulacak mezheb-i âlem
Her safhada bir şekl-i hakikat eder ibraz
Her gün çevirir bir varaka makleb-i âlem
Bin ders-i maârif okunur her varakında
Yârab ne güzel mekteb olur mekteb-i âlem
Bu cism-i kesifin neresi merkez-i kuvvet
Yârab ne matıyeyle gezer kâlib-i âlem
ziya paşa terkib-i bendim 2. hânesi...
''Olsa istidad-ı arif, kabil-i idrak-i vahy
Emr-i Hak irsaline her zerredir bir Cebrail..'' Fuzuli
aaaaah Fuzuli ah...
fuzuli işlerden fırsat bulsaydık eğer,
anlayacaktık belki biz de birşeyler...? ?
Eğer birgün ağlamaklı olursan beni ara,
Seni güldüreceğime söz veremem,
Fakat ^^seninle birlikte ağlayabilirim^^
Eğer birgün uzaklara kaçmak istersen,
Beni aramaktan korkma,
Seni durduracağıma söz veremem,
Fakat ^^seninle birlikte kaçabilirim^^
Eğer birgün kimseyle konuşmak istemezsen beni ara,
Sessiz olacağıma söz veririm.
Fakat birgün beni ararda cevap bulamazsan,
Hemen beni görmeye gel,
Bilki ^^sana ihtiyacım vardır^^
eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,
...................................................kınama ve ayıplamayı öğrenir...
eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,
...................................................kavga etmeyi öğrenir.....
eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,
...................................................sıkılıp utanmayı öğrenir....
eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla büyütülmüşse,
...................................................kendini suçlamayı öğrenir.....
eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse,
...................................................sabırlı olmayı öğrenir......
eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse,
...................................................kendine güven duymayı öğrenir.....
eğer bir çocuk övülüp beğenilmişse,
...................................................takdir etmeyi öğrenir.....
eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,
...................................................adil olmayı öğrenir.....
eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetiştirilmişse,
...................................................inançlı olmayı öğrenir.....
eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,
...................................................kendini sevmeyi öğrenir....
eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,
...................................................bu dünyada mutlu olmayı insanları sevmeyi öğrenir.....
Doroty L. Nolte
Eğer bir gün karşılaşırsak, sadece yürekli ol ve gözlerimin içine bak...
eğer..içinde şartları barındıran bir sözcüktür..düşünce ve eylemlerimizi ertelemek için,belkide korkaklığımızı gizlemek için arkasına sığındığımız sudan bahanelerdir, eğer..eğer evli olmasaydım seninle dünyanın öbür ucuna dek sürerdi seninle yolculuğumuz...korkunun gizlenmiş hali..
eğemez..
.... sevdayı yüklemişsen omuzlarına, yokluğunda çekmeyi de bileceksin. Madem gözleri deniz gibi, git gözlerini denizde dinlendir.
(bknz) Ne diyor şair: YALNIZIM ÇÜNKÜ SEN VARSIN
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya, ikincisinde daha çok hata
yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar.
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Daha çok riske girerdim, seyahat ederdim daha fazla.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabucumu fırlatır, atardım.
Ve sonbahar bitene dek yürürdüm çıplak ayakla...
J.L.Borges
yalan sölediğinizde,hala yüzünüzün kızarmasına,kalbinizin sızlamasına engel olamıyosanız...ne mutlu size!
bileydim layık olmadığını, yürür müydüm yollarında? ?
gidersem, benimle gelirmisin..
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiç bir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp,
göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namuzsuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında
bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde
'Onca ayrılığın birinci dereceden failidir.' denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde
amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse...
Evet sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
tanıklık etmiş olmasalardı eğer! !
Can Yücel.
eğer,eğer takarsam sevdama:eğer,eğersızlesirse gözlerin:eğer,eğerlenirse özlemin, git! !
Eğer kamikazinin en tepesinde iken miden bulanır da çıkarırsan, sen aşağıya inene kadar onlar da aşağıya inip suratına yapışır mı?
Tamam yaaa sadece soruydu işte....
şimdi uyusaydım rüyamda ne görürdüm acep?