B U R K E Edmund der ki: * Boş inançlar, cılız akıllıların dinleridir. * Düşünmeden okumak, hazmetmeden yemeye benzer. * Sempati, kalbin aşktan sonra gelen en kutsal duygusudur. * Mantıksız ve erdemsiz özgürlük nedir? Kötülüklerin en büyüğü. * Kötülüğün hâkim olması için tek şart, iyilerin hiçbir şey yapmamalarıdır. * Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayın, kapılsanız bile ümitsizlik içinde de çalışın. * Kötülüğün muzaffer olabilmesi için biricik şart, iyi insanların hiçbir şey yapmamasıdır. * Kimse az şey yapabildiği için hiçbir şey yapmayan kişiden daha büyük bir hata yapamaz. * Hırsların sonuna erişmek gökkuşağının ucuna erişmeye benzer. Biz onlara ulaşmaya çalışırken onlar kaçar gider. * Tavırlar kanunlardan önemlidir. Tavırlar; daima, sürekli, içinde yaşadığımız hava gibi, fark edilmeksizin; kızdırır ve sakinleştirir, yozlaştırır ve saflaştırır, barbarlaştırır ve inceltir. (NOT: Doğumu Miladi. 1729 – Ölümü Miladi. 1797) Edmund Börk diye okunur. İngiltere Avam Kamarası’nda uzun yıllar milletvekilliği yapmış İrlandalı-İngiliz siyaset adamı, yazar, hatip, siyaset kuramcısı, filozof. Burke Protestan bir baba ve Katolik bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1782’de kısmi reformu kabul ettirmeyi başardı, böylece birçok kraliyet memurunun bağışıklıklarını kaldırtmış oldu, İngiliz siyasetini az çok güçlendirmiş ve monarşi etkisine şiddetli bir darbe vurdu. 1790’da Fransız ihtilali patlak verince buna karşı çıktı ve bir eserle (Fransız İhtilali Üzerine Düşünceler) halkın ayaklanmasını yerdi. Özellikle Fransız ihtilali’ne karşı olmasıyla ve Kuzey Amerika’daki İngiliz sömürgelerinin bağımsızlık hareketine verdiği destekle hatırlanır. Fransız İhtilali karşıtlığı, tarihteki en ünlü muhafazakâr siyasetçilerden biri haline gelmesini sağlamış, Anglo-Amerikan muhafazakârlığının babası olarak anılmasına neden olmuştur. Burke estetik üzerine felsefi çalışmalar da yaptı ve Annual Register adlı siyasi dergiyi çıkardı. Fransız İhtilali Üzerine Düşünceler adlı eserinde bu ihtilale ciddi eleştiriler getirdi. Önceleri şüpheyle karşılansa da, ihtilal sonrası Fransa’da Burke'ün öngördüğü şekilde karışıklıklar olması ve şiddet kullanılması üzerine, eser yaygınlaşan bir kabul gördü. Burke “Liberal” bir Muhafazakârdır. Toplumsal reformların evrimsel bir süreçte yapılması gerektiğini söylüyor, ancak devrimsel, topyekûn değişim planlarına karşı çıkıyordu. Bu açıdan, Joseph de Maistre gibi statik bir düzen savunan otokratik kıta Avrupası düşünürlerinden farklıdır.
Adam Smith, iktisat konusunda Burke ile tamamen aynı görüşte olduklarını yazdı. Burke'ün fikirleri, Friedrich Hayek ve Karl Popper gibi 20.yy'ın önemli Liberal- Muhafazakâr düşünürleri üzerinde etkili oldu. Winston Churchill, onu tiranlığa karşı savaşan ve toplumu farklı uçlardan gelen aşırı eğilimlere karşı savunan bir düşünür olarak tasvir etti. Öte yandan, Burke, Karl Marx gibi devrimci sol siyasetçiler tarafından kıyasıya eleştirildi. Kaynaklar: 1) Genel Kültür Ansiklopedisi… 2) Ana Britanica… 3) Temel Britanica… 4) Meydan Larousse… 5) Wikipedia, the free encyclopedia…6) Thema Larousse
Gerçekte ise 'Aydınlanma' Batı'ya hiç de olumlu şeyler getirmemiştir. Aydınlanma'nın en önemli ayağı Fransa'da yaşanmıştır ve bu süreçten sonra gelen Fransız Devrimi, ülkeyi bir kan gölüne çevirmiştir. Bugün aydınlanmacı literatürde Fransız Devrimi övülerek anlatılır, oysa devrim Fransa'ya çok şey kaybettirmiş, 20. yüzyıla kadar sürecek olan sosyal çatışmaları başlatmıştır. Ünlü İngiliz düşünür Edmund Burke'ün Fransız Devrimi ve Aydınlanma dönemi hakkındaki analizleri bu konuda oldukça yol göstericidir. Burke, 1790'da yayınladığı Reflections on the French Revolution (Fransız Devrimi Hakkında Düşünceler) adlı ünlü eserinde, gerek Aydınlanma fikrini gerekse onun meyvesi olan Fransız Devrimi'ni eleştirmekte, bu hareketlerin toplumu birarada tutan din, ahlak, aile yapısı gibi temel değerleri parçaladığını, teröre ve anarşiye zemin hazırladığını vurgulamakta, Aydınlanma'yı 'insan aklının parçalayıcı bir hareketi' olarak nitelemektedir.
(Pocock, in; Edmund Burke, Reflections on the Revolution in France, 1987, sy. 33-38)
B U R K E Edmund der ki:
* Boş inançlar, cılız akıllıların dinleridir.
* Düşünmeden okumak, hazmetmeden yemeye benzer.
* Sempati, kalbin aşktan sonra gelen en kutsal duygusudur.
* Mantıksız ve erdemsiz özgürlük nedir? Kötülüklerin en büyüğü.
* Kötülüğün hâkim olması için tek şart, iyilerin hiçbir şey yapmamalarıdır.
* Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayın, kapılsanız bile ümitsizlik içinde de çalışın.
* Kötülüğün muzaffer olabilmesi için biricik şart, iyi insanların hiçbir şey yapmamasıdır.
* Kimse az şey yapabildiği için hiçbir şey yapmayan kişiden daha büyük bir hata yapamaz.
* Hırsların sonuna erişmek gökkuşağının ucuna erişmeye benzer. Biz onlara ulaşmaya çalışırken onlar kaçar gider.
* Tavırlar kanunlardan önemlidir. Tavırlar; daima, sürekli, içinde yaşadığımız hava gibi, fark edilmeksizin; kızdırır ve sakinleştirir, yozlaştırır ve saflaştırır, barbarlaştırır ve inceltir.
(NOT: Doğumu Miladi. 1729 – Ölümü Miladi. 1797) Edmund Börk diye okunur. İngiltere Avam Kamarası’nda uzun yıllar milletvekilliği yapmış İrlandalı-İngiliz siyaset adamı, yazar, hatip, siyaset kuramcısı, filozof. Burke Protestan bir baba ve Katolik bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
1782’de kısmi reformu kabul ettirmeyi başardı, böylece birçok kraliyet memurunun bağışıklıklarını kaldırtmış oldu, İngiliz siyasetini az çok güçlendirmiş ve monarşi etkisine şiddetli bir darbe vurdu. 1790’da Fransız ihtilali patlak verince buna karşı çıktı ve bir eserle (Fransız İhtilali Üzerine Düşünceler) halkın ayaklanmasını yerdi.
Özellikle Fransız ihtilali’ne karşı olmasıyla ve Kuzey Amerika’daki İngiliz sömürgelerinin bağımsızlık hareketine verdiği destekle hatırlanır. Fransız İhtilali karşıtlığı, tarihteki en ünlü muhafazakâr siyasetçilerden biri haline gelmesini sağlamış, Anglo-Amerikan muhafazakârlığının babası olarak anılmasına neden olmuştur. Burke estetik üzerine felsefi çalışmalar da yaptı ve Annual Register adlı siyasi dergiyi çıkardı.
Fransız İhtilali Üzerine Düşünceler adlı eserinde bu ihtilale ciddi eleştiriler getirdi. Önceleri şüpheyle karşılansa da, ihtilal sonrası Fransa’da Burke'ün öngördüğü şekilde karışıklıklar olması ve şiddet kullanılması üzerine, eser yaygınlaşan bir kabul gördü.
Burke “Liberal” bir Muhafazakârdır. Toplumsal reformların evrimsel bir süreçte yapılması gerektiğini söylüyor, ancak devrimsel, topyekûn değişim planlarına karşı çıkıyordu. Bu açıdan, Joseph de Maistre gibi statik bir düzen savunan otokratik kıta Avrupası düşünürlerinden farklıdır.
Adam Smith, iktisat konusunda Burke ile tamamen aynı görüşte olduklarını yazdı. Burke'ün fikirleri, Friedrich Hayek ve Karl Popper gibi 20.yy'ın önemli Liberal- Muhafazakâr düşünürleri üzerinde etkili oldu. Winston Churchill, onu tiranlığa karşı savaşan ve toplumu farklı uçlardan gelen aşırı eğilimlere karşı savunan bir düşünür olarak tasvir etti.
Öte yandan, Burke, Karl Marx gibi devrimci sol siyasetçiler tarafından kıyasıya eleştirildi.
Kaynaklar: 1) Genel Kültür Ansiklopedisi… 2) Ana Britanica… 3) Temel Britanica… 4) Meydan Larousse… 5) Wikipedia, the free encyclopedia…6) Thema Larousse
Fransiz ihtilanin gercek yuzunu ortaya cikartmistir ve cok etkileyeci sozleri vardir (Okuyani muhafazakar edecek kadar gucludur :)
ingiliz Muhafazakar (Conservative) partisinin dusunce ve fikir temelerini atan ve saglamlastiran dusunur.
Gerçekte ise 'Aydınlanma' Batı'ya hiç de olumlu şeyler getirmemiştir. Aydınlanma'nın en önemli ayağı Fransa'da yaşanmıştır ve bu süreçten sonra gelen Fransız Devrimi, ülkeyi bir kan gölüne çevirmiştir. Bugün aydınlanmacı literatürde Fransız Devrimi övülerek anlatılır, oysa devrim Fransa'ya çok şey kaybettirmiş, 20. yüzyıla kadar sürecek olan sosyal çatışmaları başlatmıştır. Ünlü İngiliz düşünür Edmund Burke'ün Fransız Devrimi ve Aydınlanma dönemi hakkındaki analizleri bu konuda oldukça yol göstericidir. Burke, 1790'da yayınladığı Reflections on the French Revolution (Fransız Devrimi Hakkında Düşünceler) adlı ünlü eserinde, gerek Aydınlanma fikrini gerekse onun meyvesi olan Fransız Devrimi'ni eleştirmekte, bu hareketlerin toplumu birarada tutan din, ahlak, aile yapısı gibi temel değerleri parçaladığını, teröre ve anarşiye zemin hazırladığını vurgulamakta, Aydınlanma'yı 'insan aklının parçalayıcı bir hareketi' olarak nitelemektedir.
(Pocock, in; Edmund Burke, Reflections on the Revolution in France, 1987, sy. 33-38)