Edmond Rostand, öyle bir kahraman yaratmış ki,kahramanının ismi kendi isminin önüne geçmiş:'Cyrano de Bergerac'.Artık Rostand'Bergerac'ta 'yaşıyor.Özetle: 'Cyrano,çok zeki,yetenekli, duygusal bir adamdır ve genç- güzel kuzeni Roxane'a aşıktır.İyi bir silahşör,iyi bir hatip,iyi bir şair,kıvrak bir zekaya sahip Cyrano'nun istediği kızı elde etmesi kolay gibi görünmektedir. Oysa ki kendisine göre çok ciddi bir kusuru vardır'o da kocaman bir burun'.Sürekli espri konusu olan bu burun Cyrano'nun,Roxane'a açılmasını engellemektedir.Cyrano burnu yüzünden,Roxane'ın onu beğenmeyeceğine o kadar emindir ki; Roxane'a da fikrini sormak aklına bile gelmez ve ona kendisini sevmesi için bir şans bile tanımaz. -Bu bir oyun belki ama yaşamımız da kendine ve sevdiğine şans tanımayanlarla dolu değil mi? - Ama Cyrano'nun içindeki duygular öylesine yoğundur ki bunu bir şekilde ifade etmeli ve dışarı yansıtmalıdır.O da,Roxane'a, genç ve yakışıklı Christian'ın ağzından,tadına doyulmaz,şairane aşk mektupları yazar.Oysa Christian iki kelimeyi bile bir araya getiremeyen sıradan bir delikanlıdır ve Roxane'ı da o sıradan,naif duygularıyla sevmektedir.Gerçekte Christian'ın, kültürlü,duygulu ve idealist Roxane'a verebileceği fazla bir şey yoktur.Roxane Christian'a mektupları yüzünden aşık olmuştur; o mektuplarda ifade edilen aşk,öylesine derin ve öylesine gerçektir ki...Christian, Cyrano'nun aşkının derinliğini ve Roxane'ın kendisine yönelen aşkının,gerçek sahibinin Cyrano olduğunu anlar; Roxane'a gerçeği söylemeye karar verir.Ama ne yazık ki kısa sürede cephede hayatını kaybeder.Christian'la birlikte,Cyrano ve Roxane'ın yaşama olasılıkları olan mutlulukları da ölmüştür.' Ne yazık ki gündelik yaşamınızda kolay kolay Christian gibi dürüst insanlarla karşılaşmayabilirsiniz.Kendi aşkınıza kendiniz sahip çıkın,olasılıklara,rüyalara bırakmayın.Gerçi bugün kaçımızın Cyrano kadar özverili ve karşılıksız aşık olmaya gücü var? Ya da kaçımızın Roxane gibi,sırf mektuplarına aşık olduğumuz sevgilimizi ölünceye kadar sevmeye sabrımız var? Hatta yalnızca kaçımızın gerçekten aşık olmaya cesareti var? ..
Edmond Rostand, öyle bir kahraman yaratmış ki,kahramanının ismi kendi isminin önüne geçmiş:'Cyrano de Bergerac'.Artık
Rostand'Bergerac'ta 'yaşıyor.Özetle:
'Cyrano,çok zeki,yetenekli, duygusal bir adamdır ve genç- güzel kuzeni Roxane'a aşıktır.İyi bir silahşör,iyi bir hatip,iyi bir şair,kıvrak bir zekaya sahip Cyrano'nun istediği kızı elde etmesi kolay gibi görünmektedir. Oysa ki kendisine göre çok ciddi bir kusuru vardır'o da kocaman bir burun'.Sürekli espri konusu olan bu burun Cyrano'nun,Roxane'a açılmasını engellemektedir.Cyrano burnu yüzünden,Roxane'ın onu beğenmeyeceğine o kadar emindir ki; Roxane'a da fikrini sormak aklına bile gelmez ve ona kendisini sevmesi için bir şans bile tanımaz.
-Bu bir oyun belki ama yaşamımız da kendine ve sevdiğine şans tanımayanlarla dolu değil mi? -
Ama Cyrano'nun içindeki duygular öylesine yoğundur ki bunu bir şekilde ifade etmeli ve dışarı yansıtmalıdır.O da,Roxane'a, genç ve yakışıklı Christian'ın ağzından,tadına doyulmaz,şairane aşk mektupları yazar.Oysa Christian iki kelimeyi bile bir araya getiremeyen sıradan bir delikanlıdır ve Roxane'ı da o sıradan,naif duygularıyla sevmektedir.Gerçekte Christian'ın, kültürlü,duygulu ve idealist Roxane'a verebileceği fazla bir şey yoktur.Roxane Christian'a mektupları yüzünden aşık olmuştur; o mektuplarda ifade edilen aşk,öylesine derin ve öylesine gerçektir ki...Christian, Cyrano'nun aşkının derinliğini ve Roxane'ın kendisine yönelen aşkının,gerçek sahibinin Cyrano olduğunu anlar; Roxane'a gerçeği söylemeye karar verir.Ama ne yazık ki kısa sürede cephede hayatını kaybeder.Christian'la birlikte,Cyrano ve Roxane'ın yaşama olasılıkları olan mutlulukları da ölmüştür.'
Ne yazık ki gündelik yaşamınızda kolay kolay Christian gibi dürüst insanlarla karşılaşmayabilirsiniz.Kendi aşkınıza kendiniz sahip çıkın,olasılıklara,rüyalara bırakmayın.Gerçi bugün kaçımızın Cyrano kadar özverili ve karşılıksız aşık olmaya gücü var? Ya da kaçımızın Roxane gibi,sırf mektuplarına aşık olduğumuz sevgilimizi ölünceye kadar sevmeye sabrımız var? Hatta yalnızca kaçımızın gerçekten aşık olmaya cesareti var? ..
buyuk bir yazar
yasadigi evi sahsen gordum muhtesem
hele o buyuk bahcesi
zevkli insanmis